Mücadelemizin Genel Esasları
1. Bu aşamada çalışmalarımızın iki boyutu olduğu sır değildir:
Birincisi askeri, ikincisi tebliğ ve propaganda boyutudur.
2. Askeri çalışmalar öncelikle küresel küfrün başı olan Amerika ve müttefiki İsrail’i, sonrasında ise ülkelerimizi yöneten yerel müttefiklerini hedef alır.
a. Amerika’yı hedef almanın amacı gücünü tüketmek ve eski Sovyetler Birliği’nin kaderiyle karşılaşması için askeri, insani ve iktisadi kayıpların altında ezilerek kan kaybından ölmesini sağlamaktır. Bunun neticesinde topraklarımız üzerindeki hakimiyeti zayıflayacak ve müttefikleri birbiri ardınca düşecektir.
Arap dünyasındaki devrimler Amerikan nüfuzunun zayıfladığını ortaya çıkardı. Afganistan ve Irak’ta mücahidlerin eliyle aralıksız darbeler alan ve Eylül 2001’den beri iç güvenliğine dair sürekli tehditlerle karşılaşan Amerika, Müslüman ülkelerdeki baskıdan kurtulmak için ileri karakollar kurmaya karar verdi. Ancak hadiseler temsilcilerinin yüzünde patladı. Allah’ın izniyle gelecek aşama dünya meselelerinde Amerikan nüfuzunun daha da azaldığına ve Amerika’nın kendi kabuğuna geri çekildiğine şahit olacak ve hükümetlerdeki temsilcileri ile müttefiklerini de zayıflatacaktır.
b. Amerika’nın temsilcileri yerden yere değişmektedir. Bu konuda temel prensip kendileri ile çatışmanın kaçınılmaz olduğu ülkeler hariç onlarla savaşmaktan uzak durmaktır.
Mesela Afganistan’da onlara karşı mücadele Amerika’ya karşı verilen savaşın bir parçasıdır.
Pakistan’da onlara karşı mücadele etmek Afganistan’ı Amerikan işgalindan kurtarmak için verilen savaşı tamamlamaktır, daha sonra ise Pakistan’daki mücahidler için güvenli bir sığınak vazifesi görecek ve Pakistan’da İslami sistemin kurulması için verilecek mücadelede başlangıç noktası olarak kullanılacak bölgeler oluşturma amacını taşımaktadır.
Irak’ta onlara karşı verilen mücadele Sünni topraklarını Amerika’nın Safevi (Şii) varislerinden kurtarma amacını taşımaktadır.
Amerikan varlığının ihmal edilebilir ve belirsiz olduğu Cezayir’de sisteme karşı verilen mücadele sistemi zayıflatmak, Cihadi nüfuzunu İslami Mağrib’e, Batı Afrika’nın sahil bölgelerine ve Sahra’nın güneyine ulaştırma amacını taşımaktadır. Bir süredir bu bölgede Amerika ve müttefikleri ile çatışma ihtimali aşikar hale gelmektedir.
Arabistan Yarımadası’ndaki mücadele Amerika’nın vekaletini yaptıkları içindir.
Somali’de Amerika’nın vekilleri ile verilen mücadele Haçlı işgaline öncülük yaptıkları içindir.
Suriye’deki mücadele idarecilerin -bırakın cihâdîyi-, yalnızca İslami olan bir teşebbüsün varolmasına bile izin vermemeleri ve iyi bilinen İslam’ın kökünü kazıma çabaları gerçeğine dayanmaktadır.
Kudüs muhitinde en önemli ve birincil mücadele Yahudilere karşıdır ve Oslo görüşmeleri ile iktidara gelen yerel yöneticiler konusunda mümkün olduğu kadar sabredilmelidir.
3. Tebliğ ve propaganda faaliyetlerine gelince, bunlar Haçlı saldırısının getirdiği tehditler hakkında ümmeti bilinçlendirmek, hüküm ve idarenin yalnızca Allah’a ait olduğu bağlamında Tevhid’in gerçek manasını anlatmak, İslam kardeşliğinin önemi ve Müslüman topraklarının bütünlüğünü vurgulamaktır. Allah’ın izniyle bu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in metoduna dayalı Hilafeti kurmada bir önsöz vazifesi görecektir.
