Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Mûmin Kullar, İnsanların Kalplerinde Gizlediğini Bilir mi?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim, şimdi konu hakkında SADECE Ehl-i sunnetin iki kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerife dayanan delilini ortaya koy.

Aksi takdirde tasavvuftaki keşif (kalbden geçenleri bilmek) itikadınının Ehl-i sunnete uymadığını itiraf edin veya bize attığınız iftirayı temizleyiniz!


Bir sofi olarak bizim gözümüzde bu site tekfirci diye biliniyor, kendi gibi düşünmeyen üyeleri sünnetten delil bile getirseler allem edip kallem edip üyeliğini sonlandıran bir site.

Not: Akidem Hüseyin Avni Kansızoğlu, Ebubekir Sifil, İhsan Şenocak ile aynıdır. Lütfen başkalarının yanlışları üzerinden bana yüklenmeyin.
Sünnetten delillerinizi hâla bekliyoruz.

Bir diğer beklediğimiz ise, saydığın bu üç isim, diğer sofi büyüklerinden itikatteki farklarını isbatlamanız.




İslam-TR size neyi çağrıştırıyor?

https://www.islam-tr.org/konu/islam-tr-size-neyi-cagristiriyor.2581/page-12
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum hocam benim itikadım odur ki Rabbim dilerse veli kullarına bazen başkalarının düşüncelerini bildirir. Mesela ben birazdan örnek olarak aktaracağım menkıbeleri inkar etmiyor ve kabul ediyorum ve size soruyorum, birazdan nakledeceğim menkıbelere inanmak ile sizin gözünüzde dinden çıkmış oluyor muyum?

Aktaracağım olay şu linkte geçmektedir:

http://www.almuwahhid.org/haber.php?id=744

noktasına dokunmadan bu linkteki bazı yerleri buraya aktarıyorum:


el-Alem el-Aliyye fi Menakıbi İbni Teymiyye

Şeyhu'l-İmam Ebu Hafs Ömer el-Bağdadi el-Bezzar



Bazı Kerametleri (19) ve Feraseti Bahsi

Çok sayıda güvenilir kişi bana, Şahid oldukları onun bazı Kerametleri’ini anlattılar. Ben de özet olarak bunlardan ikisini zikrediceğim. Benim şahit olduğum bazılarıyla başlayacağım.

Bir keresinde benimle bazı Alimler arasında, uzun uzadıya tartıştığımız bazı meseleler hakkında bir tartışma vardı. Bizler, tartışmayı sona erdirmeye ve bize Nihai kararı vermesi için Şeyh’e gitmeye karar verdik. Şeyh’in kendisi bize geldi. Biz ona gidip tartıştığımız meseleyi ona soracağımız zaman, biz daha konuşmadam onun her meseleye daldığını gördük. Bizlerin tartıştığımız meselelerdeki her görüşümüzü ortaya serdi, Alimler’in bu husustaki görüşlerinden bahsetti, daha sonra hangi görüşün daha güçlü Deliller ile desteklendiğini izah etti ta ki bizim ondan talep etmekte olduğumuz Nihai kararını, bizim ona sormakla neyi öğrenmeyi umud ettiğimizi de, söyledi. Dolayısıyla, ben ve arkadaşlarım bize sunulan karşısında kalakaldık, ondan daha şimdi öğrenmiş olduklarımız sebebiyle ve Allah’ın onu bizim düşüncelerimizi izhar etmesı sebebiyle de, nutkumuz tutuldu ve şok olduk.


Onunla birlikte geçirdiğim günlerde, belirli bir konuyu araştırmak istediğimde, daha o meseleyi düşünmeye dahi başlamadan; Şeyh’i, bana meseleyi açıklarken ve sayısız açıdan konuyla alakalı cevaplar verirken bulurdum.



