M
Çevrimdışı
Irakta 11 eylül 2001 yılındanberi süre gelen zulümler son zamanlarda tekrar baş göstermeye başladı. Çeşitli CİHAD gruplarının yanında son günlerde Bağdat’ın güneyi, Felluce, Ramadi, Selahaddin, Halepçe, Mahmudiye ve Anbar bölgelerinde güçlü olan Nakşi direnişçilere Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi isimli bir tarikat şeyhi’nin liderlik yaptığı bir cihad grubu daha Şia hükümetine karşı cihad ilan etti. Irak olaylarının başladığı ilk günlerde ırakta mücadele eden gruplar;
ABD ve Koalisyon güçleri (45 ülke)
Nuri El Maliki
Tarık El Haşimi
El Kaide ve İslami Direniş Örgütleri
Baasçı ve Arap Milliyetçi Direniş Örgütleri
Arap Milliyetçisi
Celal Talabani
Mukteda El Sadr
Ayetulllah Sistani
Mesud Barzani
İran
Nakşibendi Ordusunun kurulduktan sonra Gerçek Hayat dergisine konuşan Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi ”İşgalden önce kitap ve sünnet esasına dayanarak Irak’ta davet çalışmaları yapıyorduk. Bu davet çalışmalarımızın amacı dinin hakikatini anlamaları için insanlara yardımcı olmaktı. İşgalin başlamasıyla birlikte davet çalışmamız cihada dönüştü. Şeyhimiz cihadın her Müslüman kadın ve erkeğe farz olduğunu söyleyerek bütün müridlerden cihad için biat istedi.
Daha sonra tarikatımıza bağlı müridler 15’er kişilik gruplara ayrıldılar ve işgalcilere karşı gayri nizami bir direniş başlattılar. 2003’den 2006’ya kadar mücadelemiz bu şekilde sürdü. 3 yıl boyunca strateji gereği basından uzak durduk. Yaptığımız eylemlerin hiçbirini grubumuz adına üstlenmedik. 3.yılın sonunda bir internet sitesi kurarak Nakşibendi Ordusu’nun amaçlarını ve işgalcilere yönelik düzenlediğimiz operasyonları kamuoyuna duyurmaya başladık. ” ifadesini kullanmıştı. Ve askeri kanat olarak kurulan nakşibendi tarikatı üyeleri ülkede isimlerinin tüm yurtta ‘NAKŞİ‘ ler olarak anılmasından dolayı grubun ismini ‘Irak Nakşibendi Ordusu‘ olarak isimlendirdiklerini açıklamışlardı.
Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi’nin Gerçek Hayat dergisine verdiği röportajın tam metni :
“IRAK DİRENİŞİ BİR HALK DİRENİŞİDİR”
Irak’ta ABD işgaline karşı mücadele eden gruplardan son zamanlarda en çok dikkat çekenlerden biri de “Irak Nakşi Ordusu”.
Özellikle Bağdat’ın güneyi, Felluce, Ramadi, Selahaddin, Halepçe, Mahmudiye ve Anbar bölgelerinde güçlü olan Nakşi direnişçilere Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi isimli bir tarikat şeyhi liderlik yapıyor. ABD işgal güçlerine yönelik düzenlediği eylemleri son 1 yıldır kendine ait bir internet sitesinde yayınlamaya başlayan grup, işgalin başından itibaren Irak’taki işgal güçlerine yönelik binden fazla operasyon düzenledi. Direnişe sempati besleyen Irak halkının yoğun desteğini alan Nakşi direnişçiler, işgal güçlerine ait askeri helikopterleri düşürmek ve ABD üslerine yönelik düzenlenen bir çok saldırının sorumlusu olarak gösteriliyorlar. Saddam Hüseyin’e sempati duyan grubun en etkin ismi ise Dr. Selahaddin Eyyubi… Direnişçilerin sözcülüğünü yapan Eyyubi, Nakşi direnişçiler, ABD’nin Irak’taki gerçek kayıpları, direnişin siyasi programı, El Kaide’nin Irak’ta ilan ettiği devlet ve PKK ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İlginize sunuyorum…
- Irak Nakşibendi Ordusu nasıl kuruldu?
İşgalden önce kitap ve sünnet esasına dayanarak Irak’ta davet çalışmaları yapıyorduk. Bu davet çalışmalarımızın amacı dinin hakikatini anlamaları için insanlara yardımcı olmaktı. İşgalin başlamasıyla birlikte davet çalışmamız cihada dönüştü. Şeyhimiz cihadın her Müslüman kadın ve erkeğe farz olduğunu söyleyerek bütün müridlerden cihad için biat istedi. Daha sonra tarikatımıza bağlı müridler 15’er kişilik gruplara ayrıldılar ve işgalcilere karşı gayri nizami bir direniş başlattılar. 2003’den 2006’ya kadar mücadelemiz bu şekilde sürdü. 3 yıl boyunca strateji gereği basından uzak durduk. Yaptığımız eylemlerin hiçbirini grubumuz adına üstlenmedik. 3.yılın sonunda bir internet sitesi kurarak Nakşibendi Ordusu’nun amaçlarını ve işgalcilere yönelik düzenlediğimiz operasyonları kamuoyuna duyurmaya başladık.
