Kur’an’a dokunmadan abdestsiz olarak okumanın caiz olduğunda alimler ittifak etmişlerdir. Mushafa abdestsiz olarak dokunmak hususunda ihtilaf edilmiştir.(Bkz.: İbni Ebi Şeybe (1/125vd.) Abdurrazzak (1/265)
Bunun haram olduğunu söylemek için mutlaka Kitap veya sahih sünnetten delil bulunması gerekir. Lakin buna dair sahih bir delil varid olmamıştır. Cünüp veya hayızlının Kuran okumasına gelince, bu konuda da ihtilaf edilmiştir. Yine bu hususta Kitap ve sünnetten açık bir delil bulunmadığı için haram olduğu söylenemez. Bilakis müslüman kişi, abdestsiz halinde, cünüp veya hayızlı halinde dahi temiz olduğu için bunun caiz olması doğruya daha yakındır. Yine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in müşrik devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda tam ayet yazdırması, bunun caiz olduğunu gösteren hususlardır. Ancak mushafa taharet üzere okumanın müstehap olduğuna işaret eden deliller de varid olmuştur:
وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سُفْيَانَ أَنَّ هِرَقْلَ دَعَا بِكِتَابِ النَّبِىِّ - صلى الله عليه وسلم - فَقَرَأَ فَإِذَا فِيهِ « بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَ ( يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ ) » . الآيَةَ
İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki; Bana Ebu Sufyan haber verdi ki; Hirakl, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in mektubunu getirtti ve okuduğunda şunların yazılı olduğunu gördü: “Bismillahirrahmanirrahim. Ey ehl-i kitab! Ortak kelimeye geliniz…” Ayetin tamamını okudu (Buhari (1/78, 6/128, 8/186) Buhari Halku Ef’ali’l-İbad (496-500) İbn Hazm el-Muhalla’da (1/82)
İbn Hazm el-Muhalla’da (1/82); Bunu isnadıyla İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet etmiş ve arkasından şöyle demiştir: “İşte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem içinde bu ayetin yazılı olduğu mektubu hristiyan birine göndermiştir.”
وَكَانَ النَّبِىُّ - صلى الله عليه وسلم - يَذْكُرُ اللَّهَ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ
İmam Buhari ve başkalarının Aişe radıyallahu anha’dan rivayetine göre “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her durumda Allah’ı zikrederdi” demiştir. Kuran okumak, Allah’ı zikretmenin en kâmil şekillerindendir. Bu hadiste “her durumda zikrederdi” ifadesi genel olup bunu tahsis eden bir ibare gelmemiştir.
وَقَالَ إِبْرَاهِيمُ لاَ بَأْسَ أَنْ تَقْرَأَ الآيَةَ
İbrahim en-Nehaî; “Hayızlı kadının ayet okumasında sakınca yoktur” demiştir (Buhari (Hayız 7) İbn Hacer’in Fethul Bari’de belirttiğine göre bunun benzeri İmam Malik’ten de rivayet edilmiştir.
Said Bin Cübeyr , İkrime, Said b. El-Museyyeb , Davud, İbn Hazm , Buhari , Taberi, İbnul Münzir ve başka âlimler cünübün Kur’an okumasında sakınca görmemişlerdir. (İbn Ebi Şeybe (1/126) Abdurrazzak (1/261 no: 1310) İbn Hazm el-Muhalla (1/82) Buhari (Hayz 7) El-Evsat (1/313) El-Begavi Şethus Sünne (2/43) Elbani Temamul Minneh (s.118) İrvaul Galil (2/245) Fetaval Ezher (8/88, 419)
حدثنا محمد بن إسماعيل ، ثنا زياد بن أيوب ، ثنا أبو عبيدة ، ثنا عبيد بن عبيدة ، من بني عباب الناجي قال : قرأ ابن عباس شيئا من القرآن وهو جنب فقيل له في ذلك فقال : ما في جوفي أكثر من ذلك
İbn Munzir el-Evsat no: 601; Ubeyd b. Ubeyde dedi ki: “İbn Abbas radıyallahu anhuma cünüp iken Kurandan bir şey okudu. Ona bu konuda sorulunca şöyle dedi: “Benim ezberimde bundan fazlası vardır.”