Yine bana dedi ki, Şeyh İbni İmad ed-Din el-Mukri el-Mutriz dedi ki: Bir keresinde, yanımda biraz para varken, Şeyh’i ziyaret ettim. Onu selamladım, selamıma karşılık verdi ve beni ağırladı, bana param olup olmadığını sormadan yanımdan ayrıldı. Birkaç gün sonra, ben bütün paramı harcadım. Ders sona erdiğinde, arkasında namaz kıldık. Benim ayrılmama Müsaade etmedi. Beni oturttu, herkes ayrıldıktan sonra şunları söyleyerek avucuma küçük bir para kesesi koydu: Şimdi hiç paran yok. Bununla kendi ihtiyaçlarını gider. Bundan dolayı şaşkına döndüm, anladım ki Allah onu benim halime ortak etti; hem param olduğunda hem de parasız kaldığımda.


Salih Şeyh Vera'lı, Osman ibni Ahmed bin İsa en-Nessac tarafından bana söylenildiğine göre, Allah ondan Razı olsun! Şeyh Dımeşk’de her gün hastahanede hastaları ziyaret edermiş ve o bunu adet edinmiş. Bir keresinde genç bir delikanlının yanına gelmiş ve onun için Dua etmiş, genç çabucak iyileşmiş. Şeyh’in yanına onu selamlamak için geldi, onu gördüğünde ona gülümsedi, onu yanına doğru çekti, ona bir miktar para verdi ve şöyle dedi: Allah sana Şifa verdi. Bundan dolayı, çabucak memleketine döneceğine dair Allah’a söz ver. Senin; eşini ve dört kızını, onların bakımını üstlenecek bir kimse olmaksızın bırakıp burada oturman doğru mu? Genç onun elini öptü ve şöyle dedi: Efendim, sizin elinizde Allah’a Tevbe ediyorum! Sonra şöyle dedi: Benim hakkımda bildiklerinden dolayı hayrete düştüm. Zira ben onları, Erzaksız ve kimsesiz bıraktım ve Dımeşk Ehli'nden benim halimi bilen biri yoktu.



 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim, hâlâ geçen haftaki hal ve tavrın üzerinesin.
Sen zaten kendi itirafın üzere sofisin. Bunu biliyoruz, fakat bize attığın ve günlerdir aymazlığa vurduğun yukarıdaki mavi renkli yazını isbatlayamadığın gibi mufteri oldun.
Ehl-i sunnetin iki kaynağından itikadını isbatlayamadığın gibi itiraf da etmiyor, yazından dolayı pişmanlık da duymuyorsun. Utanmadan birde hikayeleri (kuran sünnet diye) bana akide olarak delil kabul ettirmeye çalışıyor, sonrada delil sundum kabul etmediler diyorsun.
Bilesin ki bu konu mevcut halde kapanmayacaktır.
Hep beraber görüyor ve Bekliyoruz
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim, hâlâ geçen haftaki hal ve tavrın üzerinesin.
Sen zaten kendi itirafın üzere sofisin. Bunu biliyoruz, fakat bize attığın ve günlerdir aymazlığa vurduğun yukarıdaki mavi renkli yazını isbatlayamadığın gibi mufteri oldun.
Ehl-i sunnetin iki kaynağından itikadını isbatlayamadığın gibi itiraf da etmiyor, yarından dolayı pişmanlık da duymuyorsun. Utanmadan birde hikayeleri (kuran sünnet diye) bana akide olarak delil kabul ettirmeye çalışıyor, sonrada delil sundum kabul etmediler diyorsun.
Hep beraber görüyor ve Bekliyoruz

Hocam asla size bir şey kabul ettirme derdim yok, böyle bir şey haddime de değildir. Bu şekilde anlaşıldıysam özür dilerim. Ben sadece soru sordum, yukardaki menkıbelere inanan biri dinden çıkmış olur mu, sadece bunu merak ediyorum, bilmemek ayıp değil, öğrenmeye çalışıyorum hocam..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Onu soru cevab bölümüne sor cevab verilir,
sen istediğimi ve akideni Kur'an ve sünnetten delillendir yada gereken şekilde hareket et.
 
Son düzenleme:
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Onu soru cevab bölümüne sor cevab verilir,
sen istediğimi ve akideni Kuran ve sünnetten delillendir yada gereken şekilde hareket et.