-Askeri bir grup olmanıza rağmen niçin bir tarikat adı kullanıyorsunuz?
Biz işgalden önce de Irak halkı tarafından nakşiler olarak biliniyorduk. Askeri direnişe başlayınca ismimizi değiştirmeye gerek görmedik.
“SADECE İŞGALCİLERİ VURUYORUZ”
-Nakşibendi Ordusu’nun kırmızı çizgileri nelerdir? Siyasi çizginizi hangi temellere dayandırıyorsunuz?
En büyük hedefimiz Allah’ın dinine yardımcı olmak ve işgalci düşmanı vatanımızdan atmaktır. Bu nedenle sadece işgal güçlerine yönelik operasyonlar düzenliyoruz. Hangi din, mezhep veya kavimden olursa olsun, hiçbir Irak’lıyı hiçbir şekilde hedef almıyoruz.
-Bu Irak’lı mevcud hükümete bağlı olarak askerlik veya polislik yapsa, onu da hedef almaz mısınız?
Irak’lı asker veya polislerin hedef olarak seçilmelerine Nakşi Ordusu olarak karşıyız. Irak’taki işgalin kaynağı ABD ve diğer yabancı güçlerdir. İşgalin asıl kaynağı vurulduğunda, bu durumdan en çok işbirlikçiler etkileniyorlar. Böylece işgalcileri vurarak aslında onların işbirlikçilerini de vurmuş oluyorsunuz. Çünkü işbirlikçiler ancak işgalcilerden aldıkları destekle ayakta kalabilirler. Ayrıca Irak’lı asker veya polislere yapılan saldırılar, Irak’taki mevcud fitne ortamının yayılmasına hizmet etmekten başka bir işe yaramıyor. Bu nedenle bu tür eylemleri tasvip etmiyorz. Bir diğer düsturumuz da hangi mezhepten olursa olsun, Ehli Kıble’yi Müslüman olarak görmek ve Müslümanlar arasındaki ihtilaflı konulardan uzak durmaktır. Ayrıca işgale karşı savaşan bütün direniş gruplarını öz kardeşlerimiz olarak kabul ediyoruz. Çünkü her birimizin attığı kurşun aynı yöne, düşmanın göğsüne gidiyor.
“SİVİLLERİ AJANLAR ÖLDÜRÜYOR”
-Irak işgalinin başında direnişe yoğun bir kamuoyu desteği vardı. İnsanlar sokaklara çıkarak direnişe destek sloganları attılar. Fakat direniş adına sivillerin bulunduğu yerlerde patlatılan bombalar zamanla Irak direnişine olan desteği zayıflattı. Kim patlatıyor bu bombaları?
Bu sorunuzun açıklığa kavuşmasını biz de istiyoruz. ABD ve müttefikleri Irak’ı kolay bir şekilde işgal edeceklerini düşünüyorlardı. Fakat sonuç hiç de onların planladıkları gibi olmadı. İşgalin ardından Irak’ta büyük bir direniş başladı ve işgalci düşman üst üste kayıplar verdi. Bunun üzerine ABD hem askeri direnişi etkisiz hale getirmek, hem de direnişe olan kamuoyu desteğini azaltmak için yeni bir strateji geliştirdi. İşgalciler tıpkı Vietnam’da yaptıkları gibi Irak’taki direnişe basın yoluyla savaş açtılar. ABD istihbaratı için çalışan bazı gruplar direnişçiler adına Bağdat’ta sivillere yönelik bombalı saldırılar düzenlediler. Özellikle Ahmet Çelebi’nin adamları bu kirli işler için kullanıldı. Çelebi’nin Irak’ta şu anda da binden fazla adamı var. Irak’taki direnişin bu tür terör eylemleriyle hiçbir ilişkisi yoktur.
-Bazı direniş gruplarının ABD ve Maliki Hükümeti ile pazarlıklar yaptıkları iddia ediliyor. Bu iddialar doğru mu? İddialar doğruysa siz de bu görüşmelere katılıyor musunuz?
İşgal bitmeden ne Maliki hükümeti ile, ne de işgalci düşmanla görüşmeyeceğiz.Bu aşamada yapılması gereken işgalcilerin Irak’tan atılması için çaba göstermektir. Maliki Hükümeti’ni, işgalci düşmana hizmet eden bir hükümet olarak görüyoruz. Vatanlarına ihanet eden insanlardan oluşan bu hükümet gayri meşrudur. Hükümetle veya ABD ile görüşmeler yapan direnişçi gruplara da, bu hatalarından dönmelerini tavsiye ediyoruz. Zorla elimizden alınan topraklarımızı ancak güç kullanarak geri alabiliriz. İslam Dünyası’nı tehdit eden ABD Ordusu’na karşı cihad etmek, direniş grupları için büyük bir fırsat. Irak’taki direniş grupları, işgalci düşman acı bir yenilgi alana kadar asla cihadı terketmemeliler.
