İki ayet arasında bir çelişki var gibi görünüyor. Bunun açıklaması nedir? Lütfen sadece ilmi olan abiler cevaplasın.
Bismillah..
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, arapçadan turkceye ceviri yapıldığı vakit;
Anlam kayması oluyor ve söylenmek istenen tam anlamlandirilamıyor bu olduğu vakit bizim arapça metnine ve o kelimeye bir tahlil yapmamiz gerekiyor .
Nahl Suresindeki "أُمَّةٍ" kelimesi aynı kavimden olan topluluk demektir.
Diyor ki ayet "Andolsun, biz her ümmete: «Allah'a kulluk edin ve tağuttan kaçının» (diye tebliğ etmesi için) bir peygamber gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allah hidayet verdi, onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonucu görün.".
Yani her farklı soya ve kavime bir elçi gönderdik.
Burda aciklanan kısma(kelimeye) dikkat edelim ve diğer ayete geçelim;
Furkan Suresinde geçen ayette ise ;(Dileseydik; her kasabaya bir uyarıcı gönderirdik.)
" قَرْيَةٍ " diyor ordaki kelime ise "şehir, memleket,kasaba" demek.
Yani düşünün bir kavim çoğu zaman aynı yerde hep ikame etmemiştir farklı beldelere gitmiş orayi mesken edinmiştir bu demek oluyor mu ki farklı şehirlere gitti diye mensup olduğu soydan koptu? Aslını inkar edemez değil mi?
Ayetlerde " Allah (suphanehu ve teala)'nın var olan her nesle peygamber yolladigini beyan ediyor. Dunyadaki şehirler insanların mensup olduğu soydan daha fazladır.
Soylar biraraya gelip bir memlekette topluluk oluşturur çünkü.
Dolayısıyla biz her kavme peygamber gönderdiysek her şehre de göndermeye Kadir'iz diyor Rabbimiz.
Eğer çelişki olsaydı iki ayette de olan kelimeler aynı olurdu.
Turkceye de baktığımız zaman
Memleket ve şehir kavramı ile soy ve kavim kavramının anlamı farklıdır.
Memleket (şehir) mekandır ummet(kavim) ise topluluktur.
Biz senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkekler dışında peygamber göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, şu halde zikir ehline sorun. (Enbia 7)
Ayetini unutmayalım davetcinin nasıl bir uslup sahibi olacağını, sözlerinin karşı tarafı incitmeyeceği konusunu arka plana atmayalım.
Şüphelenilen konu hakkında soru sorulması vahyi anlayamamaktan ve içinde sıkıntı vuku bulmasından daha iyidir.