Müddessir suresi ayet 16
"Hayır, hayır! O ayetlerimize inatla karşı çıkıyor."
Ayetin orjinalinde geçen "kellâ" sözcüğü bir paylama, azarlama edatıdır. O gerçeği gösteren kanıtlara ve imana erdiren gerçeklere inatla karşı çıkmış, islam çağrısının önüne dikilmiş, Peygamber'e savaş açmış, kendini ve başlarını hak yoldan alıkoymuş, Kur'an ve islam hakkında asılsız iddialar ortaya atmıştır.
Müddessir suresi ayet 17
"Onu sarp bir yokuşa saracağım."
Burada hareket hâlinde sıkıntıyı donduran, somutlaştıran bir ifade ile karşı karşıyayız. Sebebine gelince yokuş çıkmak en sıkıntılı, en yorucu yolculuk türüdür. Bir de yokuş çıkmanın irade dışı bir itme ile yapıldığını düşünürsek çekilen sıkıntının ve duyulan yorgunluğun ne kadar artacağını kolayca kestirebiliriz. Bu ifade aynı zamanda somut bir gerçeği dile getirir. Çünkü düz, kolay ve iç açıcı iman yolundan ayrılan kimse sarp, sıkıntılı ve nefes kesici bir patikaya düşmüş olur; sürekli endişe, bunalım, gerilim ve baskı altında yaşar, sanki göğe tırmanıyor gibi nefesi tıkanır; susuz ve azıksız çıkılan bir yolculukta ıssız ve tehlikeli izlerde taban teper, üstelik yolunun sonunda varacağı bir amaç, kazanacağı bir huzur da göremez.
Müddessir suresi ayet 18
O düşündü ve değerlendirme yaptı.
Müddessir suresi ayet 19
Kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?
Müddessir suresi ayet 20
Bir daha kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?
Müddessir suresi ayet 21
Sonra baktı,
Müddessir suresi ayet 22
Sonra suratını astı ve kaşlarını çattı.
Müddessir suresi ayet 23
Sonra yüz çevirdi, büyüklük tasladı.
Müddessir suresi ayet 24
Ve dedi ki; "Bu Kur ân eskilerden aktarılan bir büyüdür.
Müddessir suresi ayet 25
O kesinlikle insan sözüdür."
Ardarda sıralanan jest ve mimik görüntüleri. Birbirini izleyen beyin dalgaları ve sıra sıra hareketler seriliyor gözlerimizin önüne, Sanki anlam sunan sözcükler karşısında değil de resim çizen bir fırça karşısında, daha doğrusu kare kare görüntü sunan hareketli bir film şeridi karşısındayız.
Karelerin birinde adam düşünüyor, kafa yoruyor. Bunun yanısıra hüküm ifade eden bir beddua ile karşılaşıyor; "Kahrolası" diye. Ayrıca "Nasıl bir değerlendirme yaptı?" denilerek davranışı yadırganıyor, alay bombardımanına tutuluyor. Sonra vurgulama, mesajı pekiştirme amacı ile bu beddua ve yadırgama tekrarlanıyor; "Bir daha kahrolası, nasıl bir değerlendirme yaptı?"
Başka bir karede adam yapmacık, zorlamalı, alaya aldıran, komiklik çağrısını yapan bir ciddiyetle şöyle şöyle bakıyor.
Bir diğer karede gülünç bir biçimde düşüncesini bir noktada yoğunlaştırmak amacı ile kaşlarını çatıyor, suratını asıyor.
Bütün bu komik çabalar, bütün bu maskaralıklar onu sağlıklı bir düşünceye erdiremiyor. Tersine adam ışığa sırt çevirerek ve gerçek karşısında büyüklük kompleksine yenik düşerek "Bu Kur'an eskilerden aktarılmış bir büyüdür. O kesinlikle insan sözüdür."
Müddessir suresi ayet 26
Onu ben, cehenneme sürükleyip-atacağım.