-Diyelim ki işgal bitti ve direniş güçleri hükümeti devraldılar. Direniş güçleri Irak’ı yönetecek bir siyasi programa sahipler mi?
Vatansever- Cihadi grupların ittifak ettiği siyasi program, Irak halkının kendi geleceğini kendisinin belirlemesidir. ABD işgali bittikten sonra Vatansever-Cihadi gruplar hükümeti devralarak bir Şura Meclisi kuracaklar. Geniş bir kitleye hitap edecek olan Şura Meclisi geçici bir hükümet oluşturacak. Daha sonra ise Irak halkı sandık başına giderek kendi geleceğini belirleyecek.
“İÇ SAVAŞ ÇIKMAYACAK”
-Irak’ta bir çok direniş grubu var. Ayrıca Irak’ta Şiiler ile Sünniler ve Araplarla-Kürtler arasında çeşitli sorunlar yaşanıyor. Bu tabloyu gözönünde bulundurduğumuzda, işgal biterse Irak’ta bir iç savaş çıkar mı?
Irak’lı Vatansever-Cihadi Gruplar direnişin yüzde 80’ini temsil ediyor. Yüzde 20’lik kesim ise dışardan gelen gruplardan oluşuyor. Bu yüzde 20’lik kesim işgalden sonra Irak’taki etkinliğini kaybedecek. Vatansever-Cihadi Gruplar arasında bir antlaşma var. İşgalden sonra bu gruplar birleşerek Irak’ın siyasi yapısını şekillendirecekler. Bundan dolayı direnişçiler arasında büyük çapta bir çatışma yaşanmasını beklemiyoruz. Ayrıca işgalden önce Şiilerle-Sünniler arasında veya Araplarla- Kürtler arasında bir problem yoktu. Bu problemler işgalle birlikte başladı. İşgal bitince, bu kesimler arasında da bir problem kalmayacak. Yaşanan bütün problemlerin nedeni ABD işgalidir.
- Yayınladığınız bildirileri okuduğumda, söylemlerinizde Arap milliyetçiliği hissediyorum. Hislerimde yanılıyor muyum?
Evet yanılıyorsunuz. Biz insanları milliyetçi arapçılığa değil; İslamcı arapçılığa çağırıyoruz. Bir Arabı bir Türk’ten üstün tutmamız mümkün değil. Üstünlük ancak takvadadır. Araplar izzeti İslam’la buldular; zillete de İslam’dan uzaklaşarak düştüler. Peygamberimiz, “Arapları üç şeyden dolayı sevin: Ben Arabım, Kur’an Arapçadır, Cennet ehlinin dili de Arapçadır.” diyor. Biz de Arapları bu üç şeyden dolayı seviyoruz.
“ÇATIŞMALARIN SEBEBİ İŞGALCİLER”
-El Kaide ile diğer direniş grupları arasında dönem dönem çatışmalar yaşandığı iddia ediliyor. Bu iddialar doğru mu?
Ellerimiz şimdiye kadar Müslüman kanıyla kirlenmedi. Bundan sonra da direniş gruplarıyla çatışmadan uzak duracağız. Fakat dönem dönem bazı direniş grupları birbirleriyle çatışıyorlar. Bu çatışmaların sebebi ise işgalin ektiği fitne tohumlarıdır. Irak’taki direniş grupları taassupla değil, İslam’ın ve aklın ışığıyla hareket etmeliler.
- El Kaide’nin Orta Irak’ta ilan ettiği İslam Devleti’ne nasıl bakıyorsunuz?
Vatansever-Cihadi gruplar olarak El Kaide’nin ilan ettiği devleti tanımıyoruz. El Kaide devlet ilan etmeden önce Irak’taki hangi cihadi gruplarla istişare yaptı? El Kaide işgal altındaki bir ülkede neye göre İslam Devleti ilan ediyor? Bu sorulara cevap verilmesini bekliyoruz. Bu teşebbüs Irak’ın bölünmesine yardımcı olmaktan başka bir işe yaramayacak.
-Maddi yardımı kimden alıyorsunuz? İddia edildiği gibi Irak direnişinin arkasında bazı Arap ülkeleri mi var?
Herhangi bir dış desteğimiz yok. Irak halkı bize zekat veriyor ve direniş bu zekatlarla finanse ediliyor. Kontrol altında tuttuğumuz bölgelerde yer altlarına silah atölyeleri kurduk. Irak’lı kadınlar silah atölyelerinde direnişçiler için silah imal ediyorlar. Lojistik desteğimizi daha çok bu sayede sağlıyoruz.