حدثنا موسى بن هارون ، أنا إسحاق بن راهويه ، أنا بقية ، عن شعيب ، عن الزهري ، عن عبد الرحمن بن مكمل ، عن ابن عباس ، قال : لا بأس أن يقرأ الجنب الآية ونحوها
İbn Munzir el-Evsat no: 602; İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Cünübün bir ayet veya bunun gibisini okumasında sakınca yoktur”
قَرَأت عَلَى فَاطِمَة بنت مُحَمَّد الْهَادِي أخْبركُم أَبُو نصر بن الشِّيرَازِيّ فِي كِتَابه عَن شيخ الْإِسْلَام أبي حَفْص السهروردي أَنا أَبُو زرْعَة الْمَقْدِسِي أَنا عَبدُوس بن عبد الله أَنا أَبُو بكر الطوسي ثَنَا أَبُو الْعَبَّاس الْأَصَم ثَنَا أَبُو عتبَة ثَنَا بَقِيَّة ثَنَا شُعَيْب عَن الزُّهْرِيّ عَن عبد الله بن عبد الرَّحْمَن بن مكمل ((أَنه سمع ابْن عَبَّاس يَقُول لَا بَأْس أَن يقْرَأ الْجنب الْآيَة وَنَحْوهَا))
İbn Hacer Tağliku’t-Ta’lik’te isnadıyla Abdullah b. Abdirrahman b. Mükemil’den rivayet ediyor; İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Cünübün bir ayet veya benzer miktarda okumasında sakınca yoktur. (Tağliku’t-Ta’lik (2/171)
وحدثونا عن محمود بن آدم ، ثنا الفضل بن موسى ، ثنا الحسين يعني ابن واقد ، عن يزيد النحوي ، عن عكرمة ، عن ابن عباس ، أنه كان يقرأ ورده وهو جنب
İbn Munzir el-Evsat no: 603; İkrime dedi ki: “İbn Abbas cünüp olduğu halde virdlerini (hergün okumayı adet edindiği ayetleri ve zikirleri) okurdu” İbn Hacer Tağliku’t-Ta’likte isnadının sahih olduğunu söylemiştir.
وَأما قَول ابْن عَبَّاس فَقَالَ ابْن أبي شيبَة فِي المُصَنّف حَدثنَا الثَّقَفِيّ عَن خَالِد عَن عِكْرِمَة عَن ابْن عَبَّاس ((أَنه كَانَ لَا يرَى بَأْسا أَن يقْرَأ الْجنب الْآيَة والآيتين))
İbn Hacer Tağliku’t-Ta’lik’te; İkrime’den: “İbn Abbas radıyallahu anhuma cünübün bir veya iki ayet okumasında sakınca görmezdi.” Tağliku’t-Ta’lik (2/171)
حدثنا عثمان بن نمير ، ثنا عتبة بن عبد الله ، أنا أبو غانم وهو يونس بن نافع ، عن أبي مجلز ، قال : دخلت على ابن عباس فقلت له : أيقرأ الجنب القرآن ؟ قال : دخلت علي وقد قرأت سبع القرآن وأنا جنب وكان عكرمة لا يرى بأسا للجنب أن يقرأ القرآن ، وقيل لسعيد بن المسيب : أيقرأ الجنب القرآن ؟ قال : نعم أليس في جوفه
İbn Munzir el-Evsat no: 604; Ebu Miclez’den; “İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın yanına girdim ve ona; “Cünüp Kur’an okuyabilir mi?” diye sordum. Dedi ki; “Sen girdiğinde ben cünüp olduğum halde Kur’anın yedide birini okumuştum.” İkrime de cünübün Kur’an okumasında sakınca görmezdi. Said b. El-Museyyeb’e: “Cünüp Kur’an okuyabilir mi?” diye soruldu. Dedi ki: “Evet, zaten ezberinde bulunmuyor mu?”
عَنْ نَصْرٍ الْبَاهِلِيِّ. قَالَ: كَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ يَقْرَأُ الْبَقَرَةَ وَهُوَ جُنُبٌ
İbn Hazm el-Muhalla’da (1/79) Nasr el-Bahili’den rivayet ediyor: “İbn Abbas radıyallahu anhuma cünüp iken Bakara suresini okudu”
Abdestsiz olarak Mushaf’a dokunulamayacağını söyleyen âlimler şu hadisleri delil getirirler;
1- Amr Bin Hazm radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Kur’an’a ancak temiz olan kimse dokunabilir.” (Darekutni (1/121) Beyhaki (1/87) Elbani el-İrva (122) Busayri İthaf (726) Metalibul Aliye (91) sahihtir.)