Tebliğ alanında iki cepheye odaklanılmalıdır:
Birincisi: Allah’ın izniyle Hilafet kurulana kadar Haçlılar ve müttefikleri ile mücadele sorumluluğunu sırtlayan ve sırtlamaya devam edecek olan Mücahid öncüleri eğitmek ve yetiştirmek.
İkincisi: Kitleleri bilinçlendirmek, teşvik etmek, seferber olup idarecilerine isyan etmeleri ve İslam’ın ve İslam için çalışanların saflarına katılmaları için caba sarf etmek.
İkinci Kısım: Gerekli Esaslar
Bu önsöze dayanarak şer’î siyaset kaideleri ışığında menfaati koruma (maslahat) ve zarardan kaçınma (mefsedet) amacı taşıyan aşağıdaki kuralları ortaya koyabiliriz:
1. Seferber olmalarını sağlamak amacıyla halk arasındaki bilinçlenmeyi artırmaya odaklanmak. Benzer şekilde İslam inancı güçlü, kurallarına uyan, müminlere karşı alçakgönüllülük gösteren ve kafirlere karşı izzetli duran organize, birleşik, fikriyatı güçlü ve uyanık bir cihadi güç oluşturmak için Mücahid öncüleri arasındaki bilinç ve idraki güçlendirmeye odaklanmak. Aynı zamanda mesaj ve fikriyatımızın korunması ve Cihad çağrımızın Müslümanlar arasında yayılması için Mücahidlerin saflarındaki ilim ve propaganda kabiliyetlerine sahip kişilerin öne çıkmasının sağlanmasına azami çaba sarfedilmelidir.
2. Askeri alanda küresel küfrün başı Amerika’nın askeri ve finansal olarak kan kaybederek ölmesine, insan kaynakları kuruyup bir ric’at ve inziva aşamasına ulaşmasına ve kendi kabuğuna çekilmesine kadar mütemadiyen zayıflatılmasına odaklanılmalıdır. Allah’ın izniyle çok yakında olacak.
Bütün mücahid kardeşler Batı-Siyonist-Haçlı ittifakının dünyanın her yerindeki çıkarlarını hedef almayı başlıca görevleri olarak düşünmelidir. Bu amaçla ellerinden gelen çabayı göstermeliler.
Benzer şekilde kardeşler mümkün olan bütün metodları kullanarak Müslüman esirleri kurtarmak için azami çaba sarfetmeliler. Bu metodlara esirlerin tutulduğu hapishaneleri basmak ve karşılığında Müslüman esirlerin serbest bırakılması için İslam topraklarının işgaline katılan ülkelerin vatandaşlarını rehin almak da dahildir.
Bunları söylemekle birlikte, inançsızlığın başı Amerika’ya odaklanma siyasetimizin Müslüman kitlelerin dilleri ile cihad etmeleri veya kendilerine zulmeden idarecilere karşı silaha sarılma hakları ile çelişmediğini netleştirmek gerekir. Bu sebeple Kafkaslardaki kardeşlerimizin Rus zalimleri ile cihad etmeleri doğrudur. Bu sebeple Keşmir’deki kardeşlerimizin mücrim Hindularla cihad etmek haklarıdır. Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin de Çinli zalimlere karşı cihad etmeleri aynı şekilde haklarıdır. Benzer şekilde kardeşlerimizin Filipinler, Burma ve Müslümanların zulme uğradığı her toprak parçasında zalimlerle cihad etmeleri haktır.
3. Mecbur bırakılmadıkça yerel rejimlerle silahlı çatışmaya girmekten kaçının. Mesela Afganistan’da olduğu gibi yerel rejim Amerikan güçlerinin bir parçasıysa, Somali ve Arap Yarımadası’nda olduğu gibi Amerikalıların adına Mücahidlerle savaşıyorsa veya İslami Mağrib, Suriye ve Irak’taki gibi Mücahidlerin varlığına bile tahammül edemiyorsa.
Ancak mümkün olduğu kadar yerel rejimlerle silahlı çatışmaya girmekten kaçınılmalıdır.
Eğer savaşmaya zorlanırsak onlara karşı mücadelemizin Haçlıların Müslümanlara saldırısına karşı direnişimizin bir parçası olduğunu net olarak belirtmeliyiz.