“ABD’NİN KAYIPLARI 10 BİNİ AŞTI”
-ABD’nin Irak’ta verdiği gerçek kayıplar hakkında sürekli spekülasyonlar yapılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bush söylediği yalanlarla dünyanın en büyük yalancısı ödülünü almayı hakediyor. Irak’ta nükleer silah olduğunu iddia etti, bu haber yalan çıktı. Daha sonra Irak Hükümeti’nin El Kaide ile ilişkisi olduğunu söyledi. Bu iddianın da yalan olduğunu artık bütün dünya biliyor. ABD medyası da tıpkı başkanları gibi yalancıdır. İşgalcilerin Irak’ta verdiği kayıplar konusunda dünyayı kandırıyorlar. ABD’nin Irak’taki kayıpları çokdan 10 bini aştı. El Cezire’de geçenlerde yayınlanan bir araştırmada sadece Almanya’daki hastanelerde 13 binden fazla yaralı ABD askeri olduğu bilgisi verildi. Amerika gerçek kayıplarını gizlese de, direnişçiler buldukları heryerde onlara büyük kayıplar verdirmeye devam edecekler.
-PKK’ya nasıl bakıyorsunuz? Bu örgütü de bir direniş hareketi olarak görüyor musunuz?
PKK direniş hareketi değil; bir terör örgütüdür. İşgalciler PKK’yı kullanarak Türkiye’yi ve Irak’ı bölmek istiyor. Ayrıca ABD, PKK’ya yardım ediyor ve bu örgütün gün geçtikçe daha da güçlenmesine yardımcı oluyor. ABD Türkiye’nin dostu değil; düşmanıdır. Türk Hükümeti eğer PKK’dan kurtulmak istiyorsa, direniş güçlerinin işgalci ABD Ordusu’na karşı verdiği mücadelenin yanında olmalı. Türk Hükümeti’nden siyasi destek bekliyoruz.
“PKK’YI IRAK’TA İSTEMİYORUZ”
-Direniş güçleri işgal sona erdikten sonra Irak’a hakim olurlarsa PKK yine Kuzey Irak’ta kalacak mı? PKK’ya karşı nasıl bir tavır geliştireceksiniz?
Vatansever-Cihadcı gruplar PKK’yı Irak’ta istemiyor. İşgal bittikten sonra gerekirse PKK ile savaşacağız ve onları topraklarımızdan çıkaracağız. PKK tıpkı Barzani’ye bağlı peşmergeler gibi işgalcilerden destek alıyor ve işgalcilerin menfaatleri için çalışıyor. Direnişin Irak’ta elde edeceği zafer, ABD ve İsrail’le işbirliği yapanların da sonlarını getirecek.
-ABD işgali başlar başlamaz Arap ülkelerinden Irak’a çok sayıda direnişçi genç geldi. İşgal bitince bu direnişçi gençlerin konumu ne olacak? Tıpkı Bosna’da olduğu gibi bu direnişçi gençler Irak’tan çıkarılacaklar mı?
Irak’taki direniş, başka ülkelerden gelen Müslüman gençlerin örgütledikleri bir direnişmiş gibi gösteriliyor. Bu düşünce hakikati yansıtmıyor. Irak direnişinin temeli Irak halkıdır. Toprakları işgal edilen, dinleri aşağılanan halkımız işgalcilere karşı çıkarak bütün dünyaya bir onur dersi veriyor. Irak halkı bu onur dersinden inşallah zaferle çıkacak. Irak dışından gelen Müslüman gençler zor günlerinde Irak halkının yanında oldular. Onlara saygı duyuyoruz. Fakat yaptıkları bazı yanlışları kesinlikle onaylamıyoruz. İşgal bittikten sonra Irak halkının kararlarına saygı duyan hiçbir mücahide, “Irak’tan çık, artık ülkemizi terket” demeyiz. Fakat Irak’ın sosyal yapısı ve Irak’taki Cihadcı-Vatansever örgütler yok sayılarak girişilecek her türlü harekete de karşı çıkarız. Irak halkı şu an direnişe gereken desteği veriyor. Bundan dolayı dışardan gelecek askeri desteğe ihtiyacımız yok. Kardeşlerimizden daha çok bize dualarıyla ve maddi yardımlarıyla destek olmalarını istiyoruz.
- Türkiye Halkı’nın Irak işgali karşısındaki tutumunu nasıl buluyorsunuz?
Türk halkı bizim kalbimizdir ve bu şerefli halk işgale karşı direniş güçlerinin yanında olmuştur. ABD ve İsrail’in bütün Müslümanların dininde, toprağında, namusunda gözü var.
Direniş güçleri Irak’ta bütün Müslümanlar için savaşıyor. Irak’ta işgal güçlerine attığımız her bir kurşun Türkiye, Filistin, Ürdün, Suudi Arabistan ve Suriye içindir. Bu gerçeği Türk Hükümeti ve halkının hiçbir zaman unutmamasını umuyoruz.