Ancak bu hadiste geçen “temiz” kelimesi, şu üç sınıf arasında ortak bir tabirdir:
a- Cünüp olmayan kimse: Bu anlamda olmasının delili; “Eğer cünüp iseniz temizlenin”(Maide 6) ayetidir.
b- Abdestli olan kimse: Bu anlamda oluşunun delili de; Mugire radıyallahu anh’ın Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mestlerini çıkarmaya davranması üzerine; “Onları bırak, zira ben onları temiz (abdestli) iken giydim buyurmasıdır.
c- Bedeninde necaset olmayan kimse ve mü’min kişi: Bu anlamda olmasının delili; “Müşrikler ancak bir pisliktir.”(Tevbe 28) ayeti ile “Mümin necis olmaz” hadisidir.
Aşağıda geleceği üzere bu hadiste necislikle vasfedilen kafir kastedilmektedir. Allahu a’lem. Bu sebeple abdestsiz olarak Kur’ana dokunulmayacağına bu hadiste bir delil yoktur. Bununla birlikte sahih rivayette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; “Ben ancak namaz kılacağım zaman abdest almakla emrolundum” buyurmuştur. (Müslim (374) Tirmizi (1847) Ebu Davud (3760) Nesai (1/85) Ahmed (1/282, 359) İbni Huzeyme (1/23, 109) Taberani (11/122) Ebu Avane (1/229) İbni Ebi Şeybe (5/130) Beyhaki (7/276) Darimi (1/216) Tahavi Şerhu Maanil Âsâr (1/128)
2- Abdullah bin Seleme dedi ki; “Ali bin Ebi Talib’in yanına girdim. Bana dedi ki; “Cünüplük dışında hiçbir şey Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i Kuran okumaktan perdelemezdi (veya şöyle dedi; alıkoymazdı).” (Zayıftır. İsnadında Abdullah bin Selime tek kalmış olup o ihtiyarlayınca aklı karışmış ve bunu ancak aklı karıştıktan sonra rivayet etmiştir. Bkz.: İbni Hibban (3/79) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (2/214) Ebu Ya’la (1/288, 327, 400, 436) Taberani Evsat (7/9, 121) Darekutni (1/119) Darekutni İlel (3/248-250) İbnul Ca’d Müsned (59) Beyhaki Şuab (2/379) Rafii et-Tedvin (2/495) Fethul Bari (1/408) Zeylai Nasbur Raye (1/196) Elbani Daifu Süneni Ebi Davud (30)
Hadis âlimlerimizin açık beyanlarına göre isnadında Abdullah bin Selime tek kalmış olup o ihtiyarlayınca aklı karışmış ve bunu ancak aklı karıştıktan sonra rivayet etmiştir. Bu rivayette zayıflık olmakla beraber Hafız İbn Hacer gibi bazı âlimler hasen saymışlardır. İbn Hacer; “Delil olarak kullanılmaya müsaittir ancak bu tartışmaya açıktır” demiştir. Rivayetin bir lafzında “Cünüp iken bir ayet dahi okumazdı” (Ahmed (1/110 no:830) Ziyaul Makdisi el-Muhtare (621) ziyadesi gelmiş ise de sabit olmamıştır, Allame el-Elbani bu ziyadenin zayıf, mevkuf ve münker olduğunu belirtmiştir. (Bu konuda detaylı bilgi için bkz.: Elbani el-İrvaul Galil (2/243) Zayıf olmasının sebebi Ebul Gurayf adlı ravidir. Ravileri güvenilir saymada gevşek oluşu bilinen İbn Hibban’dan başkası onu güvenilir saymamıştır. Muhaddisler İbn Hibban rahimehullah’ın ta’dilde tek kalmasına itibar etmemişlerdir. Fakat Ebul Gurayf hakkında Ebu Hatem er-Razi; “Hakkında eleştiriler vardır, rivayette meşhur değildir” demiştir. Neticede bu ravinin durumu meçhullükten kurtulmadığı gibi, hakkında eleştiriler olduğu da belirtildiğinden zayıftır. Darekutni bu rivayetin mevkuf olduğu illetini belirtmiştir. Münker olmasına gelince bu ziyade sadece Aiz Bin Habib’in rivayeti olarak gelmiştir. Bu hadisi nakleden diğer raviler bu ziyadeyi zikretmemişlerdir. Aiz Bin Habib ise, İbn Adiy’in de dediği gibi münker rivayetlerde bulunur.