Ayrıca yerel idarecilerle olan çatışmamızı pasifize etmeye güç yetirebildiğimiz zamanlarda tebliğ fırsatlarını kullanmak, bakış açımızı ifade etmek, inananları teşvik etmek, eleman temini, finansman temini ve destekçiler kazanmak için bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekmektedir. Mücadelemiz uzun bir mücadeledir ve Cihad güvenli üslere ve istikrarlı biçimde adama, finansman ve teknik desteğe ihtiyaç duymaktadır.
Ancak bu politika hiçbir şekilde Haçlı saldırısının vekilleri olan yerel rejimlere kolay av olmadığımız mesajını vermekle çelişmemektedir. Bir süre sonra gelse bile her şeye münasip bir cevap verilmelidir. Bu kural kendi şartları çerçevesinde neyin uygun olduğuna bakılarak her cephede uygulanmalıdır.
4. Ehl-i Sünnet’le savaşmadıkları takdirde Rafiziler, İsmaililer, Kadiyaniler ve aşırı Sufiler (Ğulât-ı Sûfiyye) gibi sapkın mezheplerle savaşmaktan kaçınılmalıdır. Ehl-i Sünnet’le savaşsalar bile verilen cevap doğrudan savaşa katılanlarla sınırlı olmalıdır. Aynı zamanda sadece kendimizi savunduğumuzu net olarak belirtmeliyiz. Aralarındaki bize karşı savaşa katılmayanlar ve aileleri evlerinde, ibadet yerlerinde, dini merasimleri ve dini toplantılarında hedef alınmamalıdır. Ancak bu bizleri itikat ve amellerindeki sapkınlığı devamlı olarak belirtmekten alıkoymamalıdır.
Mücahidlerin kontrolleri altındaki alanlara gelince, bu mezheplere hikmetle muamele edilmeli, İslam’a davet edilmeli, şüpheleri yok edilerek bilinçlendirilmeli ve daha büyük bir zarara yol açmayacak şekilde iyiliği emredip kötülük nehyedilmeli, bu suretle Mücahidlerin sürülmesi, kitlelerin isyan etmesi ve düşmanların bu bölgeleri işgal etmek için istismar edebileceği huzursuzluklar çıkması gibi hadiselerin önüne geçilmelidir.
5. Müslüman topraklarında yaşayan Hrıstiyan, Sih ve Hindu topluluklarına karışmaktan kaçının. Eğer hadlerini aşarlarsa buna mukabil haddi aşmaları ile orantılı bir cevap yeterli olacaktır. Bu ise küresel küfrün başı Amerika ile mücadele ettiğimiz ve kendileri ile bir savaş başlatmak istemediğimiz, inşallah yakın gelecekte İslam devleti kurulunca kendileri ile barış içinde yaşamayı arzu ettiğimizi ifade eden bir açıklama ile birlikte yapılmalıdır.
6. Genel olarak bize karşı silaha sarılmamış veya düşmanca bir faaliyete yardım etmemiş kişilerle savaşmaktan ve onları hedef almaktan kaçının, Haçlı ittifakı ile Haçlıların yerel vasilerine odaklanın.
7. Bizimle savaşanların aileleri olsalar bile muharip olmayan kadın ve çocuklarla savaşmaktan ve onları öldürmekten kaçının. Mümkün olduğu kadar onları hedef almayın.
8. Müslümanlara patlamalarla, öldürme ile, kaçırma ile, mal ve zenginliklerini yok etme ile zarar vermekten kaçının.
9. Düşmanı başka Müslümanlarla veya bizimle savaşmayanlarla karışık halde bulundukları camiler, pazarlar ve toplantılarda hedef almaktan kaçının.
10. İslam alimlerine saygı gösterin ve şereflerini savunun. Onlar Peygamberin (sav) varisleri ve ümmetin liderleridir. Bu zorunluluk doğruyu söyleyen ve bu uğurda fedakarlıklarda bulunan alimler söz konusu olduğunda daha da önemlidir. Şeytani alimlerle mücadelemiz ortaya attıkları şüpheleri çürütmek ve inkar edilemez ihanetlerinin delillerini halka sunmakla sınırlıdır. Müslümanlara ya da Mücahidlere karşı askeri bir eyleme girişmedikleri müddetçe kendileriyle savaşılmamalı ve öldürülmemelidirler.