Kaynak:Islah haber
Not:Nakşibendileri pek fazla bilmiyorum ama tasavvufçu olduklarını duymuştum.
ABD ve Koalisyon güçleri (45 ülke)
Nuri El Maliki
Tarık El Haşimi
El Kaide ve İslami Direniş Örgütleri
Baasçı ve Arap Milliyetçi Direniş Örgütleri
Arap Milliyetçisi
Celal Talabani
Mukteda El Sadr
Ayetulllah Sistani
Mesud Barzani
İran
Nakşibendi Ordusunun kurulduktan sonra Gerçek Hayat dergisine konuşan Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi ”İşgalden önce kitap ve sünnet esasına dayanarak Irak’ta davet çalışmaları yapıyorduk. Bu davet çalışmalarımızın amacı dinin hakikatini anlamaları için insanlara yardımcı olmaktı. İşgalin başlamasıyla birlikte davet çalışmamız cihada dönüştü. Şeyhimiz cihadın her Müslüman kadın ve erkeğe farz olduğunu söyleyerek bütün müridlerden cihad için biat istedi.
Daha sonra tarikatımıza bağlı müridler 15’er kişilik gruplara ayrıldılar ve işgalcilere karşı gayri nizami bir direniş başlattılar. 2003’den 2006’ya kadar mücadelemiz bu şekilde sürdü. 3 yıl boyunca strateji gereği basından uzak durduk. Yaptığımız eylemlerin hiçbirini grubumuz adına üstlenmedik. 3.yılın sonunda bir internet sitesi kurarak Nakşibendi Ordusu’nun amaçlarını ve işgalcilere yönelik düzenlediğimiz operasyonları kamuoyuna duyurmaya başladık. ” ifadesini kullanmıştı. Ve askeri kanat olarak kurulan nakşibendi tarikatı üyeleri ülkede isimlerinin tüm yurtta ‘NAKŞİ‘ ler olarak anılmasından dolayı grubun ismini ‘Irak Nakşibendi Ordusu‘ olarak isimlendirdiklerini açıklamışlardı.
Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi’nin Gerçek Hayat dergisine verdiği röportajın tam metni :
“IRAK DİRENİŞİ BİR HALK DİRENİŞİDİR”
Irak’ta ABD işgaline karşı mücadele eden gruplardan son zamanlarda en çok dikkat çekenlerden biri de “Irak Nakşi Ordusu”.
Özellikle Bağdat’ın güneyi, Felluce, Ramadi, Selahaddin, Halepçe, Mahmudiye ve Anbar bölgelerinde güçlü olan Nakşi direnişçilere Abdurrahman Şerefeddin en Nuaymi isimli bir tarikat şeyhi liderlik yapıyor. ABD işgal güçlerine yönelik düzenlediği eylemleri son 1 yıldır kendine ait bir internet sitesinde yayınlamaya başlayan grup, işgalin başından itibaren Irak’taki işgal güçlerine yönelik binden fazla operasyon düzenledi. Direnişe sempati besleyen Irak halkının yoğun desteğini alan Nakşi direnişçiler, işgal güçlerine ait askeri helikopterleri düşürmek ve ABD üslerine yönelik düzenlenen bir çok saldırının sorumlusu olarak gösteriliyorlar. Saddam Hüseyin’e sempati duyan grubun en etkin ismi ise Dr. Selahaddin Eyyubi… Direnişçilerin sözcülüğünü yapan Eyyubi, Nakşi direnişçiler, ABD’nin Irak’taki gerçek kayıpları, direnişin siyasi programı, El Kaide’nin Irak’ta ilan ettiği devlet ve PKK ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İlginize sunuyorum…
- Irak Nakşibendi Ordusu nasıl kuruldu?
İşgalden önce kitap ve sünnet esasına dayanarak Irak’ta davet çalışmaları yapıyorduk. Bu davet çalışmalarımızın amacı dinin hakikatini anlamaları için insanlara yardımcı olmaktı. İşgalin başlamasıyla birlikte davet çalışmamız cihada dönüştü. Şeyhimiz cihadın her Müslüman kadın ve erkeğe farz olduğunu söyleyerek bütün müridlerden cihad için biat istedi. Daha sonra tarikatımıza bağlı müridler 15’er kişilik gruplara ayrıldılar ve işgalcilere karşı gayri nizami bir direniş başlattılar. 2003’den 2006’ya kadar mücadelemiz bu şekilde sürdü. 3 yıl boyunca strateji gereği basından uzak durduk. Yaptığımız eylemlerin hiçbirini grubumuz adına üstlenmedik. 3.yılın sonunda bir internet sitesi kurarak Nakşibendi Ordusu’nun amaçlarını ve işgalcilere yönelik düzenlediğimiz operasyonları kamuoyuna duyurmaya başladık.
