'Müminde Stres Olmaz' diyordu bir Psikiyatr.
Cümleyi çok iddiali buldu.
Kur'an Kıssalarına eğildikçe,insanin yasayabilecegi bütün sıkıntıları Nebi ve Rasüllerin yaşadığını gördü. Onlar bütün belâlara ragmen ilahi huzuru yakalamislardi.
Kur'an'a bir de bu gözle bakmaliydı. Kıssalara göz gezdirdi,çekilen eziyetlere işaretler koydu
Yusuf (a.s.)
Kardeşlerinin hasedi sonucu kuyuya atılmış, esir pazarlarinda satılmış, iftiraya ugramış, hapıslerde yıllanmış, babasına-kardeşine hasret kalmış ama yılmamıştı.
Ümidin, tevekkülün ödülü olarak Mısır'a sultan oldu.
'Derdim çok' diyen hangi insan Yusuf (a.s.) kadar belâ çekmiş olabilirdi...?
Yakup (a.s)
40 sene evlat hasretiyle kavrulmuş, ağlamaktan kör olmuş, ümit kesmeden Rabbine yönelmiş, hem gözleri açılmış, hem de evladına kavuşmuştu.
İsa (a.s.)
En yakın talebelerinden biri tarafindan arkadan vuruluyor, ihanete uğruyordu.
Zekeriyya (a.s.)
Kavmi tarafindan öldürülmek üzere kovalanmış, bir ağaç kovuguna sığınmış ama testere ile biçilmekten kurtulamamıştı.Testere ile bedeni biçilen Zekeriyya'dan çikan tek ses:
'Huuuu, Huuuu, Huuuu' idi.
Nuh (a.s.)'a öz oğlu bile iman etmemişti...!!!
Lut (a.s.)
Tebliğinde yalnız kalırken, fitne grupları ile işbirliği yapan; ayni yatağı paylaştığı karısıydı...!!!
Meryem'in (a.s.)
Tertemiz bir genç kızken iffetine dil uzatılıyordu. İftira ve hakarete uĞrayan Meryem, sırlı bir Rasüle anne; gelecek nesillere örnek-mucize bir hanım oluyordu. Kadından Rasül-Nebi yoktu ama ALLAH (c.c.) Meryem'e Cebrail'ini yolluyor, vahiy Meryem'den doğuyordu...!
Eyyub (a.s.)
Deve- koyun sürüleri sahibi iken ağır bir illetle yatağa düşüyor tüm servetini yitiriyordu. Etrafında kimse kalmamış, dışlanmış, insanlar iniltilerinden rahatsiz olmamak için Onu karısı ile bir tepe üzerinde yalnız konaklamaya mecbur etmisti. Sabrının ödülü olarak şifa bulan, 70'inden sonra delikanlı gibi ayaga kalkan da yine Eyyub'tu…
Musa (a.s.)
Kavmi ile birlikte uzun bir sürgün yaşamıştı. Mutluluklari için çırpındığı kavmi mucizeye şahit oldugu halde iman etmiyor, en zor anlarda Musa'yı (a.s.) yalnız bırakıyordu.
Kainatin Efendisi Hz.Muhammed( s.a.v):
Doğmadan önce babadan yetim, altı yaşında, hem de bir yolculukta anneden öksüz kalmış, 8 yaşında dedesini kaybetmiş, tebliğinin ilk yillarında karısı ve amcasının ölümleriyle sarsılmıştı.
Kendi kavmince hakaret-aşağılama- ambargo-dışlanma-taciz edilme vb sıkıntıları çekmekle kalmayıp memleketinden ayrılmak durumunda kalan da O (s.a.v.) idi.
Ömrü savaşlarla geçmiş, buğday bir yana arpa ekmeğine karni doymamişti.
'Ahh Mekke' dediği çok olurdu. Rasül (s.a.v.) gurbette yasamış, gurbete defnedilmişti.
Simdi siz bütün bunlardan sonra halâ 'Moralim bozuk,hayattan zevk almıyorum, stresteyim' mi diyorsunuz...?
Pes yani!..
Kur'an gibi kitabınız, o kitapta onlarca Rasül ve Nebiniz, Kainat Güneşi gibi Önderiniz olacak da stresteyim diyeceksiniz öyle mi...?
Yakışıyor mu size...?
Kıssaları yeniden okuyun!...
Tarih okur gibi değil, kendinizi Rasül-Nebilerin yerine koyarak, sahnede başrol oynadığınızı düşünerek, olayların içine girerek okuyun.
Göreceksiniz ne stres kalacak, ne de sıkıntı...
Sabrin, tevekkülün, teslimiyetin eminliği ile huzur müjdesi alacaksınız.
Niye mi bu kadar iddialıyım?
Ben değil böyle olacağını ALLAH söylüyor:
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele !
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldigi zaman: 'Biz ALLAH'in kullarıyız ve biz O'na döneceğiz' derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
Bakara-155-157
.