11. Diğer İslami gruplarla alakalı duruşumuz:
a. Anlaştığımız noktalarda birlikte hareket eder ve anlaşamadığımız noktalarda birbirimizi düzeltir ve nasihat ederiz.
b. Bizim asıl savaşımız İslam düşmanları ve İslam’a düşmanlık besleyenlere karşıdır. Bu sebeple diğer İslami gruplarla olan farklılıklarımız bizi askeri, propaganda, ideolojik ve siyasi cephelerde İslam düşmanlarının karşılarına çıkmaktan alıkoymamalıdır.
c. Eğer İslam’a bağlılığını bildiren bir grubun kafir düşmanların yanında bize karşı savaşa karıştığı vaki olursa Müslümanlar arasında fitne kapısını kapatmak ve düşmanla birlikte savaşmayanlara zarar vermemek için bu gruba saldırganlığını durdurmaya kafi gelecek asgari bir cevaptan fazlası ile karşılık verilmemelidir.
12. Mazlumların zalimlere karşı devrimleriyle alakalı duruşumuz:
Destek-Katılım-Rehberlik:
a. Destek: İki taraftan birinin Müslüman yahut gayri müslim olduğuna bakılmaksızın zalime karşı zulme uğrayanı desteklemek Şeriat’ın bir zorunluluğu olduğu için zulme uğrayan desteklenir.
b. Katılım: Zalime karşı mazlumu savunmak bizlere farz kılınan iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmenin bir parçası olduğu için zulme uğrayan savunulur.
c. Rehberlik: Amellerin gayesinin Allah’ın emirlerine uyarak Tevhid’i kurmak, İslami bir sistem ve İslami bir devlet kurarak Şeriat’ı en üstün yapma olduğu anlatılarak yapılır.
13. Zulme uğrayan Müslümanların hakkını savunan ve sözleri, faaliyetleri ve fikirleri ile haddi aşan zalimlerin karşısına çıkan herkesi desteklemek ve cesaretlendirmek. Destek vermeye devam ettikleri müddetçe bu kişilere sözlü yahut fiziksel saldırıda bulunmaktan kaçının ve Müslümanlara düşmanlık göstermeyin.
14. Müslümanların haklarını korumak ve nerde olursa olsun kutsallarına saygı göstermek.
15. Müslüman veya gayri müslim zulüm mağduru olmuş kişilere yardım etmek ve zalimlere karşı destek vermek. Gayri müslim olsalar dahi bu kişilere yardım edenleri desteklemek ve yardımda bulunmak.
16. Mücahidler kendilerine yapılan yanlış ve adaletsiz her ithamı çürütmek için çaba göstermeli ve bu ithamlarla alakalı hakikatleri açığa kavuşturmalıdır. Eğer mücahidlerin bir hata yaptıkları belli olursa Mücahidler hatalarından dolayı Allah’tan bağışlanma dilemeli, kendilerinin hataya düşen şahsın yaptığı yanlıştan beri olduklarını ilan etmeli, Şeriat’ın kuralları çerçevesinde ve güçlerinin azami miktarınca zarar gören kişileri tazmin etmeye çalışmalıdırlar.
17. Bu belge gizli bir sır içermemektedir ve daha ziyade genel bir açık rehber niteliğindedir. El Kaide Cihad Cemaati altında çalışan tüm grupların liderlerine, sorumluluk ve vazife sahibi kişiler olsun sıradan insanlar olsun tüm destekçi ve sempatizanlara bu rehberi takipçileri arasında yaymaları çağrısında bulunuyoruz. Bu belgenin amacı sadece Şeriat’ın getirdiği kuralları korumak ve İslami Cihad çalışmasının bu aşamasında Şeriat’ın kuralları ile çelişmeyen ve prensipleri ile bağdaşan yorum ile muhtemel zararların önüne geçmektir.
Biz yalnızca Allah’ın rızasını isteriz ve doğru yola ileten yalnızca O’dur. Salat ve selam Muhammed’in, ailesinin ve ashabının üzerine olsun. Son duamız şudur ki tüm hamd ve senalar alemlerin rabbi olan Allah’adır.
http://www.pressmedya.com/m/yazar/eymen-ez-zevahiri/4830/direnisimizin-temel-taslari
1. Bu aşamada çalışmalarımızın iki boyutu olduğu sır değildir:
Birincisi askeri, ikincisi tebliğ ve propaganda boyutudur.