-Askeri bir grup olmanıza rağmen niçin bir tarikat adı kullanıyorsunuz?
Biz işgalden önce de Irak halkı tarafından nakşiler olarak biliniyorduk. Askeri direnişe başlayınca ismimizi değiştirmeye gerek görmedik.
“SADECE İŞGALCİLERİ VURUYORUZ”
-Nakşibendi Ordusu’nun kırmızı çizgileri nelerdir? Siyasi çizginizi hangi temellere dayandırıyorsunuz?
En büyük hedefimiz Allah’ın dinine yardımcı olmak ve işgalci düşmanı vatanımızdan atmaktır. Bu nedenle sadece işgal güçlerine yönelik operasyonlar düzenliyoruz. Hangi din, mezhep veya kavimden olursa olsun, hiçbir Irak’lıyı hiçbir şekilde hedef almıyoruz.
-Bu Irak’lı mevcud hükümete bağlı olarak askerlik veya polislik yapsa, onu da hedef almaz mısınız?
Irak’lı asker veya polislerin hedef olarak seçilmelerine Nakşi Ordusu olarak karşıyız. Irak’taki işgalin kaynağı ABD ve diğer yabancı güçlerdir. İşgalin asıl kaynağı vurulduğunda, bu durumdan en çok işbirlikçiler etkileniyorlar. Böylece işgalcileri vurarak aslında onların işbirlikçilerini de vurmuş oluyorsunuz. Çünkü işbirlikçiler ancak işgalcilerden aldıkları destekle ayakta kalabilirler. Ayrıca Irak’lı asker veya polislere yapılan saldırılar, Irak’taki mevcud fitne ortamının yayılmasına hizmet etmekten başka bir işe yaramıyor. Bu nedenle bu tür eylemleri tasvip etmiyorz. Bir diğer düsturumuz da hangi mezhepten olursa olsun, Ehli Kıble’yi Müslüman olarak görmek ve Müslümanlar arasındaki ihtilaflı konulardan uzak durmaktır. Ayrıca işgale karşı savaşan bütün direniş gruplarını öz kardeşlerimiz olarak kabul ediyoruz. Çünkü her birimizin attığı kurşun aynı yöne, düşmanın göğsüne gidiyor.
“SİVİLLERİ AJANLAR ÖLDÜRÜYOR”
-Irak işgalinin başında direnişe yoğun bir kamuoyu desteği vardı. İnsanlar sokaklara çıkarak direnişe destek sloganları attılar. Fakat direniş adına sivillerin bulunduğu yerlerde patlatılan bombalar zamanla Irak direnişine olan desteği zayıflattı. Kim patlatıyor bu bombaları?
Bu sorunuzun açıklığa kavuşmasını biz de istiyoruz. ABD ve müttefikleri Irak’ı kolay bir şekilde işgal edeceklerini düşünüyorlardı. Fakat sonuç hiç de onların planladıkları gibi olmadı. İşgalin ardından Irak’ta büyük bir direniş başladı ve işgalci düşman üst üste kayıplar verdi. Bunun üzerine ABD hem askeri direnişi etkisiz hale getirmek, hem de direnişe olan kamuoyu desteğini azaltmak için yeni bir strateji geliştirdi. İşgalciler tıpkı Vietnam’da yaptıkları gibi Irak’taki direnişe basın yoluyla savaş açtılar. ABD istihbaratı için çalışan bazı gruplar direnişçiler adına Bağdat’ta sivillere yönelik bombalı saldırılar düzenlediler. Özellikle Ahmet Çelebi’nin adamları bu kirli işler için kullanıldı. Çelebi’nin Irak’ta şu anda da binden fazla adamı var. Irak’taki direnişin bu tür terör eylemleriyle hiçbir ilişkisi yoktur.
-Bazı direniş gruplarının ABD ve Maliki Hükümeti ile pazarlıklar yaptıkları iddia ediliyor. Bu iddialar doğru mu? İddialar doğruysa siz de bu görüşmelere katılıyor musunuz?
İşgal bitmeden ne Maliki hükümeti ile, ne de işgalci düşmanla görüşmeyeceğiz.Bu aşamada yapılması gereken işgalcilerin Irak’tan atılması için çaba göstermektir. Maliki Hükümeti’ni, işgalci düşmana hizmet eden bir hükümet olarak görüyoruz. Vatanlarına ihanet eden insanlardan oluşan bu hükümet gayri meşrudur. Hükümetle veya ABD ile görüşmeler yapan direnişçi gruplara da, bu hatalarından dönmelerini tavsiye ediyoruz. Zorla elimizden alınan topraklarımızı ancak güç kullanarak geri alabiliriz. İslam Dünyası’nı tehdit eden ABD Ordusu’na karşı cihad etmek, direniş grupları için büyük bir fırsat. Irak’taki direniş grupları, işgalci düşman acı bir yenilgi alana kadar asla cihadı terketmemeliler.
