Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Müslüman Kimliğine Sahip Çıkmak

Allahu Ekber1 Çevrimdışı

Allahu Ekber1

Al-Wala' wal-Bara'
İslam-TR Üyesi
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Bismillahirahmanirahim

Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu,

Günümüzde Müslüman kimliğini taşımak, bazı çevrelerde zorluklarla karşılaşan bir durum hâline gelmiştir. Müslüman olmak, hatta sadece dış görünüşüyle bile Müslüman olduğunu belli etmek kimi zaman baskı ve küçümsemeyle karşılanabiliyor. İslami değerleri yaşamak isteyen insanlar kimi zaman gerici, yobaz ya da çağ dışı gibi ithamlarla karşılaşabiliyor.

Oysa mümin olmak, insan için büyük izzet ve şeref kaynağıdır.

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
Bismillahirahmanirahim

يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَٓا اِلَى الْمَد۪ينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْاَعَزُّ مِنْهَا الْاَذَلَّۜ وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟

Meal (Mealdeki hatalarin ve yanliş anlaşılmaya neden olacak şeylerden sizden helallik istiyor ve kendinizin hakikati araştırmanızı istiyorum.) ;

Diyorlar ki: “Şayet Medine’ye dönersek en izzetli olan, en zelil olanı çıkarıp sürecektir.” İzzet, Allah’ın, Resûl’ünün ve müminlerindir. Fakat münafıklar bilmezler. (63/Münafikûn, 8)

Müslüman, kimliğinden ve dininden utanmaz; aksine onunla iftihar eder. Ancak günümüzde medya, toplumsal baskı ve bazı çevrelerin karalama kampanyaları neticesinde Müslüman kimliğini taşımanın zorlaştığı bir gerçektir.

Bu baskılar karşısında bir Müslüman nasıl tavır almalıdır? Müslüman olduğunu açıkça göstermekten çekinen veya bu konuda tereddüt yaşayan kardeşlerimiz bu durumu nasıl aşabilir?

İzzetin yalnızca Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ) katında olduğunu bilmek
Müminin şerefi, makamda, mevkide veya insanların övgüsünde değil; Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ)’a olan bağlılığındadır. Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ)’ın razı olduğu bir kul olmanın izzeti, insanların övgüsünden de kınamasından da üstündür.

Müslüman kimliğine sahip çıkmak
Kıyafetimizde, konuşmamızda, hâl ve tavırlarımızda Müslüman olduğumuzu göstermekten utanmamalıyız.

İlmiyle sağlam bir duruş sergilemek
Müslümanlar olarak inancımızı ilimle desteklemek, şüphe ve vesveselere karşı güçlü bir silahtır biiznillah.

Sabır ve metanetle hareket etmek
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabı da baskı ve zulüm görmüş; ancak sabır ve kararlılıkla Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ)’ın dinini tebliğ etmişlerdir. Onların örnekliği, bu konuda bize yol gösterici olmalıdır.

Müslüman kimliğimizi korumak ve baskılar karşısında sağlam durmak hepimizin üzerine düşen önemli bir sorumluluktur. Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ) bizleri bu konuda güçlü kılsın ve kalplerimize sebat versin.

Bu yazıyı okuyan kardeşim, bu konu hakkında sizin de yaşadığınız anılar, karşılaştığınız zorluklar veya bulduğunuz çözümler varsa dinlemek isterim inşâAllah. Belki sizin tecrübeleriniz de bir başka kardeşimize ışık olur.

Sözlerimde hata etmişsem, bilerek veya bilmeden yanlış bir şey söylemiş ya da eksik ifade kullanmışsam Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ)’tan af dilerim ve siz kardeşlerimden de helallik ve beni uyarmanızı isterim.

Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ) bizleri faydalı ilim öğrenen, öğrendikleriyle amel eden, hakka tabi olan ve bâtıldan sakınan kullarından eylesin.