2. Askeri çalışmalar öncelikle küresel küfrün başı olan Amerika ve müttefiki İsrail’i, sonrasında ise ülkelerimizi yöneten yerel müttefiklerini hedef alır.
a. Amerika’yı hedef almanın amacı gücünü tüketmek ve eski Sovyetler Birliği’nin kaderiyle karşılaşması için askeri, insani ve iktisadi kayıpların altında ezilerek kan kaybından ölmesini sağlamaktır. Bunun neticesinde topraklarımız üzerindeki hakimiyeti zayıflayacak ve müttefikleri birbiri ardınca düşecektir.
Arap dünyasındaki devrimler Amerikan nüfuzunun zayıfladığını ortaya çıkardı. Afganistan ve Irak’ta mücahidlerin eliyle aralıksız darbeler alan ve Eylül 2001’den beri iç güvenliğine dair sürekli tehditlerle karşılaşan Amerika, Müslüman ülkelerdeki baskıdan kurtulmak için ileri karakollar kurmaya karar verdi. Ancak hadiseler temsilcilerinin yüzünde patladı. Allah’ın izniyle gelecek aşama dünya meselelerinde Amerikan nüfuzunun daha da azaldığına ve Amerika’nın kendi kabuğuna geri çekildiğine şahit olacak ve hükümetlerdeki temsilcileri ile müttefiklerini de zayıflatacaktır.
b. Amerika’nın temsilcileri yerden yere değişmektedir. Bu konuda temel prensip kendileri ile çatışmanın kaçınılmaz olduğu ülkeler hariç onlarla savaşmaktan uzak durmaktır.
Mesela Afganistan’da onlara karşı mücadele Amerika’ya karşı verilen savaşın bir parçasıdır.
Pakistan’da onlara karşı mücadele etmek Afganistan’ı Amerikan işgalindan kurtarmak için verilen savaşı tamamlamaktır, daha sonra ise Pakistan’daki mücahidler için güvenli bir sığınak vazifesi görecek ve Pakistan’da İslami sistemin kurulması için verilecek mücadelede başlangıç noktası olarak kullanılacak bölgeler oluşturma amacını taşımaktadır.
Irak’ta onlara karşı verilen mücadele Sünni topraklarını Amerika’nın Safevi (Şii) varislerinden kurtarma amacını taşımaktadır.
Amerikan varlığının ihmal edilebilir ve belirsiz olduğu Cezayir’de sisteme karşı verilen mücadele sistemi zayıflatmak, Cihadi nüfuzunu İslami Mağrib’e, Batı Afrika’nın sahil bölgelerine ve Sahra’nın güneyine ulaştırma amacını taşımaktadır. Bir süredir bu bölgede Amerika ve müttefikleri ile çatışma ihtimali aşikar hale gelmektedir.
Arabistan Yarımadası’ndaki mücadele Amerika’nın vekaletini yaptıkları içindir.
Somali’de Amerika’nın vekilleri ile verilen mücadele Haçlı işgaline öncülük yaptıkları içindir.
Suriye’deki mücadele idarecilerin -bırakın cihâdîyi-, yalnızca İslami olan bir teşebbüsün varolmasına bile izin vermemeleri ve iyi bilinen İslam’ın kökünü kazıma çabaları gerçeğine dayanmaktadır.
Kudüs muhitinde en önemli ve birincil mücadele Yahudilere karşıdır ve Oslo görüşmeleri ile iktidara gelen yerel yöneticiler konusunda mümkün olduğu kadar sabredilmelidir.
3. Tebliğ ve propaganda faaliyetlerine gelince, bunlar Haçlı saldırısının getirdiği tehditler hakkında ümmeti bilinçlendirmek, hüküm ve idarenin yalnızca Allah’a ait olduğu bağlamında Tevhid’in gerçek manasını anlatmak, İslam kardeşliğinin önemi ve Müslüman topraklarının bütünlüğünü vurgulamaktır. Allah’ın izniyle bu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in metoduna dayalı Hilafeti kurmada bir önsöz vazifesi görecektir.