-Diyelim ki işgal bitti ve direniş güçleri hükümeti devraldılar. Direniş güçleri Irak’ı yönetecek bir siyasi programa sahipler mi?
Vatansever- Cihadi grupların ittifak ettiği siyasi program, Irak halkının kendi geleceğini kendisinin belirlemesidir. ABD işgali bittikten sonra Vatansever-Cihadi gruplar hükümeti devralarak bir Şura Meclisi kuracaklar. Geniş bir kitleye hitap edecek olan Şura Meclisi geçici bir hükümet oluşturacak. Daha sonra ise Irak halkı sandık başına giderek kendi geleceğini belirleyecek.
“İÇ SAVAŞ ÇIKMAYACAK”
-Irak’ta bir çok direniş grubu var. Ayrıca Irak’ta Şiiler ile Sünniler ve Araplarla-Kürtler arasında çeşitli sorunlar yaşanıyor. Bu tabloyu gözönünde bulundurduğumuzda, işgal biterse Irak’ta bir iç savaş çıkar mı?
Irak’lı Vatansever-Cihadi Gruplar direnişin yüzde 80’ini temsil ediyor. Yüzde 20’lik kesim ise dışardan gelen gruplardan oluşuyor. Bu yüzde 20’lik kesim işgalden sonra Irak’taki etkinliğini kaybedecek. Vatansever-Cihadi Gruplar arasında bir antlaşma var. İşgalden sonra bu gruplar birleşerek Irak’ın siyasi yapısını şekillendirecekler. Bundan dolayı direnişçiler arasında büyük çapta bir çatışma yaşanmasını beklemiyoruz. Ayrıca işgalden önce Şiilerle-Sünniler arasında veya Araplarla- Kürtler arasında bir problem yoktu. Bu problemler işgalle birlikte başladı. İşgal bitince, bu kesimler arasında da bir problem kalmayacak. Yaşanan bütün problemlerin nedeni ABD işgalidir.
- Yayınladığınız bildirileri okuduğumda, söylemlerinizde Arap milliyetçiliği hissediyorum. Hislerimde yanılıyor muyum?
Evet yanılıyorsunuz. Biz insanları milliyetçi arapçılığa değil; İslamcı arapçılığa çağırıyoruz. Bir Arabı bir Türk’ten üstün tutmamız mümkün değil. Üstünlük ancak takvadadır. Araplar izzeti İslam’la buldular; zillete de İslam’dan uzaklaşarak düştüler. Peygamberimiz, “Arapları üç şeyden dolayı sevin: Ben Arabım, Kur’an Arapçadır, Cennet ehlinin dili de Arapçadır.” diyor. Biz de Arapları bu üç şeyden dolayı seviyoruz.
“ÇATIŞMALARIN SEBEBİ İŞGALCİLER”
-El Kaide ile diğer direniş grupları arasında dönem dönem çatışmalar yaşandığı iddia ediliyor. Bu iddialar doğru mu?
Ellerimiz şimdiye kadar Müslüman kanıyla kirlenmedi. Bundan sonra da direniş gruplarıyla çatışmadan uzak duracağız. Fakat dönem dönem bazı direniş grupları birbirleriyle çatışıyorlar. Bu çatışmaların sebebi ise işgalin ektiği fitne tohumlarıdır. Irak’taki direniş grupları taassupla değil, İslam’ın ve aklın ışığıyla hareket etmeliler.
- El Kaide’nin Orta Irak’ta ilan ettiği İslam Devleti’ne nasıl bakıyorsunuz?
Vatansever-Cihadi gruplar olarak El Kaide’nin ilan ettiği devleti tanımıyoruz. El Kaide devlet ilan etmeden önce Irak’taki hangi cihadi gruplarla istişare yaptı? El Kaide işgal altındaki bir ülkede neye göre İslam Devleti ilan ediyor? Bu sorulara cevap verilmesini bekliyoruz. Bu teşebbüs Irak’ın bölünmesine yardımcı olmaktan başka bir işe yaramayacak.
-Maddi yardımı kimden alıyorsunuz? İddia edildiği gibi Irak direnişinin arkasında bazı Arap ülkeleri mi var?
Herhangi bir dış desteğimiz yok. Irak halkı bize zekat veriyor ve direniş bu zekatlarla finanse ediliyor. Kontrol altında tuttuğumuz bölgelerde yer altlarına silah atölyeleri kurduk. Irak’lı kadınlar silah atölyelerinde direnişçiler için silah imal ediyorlar. Lojistik desteğimizi daha çok bu sayede sağlıyoruz.