Cümleyi çok iddiali buldu.
Kur'an Kıssalarına eğildikçe,insanin yasayabilecegi bütün sıkıntıları Nebi ve Rasüllerin yaşadığını gördü. Onlar bütün belâlara ragmen ilahi huzuru yakalamislardi.
Kur'an'a bir de bu gözle bakmaliydı. Kıssalara göz gezdirdi,çekilen eziyetlere işaretler koydu
Yusuf (a.s.)
Kardeşlerinin hasedi sonucu kuyuya atılmış, esir pazarlarinda satılmış, iftiraya ugramış, hapıslerde yıllanmış, babasına-kardeşine hasret kalmış ama yılmamıştı.
Ümidin, tevekkülün ödülü olarak Mısır'a sultan oldu.
'Derdim çok' diyen hangi insan Yusuf (a.s.) kadar belâ çekmiş olabilirdi...?
Yakup (a.s)
40 sene evlat hasretiyle kavrulmuş, ağlamaktan kör olmuş, ümit kesmeden Rabbine yönelmiş, hem gözleri açılmış, hem de evladına kavuşmuştu.
İsa (a.s.)
En yakın talebelerinden biri tarafindan arkadan vuruluyor, ihanete uğruyordu.
Zekeriyya (a.s.)
Kavmi tarafindan öldürülmek üzere kovalanmış, bir ağaç kovuguna sığınmış ama testere ile biçilmekten kurtulamamıştı.Testere ile bedeni biçilen Zekeriyya'dan çikan tek ses:
'Huuuu, Huuuu, Huuuu' idi.
Nuh (a.s.)'a öz oğlu bile iman etmemişti...!!!
Lut (a.s.)
Tebliğinde yalnız kalırken, fitne grupları ile işbirliği yapan; ayni yatağı paylaştığı karısıydı...!!!
Meryem'in (a.s.)
Tertemiz bir genç kızken iffetine dil uzatılıyordu. İftira ve hakarete uĞrayan Meryem, sırlı bir Rasüle anne; gelecek nesillere örnek-mucize bir hanım oluyordu. Kadından Rasül-Nebi yoktu ama ALLAH (c.c.) Meryem'e Cebrail'ini yolluyor, vahiy Meryem'den doğuyordu...!
Eyyub (a.s.)
Deve- koyun sürüleri sahibi iken ağır bir illetle yatağa düşüyor tüm servetini yitiriyordu. Etrafında kimse kalmamış, dışlanmış, insanlar iniltilerinden rahatsiz olmamak için Onu karısı ile bir tepe üzerinde yalnız konaklamaya mecbur etmisti. Sabrının ödülü olarak şifa bulan, 70'inden sonra delikanlı gibi ayaga kalkan da yine Eyyub'tu…
Musa (a.s.)
Kavmi ile birlikte uzun bir sürgün yaşamıştı. Mutluluklari için çırpındığı kavmi mucizeye şahit oldugu halde iman etmiyor, en zor anlarda Musa'yı (a.s.) yalnız bırakıyordu.
Kainatin Efendisi Hz.Muhammed( s.a.v):
Doğmadan önce babadan yetim, altı yaşında, hem de bir yolculukta anneden öksüz kalmış, 8 yaşında dedesini kaybetmiş, tebliğinin ilk yillarında karısı ve amcasının ölümleriyle sarsılmıştı.
Kendi kavmince hakaret-aşağılama- ambargo-dışlanma-taciz edilme vb sıkıntıları çekmekle kalmayıp memleketinden ayrılmak durumunda kalan da O (s.a.v.) idi.
Ömrü savaşlarla geçmiş, buğday bir yana arpa ekmeğine karni doymamişti.
'Ahh Mekke' dediği çok olurdu. Rasül (s.a.v.) gurbette yasamış, gurbete defnedilmişti.
Simdi siz bütün bunlardan sonra halâ 'Moralim bozuk,hayattan zevk almıyorum, stresteyim' mi diyorsunuz...?
Pes yani!..
Kur'an gibi kitabınız, o kitapta onlarca Rasül ve Nebiniz, Kainat Güneşi gibi Önderiniz olacak da stresteyim diyeceksiniz öyle mi...?
Yakışıyor mu size...?
Kıssaları yeniden okuyun!...
Tarih okur gibi değil, kendinizi Rasül-Nebilerin yerine koyarak, sahnede başrol oynadığınızı düşünerek, olayların içine girerek okuyun.
Göreceksiniz ne stres kalacak, ne de sıkıntı...
Sabrin, tevekkülün, teslimiyetin eminliği ile huzur müjdesi alacaksınız.
Niye mi bu kadar iddialıyım?
Ben değil böyle olacağını ALLAH söylüyor:
Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele !
O sabredenler, kendilerine bir belâ geldigi zaman: 'Biz ALLAH'in kullarıyız ve biz O'na döneceğiz' derler. İşte Rablerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır.
Bakara-155-157
.