Vesselâm
 
Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Küçükken içinde bulunduğum demokrat çevre, devletin eğitim sistemi ve laik medya gibi etkenler hasebiyle, çözümün ve kurtuluşun devlette olduğuna inan(dırıl)ıyorum.

El kaide, Taliban gibi mucahid hareketleri terörist olarak görüyorum. Hatta etrafımda, dünyadaki tüm örgütleri abd nin kurduğu ve kurtuluşun demokratlarda olduğu söyleniyor. Ben de çocuğum diye inanıyorum.

Zaman ilerliyor. Ve sözde kendisinde kurtuluşun olduğu devletin iğrenç sisteminin kendi akranlarımı ne hale getirdiğini görüyorum artı olarak beni ne duruma düşürdüğünü de görüyorum.

Akranlarımın eriyip gittiğini, o hayalı insanların nasıl çılgınca ahlaksızlıklara yöneldiğini, nasıl toplu irtidatlar başladığını ve insanların şüphelere kapıldığını görüyorum.

Lisede gördüklerimi söyleyemem bile ve bütün bunlara rağmen benim yalnızca eğitimime odaklanılması, ailemin benim İslâmi terbiye almam için uğraşmaması ve beni o bozuk ortamlara sokup sadece aldığım nota bakması beni öfkelendiriyor. 11.sınıfın ilk dönemi olması lazım felsefe dersinde insanları şüpheye düşürmeye çalıştığını görüyordum öğretmenin ve bu sinirlendiriyordu bayağı. Felsefe hocası ile ders içinde kapışmam bu hususta ilk sert adımlarımdan biri olabilir ve onu susturduğum için tebrik etmişlerdi. Beni bu tartışmaya sevkeden şeylerden birisi sınıftakileri şüpheye düşürmeye başlamasıydı. Bu benim atatürkçülükten kurtulup önce Nurculuğa sonra Mısıroğluculuğa sarktığım dönemden bir kısım

Ve çözümün mezkûr devlette olduğu inancının nasıl bir propaganda ve safsata olduğunu zamanla gördükçe daha da görüyorum.

Ben sistemin hatalarına karşı çıkınca cumhuriyete ve laikliğe karşı çıkınca devlet düşmanı ilan edilip bana nasıl saldırıldığını ailemin ve sözde arkadaşların nasıl cephe aldığını ve zihinlerin nasıl hipnoz edildiğini farkediyorum.

Lise sonda bu hususta sınıfla münazaralara girmiştim o dönem Mısıroğlu ilham kaynağımdı

İnsanlardaki bu hipnoz durumu beni -modern ifadeyle- radikalleştiriyor, devletle bağlarım bir bir kopuyor.

Ve haklarında bin bir mevzu uydurulan Taliban ve El Kaide gibi hareketlerin aslında bir terör örgütü değil, nesillerin ve zihinlerin işte bu ifsada sürüklenmesine mani olmaya çalışan mucahidler olduğunu ve onların davasının haklı olduğunu görüyorum.

Demokrasinin insanları ne hale getirdiğini daha iyi görüyorum. Üniversite ortamını görünce insanların düştüğü rezilliğin ayrı bir seviyesini gördüm nasıl hayvanileşildiği ve İslâm ile alakanın kalmadığını. İşte sözde çözüm olacak demokrat düzen bu hale getiriyordu insanları.

Bu süreçte çeşitli olaylar ve munazaraları seyretmem sebebiyle itikadım da değişiyor ve Selefi oluyorum. Ve yine bu süreçte tasavvufi düşüncelerim de artık benden uzaklaşıyor.

İslâm ve Filistin lafzı üzerinden medyayı doyurarak geçinen malum devletin, aslında kendi çıkarlarını düşündüğünü ve İslâmı da kendi çıkarları ile uyuşunca kullanmaya kalktığını, aynı devletin, Müslümanlara saldıran Mali devleti ve Somali devleti gibi devletlere nasıl son teknolojiler gönderdiğini ve Malinin bayraktar ile katliam yaptığını, birkaç ay öncesine kadar tr-suriye barışı için kendisine yalvardığı esadın nasıl bir aşağılık olduğunu ve ona karşı savaşanların bunca zaman terörist ilan edildiğini, Taliban gibi nesillerin ifsadına engel olmaya çalışan bir mucahid hükümeti utanmadan eleştirdiklerini görüyorum.