Fakat sahih olduğu kabul edilse bile bu fiîlî bir hadistir ve bundan yasaklama söz konusu olmadığı için ancak müstehaplık ifade eder. İbn Huzeyme dedi ki; “Bu hadis cünübün Kuran okumasına engel değildir. Zira burada yasaklama olmayıp yalnızca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in fiili nakledilmektedir.” (İbn Hacer Telhisul Habir (s.15)
İmam Buhari ve başkalarının Aişe radıyallahu anha’dan rivayetine göre “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her durumda Allah’ı zikrederdi” demiştir. Kuran okumak, Allah’ı zikretmenin en kâmil şekillerindendir. Bu hadiste “her durumda zikrederdi” ifadesi genel olup bunu tahsis eden bir ibare gelmemiştir.
Cünüp olarak Kur’an’a dokunulmayacağını söyleyen alimler; “Doğrusu bu Kitap, sadece temiz olanların dokunabileceği, saklı bir Kitap'da (Levhi mahfuz’da) mevcutken alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'dir.”(Vakıa 77-80) ayetini de delil getirirler. Lakin bu ayetteki zamir, ayetlerin siyakından da anlaşılacağı üzere Levh-i Mahfuz’a aittir ve temiz olanlar ile kastedilen de meleklerdir. Ayrıca cünüp olan mümin, Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisinde de geçtiği gibi, necis değil, temizdir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den dedi ki; “Medine yollarından birinde, ben cünüp iken Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana rastladı. Gizlendim, gidip yıkandım ve geldim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
“Nerede kaldın Ya Eba Hureyre?” dedi. Ben:
“Cünüp idim, temizlenmeden seninle beraber oturmayı doğru bulmadım.” dedim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“Subhanallah, müslüman necis olmaz.” (Buhari, Gusl: 23(285) Müslim (371) Ebu Davud (231) Tirmizi (121) Ahmed b. Hanbel (2/235, 382, 471) Nesai (1/145) Beyhaki (1/189)
Mü’min ister cünüp veya hayızlı, ister abdestsiz olsun temizdir. Ona ne hakiki anlamda ne de mecazi anlamda “necis” denilemez. Düşman topraklarına Mushaf ile sefer edilmesini yasaklayan hadis (Buhârî, (Cihâd 129) Müslim, (İmâre 92–94) Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, (Cihâd 81); İbni Mâce, (Cihâd 45) Mushaf’ın, necis olmakla vasfedilen müşriklerin eline geçmemesi içindir. Lakin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Hirakl’e gönderdiği mektupta ayetler yazılı idi. (Bkz.: Buhari (hayız 7) ayrıca imam Buhari’nin Halku Ef’alil İbad adlı eserine bakınız.) Bu rivayet, kâfirin ayetler yazılı olan kâğıda dokunup okumasında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sakınca görmediğini gösterir. Ama cünübün Mushaf’a dokunmasının caiz olması hususunda açık değildir. Bazı âlimler üzerinde ayet yazılı olan kâğıt ile Mushaf arasında ayrım yaparak ayet yazılı olan kâğıda veya tefsirlere cünüp yahut Hayızlı olanın dokunabilse de Mushaf’a dokunamayacağını söylemişlerdir. Ancak bu yorumun delili yoktur. Zira Kur’anın Mushaf olarak cem edilmesi de Ebu Bekir radıyallahu anh zamanında gerçekleştirilmiştir. Bu da Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in böyle bir ayırım yapmış olmasının imkânsız olduğunu gösterir. Sahabelerden de bu şekilde bir yorum nakledilmemiştir. Allahu a’lem.
Netice olarak diyebiliriz ki; abdestsizin, cünüp veya hayız olanın Mushaf’a dokunmasını, Kur’an okumasını yasaklayan bir delil sabit olmamıştır. Ehli sünnet âlimleri bu konuda icma etmemişlerdir. Bu konuda yasak ifade eden bazı hadisler rivayet edilmişse de bunların hiçbirinin sahih olmadığı hadis uzmanlarınca tespit edilmiştir.
Lakin daha önce de belirttiğimiz gibi Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisine verilen selamı abdestsiz olarak cevaplamamış, (Ebu Davud (1/4) Nesai (1/16) Darimi (2/287) İbn Mace (1/145) Hakim (1/167) Beyhaki (1/90) Ahmed (5/80) Bkz.: Elbani Silsiletul Ehadisis-Sahiha (834), Allah’ın “es-Selam” ismini abdestsiz olarak anmaktan hoşlanmadığını belirtmiştir. Bu da abdestsiz ve cünüp olarak zikir veya kıraatin caiz olmakla beraber mekruh olduğunu gösterir. Şeyh Elbani de bu görüştedir.
Bunun haram olduğunu söylemek için mutlaka Kitap veya sahih sünnetten delil bulunması gerekir. Lakin buna dair sahih bir delil varid olmamıştır. Cünüp veya hayızlının Kuran okumasına gelince, bu konuda da ihtilaf edilmiştir. Yine bu hususta Kitap ve sünnetten açık bir delil bulunmadığı için haram olduğu söylenemez. Bilakis müslüman kişi, abdestsiz halinde, cünüp veya hayızlı halinde dahi temiz olduğu için bunun caiz olması doğruya daha yakındır. Yine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in müşrik devlet başkanlarına gönderdiği mektuplarda tam ayet yazdırması, bunun caiz olduğunu gösteren hususlardır. Ancak mushafa taharet üzere okumanın müstehap olduğuna işaret eden deliller de varid olmuştur:
وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَخْبَرَنِى أَبُو سُفْيَانَ أَنَّ هِرَقْلَ دَعَا بِكِتَابِ النَّبِىِّ - صلى الله عليه وسلم - فَقَرَأَ فَإِذَا فِيهِ « بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَ ( يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ ) » . الآيَةَ
İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki; Bana Ebu Sufyan haber verdi ki; Hirakl, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in mektubunu getirtti ve okuduğunda şunların yazılı olduğunu gördü: “Bismillahirrahmanirrahim. Ey ehl-i kitab! Ortak kelimeye geliniz…” Ayetin tamamını okudu (Buhari (1/78, 6/128, 8/186) Buhari Halku Ef’ali’l-İbad (496-500) İbn Hazm el-Muhalla’da (1/82)
İbn Hazm el-Muhalla’da (1/82); Bunu isnadıyla İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet etmiş ve arkasından şöyle demiştir: “İşte Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem içinde bu ayetin yazılı olduğu mektubu hristiyan birine göndermiştir.”
وَكَانَ النَّبِىُّ - صلى الله عليه وسلم - يَذْكُرُ اللَّهَ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ
İmam Buhari ve başkalarının Aişe radıyallahu anha’dan rivayetine göre “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her durumda Allah’ı zikrederdi” demiştir. Kuran okumak, Allah’ı zikretmenin en kâmil şekillerindendir. Bu hadiste “her durumda zikrederdi” ifadesi genel olup bunu tahsis eden bir ibare gelmemiştir.
وَقَالَ إِبْرَاهِيمُ لاَ بَأْسَ أَنْ تَقْرَأَ الآيَةَ
İbrahim en-Nehaî; “Hayızlı kadının ayet okumasında sakınca yoktur” demiştir (Buhari (Hayız 7) İbn Hacer’in Fethul Bari’de belirttiğine göre bunun benzeri İmam Malik’ten de rivayet edilmiştir.
Said Bin Cübeyr , İkrime, Said b. El-Museyyeb , Davud, İbn Hazm , Buhari , Taberi, İbnul Münzir ve başka âlimler cünübün Kur’an okumasında sakınca görmemişlerdir. (İbn Ebi Şeybe (1/126) Abdurrazzak (1/261 no: 1310) İbn Hazm el-Muhalla (1/82) Buhari (Hayz 7) El-Evsat (1/313) El-Begavi Şethus Sünne (2/43) Elbani Temamul Minneh (s.118) İrvaul Galil (2/245) Fetaval Ezher (8/88, 419)
حدثنا محمد بن إسماعيل ، ثنا زياد بن أيوب ، ثنا أبو عبيدة ، ثنا عبيد بن عبيدة ، من بني عباب الناجي قال : قرأ ابن عباس شيئا من القرآن وهو جنب فقيل له في ذلك فقال : ما في جوفي أكثر من ذلك
İbn Munzir el-Evsat no: 601; Ubeyd b. Ubeyde dedi ki: “İbn Abbas radıyallahu anhuma cünüp iken Kurandan bir şey okudu. Ona bu konuda sorulunca şöyle dedi: “Benim ezberimde bundan fazlası vardır.”
حدثنا موسى بن هارون ، أنا إسحاق بن راهويه ، أنا بقية ، عن شعيب ، عن الزهري ، عن عبد الرحمن بن مكمل ، عن ابن عباس ، قال : لا بأس أن يقرأ الجنب الآية ونحوها
İbn Munzir el-Evsat no: 602; İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Cünübün bir ayet veya bunun gibisini okumasında sakınca yoktur”
قَرَأت عَلَى فَاطِمَة بنت مُحَمَّد الْهَادِي أخْبركُم أَبُو نصر بن الشِّيرَازِيّ فِي كِتَابه عَن شيخ الْإِسْلَام أبي حَفْص السهروردي أَنا أَبُو زرْعَة الْمَقْدِسِي أَنا عَبدُوس بن عبد الله أَنا أَبُو بكر الطوسي ثَنَا أَبُو الْعَبَّاس الْأَصَم ثَنَا أَبُو عتبَة ثَنَا بَقِيَّة ثَنَا شُعَيْب عَن الزُّهْرِيّ عَن عبد الله بن عبد الرَّحْمَن بن مكمل ((أَنه سمع ابْن عَبَّاس يَقُول لَا بَأْس أَن يقْرَأ الْجنب الْآيَة وَنَحْوهَا))
İbn Hacer Tağliku’t-Ta’lik’te isnadıyla Abdullah b. Abdirrahman b. Mükemil’den rivayet ediyor; İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Cünübün bir ayet veya benzer miktarda okumasında sakınca yoktur. (Tağliku’t-Ta’lik (2/171)
وحدثونا عن محمود بن آدم ، ثنا الفضل بن موسى ، ثنا الحسين يعني ابن واقد ، عن يزيد النحوي ، عن عكرمة ، عن ابن عباس ، أنه كان يقرأ ورده وهو جنب
İbn Munzir el-Evsat no: 603; İkrime dedi ki: “İbn Abbas cünüp olduğu halde virdlerini (hergün okumayı adet edindiği ayetleri ve zikirleri) okurdu” İbn Hacer Tağliku’t-Ta’likte isnadının sahih olduğunu söylemiştir.
وَأما قَول ابْن عَبَّاس فَقَالَ ابْن أبي شيبَة فِي المُصَنّف حَدثنَا الثَّقَفِيّ عَن خَالِد عَن عِكْرِمَة عَن ابْن عَبَّاس ((أَنه كَانَ لَا يرَى بَأْسا أَن يقْرَأ الْجنب الْآيَة والآيتين))
İbn Hacer Tağliku’t-Ta’lik’te; İkrime’den: “İbn Abbas radıyallahu anhuma cünübün bir veya iki ayet okumasında sakınca görmezdi.” Tağliku’t-Ta’lik (2/171)
حدثنا عثمان بن نمير ، ثنا عتبة بن عبد الله ، أنا أبو غانم وهو يونس بن نافع ، عن أبي مجلز ، قال : دخلت على ابن عباس فقلت له : أيقرأ الجنب القرآن ؟ قال : دخلت علي وقد قرأت سبع القرآن وأنا جنب وكان عكرمة لا يرى بأسا للجنب أن يقرأ القرآن ، وقيل لسعيد بن المسيب : أيقرأ الجنب القرآن ؟ قال : نعم أليس في جوفه
İbn Munzir el-Evsat no: 604; Ebu Miclez’den; “İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın yanına girdim ve ona; “Cünüp Kur’an okuyabilir mi?” diye sordum. Dedi ki; “Sen girdiğinde ben cünüp olduğum halde Kur’anın yedide birini okumuştum.” İkrime de cünübün Kur’an okumasında sakınca görmezdi. Said b. El-Museyyeb’e: “Cünüp Kur’an okuyabilir mi?” diye soruldu. Dedi ki: “Evet, zaten ezberinde bulunmuyor mu?”
عَنْ نَصْرٍ الْبَاهِلِيِّ. قَالَ: كَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ يَقْرَأُ الْبَقَرَةَ وَهُوَ جُنُبٌ
İbn Hazm el-Muhalla’da (1/79) Nasr el-Bahili’den rivayet ediyor: “İbn Abbas radıyallahu anhuma cünüp iken Bakara suresini okudu”
Abdestsiz olarak Mushaf’a dokunulamayacağını söyleyen âlimler şu hadisleri delil getirirler;
1- Amr Bin Hazm radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Kur’an’a ancak temiz olan kimse dokunabilir.” (Darekutni (1/121) Beyhaki (1/87) Elbani el-İrva (122) Busayri İthaf (726) Metalibul Aliye (91) sahihtir.)
Ancak bu hadiste geçen “temiz” kelimesi, şu üç sınıf arasında ortak bir tabirdir:
a- Cünüp olmayan kimse: Bu anlamda olmasının delili; “Eğer cünüp iseniz temizlenin”(Maide 6) ayetidir.
b- Abdestli olan kimse: Bu anlamda oluşunun delili de; Mugire radıyallahu anh’ın Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mestlerini çıkarmaya davranması üzerine; “Onları bırak, zira ben onları temiz (abdestli) iken giydim buyurmasıdır.
c- Bedeninde necaset olmayan kimse ve mü’min kişi: Bu anlamda olmasının delili; “Müşrikler ancak bir pisliktir.”(Tevbe 28) ayeti ile “Mümin necis olmaz” hadisidir.
Aşağıda geleceği üzere bu hadiste necislikle vasfedilen kafir kastedilmektedir. Allahu a’lem. Bu sebeple abdestsiz olarak Kur’ana dokunulmayacağına bu hadiste bir delil yoktur. Bununla birlikte sahih rivayette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem; “Ben ancak namaz kılacağım zaman abdest almakla emrolundum” buyurmuştur. (Müslim (374) Tirmizi (1847) Ebu Davud (3760) Nesai (1/85) Ahmed (1/282, 359) İbni Huzeyme (1/23, 109) Taberani (11/122) Ebu Avane (1/229) İbni Ebi Şeybe (5/130) Beyhaki (7/276) Darimi (1/216) Tahavi Şerhu Maanil Âsâr (1/128)
2- Abdullah bin Seleme dedi ki; “Ali bin Ebi Talib’in yanına girdim. Bana dedi ki; “Cünüplük dışında hiçbir şey Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i Kuran okumaktan perdelemezdi (veya şöyle dedi; alıkoymazdı).” (Zayıftır. İsnadında Abdullah bin Selime tek kalmış olup o ihtiyarlayınca aklı karışmış ve bunu ancak aklı karıştıktan sonra rivayet etmiştir. Bkz.: İbni Hibban (3/79) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (2/214) Ebu Ya’la (1/288, 327, 400, 436) Taberani Evsat (7/9, 121) Darekutni (1/119) Darekutni İlel (3/248-250) İbnul Ca’d Müsned (59) Beyhaki Şuab (2/379) Rafii et-Tedvin (2/495) Fethul Bari (1/408) Zeylai Nasbur Raye (1/196) Elbani Daifu Süneni Ebi Davud (30)
Hadis âlimlerimizin açık beyanlarına göre isnadında Abdullah bin Selime tek kalmış olup o ihtiyarlayınca aklı karışmış ve bunu ancak aklı karıştıktan sonra rivayet etmiştir. Bu rivayette zayıflık olmakla beraber Hafız İbn Hacer gibi bazı âlimler hasen saymışlardır. İbn Hacer; “Delil olarak kullanılmaya müsaittir ancak bu tartışmaya açıktır” demiştir. Rivayetin bir lafzında “Cünüp iken bir ayet dahi okumazdı” (Ahmed (1/110 no:830) Ziyaul Makdisi el-Muhtare (621) ziyadesi gelmiş ise de sabit olmamıştır, Allame el-Elbani bu ziyadenin zayıf, mevkuf ve münker olduğunu belirtmiştir. (Bu konuda detaylı bilgi için bkz.: Elbani el-İrvaul Galil (2/243) Zayıf olmasının sebebi Ebul Gurayf adlı ravidir. Ravileri güvenilir saymada gevşek oluşu bilinen İbn Hibban’dan başkası onu güvenilir saymamıştır. Muhaddisler İbn Hibban rahimehullah’ın ta’dilde tek kalmasına itibar etmemişlerdir. Fakat Ebul Gurayf hakkında Ebu Hatem er-Razi; “Hakkında eleştiriler vardır, rivayette meşhur değildir” demiştir. Neticede bu ravinin durumu meçhullükten kurtulmadığı gibi, hakkında eleştiriler olduğu da belirtildiğinden zayıftır. Darekutni bu rivayetin mevkuf olduğu illetini belirtmiştir. Münker olmasına gelince bu ziyade sadece Aiz Bin Habib’in rivayeti olarak gelmiştir. Bu hadisi nakleden diğer raviler bu ziyadeyi zikretmemişlerdir. Aiz Bin Habib ise, İbn Adiy’in de dediği gibi münker rivayetlerde bulunur.
Fakat sahih olduğu kabul edilse bile bu fiîlî bir hadistir ve bundan yasaklama söz konusu olmadığı için ancak müstehaplık ifade eder. İbn Huzeyme dedi ki; “Bu hadis cünübün Kuran okumasına engel değildir. Zira burada yasaklama olmayıp yalnızca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in fiili nakledilmektedir.” (İbn Hacer Telhisul Habir (s.15)
İmam Buhari ve başkalarının Aişe radıyallahu anha’dan rivayetine göre “Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her durumda Allah’ı zikrederdi” demiştir. Kuran okumak, Allah’ı zikretmenin en kâmil şekillerindendir. Bu hadiste “her durumda zikrederdi” ifadesi genel olup bunu tahsis eden bir ibare gelmemiştir.
Cünüp olarak Kur’an’a dokunulmayacağını söyleyen alimler; “Doğrusu bu Kitap, sadece temiz olanların dokunabileceği, saklı bir Kitap'da (Levhi mahfuz’da) mevcutken alemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olan Kuran-ı Kerim'dir.”(Vakıa 77-80) ayetini de delil getirirler. Lakin bu ayetteki zamir, ayetlerin siyakından da anlaşılacağı üzere Levh-i Mahfuz’a aittir ve temiz olanlar ile kastedilen de meleklerdir. Ayrıca cünüp olan mümin, Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisinde de geçtiği gibi, necis değil, temizdir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den dedi ki; “Medine yollarından birinde, ben cünüp iken Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana rastladı. Gizlendim, gidip yıkandım ve geldim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
“Nerede kaldın Ya Eba Hureyre?” dedi. Ben:
“Cünüp idim, temizlenmeden seninle beraber oturmayı doğru bulmadım.” dedim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“Subhanallah, müslüman necis olmaz.” (Buhari, Gusl: 23(285) Müslim (371) Ebu Davud (231) Tirmizi (121) Ahmed b. Hanbel (2/235, 382, 471) Nesai (1/145) Beyhaki (1/189)
Mü’min ister cünüp veya hayızlı, ister abdestsiz olsun temizdir. Ona ne hakiki anlamda ne de mecazi anlamda “necis” denilemez. Düşman topraklarına Mushaf ile sefer edilmesini yasaklayan hadis (Buhârî, (Cihâd 129) Müslim, (İmâre 92–94) Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, (Cihâd 81); İbni Mâce, (Cihâd 45) Mushaf’ın, necis olmakla vasfedilen müşriklerin eline geçmemesi içindir. Lakin Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Hirakl’e gönderdiği mektupta ayetler yazılı idi. (Bkz.: Buhari (hayız 7) ayrıca imam Buhari’nin Halku Ef’alil İbad adlı eserine bakınız.) Bu rivayet, kâfirin ayetler yazılı olan kâğıda dokunup okumasında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sakınca görmediğini gösterir. Ama cünübün Mushaf’a dokunmasının caiz olması hususunda açık değildir. Bazı âlimler üzerinde ayet yazılı olan kâğıt ile Mushaf arasında ayrım yaparak ayet yazılı olan kâğıda veya tefsirlere cünüp yahut Hayızlı olanın dokunabilse de Mushaf’a dokunamayacağını söylemişlerdir. Ancak bu yorumun delili yoktur. Zira Kur’anın Mushaf olarak cem edilmesi de Ebu Bekir radıyallahu anh zamanında gerçekleştirilmiştir. Bu da Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in böyle bir ayırım yapmış olmasının imkânsız olduğunu gösterir. Sahabelerden de bu şekilde bir yorum nakledilmemiştir. Allahu a’lem.
Netice olarak diyebiliriz ki; abdestsizin, cünüp veya hayız olanın Mushaf’a dokunmasını, Kur’an okumasını yasaklayan bir delil sabit olmamıştır. Ehli sünnet âlimleri bu konuda icma etmemişlerdir. Bu konuda yasak ifade eden bazı hadisler rivayet edilmişse de bunların hiçbirinin sahih olmadığı hadis uzmanlarınca tespit edilmiştir.
Lakin daha önce de belirttiğimiz gibi Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisine verilen selamı abdestsiz olarak cevaplamamış, (Ebu Davud (1/4) Nesai (1/16) Darimi (2/287) İbn Mace (1/145) Hakim (1/167) Beyhaki (1/90) Ahmed (5/80) Bkz.: Elbani Silsiletul Ehadisis-Sahiha (834), Allah’ın “es-Selam” ismini abdestsiz olarak anmaktan hoşlanmadığını belirtmiştir. Bu da abdestsiz ve cünüp olarak zikir veya kıraatin caiz olmakla beraber mekruh olduğunu gösterir. Şeyh Elbani de bu görüştedir.