Tebliğ alanında iki cepheye odaklanılmalıdır:
Birincisi: Allah’ın izniyle Hilafet kurulana kadar Haçlılar ve müttefikleri ile mücadele sorumluluğunu sırtlayan ve sırtlamaya devam edecek olan Mücahid öncüleri eğitmek ve yetiştirmek.
İkincisi: Kitleleri bilinçlendirmek, teşvik etmek, seferber olup idarecilerine isyan etmeleri ve İslam’ın ve İslam için çalışanların saflarına katılmaları için caba sarf etmek.
İkinci Kısım: Gerekli Esaslar
Bu önsöze dayanarak şer’î siyaset kaideleri ışığında menfaati koruma (maslahat) ve zarardan kaçınma (mefsedet) amacı taşıyan aşağıdaki kuralları ortaya koyabiliriz:
1. Seferber olmalarını sağlamak amacıyla halk arasındaki bilinçlenmeyi artırmaya odaklanmak. Benzer şekilde İslam inancı güçlü, kurallarına uyan, müminlere karşı alçakgönüllülük gösteren ve kafirlere karşı izzetli duran organize, birleşik, fikriyatı güçlü ve uyanık bir cihadi güç oluşturmak için Mücahid öncüleri arasındaki bilinç ve idraki güçlendirmeye odaklanmak. Aynı zamanda mesaj ve fikriyatımızın korunması ve Cihad çağrımızın Müslümanlar arasında yayılması için Mücahidlerin saflarındaki ilim ve propaganda kabiliyetlerine sahip kişilerin öne çıkmasının sağlanmasına azami çaba sarfedilmelidir.
2. Askeri alanda küresel küfrün başı Amerika’nın askeri ve finansal olarak kan kaybederek ölmesine, insan kaynakları kuruyup bir ric’at ve inziva aşamasına ulaşmasına ve kendi kabuğuna çekilmesine kadar mütemadiyen zayıflatılmasına odaklanılmalıdır. Allah’ın izniyle çok yakında olacak.
Bütün mücahid kardeşler Batı-Siyonist-Haçlı ittifakının dünyanın her yerindeki çıkarlarını hedef almayı başlıca görevleri olarak düşünmelidir. Bu amaçla ellerinden gelen çabayı göstermeliler.
Benzer şekilde kardeşler mümkün olan bütün metodları kullanarak Müslüman esirleri kurtarmak için azami çaba sarfetmeliler. Bu metodlara esirlerin tutulduğu hapishaneleri basmak ve karşılığında Müslüman esirlerin serbest bırakılması için İslam topraklarının işgaline katılan ülkelerin vatandaşlarını rehin almak da dahildir.
Bunları söylemekle birlikte, inançsızlığın başı Amerika’ya odaklanma siyasetimizin Müslüman kitlelerin dilleri ile cihad etmeleri veya kendilerine zulmeden idarecilere karşı silaha sarılma hakları ile çelişmediğini netleştirmek gerekir. Bu sebeple Kafkaslardaki kardeşlerimizin Rus zalimleri ile cihad etmeleri doğrudur. Bu sebeple Keşmir’deki kardeşlerimizin mücrim Hindularla cihad etmek haklarıdır. Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin de Çinli zalimlere karşı cihad etmeleri aynı şekilde haklarıdır. Benzer şekilde kardeşlerimizin Filipinler, Burma ve Müslümanların zulme uğradığı her toprak parçasında zalimlerle cihad etmeleri haktır.
3. Mecbur bırakılmadıkça yerel rejimlerle silahlı çatışmaya girmekten kaçının. Mesela Afganistan’da olduğu gibi yerel rejim Amerikan güçlerinin bir parçasıysa, Somali ve Arap Yarımadası’nda olduğu gibi Amerikalıların adına Mücahidlerle savaşıyorsa veya İslami Mağrib, Suriye ve Irak’taki gibi Mücahidlerin varlığına bile tahammül edemiyorsa.
Ancak mümkün olduğu kadar yerel rejimlerle silahlı çatışmaya girmekten kaçınılmalıdır.
Eğer savaşmaya zorlanırsak onlara karşı mücadelemizin Haçlıların Müslümanlara saldırısına karşı direnişimizin bir parçası olduğunu net olarak belirtmeliyiz.
