Çevrimdışı
Allah resülü (s) müminler için eza verici sonuçlar doğurabilecek her şeyin ortadan kaldırılmasını olumlu olarak görmüş ve birçok hadisinde müminlerin bu tip ezaverici şeylerin ortadan kaldırılmasına yönelik atacağı adımların sadaka olacağını ve kendi hesaplarına sevap olarak ekleneceğini buyurmuştur. Bu bağlamda tıp kı zararlı haşerat gibi zehirli kertenkelenin de öldürülmesinin müminler için bir sadaka olacağını ifade etmiştir.
- (2240) وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى، أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللهِ، عَنْ سُهَيْلٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ قَتَلَ وَزَغَةً فِي أَوَّلِ ضَرْبَةٍ فَلَهُ كَذَا وَكَذَا حَسَنَةً، وَمَنْ قَتَلَهَا فِي الضَّرْبَةِ الثَّانِيَةِ فَلَهُ كَذَا وَكَذَا حَسَنَةً، لِدُونِ الْأُولَى، وَإِنْ قَتَلَهَا فِي الضَّرْبَةِ الثَّالِثَةِ فَلَهُ كَذَا وَكَذَا حَسَنَةً، لِدُونِ الثَّانِيَةِ»
Hz. Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sa.) şöyle buyurmuştur:
Her kim zehirli kertenkeleyi bir vuruşta öldürürse ona şu ve şu kadar sevap vardır. Kim de onu ikinci vuruşta öldürürse ona birinciden aşağı olmak üzere şu ve şu kadar hasene vardır. Kim üçüncü vuruşta öldürürse ona da ikinciden aşağı olmak üzere şu ve şu kadar hasene vardır.[ Müslim, selam 146;..)
Bu hadisten yola çıkarak hikmetsiz bir adam (Mustafa İslamoğlu) metinde olmayan ifadeleri de metne katarak başlıyor yel değirmenleriyle savaşmaya. Hadisin arapça ve türkçe metinlerini koydum bu hadiste geçen( وَزَغَةً) isimli kertenkele araplarca ma'lum zehirli kertenkeledir. İslam da bir haşeratı dahi öldürürken ona eziyet etmeden bir çırpıda öldürmek vardır. Bundan dolayı da eziyet etmeden bir hamlede öldürmek daha faziletli sayılmıştır. Fakat Müslim'de geçen hadisin metninde bu kertenkeleyi öldürenin "yüz şehit sevabı" alacağı gibi bir ifadeye rastlayamıyoruz. Acaba "yüz şehit sevabını" sahih hadis kitaplarını yazanlar mı yoksa sahih hadis kitaplarını her fırsatta yerden yere vurmayı adet edinmiş kendi görüşünden, kendi düşüncesinden ve kendi hevasından farklı düşünen herkesi dini bozmakla yaftalayan kişi mi uydurmuştur. eğer bu kişi okuduğu sözün metnini aklında tutamayıp farklı bir şekilde anlatıyorsa "Zabıt" değildir. yok eğer aklında tuttuğu halde metne bilerek ekleme yapıyorsa "Adil" değildir. Bu durumda hadis alimleri böyle bir kişiyi "Siga" kabul etmez ve cerh ederler. Zaten Şuayb hoca da bu insanın kizbine yalancılığına şehadet etmiş ve defalarca "Kezzab" demişti. O halde akla şu soru geliyor - bir kezzab birilerini kizble itham ediyorsa itham edilene "kazib" sıfatını yakıştırmak adil midir? Fakat ne yazık ki günümüzde kendisinden hadis metni bile nakledilemeyecek kadar mecruh bu tür insanlar neredeyse " İtikat Skalaları" haline gelmişlerdir. Elbette bir metni olduğu gibi ele alıp adil olmaya çalışarak, yalan dolana kaçmayarak,kendimizce eleştirebiliriz ama bir metni olduğu gibi değilde, olmasını istediğimiz gibi ele almak ve bu şekilde bire bin katarak eleştirmek ilmi ahlak ve insafa sığacak türden değildir.
Görülüyor ki Küresel sistemle hesaplaşmayı göze alamayan kertenkeleler her fırsatta topu taca atmakta mahirleştiler. İzzetli bir müslüman olarak küresel sistemin bilinçli bir şekilde üzerimize saldığı peygamber(s) düşmanlarını ve küresel sistemin iki yüzlülüğünü her fırsatta gündeme getireceklerine; utanmadan bazı müslümanları beyinsizlikle suçluyor, hem de Charlie Hebdo olayının üzerinden mahkum ediyorlar. Zehirli kertenkele sevdalıları o kadar artmış ki ifsadını ve zehrini süre(k)li olarak topluma kusan birkaç ketenkelenin öldürülmesiyle içimizde ki hayvan severler (pardon: hayvandan aşağıyı sevenler) harekete geçiyor. Müslümanları modernite bağımlısı ve küresel otoriteye ses çıkarmayan, sistemden razı "kertenkele rıza" formuna dönüştürmek için her geçen gün bir adım daha iftiralarının çapını genişletiyorlar. Ey kürsüdeki kertenkele mücahidi, niçin siyonist köpeklerin efendisiyle beraber aynı safta yürüyen Davutoğlu'na karşı mücahidlik yapmıyorsun. Hadi bakalım "hükümdarın karşısında hakkı söyle" gerçi "bu da hadis bu da uydurulmuş din dersin şimdi" değil mi?