Hocam ben keşfi, ilhamı, feraseti hep keramet nevinden görüyorum, kerametin de hak olduğunu biliyorum.

Sizin özellikle "kalp okuma" olarak delil istemeniz yüzünden çok zorlandım, sadece bir tane bulabildim ama onu da siz kabul etmediniz:

Osman b. Affan! Hz. Osman’ın yanına gelirken yolda bir kadın görmüş, onun güzelliklerini düşünmüş bir sahabe huzura girer. Hz. Osman ona der ki: “Gözlerinde zina belirtisi olan sizden bir zat yanıma geldi.” Bunu duyan sahabe: “Rasulullah’tan sonra vahiy mi?” diyerek Hz. Osman’ın haline muttali olmasına şaşırır. O sahabeye Hz. Osman: “Hayır. Bu, basiret, burhan ve doğru ferasetle bilinir” karşılığını verir.

İşte feraset budur. O, Allah’ın kalbe attığı bir nurdur. Bu sayede bir şey, nasıl ise o şekilde hatıra gelir. Feraset göze geçerek başkasının göremeyeceği şeyleri görür.

[Ibn Kayyim, Kitâbu’r-Ruh, s. 304-308]

Şimdi benim bu itikadım eğer beni sizin kardeşiniz olmanıza mani ise hakkımdaki hükmünüze razıyım.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İtikad Misal delil:

Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şubhesiz Allah, sinelerin özünü (kalblerde olanı) hakkıyla bilir. (Mulk 13)

Göklerde ve yerde olanları bilir; gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir; Allah, kalblerde olanı da bilendir. (Teğabun 4)

Allah şubhesiz, göklerin ve yerin gaybını bilir. Doğrusu O kalblerde olanı bilendir (Fatır 38)

Şimdi soruyorum, Allahın bildiğini sofi mahlûkatı da biliyorsa, Allah bunu niye zikretsin?
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim itikadın seni ilgilendirir, ben keşifinizden beriyim.
Ben sana itikadını yazdığın cevabının sonu âyet no veya hadis nolu istiyorum. Yazamıyorsan, yukarıdaki mavi renkli yazımda size iftira attım diyeceksin.
Hala bekliyoruz

Hocam tekrar ediyorum ben keşfi, ilhamı, feraseti hep keramet nevinden görüyorum, kerametin de hak olduğunu biliyorum.




“Şüphesiz bunda, işaretten anlayanlara nice ibretler vardır.” (Hicr, 15/75). İbni Abbas ve diğerleri: “İşaretten anlayanlar, feraset sahipleridir” demişlerdir.


Keramet Allah (cc)`ın velî kullarında görülen, tabiat kanunlarına ve normal hallere aykırı, olağanüstü bir kerem-i ilâhîdir. Velî (evliya), imkân ölçüsünde Allah (cc)`ı ve sıfatlarını tanıyan, O`na itaatte daim olan ve isyandan kaçınan, fakat hiç isyan etmeyen anlamında değil de, tevbe etmedik isyanı bulunmayan; mubah olan lezzet ve şehvetlere dahi düşkünlük göstermeyen, yani bu konuda ihtiyacı olanla yetinip yeme, içme, şehvet vb. ni bir zevk aracı olarak görmeyen kul demektir.(EI-Beycûrî, Serhu-Cevherati`t-Tevhid, 153; Ali el-Karî, Şerhu`l-Fıkhı`1-Ekber,113)



cilt: 25; sayfa: 316
[KEŞF - Süleyman Uludağ]