Ayrıca yerel idarecilerle olan çatışmamızı pasifize etmeye güç yetirebildiğimiz zamanlarda tebliğ fırsatlarını kullanmak, bakış açımızı ifade etmek, inananları teşvik etmek, eleman temini, finansman temini ve destekçiler kazanmak için bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekmektedir. Mücadelemiz uzun bir mücadeledir ve Cihad güvenli üslere ve istikrarlı biçimde adama, finansman ve teknik desteğe ihtiyaç duymaktadır.
Ancak bu politika hiçbir şekilde Haçlı saldırısının vekilleri olan yerel rejimlere kolay av olmadığımız mesajını vermekle çelişmemektedir. Bir süre sonra gelse bile her şeye münasip bir cevap verilmelidir. Bu kural kendi şartları çerçevesinde neyin uygun olduğuna bakılarak her cephede uygulanmalıdır.
4. Ehl-i Sünnet’le savaşmadıkları takdirde Rafiziler, İsmaililer, Kadiyaniler ve aşırı Sufiler (Ğulât-ı Sûfiyye) gibi sapkın mezheplerle savaşmaktan kaçınılmalıdır. Ehl-i Sünnet’le savaşsalar bile verilen cevap doğrudan savaşa katılanlarla sınırlı olmalıdır. Aynı zamanda sadece kendimizi savunduğumuzu net olarak belirtmeliyiz. Aralarındaki bize karşı savaşa katılmayanlar ve aileleri evlerinde, ibadet yerlerinde, dini merasimleri ve dini toplantılarında hedef alınmamalıdır. Ancak bu bizleri itikat ve amellerindeki sapkınlığı devamlı olarak belirtmekten alıkoymamalıdır.
Mücahidlerin kontrolleri altındaki alanlara gelince, bu mezheplere hikmetle muamele edilmeli, İslam’a davet edilmeli, şüpheleri yok edilerek bilinçlendirilmeli ve daha büyük bir zarara yol açmayacak şekilde iyiliği emredip kötülük nehyedilmeli, bu suretle Mücahidlerin sürülmesi, kitlelerin isyan etmesi ve düşmanların bu bölgeleri işgal etmek için istismar edebileceği huzursuzluklar çıkması gibi hadiselerin önüne geçilmelidir.
5. Müslüman topraklarında yaşayan Hrıstiyan, Sih ve Hindu topluluklarına karışmaktan kaçının. Eğer hadlerini aşarlarsa buna mukabil haddi aşmaları ile orantılı bir cevap yeterli olacaktır. Bu ise küresel küfrün başı Amerika ile mücadele ettiğimiz ve kendileri ile bir savaş başlatmak istemediğimiz, inşallah yakın gelecekte İslam devleti kurulunca kendileri ile barış içinde yaşamayı arzu ettiğimizi ifade eden bir açıklama ile birlikte yapılmalıdır.
6. Genel olarak bize karşı silaha sarılmamış veya düşmanca bir faaliyete yardım etmemiş kişilerle savaşmaktan ve onları hedef almaktan kaçının, Haçlı ittifakı ile Haçlıların yerel vasilerine odaklanın.
7. Bizimle savaşanların aileleri olsalar bile muharip olmayan kadın ve çocuklarla savaşmaktan ve onları öldürmekten kaçının. Mümkün olduğu kadar onları hedef almayın.
8. Müslümanlara patlamalarla, öldürme ile, kaçırma ile, mal ve zenginliklerini yok etme ile zarar vermekten kaçının.
9. Düşmanı başka Müslümanlarla veya bizimle savaşmayanlarla karışık halde bulundukları camiler, pazarlar ve toplantılarda hedef almaktan kaçının.
10. İslam alimlerine saygı gösterin ve şereflerini savunun. Onlar Peygamberin (sav) varisleri ve ümmetin liderleridir. Bu zorunluluk doğruyu söyleyen ve bu uğurda fedakarlıklarda bulunan alimler söz konusu olduğunda daha da önemlidir. Şeytani alimlerle mücadelemiz ortaya attıkları şüpheleri çürütmek ve inkar edilemez ihanetlerinin delillerini halka sunmakla sınırlıdır. Müslümanlara ya da Mücahidlere karşı askeri bir eyleme girişmedikleri müddetçe kendileriyle savaşılmamalı ve öldürülmemelidirler.
