Senin yokluğun ürküttü beni,
Serseri yaşlarla ıslanışım,
Yüreğimde adının şahlanışındandı.
Dağınıklığım gözlerinin şehla bakışından kaçma sevdasındandı.
Şimdi sana yazıyorum şiirleri
Aşkından devşirmek için seni...
Rüyalara dalardım eskiden
Çocuktum.
Daha ürkmemiştim senden gayrı sözlerle,
Gece hep beyaz olurdu o yüzden.
Alaca şafaklar içinde çıkagelirdin.
Hır bahçelerde yürürdük.
Utanır saklardım senden şiirlerimi
Merhametinden bir pay alırdım
Saçların parlardı.
Mahzunluğa bürünürdün
Duyardıkki bir civan can verdi sahrada,
Dilinde hep sen olurdun.
Umutlar tepeleri aşar el sallardı bize...
Gülümserdin, gülümserdim...
Eğilirdik Rabbimizin huzurunda
Sûretin saydamlaşır, beni endişelendirirdi.
Ayrılık ani geldi zannıyla
Dokunurdum gözyaşımın kam teline.
Secdemiz biter gülümserdin
Gülümserdim...
Gezinirdik
Ellerinden tutardım,
Sıcacık ellerinden.
Kutlu şehrin sokaklarını arşınlardık.
Bir bayram günü olur,
Bir kuytuda yetimliğiyle bir çocuk gözyaşı dökerdi.
Sarardın hüzünleri, gül tebessümleri yayılırdı yanaklara.
Bir ak sakallı peydah olurdu yanımıza
Şükreder dilimizi şenlendirirdik.
Yola devam ederdik.
Yürür, yürür mahzunluklarımızdan,
Senin şafaklarına çıkardık
Tatlı tebessümün eşliğinde.
Bahar yüzlü meleklerin ellerinden tutardık.
Sen anlatırdın,
Ümmetin dinlerdi.
Seni görünce nasılda sevinirlerdi.
Sevinirdik…
Çok sevinirdik,
Canım Efendim
Sana çok hasretlendik…
Çünkü artık bahar yüzlü melekler tutmuyor ellerimizden,
Artık nur yüzlü çocuklar dolaşmıyor etrafımızda.
Kimse senin etrafında gül kokularıyla dolaştırmıyor.
Ve kimse bize parmaklarından Ab-ı Hayat içirmiyor.
İçimiz kırkikindiler neşesinde sevinmiyor ayrıklara.
İşte bu yüzden efendim
Canım Efendim
Tarihi var hüzünlerimin...
Nur Menekşe Yıldızturan
Serseri yaşlarla ıslanışım,
Yüreğimde adının şahlanışındandı.
Dağınıklığım gözlerinin şehla bakışından kaçma sevdasındandı.
Şimdi sana yazıyorum şiirleri
Aşkından devşirmek için seni...
Rüyalara dalardım eskiden
Çocuktum.
Daha ürkmemiştim senden gayrı sözlerle,
Gece hep beyaz olurdu o yüzden.
Alaca şafaklar içinde çıkagelirdin.
Hır bahçelerde yürürdük.
Utanır saklardım senden şiirlerimi
Merhametinden bir pay alırdım
Saçların parlardı.
Mahzunluğa bürünürdün
Duyardıkki bir civan can verdi sahrada,
Dilinde hep sen olurdun.
Umutlar tepeleri aşar el sallardı bize...
Gülümserdin, gülümserdim...
Eğilirdik Rabbimizin huzurunda
Sûretin saydamlaşır, beni endişelendirirdi.
Ayrılık ani geldi zannıyla
Dokunurdum gözyaşımın kam teline.
Secdemiz biter gülümserdin
Gülümserdim...
Gezinirdik
Ellerinden tutardım,
Sıcacık ellerinden.
Kutlu şehrin sokaklarını arşınlardık.
Bir bayram günü olur,
Bir kuytuda yetimliğiyle bir çocuk gözyaşı dökerdi.
Sarardın hüzünleri, gül tebessümleri yayılırdı yanaklara.
Bir ak sakallı peydah olurdu yanımıza
Şükreder dilimizi şenlendirirdik.
Yola devam ederdik.
Yürür, yürür mahzunluklarımızdan,
Senin şafaklarına çıkardık
Tatlı tebessümün eşliğinde.
Bahar yüzlü meleklerin ellerinden tutardık.
Sen anlatırdın,
Ümmetin dinlerdi.
Seni görünce nasılda sevinirlerdi.
Sevinirdik…
Çok sevinirdik,
Canım Efendim
Sana çok hasretlendik…
Çünkü artık bahar yüzlü melekler tutmuyor ellerimizden,
Artık nur yüzlü çocuklar dolaşmıyor etrafımızda.
Kimse senin etrafında gül kokularıyla dolaştırmıyor.
Ve kimse bize parmaklarından Ab-ı Hayat içirmiyor.
İçimiz kırkikindiler neşesinde sevinmiyor ayrıklara.
İşte bu yüzden efendim
Canım Efendim
Tarihi var hüzünlerimin...
Nur Menekşe Yıldızturan