Takıyyüddin İbn Teymiyye hârikulâde hallerin bir kısmının fiilî olduğunu ve bunlara keramet denildiğini, diğer kısmının bilgiyle ilgili olduğunu söyler. Ona göre bir kimsenin başkalarının işitmediği bir sesi işitmesi, görmediği şeyi görmesi, bilmediği şeyleri firâset ve ilham yoluyla bilmesi gibi olaylar bilgiyle alâkalı hârikulâde hallerdir. Bunlara keşf denildiğini, Kur’an’da ve Sünnet’te keşfin örnekleri bulunduğunu söyleyen İbn Teymiyye, keşfin dinî veya mubah olan dünyevî bir fayda temin ederse nimet, harama vesile olursa günah olacağına dikkat çeker. Ona göre bir velînin keşf yoluyla gayba vâkıf olmaması onun Allah katındaki mertebesinin yüce oluşuna engel teşkil etmez. Hatta bu durum onun hakkında daha faydalı olabilir. Keşfin aklî, hissî, nazarî, zarurî çeşitleri üzerinde duran İbn Teymiyye bunların bir kısmının kesin, bir kısmının zannî bilgi verdiğini kaydetmiştir (Mecmûatü’r-resâil, V, 154-226)


İbn Teymiyye de keşfi temelden reddetmemekte, aklî bilgiler gibi keşfî bilgilerin de Resûlullah’ın haber verdikleriyle uyuşması şartıyla doğru bilgiler olduğunu belirtmektedir. Hatta buna Kur’an’dan deliller göstermekte, bu ölçüye uymadığı halde aklî burhanlar veya ilâhî müşâhedeler olarak ileri sürülen görüşleri ise fâsid hayaller ve bâtıl vehimler şeklinde nitelemektedir (a.g.e., V, 350, 356-357).

İbn Kayyim el-Cevziyye keşfi, “Allah’ın kulun kalbinde meydana getirdiği bilgi olup kul bu bilgiyle başkalarına kapalı olan hususları bilir” şeklinde tanımladıktan sonra biri bilgi, diğeri görme ile ilgili iki keşften bahsetmiştir. Ona göre bilginin bilinene uygun olması bir keşf olduğu gibi bilinenin kalp ile müşâhede edilmesi de bir keşftir. Allah’a O’nu görür gibi ibadet etmek kalbin apaçık keşfidir. Bir de gayri müslimle müslüman arasında ortak olan cüz’î bir keşf vardır. Görünmeyen ve bilinmeyen bazı hususların haber verilmesi böyledir. Nitekim İbn Sayyâd, Esved el-Ansî ve Hâris el-Mütenebbî gibi gayri müslimlerde böyle bir keşf görülmüştür. Mecûsîler’de, putperestlerde, hıristiyan rahiplerinde, kâhinlerde, sihirbazlarda da buna benzer bir keşf görülebilir (Medâricü’s-sâlikîn, III, 230-241).


Müminlerin annesi Hz. Aişe’den; O da Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)den naklen rivayet etti. Rasulullah şöyle buyurdu: ”Sizden önce geçen ümmetlerde ilham olunanlar (muhaddesun) bulunurdu. Şüphesiz Ömer b. Hattab onlardandır. ”(Müslim, Menakıb Hadis No:2398. Tirmizi, Menakıb, Hadis No:3702)


*Buhari(r.a) dedi ki; ”Muhaddesun; peygamber olmaksızın doğruların dillerine geldiği kimselerdir ” Zerkeşi’de (r.a) böyle dedi (Et Tengih c.2s. 524. El Fecru’s Satı’ğ, c.8s. 263)

*Kurtubi(r.a) dedi ki; ‘(Muhaddesun, mülhemun) Doğru olan işlerin, kalplerine (gaybın bir nev’i olarak) söylenmesidir. Böylece kalplerine vaki olduğu şekliyle ortaya çıkar. Bu da; Allah’ın Salih kullarına ikramı olan keramettir.(El Müfhim, c.6. s.259 İbni Vehb’ten nakil ile..)

*Muhaddesun’un tevilinde ihtilaf edildi. Denildi ki: Mülhem (ilham olunan), (ulemanın) çoğu böyle söyledi. (Bazıları) Dediler ki: Muhaddes doğru sezinleyendir. Bu da; sanki hariçten birisi ona söylüyormuş gibi, melei ala’dan kalbine bir şey ilka edilen olur. (Bu sözü) Ebu Ahmed El Askeri kesin bir dille söyledi.
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes’ten (r.anh) naklen Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: ”Allah’ın öyle kulları vardır ki, insanları ferasetleriyle tanırlar. ”(Nevadir’ulUsul, Hakim Et Tirmizi, c.3. s.87. El Camiü’s Sağir, EsSuyuti, Hadis No.2349)


İbni Teymiyye (r.a.) dedi ki; Peygamberlerin dışındaki kimseler için olan keşf ve ilim babından olan mucizelere gelince; tıpkı Hz. Ömer (r.a) in Sariye kıssasındaki sözü ve Hz Ebu Bekr (r.a)’in hamile eşinin karnındaki çocuğun kız olduğunu haber vermesi gibi …(FetavaİbniTeymiyye c.11 s.317)

”Bu nev’ den olan rahmani rahmani keşf; Hz Ebu Bekr (r.a)’ ın kızı Hz Aişe (r.anha)’ya hamile eşinin karnındaki çocuğun kız olduğunu söylediği keşfi ve Hz Ömer (r.a)’ın ” Ya Sariye dağa ‘ diyerek nida ettiği keşfi gibi … ve Rahman’ın velilerinin keşiflerinden daha niceleri.”
(Medaric’us Salikin İbni Kayyum c.3 s.171)
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye, hocası İbn Teymiyye’nin çok feraset sahibi olduğunu anlatıyor:

İbn Teymiyye Tatarların kesinlikle mağlup olacaklarını, Müslümanların muzaffer olacaklarını anlatıyor. Ve bu konuda 70’ten fazla yemin ediyor. Ona diyorlar ki: “İnşaallâh de! “O da cevap veriyor: “Tahkik için inşaallâh diyeyim, ama buna bağlamıyorum “ yani kesin olacağını biliyorum.


İbn Teymiyye sonra şöyle dedi: “Beni zorladıklarında dedim ki Çok konuşmayın! Allah Levh-i Mahfuz’da onların bu toprakta mağlup olacaklarını yazdı!” Ve dediği gibi oluyor. İbnü’l-Kayyim el-Cevziyye, hocası İbn Teymiyye’nin Levh-i Mahfuz’da olan bir bilgiyi önceden haber verdiğini söylüyor
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Son kez Tekrar

Kardeşim, şimdi konu hakkında SADECE Ehl-i sunnetin iki kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerife dayanan delilini ortaya koy.

Aksi takdirde tasavvuftaki keşif (kalbden geçenleri bilmek) itikadınının Ehl-i sunnete uymadığını itiraf edin veya bize attığınız iftirayı temizleyiniz!

Bir sofi olarak bizim gözümüzde bu site tekfirci diye biliniyor, kendi gibi düşünmeyen üyeleri sünnetten delil bile getirseler allem edip kallem edip üyeliğini sonlandıran bir site.

Not: Akidem Hüseyin Avni Kansızoğlu, Ebubekir Sifil, İhsan Şenocak ile aynıdır. Lütfen başkalarının yanlışları üzerinden bana yüklenmeyin.

Sünnetten delillerinizi hâla bekliyoruz.

Bir diğer beklediğimiz ise, saydığın bu üç isim, diğer sofi büyüklerinden itikatteki farklarını isbatlamanız.




İslam-TR size neyi çağrıştırıyor?

https://www.islam-tr.org/konu/islam-tr-size-neyi-cagristiriyor.2581/page-12


Kardeşim itikadın seni ilgilendirir, ben keşifinizden beriyim.
Ben sana itikadını yazdığın cevabının sonu âyet no veya hadis nolu istiyorum. Yazamıyorsan, yukarıdaki mavi renkli yazımda size iftira attım diyeceksin.
Hala bekliyoruz


Bekliyorum
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

Kardeşim, şimdi konu hakkında SADECE Ehl-i sunnetin iki kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şerife dayanan delilini ortaya koy.