11. Diğer İslami gruplarla alakalı duruşumuz:
a. Anlaştığımız noktalarda birlikte hareket eder ve anlaşamadığımız noktalarda birbirimizi düzeltir ve nasihat ederiz.
b. Bizim asıl savaşımız İslam düşmanları ve İslam’a düşmanlık besleyenlere karşıdır. Bu sebeple diğer İslami gruplarla olan farklılıklarımız bizi askeri, propaganda, ideolojik ve siyasi cephelerde İslam düşmanlarının karşılarına çıkmaktan alıkoymamalıdır.
c. Eğer İslam’a bağlılığını bildiren bir grubun kafir düşmanların yanında bize karşı savaşa karıştığı vaki olursa Müslümanlar arasında fitne kapısını kapatmak ve düşmanla birlikte savaşmayanlara zarar vermemek için bu gruba saldırganlığını durdurmaya kafi gelecek asgari bir cevaptan fazlası ile karşılık verilmemelidir.
12. Mazlumların zalimlere karşı devrimleriyle alakalı duruşumuz:
Destek-Katılım-Rehberlik:
a. Destek: İki taraftan birinin Müslüman yahut gayri müslim olduğuna bakılmaksızın zalime karşı zulme uğrayanı desteklemek Şeriat’ın bir zorunluluğu olduğu için zulme uğrayan desteklenir.
b. Katılım: Zalime karşı mazlumu savunmak bizlere farz kılınan iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmenin bir parçası olduğu için zulme uğrayan savunulur.
c. Rehberlik: Amellerin gayesinin Allah’ın emirlerine uyarak Tevhid’i kurmak, İslami bir sistem ve İslami bir devlet kurarak Şeriat’ı en üstün yapma olduğu anlatılarak yapılır.
13. Zulme uğrayan Müslümanların hakkını savunan ve sözleri, faaliyetleri ve fikirleri ile haddi aşan zalimlerin karşısına çıkan herkesi desteklemek ve cesaretlendirmek. Destek vermeye devam ettikleri müddetçe bu kişilere sözlü yahut fiziksel saldırıda bulunmaktan kaçının ve Müslümanlara düşmanlık göstermeyin.
14. Müslümanların haklarını korumak ve nerde olursa olsun kutsallarına saygı göstermek.
15. Müslüman veya gayri müslim zulüm mağduru olmuş kişilere yardım etmek ve zalimlere karşı destek vermek. Gayri müslim olsalar dahi bu kişilere yardım edenleri desteklemek ve yardımda bulunmak.
16. Mücahidler kendilerine yapılan yanlış ve adaletsiz her ithamı çürütmek için çaba göstermeli ve bu ithamlarla alakalı hakikatleri açığa kavuşturmalıdır. Eğer mücahidlerin bir hata yaptıkları belli olursa Mücahidler hatalarından dolayı Allah’tan bağışlanma dilemeli, kendilerinin hataya düşen şahsın yaptığı yanlıştan beri olduklarını ilan etmeli, Şeriat’ın kuralları çerçevesinde ve güçlerinin azami miktarınca zarar gören kişileri tazmin etmeye çalışmalıdırlar.
17. Bu belge gizli bir sır içermemektedir ve daha ziyade genel bir açık rehber niteliğindedir. El Kaide Cihad Cemaati altında çalışan tüm grupların liderlerine, sorumluluk ve vazife sahibi kişiler olsun sıradan insanlar olsun tüm destekçi ve sempatizanlara bu rehberi takipçileri arasında yaymaları çağrısında bulunuyoruz. Bu belgenin amacı sadece Şeriat’ın getirdiği kuralları korumak ve İslami Cihad çalışmasının bu aşamasında Şeriat’ın kuralları ile çelişmeyen ve prensipleri ile bağdaşan yorum ile muhtemel zararların önüne geçmektir.
Biz yalnızca Allah’ın rızasını isteriz ve doğru yola ileten yalnızca O’dur. Salat ve selam Muhammed’in, ailesinin ve ashabının üzerine olsun. Son duamız şudur ki tüm hamd ve senalar alemlerin rabbi olan Allah’adır.
http://www.pressmedya.com/m/yazar/eymen-ez-zevahiri/4830/direnisimizin-temel-taslari
Moderatör tarafında düzenlendi: