9.yüzyılda, Endülüs taraflarından 20 kadar Müslüman denizci yola çıktı.
Kıyıya vardıklarında bir kasabayı aldılar ve eski Roma döneminden kalma Fraxinetum kalesine el koydular. Odun dağı denen bir dağı mesken tuttular. Bu kale alınması çok zor olan her yanı türlü engellerle kaplı ve içerisine ancak dağdan dar patika ile çıkılabilen zorlu bir kaleydi.
Müslümanlar, etrafa haber salıp kardeşlerini bu devlete yardıma ve gazaya davet ettiler. Kısa sürede yüz kadar savaşçı topladılar. Daha sonradan Kuzey Afrika ve Sicilyadan katılmaya devam eden Mucahidler oldu.
20 senede Provence bölgesini ele geçiren, kısa zaman zarfında İsviçre Alpler bölgesine de yayılan bu mikro devlet, Alplerin geçitlerini kontrol etmeye kadar ilerledi. Dağcılıktan ise muazzam derecede iyi anlıyorlardı.
Etrafları gavur devletlerle ve kontlarla, yerel lordlar ile dolu olduğu için kendilerine bir siyaset usulü belirlediler. Bu devlet aldığı topraklarda gayrimüslimlerin cizye vermesi şartı ile onları kendi hallerinde bırakıyor, özerk yaşamalarına izin veriyordu.
Bu devlet, bölgedeki karışıklıktan yararlanıp civar ülkelerdeki taht kavgalarının fitilini ateşleyip taç taliplerini kaleye alıp koruyacak kadar ileri gitmiştir.
Aldıkları bölgelere bir sürü kale dikerek kalelerden müteşekkil savunma hattı kuruyorlardı. 90 seneye yakın ayakta kaldılar ve hiçbir ülke onlarla baş edemedi.
İtalyan kral Hugh, onların nasıl bir tehdit olmaya başladığını fark edip Doğu Roma'dan da filo yardımı alarak Fraxinetum üzerine yürüdü. Hem karadan hem denizden saldırıya geçtiler. Lakin bundan istifade eden taht rakibi Berengar, Saksonyadan yardım alarak İtalya üzerine yürüyünce kuşatmayı mecburen kaldırdı, bu kuşatmayı kaldırmasında Endülüs ile geliştirdiği ticaretin de biraz etkili olduğu söylenir.
Fraxinetum, korsan bir ülke olarak itham edilip aşağılansa da yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan belgeler, iddia edildiği gibi kaçakçı bir korsan devlet olmadığını, etraftaki ecnebi teşkilat ağlarıyla yerel lordlarla ve devletlerle nasıl muazzam bir mücadele verdiklerini hatta birçok alanda iz bırakmış bir ülke olduğunu ortaya çıkardı. Lakin haklarında halen çok fazla yazı yok, herkes etkisinin güçlü olduğunu bilse de gizemli ve gölge bir devlet olarak tarihe geçti.
90 seneye yakın süre sonunda devlet yıkıldı ve geriye kalanların başına köleleşme asimile olma gibi hadiseler geldi.
Kıyıya vardıklarında bir kasabayı aldılar ve eski Roma döneminden kalma Fraxinetum kalesine el koydular. Odun dağı denen bir dağı mesken tuttular. Bu kale alınması çok zor olan her yanı türlü engellerle kaplı ve içerisine ancak dağdan dar patika ile çıkılabilen zorlu bir kaleydi.
Müslümanlar, etrafa haber salıp kardeşlerini bu devlete yardıma ve gazaya davet ettiler. Kısa sürede yüz kadar savaşçı topladılar. Daha sonradan Kuzey Afrika ve Sicilyadan katılmaya devam eden Mucahidler oldu.
20 senede Provence bölgesini ele geçiren, kısa zaman zarfında İsviçre Alpler bölgesine de yayılan bu mikro devlet, Alplerin geçitlerini kontrol etmeye kadar ilerledi. Dağcılıktan ise muazzam derecede iyi anlıyorlardı.
Etrafları gavur devletlerle ve kontlarla, yerel lordlar ile dolu olduğu için kendilerine bir siyaset usulü belirlediler. Bu devlet aldığı topraklarda gayrimüslimlerin cizye vermesi şartı ile onları kendi hallerinde bırakıyor, özerk yaşamalarına izin veriyordu.
Bu devlet, bölgedeki karışıklıktan yararlanıp civar ülkelerdeki taht kavgalarının fitilini ateşleyip taç taliplerini kaleye alıp koruyacak kadar ileri gitmiştir.
Aldıkları bölgelere bir sürü kale dikerek kalelerden müteşekkil savunma hattı kuruyorlardı. 90 seneye yakın ayakta kaldılar ve hiçbir ülke onlarla baş edemedi.
İtalyan kral Hugh, onların nasıl bir tehdit olmaya başladığını fark edip Doğu Roma'dan da filo yardımı alarak Fraxinetum üzerine yürüdü. Hem karadan hem denizden saldırıya geçtiler. Lakin bundan istifade eden taht rakibi Berengar, Saksonyadan yardım alarak İtalya üzerine yürüyünce kuşatmayı mecburen kaldırdı, bu kuşatmayı kaldırmasında Endülüs ile geliştirdiği ticaretin de biraz etkili olduğu söylenir.
Fraxinetum, korsan bir ülke olarak itham edilip aşağılansa da yapılan araştırmalar ve ortaya çıkan belgeler, iddia edildiği gibi kaçakçı bir korsan devlet olmadığını, etraftaki ecnebi teşkilat ağlarıyla yerel lordlarla ve devletlerle nasıl muazzam bir mücadele verdiklerini hatta birçok alanda iz bırakmış bir ülke olduğunu ortaya çıkardı. Lakin haklarında halen çok fazla yazı yok, herkes etkisinin güçlü olduğunu bilse de gizemli ve gölge bir devlet olarak tarihe geçti.
90 seneye yakın süre sonunda devlet yıkıldı ve geriye kalanların başına köleleşme asimile olma gibi hadiseler geldi.