Aksi takdirde tasavvuftaki keşif (kalbden geçenleri bilmek) itikadınının Ehl-i sunnete uymadığını itiraf edin veya bize attığınız iftirayı temizleyiniz!

Ben delilerimi zikrettim, siz kabul etmediniz, bu forumda siz güçlüsünüz ben acizim, isterseniz beni tekrar banlayabilirsiniz ama özel mesajdan bir kardeşimizden bir bilgi bekliyorum, o mesaj gelince size haber veririm o vakit banlarsınız.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bir sofi olarak bizim gözümüzde bu site tekfirci diye biliniyor, kendi gibi düşünmeyen üyeleri sünnetten delil bile getirseler allem edip kallem edip üyeliğini sonlandıran bir site.
Not: Akidem Hüseyin Avni Kansızoğlu, Ebubekir Sifil, İhsan Şenocak ile aynıdır. Lütfen başkalarının yanlışları üzerinden bana yüklenmeyin.



Ben delilerimi zikrettim, siz kabul etmediniz, bu forumda siz güçlüsünüz ben acizim, isterseniz beni tekrar banlayabilirsiniz ama özel mesajdan bir kardeşimizden bir bilgi bekliyorum, o mesaj gelince size haber veririm o vakit banlarsınız.

Sen delillerini zikrettin he!


Sana defalarca dedik ki; Biz ehl-i sunnet ve'l Cemaat'ız. Akide konusunda da Kur'an-ı Kerim ve sahih hadislerdir kaynağımız. Sende ehl-i sunnet isen akidede iddia ettiğin 'kalbdeki gizlilikleri bilmeye (keşif)' inancına dair Kur'an-ı Kerim ve sahih hadis-i şerifleri buraya koyunuz ki biz de iman edelim.
Aksi taktirde bu küfür inancında kalmakta ısrar etmekte serbest olsanda ; yukarıdaki islam-tr.org sitemize mavi renkli iftiranda yalan/yanlış ithamda bulunduğunu itiraf edeceksin. Bunu yapmadığın sürece bir daha bu ismin burada kalamayacak. Boşuna hikayeleri delil sanarak buraya koyarak şirki savunmaya çalışma. Biz ehl-i sunnetiz, sizden farklı olarak akidemiz (delilimiz) Kur'an ve sunnettir! Sünnetten delil getirEmeseler bile ehl-i sunnet olduğunu sananlarla ilişkimiz yok!
 
L Çevrimdışı

lafons7275

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Keramet haktır," diye itikad ettikten sonra keramete sınır çizmek, şuraya kadar kerameti kabul ederiz ama şurdan sonra ki olaylar keramete girmez demek hangi ehli sünnette var?

Akide diye kalp ile ilgili verdiğiniz ayetlerin tefsirlerini de okudum, bir tane âlim o ayetleri sizin gibi anlamamış.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"Keramet haktır," diye itikad ettikten sonra keramete sınır çizmek, şuraya kadar kerameti kabul ederiz ama şurdan sonra ki olaylar keramete girmez demek hangi ehli sünnette var?
Akide diye kalp ile ilgili verdiğiniz ayetlerin tefsirlerini de okudum, bir tane âlim o ayetleri sizin gibi anlamamış.
İslam'da Keramet vardır diye bütün pislik şirkleri sınırsızca İslam'dan mı sayacaksın?
Sadece Allah'a mahsus sıfatları sofilerde bilir anlayışı; ehl-i sunnet ve'l cemaat değil; ehl-i hikaye ve'l menkıbe itikadı sahibi kabir sevici sofiyyeye
aittir. Ayrıca bu sapkınlar; muvahhidlere , yukarıda da belgelendiği gibi attığı iftiralara ısrarla istememize rağmen isbatlayamamış, kendi mufteriliğini onaylamış, iftirasından vazgeçmesini söylememize rağmen adım atmadığı gibi sapkınlığında ısrar ederek kişiliğini herkese ifşa etmiştir.
Tüm bunlardan sonra uyarıda söylediğimizi yerine getirmekten başka çaremiz kalmamıştır.
 
Üst Ana Sayfa Alt