Haddini bilmez bu Aksaray ukelalasına söylenecek çok söz var ama kısaca söyleyeyim: "Kimse Koskoca bir ilmi geleneği bir kentenkele üzerinden kertmeye kalkışmasın" (alıntı)
isyanoğlunun söz konusu değerlendirmesi.
- (2240) وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى، أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ اللهِ، عَنْ سُهَيْلٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ قَتَلَ وَزَغَةً فِي أَوَّلِ ضَرْبَةٍ فَلَهُ كَذَا وَكَذَا حَسَنَةً، وَمَنْ قَتَلَهَا فِي الضَّرْبَةِ الثَّانِيَةِ فَلَهُ كَذَا وَكَذَا حَسَنَةً، لِدُونِ الْأُولَى، وَإِنْ قَتَلَهَا فِي الضَّرْبَةِ الثَّالِثَةِ فَلَهُ كَذَا وَكَذَا حَسَنَةً، لِدُونِ الثَّانِيَةِ»
Hz. Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sa.) şöyle buyurmuştur:
Her kim zehirli kertenkeleyi bir vuruşta öldürürse ona şu ve şu kadar sevap vardır. Kim de onu ikinci vuruşta öldürürse ona birinciden aşağı olmak üzere şu ve şu kadar hasene vardır. Kim üçüncü vuruşta öldürürse ona da ikinciden aşağı olmak üzere şu ve şu kadar hasene vardır.[ Müslim, selam 146;..)
Bu hadisten yola çıkarak hikmetsiz bir adam (Mustafa İslamoğlu) metinde olmayan ifadeleri de metne katarak başlıyor yel değirmenleriyle savaşmaya. Hadisin arapça ve türkçe metinlerini koydum bu hadiste geçen( وَزَغَةً) isimli kertenkele araplarca ma'lum zehirli kertenkeledir. İslam da bir haşeratı dahi öldürürken ona eziyet etmeden bir çırpıda öldürmek vardır. Bundan dolayı da eziyet etmeden bir hamlede öldürmek daha faziletli sayılmıştır. Fakat Müslim'de geçen hadisin metninde bu kertenkeleyi öldürenin "yüz şehit sevabı" alacağı gibi bir ifadeye rastlayamıyoruz. Acaba "yüz şehit sevabını" sahih hadis kitaplarını yazanlar mı yoksa sahih hadis kitaplarını her fırsatta yerden yere vurmayı adet edinmiş kendi görüşünden, kendi düşüncesinden ve kendi hevasından farklı düşünen herkesi dini bozmakla yaftalayan kişi mi uydurmuştur. eğer bu kişi okuduğu sözün metnini aklında tutamayıp farklı bir şekilde anlatıyorsa "Zabıt" değildir. yok eğer aklında tuttuğu halde metne bilerek ekleme yapıyorsa "Adil" değildir. Bu durumda hadis alimleri böyle bir kişiyi "Siga" kabul etmez ve cerh ederler. Zaten Şuayb hoca da bu insanın kizbine yalancılığına şehadet etmiş ve defalarca "Kezzab" demişti. O halde akla şu soru geliyor - bir kezzab birilerini kizble itham ediyorsa itham edilene "kazib" sıfatını yakıştırmak adil midir? Fakat ne yazık ki günümüzde kendisinden hadis metni bile nakledilemeyecek kadar mecruh bu tür insanlar neredeyse " İtikat Skalaları" haline gelmişlerdir. Elbette bir metni olduğu gibi ele alıp adil olmaya çalışarak, yalan dolana kaçmayarak,kendimizce eleştirebiliriz ama bir metni olduğu gibi değilde, olmasını istediğimiz gibi ele almak ve bu şekilde bire bin katarak eleştirmek ilmi ahlak ve insafa sığacak türden değildir.
Görülüyor ki Küresel sistemle hesaplaşmayı göze alamayan kertenkeleler her fırsatta topu taca atmakta mahirleştiler. İzzetli bir müslüman olarak küresel sistemin bilinçli bir şekilde üzerimize saldığı peygamber(s) düşmanlarını ve küresel sistemin iki yüzlülüğünü her fırsatta gündeme getireceklerine; utanmadan bazı müslümanları beyinsizlikle suçluyor, hem de Charlie Hebdo olayının üzerinden mahkum ediyorlar. Zehirli kertenkele sevdalıları o kadar artmış ki ifsadını ve zehrini süre(k)li olarak topluma kusan birkaç ketenkelenin öldürülmesiyle içimizde ki hayvan severler (pardon: hayvandan aşağıyı sevenler) harekete geçiyor. Müslümanları modernite bağımlısı ve küresel otoriteye ses çıkarmayan, sistemden razı "kertenkele rıza" formuna dönüştürmek için her geçen gün bir adım daha iftiralarının çapını genişletiyorlar. Ey kürsüdeki kertenkele mücahidi, niçin siyonist köpeklerin efendisiyle beraber aynı safta yürüyen Davutoğlu'na karşı mücahidlik yapmıyorsun. Hadi bakalım "hükümdarın karşısında hakkı söyle" gerçi "bu da hadis bu da uydurulmuş din dersin şimdi" değil mi?
Haddini bilmez bu Aksaray ukelalasına söylenecek çok söz var ama kısaca söyleyeyim: "Kimse Koskoca bir ilmi geleneği bir kentenkele üzerinden kertmeye kalkışmasın" (alıntı)
isyanoğlunun söz konusu değerlendirmesi.