Bu haliyle beni daha da -devlet terminolojisi ile- radikalleştiriyor.

Ak partili İslâmcı atatürkçü sentezi demokratların peşinden gidip onların da küfür sözlerini tevil etmeye çalışan ne olduğu belirsiz karışık bir çocuktan;

koyu antikemalist, demokrat düşmanı, hatta ekrem mevzusundan sonra yaşanan isyanları ve Ak parti ile chp nin birbirini yemesini keyifle seyreden, çözümün demokrat kıvırmaları ile müşriklere bize oy verin diye yalvarmada değil, cihadda olduğunu anlamış olan Talibancı ve Usameci Selefi bir hayata geçiş sürecimin özeti.
 
Son düzenleme:
Allahu Ekber1 Çevrimdışı

Allahu Ekber1

Al-Wala' wal-Bara'
İslam-TR Üyesi
Küçükken içinde bulunduğum demokrat çevre, devletin eğitim sistemi ve laik medya gibi etkenler hasebiyle, çözümün ve kurtuluşun devlette olduğuna inan(dırıl)ıyorum. El kaide, Taliban gibi mucahid hareketleri terörist olarak görüyorum. Hatta etrafımda, dünyadaki tüm örgütleri abd nin kurduğu ve kurtuluşun demokratlarda olduğu söyleniyor. Ben de çocuğum diye inanıyorum.

Zaman ilerliyor. Ve sözde kendisinde kurtuluşun olduğu devletin iğrenç sisteminin kendi akranlarımı ne hale getirdiğini görüyorum artı olarak beni ne duruma düşürdüğünü de görüyorum.

Akranlarımın eriyip gittiğini, o hayalı insanların nasıl çılgınca ahlaksızlıklara yöneldiğini, nasıl toplu irtidatlar başladığını ve insanların şüphelere kapıldığını görüyorum. Lisede gördüklerimi söyleyemem bile ve bütün bunlara rağmen benim yalnızca eğitimime odaklanılması, ailemin benim İslâmi terbiye almam için uğraşmaması ve beni o bozuk ortamlara sokup sadece aldığım nota bakması beni öfkelendiriyor. 11.sınıfın ilk dönemi olması lazım felsefe dersinde insanları şüpheye düşürmeye çalıştığını görüyordum öğretmenin ve bu sinirlendiriyordu bayağı. Felsefe hocası ile ders içinde kapışmam bu hususta ilk sert adımlarımdan biri olabilir ve onu susturduğum için tebrik etmişlerdi. Beni bu tartışmaya sevkeden sınıftakileri şüpheye düşürmeye başlamasıydı. Bu benim atatürkçülükten kurtulup önce Nurculuğa sonra Mısıroğluculuğa sarktığım dönemden bir kısım

Ve çözümün mezkûr devlette olduğu inancının nasıl bir propaganda ve safsata olduğunu zamanla gördükçe daha da görüyorum.

Ben sistemin hatalarına karşı çıkınca cumhuriyete ve laikliğe karşı çıkınca devlet düşmanı ilan edilip bana nasıl saldırıldığını ailemin ve sözde arkadaşların nasıl cephe aldığını ve zihinlerin nasıl hipnoz edildiğini farkediyorum. Lise sonda bu hususta sınıfla münazaralara girmiştim o dönem Mısıroğlu ilham kaynağımdı

İnsanlardaki bu hipnoz durumu beni -modern ifadeyle- radikalleştiriyor, devletle bağlarım bir bir kopuyor.

Ve haklarında bin bir mevzu uydurulan Taliban ve El Kaide gibi hareketlerin aslında bir terör örgütü değil, nesillerin ve zihinlerin işte bu ifsada sürüklenmesine mani olmaya çalışan mucahidler olduğunu ve onların davasının haklı olduğunu görüyorum. Demokrasinin insanları ne hale getirdiğini daha iyi görüyorum. Üniversite ortamını görünce insanların düştüğü rezilliğin ayrı bir seviyesini gördüm nasıl hayvanileşildiği ve İslâm ile alakanın kalmadığını. İşte sözde çözüm olacak demokrat düzen bu hale getiriyordu insanları.

Bu süreçte çeşitli olaylar ve munazaraları seyretmem sebebiyle itikadım da değişiyor ve Selefi oluyorum. Ve yine bu süreçte tasavvufi düşüncelerim de artık benden uzaklaşıyor.

İslâm ve Filistin lafzı üzerinden medyayı doyurarak geçinen malum devletin, aslında kendi çıkarlarını düşündüğünü ve İslâmı da kendi çıkarları ile uyuşunca kullanmaya kalktığını, aynı devletin, Müslümanlara saldıran Mali devleti ve Somali devleti gibi devletlere nasıl son teknolojiler gönderdiğini ve Malinin bayraktar ile katliam yaptığını, birkaç ay öncesine kadar tr-suriye barışı için kendisine yalvardığı esadın nasıl bir aşağılık olduğunu ve ona karşı savaşanların bunca zaman terörist ilan edildiğini, Taliban gibi nesillerin ifsadına engel olmaya çalışan bir mucahid hükümeti utanmadan eleştirdiklerini görüyorum.

Bu haliyle beni daha da -devlet terminolojisi ile- radikalleştiriyor.

Ak partili İslâmcı atatürkçü sentezi demokratların peşinden gidip onların da küfür sözlerini tevil etmeye çalışan ne olduğu belirsiz karışık bir çocuktan;
koyu antikemalist, demokrat düşmanı, hatta ekrem mevzusundan sonra yaşanan isyanları ve Ak parti ile chp nin birbirini yemesini keyifle seyreden, çözümün demokrat kıvırmaları ile müşriklere bize oy verin diye yalvarmada değil, cihadda olduğunu anlamış olan Talibancı ve Usameci Selefi bir hayata geçiş sürecimin özeti.
Allah (Subhânahu wa Ta‘âlâ) bizi hak yola koysun, hak yoldan ayırmasın, Amin Ecmain.
 
Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Devlet terminolojisi ile "radikalleşme" sürecimde en etkili olan sebeplerden birisi lise ve üniversitenin rezilliğini içeriden görmüş ve içindeki İslâmi duyguların yok olmadığı birisi olmamdı. Okulların rezilliği benim radikalleşmemde çok etkili oldu. Ben okulların çocuklari ne hale getirdiğini gayet bilen birisiyim. Onca insan gözümün önünde çürüyüp gitti. Dikkat ettiyseniz önceki nesilde genelde kadınlar dindardır, erkekler o kadar değildir. Çünkü o dönem erkekler okula gidiyor kadınlar gitmiyordu. Gitmedikleri için dindar kalıyorlardı. Şimdi kızlar da okula gidiyor ne hale geldiklerine bakın. Türkiye'de okul okumak haramdır aksini inkar eden kafirdir.


Acm de çıkıp erkek kız karışık sistemde sorun olmadığını söylüyor ve karma sisteme karşı çıkanları eleştiriyor, yorumlarda da teşekkür ediliyor kendisine. Arz da nefsi üzerine, taleb de nefsi üzerine. Gerçek İslâm bunlardan beridir
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Küçükken içinde bulunduğum demokrat çevre, devletin eğitim sistemi ve laik medya gibi etkenler hasebiyle, çözümün ve kurtuluşun devlette olduğuna inan(dırıl)ıyorum.

El kaide, Taliban gibi mucahid hareketleri terörist olarak görüyorum. Hatta etrafımda, dünyadaki tüm örgütleri abd nin kurduğu ve kurtuluşun demokratlarda olduğu söyleniyor. Ben de çocuğum diye inanıyorum.

Zaman ilerliyor. Ve sözde kendisinde kurtuluşun olduğu devletin iğrenç sisteminin kendi akranlarımı ne hale getirdiğini görüyorum artı olarak beni ne duruma düşürdüğünü de görüyorum.

Akranlarımın eriyip gittiğini, o hayalı insanların nasıl çılgınca ahlaksızlıklara yöneldiğini, nasıl toplu irtidatlar başladığını ve insanların şüphelere kapıldığını görüyorum.

Lisede gördüklerimi söyleyemem bile ve bütün bunlara rağmen benim yalnızca eğitimime odaklanılması, ailemin benim İslâmi terbiye almam için uğraşmaması ve beni o bozuk ortamlara sokup sadece aldığım nota bakması beni öfkelendiriyor. 11.sınıfın ilk dönemi olması lazım felsefe dersinde insanları şüpheye düşürmeye çalıştığını görüyordum öğretmenin ve bu sinirlendiriyordu bayağı. Felsefe hocası ile ders içinde kapışmam bu hususta ilk sert adımlarımdan biri olabilir ve onu susturduğum için tebrik etmişlerdi. Beni bu tartışmaya sevkeden şeylerden birisi sınıftakileri şüpheye düşürmeye başlamasıydı. Bu benim atatürkçülükten kurtulup önce Nurculuğa sonra Mısıroğluculuğa sarktığım dönemden bir kısım

Ve çözümün mezkûr devlette olduğu inancının nasıl bir propaganda ve safsata olduğunu zamanla gördükçe daha da görüyorum.

Ben sistemin hatalarına karşı çıkınca cumhuriyete ve laikliğe karşı çıkınca devlet düşmanı ilan edilip bana nasıl saldırıldığını ailemin ve sözde arkadaşların nasıl cephe aldığını ve zihinlerin nasıl hipnoz edildiğini farkediyorum.

Lise sonda bu hususta sınıfla münazaralara girmiştim o dönem Mısıroğlu ilham kaynağımdı

İnsanlardaki bu hipnoz durumu beni -modern ifadeyle- radikalleştiriyor, devletle bağlarım bir bir kopuyor.

Ve haklarında bin bir mevzu uydurulan Taliban ve El Kaide gibi hareketlerin aslında bir terör örgütü değil, nesillerin ve zihinlerin işte bu ifsada sürüklenmesine mani olmaya çalışan mucahidler olduğunu ve onların davasının haklı olduğunu görüyorum.

Demokrasinin insanları ne hale getirdiğini daha iyi görüyorum. Üniversite ortamını görünce insanların düştüğü rezilliğin ayrı bir seviyesini gördüm nasıl hayvanileşildiği ve İslâm ile alakanın kalmadığını. İşte sözde çözüm olacak demokrat düzen bu hale getiriyordu insanları.

Bu süreçte çeşitli olaylar ve munazaraları seyretmem sebebiyle itikadım da değişiyor ve Selefi oluyorum. Ve yine bu süreçte tasavvufi düşüncelerim de artık benden uzaklaşıyor.

İslâm ve Filistin lafzı üzerinden medyayı doyurarak geçinen malum devletin, aslında kendi çıkarlarını düşündüğünü ve İslâmı da kendi çıkarları ile uyuşunca kullanmaya kalktığını, aynı devletin, Müslümanlara saldıran Mali devleti ve Somali devleti gibi devletlere nasıl son teknolojiler gönderdiğini ve Malinin bayraktar ile katliam yaptığını, birkaç ay öncesine kadar tr-suriye barışı için kendisine yalvardığı esadın nasıl bir aşağılık olduğunu ve ona karşı savaşanların bunca zaman terörist ilan edildiğini, Taliban gibi nesillerin ifsadına engel olmaya çalışan bir mucahid hükümeti utanmadan eleştirdiklerini görüyorum.

Bu haliyle beni daha da -devlet terminolojisi ile- radikalleştiriyor.

Ak partili İslâmcı atatürkçü sentezi demokratların peşinden gidip onların da küfür sözlerini tevil etmeye çalışan ne olduğu belirsiz karışık bir çocuktan;

koyu antikemalist, demokrat düşmanı, hatta ekrem mevzusundan sonra yaşanan isyanları ve Ak parti ile chp nin birbirini yemesini keyifle seyreden, çözümün demokrat kıvırmaları ile müşriklere bize oy verin diye yalvarmada değil, cihadda olduğunu anlamış olan Talibancı ve Usameci Selefi bir hayata geçiş sürecimin özeti.
Sana hidayeti nasip eden Allah'a hamd olsun. Elhamdülillah.

Tüm mesele eğitimden kaynaklanıyor. Her aile kendi evinde İslami yaşamış olsa zaten İslam kendiliğinden hakim olacak. Ancak insanlar ebeveynlik yapmayı sadece dünya meselelerinde biliyor ki bazıları onu da bilmiyor. Ebeveyn çocuğuna gerekli eğitimi vermiyor. Aramızda kaç kişi ebeveynin den gerekli İslam eğitimini aldı? Vallahi bir elin parmaklarını geçmez diye düşünüyorum. Elhamdülillah benim ebeveynlerim bana gerekli eğitimleri verdiler ancak ebeveynleri gerekli eğitimi vermemiş olan bazı kardeşlerimin hidayete sonradan ulaşmaları beni çok sevindiriyor ve Allah'a olan bağımı kuvvetlendiriyor.

Vallahi Allah her insana hidayeti vermez. Hidayeti verdiği kullarını Allah azze ve celle seviyordur. İslam eğitimi veren bir ailede büyüsen bile bozuk, sapkın ve alçak bir birey olabiliyorsun. Bu yüzden Allah'ın hidayeti herkeze ulaşmaz, herkes bu hidayeti alamaz, herkeze bu hidayet nasip olmaz. Bu yüzden bizlere hidayeti veren Allah'a hamd olsun. Bizi kardeş kılan Allah'a hamd olsun. Allah hidayetimizi ve ilmimizi arttırsın. Amin ecmain.
 
Horasan Fedaisi Çevrimdışı

Horasan Fedaisi

Hayye ale'l-cihad
İslam-TR Üyesi
Sana hidayeti nasip eden Allah'a hamd olsun. Elhamdülillah.

Tüm mesele eğitimden kaynaklanıyor. Her aile kendi evinde İslami yaşamış olsa zaten İslam kendiliğinden hakim olacak. Ancak insanlar ebeveynlik yapmayı sadece dünya meselelerinde biliyor ki bazıları onu da bilmiyor. Ebeveyn çocuğuna gerekli eğitimi vermiyor. Aramızda kaç kişi ebeveynin den gerekli İslam eğitimini aldı? Vallahi bir elin parmaklarını geçmez diye düşünüyorum. Elhamdülillah benim ebeveynlerim bana gerekli eğitimleri verdiler ancak ebeveynleri gerekli eğitimi vermemiş olan bazı kardeşlerimin hidayete sonradan ulaşmaları beni çok sevindiriyor ve Allah'a olan bağımı kuvvetlendiriyor.

Vallahi Allah her insana hidayeti vermez. Hidayeti verdiği kullarını Allah azze ve celle seviyordur. İslam eğitimi veren bir ailede büyüsen bile bozuk, sapkın ve alçak bir birey olabiliyorsun. Bu yüzden Allah'ın hidayeti herkeze ulaşmaz, herkes bu hidayeti alamaz, herkeze bu hidayet nasip olmaz. Bu yüzden bizlere hidayeti veren Allah'a hamd olsun. Bizi kardeş kılan Allah'a hamd olsun. Allah hidayetimizi ve ilmimizi arttırsın. Amin ecmain.

Amin Ecmain. Allah hidayet üzere sabit kılsın cümlemizi
 
Üst Ana Sayfa Alt