“ABD’NİN KAYIPLARI 10 BİNİ AŞTI”
-ABD’nin Irak’ta verdiği gerçek kayıplar hakkında sürekli spekülasyonlar yapılıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bush söylediği yalanlarla dünyanın en büyük yalancısı ödülünü almayı hakediyor. Irak’ta nükleer silah olduğunu iddia etti, bu haber yalan çıktı. Daha sonra Irak Hükümeti’nin El Kaide ile ilişkisi olduğunu söyledi. Bu iddianın da yalan olduğunu artık bütün dünya biliyor. ABD medyası da tıpkı başkanları gibi yalancıdır. İşgalcilerin Irak’ta verdiği kayıplar konusunda dünyayı kandırıyorlar. ABD’nin Irak’taki kayıpları çokdan 10 bini aştı. El Cezire’de geçenlerde yayınlanan bir araştırmada sadece Almanya’daki hastanelerde 13 binden fazla yaralı ABD askeri olduğu bilgisi verildi. Amerika gerçek kayıplarını gizlese de, direnişçiler buldukları heryerde onlara büyük kayıplar verdirmeye devam edecekler.
-PKK’ya nasıl bakıyorsunuz? Bu örgütü de bir direniş hareketi olarak görüyor musunuz?
PKK direniş hareketi değil; bir terör örgütüdür. İşgalciler PKK’yı kullanarak Türkiye’yi ve Irak’ı bölmek istiyor. Ayrıca ABD, PKK’ya yardım ediyor ve bu örgütün gün geçtikçe daha da güçlenmesine yardımcı oluyor. ABD Türkiye’nin dostu değil; düşmanıdır. Türk Hükümeti eğer PKK’dan kurtulmak istiyorsa, direniş güçlerinin işgalci ABD Ordusu’na karşı verdiği mücadelenin yanında olmalı. Türk Hükümeti’nden siyasi destek bekliyoruz.
“PKK’YI IRAK’TA İSTEMİYORUZ”
-Direniş güçleri işgal sona erdikten sonra Irak’a hakim olurlarsa PKK yine Kuzey Irak’ta kalacak mı? PKK’ya karşı nasıl bir tavır geliştireceksiniz?
Vatansever-Cihadcı gruplar PKK’yı Irak’ta istemiyor. İşgal bittikten sonra gerekirse PKK ile savaşacağız ve onları topraklarımızdan çıkaracağız. PKK tıpkı Barzani’ye bağlı peşmergeler gibi işgalcilerden destek alıyor ve işgalcilerin menfaatleri için çalışıyor. Direnişin Irak’ta elde edeceği zafer, ABD ve İsrail’le işbirliği yapanların da sonlarını getirecek.
-ABD işgali başlar başlamaz Arap ülkelerinden Irak’a çok sayıda direnişçi genç geldi. İşgal bitince bu direnişçi gençlerin konumu ne olacak? Tıpkı Bosna’da olduğu gibi bu direnişçi gençler Irak’tan çıkarılacaklar mı?
Irak’taki direniş, başka ülkelerden gelen Müslüman gençlerin örgütledikleri bir direnişmiş gibi gösteriliyor. Bu düşünce hakikati yansıtmıyor. Irak direnişinin temeli Irak halkıdır. Toprakları işgal edilen, dinleri aşağılanan halkımız işgalcilere karşı çıkarak bütün dünyaya bir onur dersi veriyor. Irak halkı bu onur dersinden inşallah zaferle çıkacak. Irak dışından gelen Müslüman gençler zor günlerinde Irak halkının yanında oldular. Onlara saygı duyuyoruz. Fakat yaptıkları bazı yanlışları kesinlikle onaylamıyoruz. İşgal bittikten sonra Irak halkının kararlarına saygı duyan hiçbir mücahide, “Irak’tan çık, artık ülkemizi terket” demeyiz. Fakat Irak’ın sosyal yapısı ve Irak’taki Cihadcı-Vatansever örgütler yok sayılarak girişilecek her türlü harekete de karşı çıkarız. Irak halkı şu an direnişe gereken desteği veriyor. Bundan dolayı dışardan gelecek askeri desteğe ihtiyacımız yok. Kardeşlerimizden daha çok bize dualarıyla ve maddi yardımlarıyla destek olmalarını istiyoruz.
- Türkiye Halkı’nın Irak işgali karşısındaki tutumunu nasıl buluyorsunuz?
Türk halkı bizim kalbimizdir ve bu şerefli halk işgale karşı direniş güçlerinin yanında olmuştur. ABD ve İsrail’in bütün Müslümanların dininde, toprağında, namusunda gözü var.
Direniş güçleri Irak’ta bütün Müslümanlar için savaşıyor. Irak’ta işgal güçlerine attığımız her bir kurşun Türkiye, Filistin, Ürdün, Suudi Arabistan ve Suriye içindir. Bu gerçeği Türk Hükümeti ve halkının hiçbir zaman unutmamasını umuyoruz.
Kaynak:Islah haber
Not:Nakşibendileri pek fazla bilmiyorum ama tasavvufçu olduklarını duymuştum.