Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Namaz Hadisleri ve Rukudan Sonra Ellerin Bağlanması.

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Ebukutub Çevrimdışı

Ebukutub

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şuan Kitaba ve sünnete göre namaz diye bi kitap okuyorum kardeşler.Ve bazı hadisler var.Bunları sizle paylaşacağım.Bilenlerin Hadislerin ne demek istediğini açıklarsa hoş olur.Allah razı olsun....

92) İbnu Ebi Evfa (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûlullah (S.A.V.) belini ruku'dan kaldırdığı zaman (şu sözleri) söylerdi: Semiallahu limen hamideh. Ellahumme! Rabbena leke'l-hamd. Mil'u-s-semavati ve mil'u-l-ard. Ve mil' u ma şi'te min şey'in ba'd. Ellahumme! Tahhirni bi's-selci ve'l-beredî ve'l-mai'l-barid. Ellahumme! Tahhirni mine'z-zunubi ve'1-hataye kemayunekka's-sevbu'l*ebyadu mine'l-vesahi.
Ey Allah'ım! Hamd sana mahsustur. Hem gök dolusu, yer dolusu ve bunlardan öte ne yaratmayı diledinse hepsinin dolusu hamd!
Ey Allah'ım! Beni kar ile dolu ite ve soğuk su ile tertemiz eyle!
Ey Allah'ım! Beni günahlardan ve hatalardan, beyaz kumaş kirden nasıl temizlenirse öyle temizle.(Bu hadisi Müslim (476) rivayet etmiştir.)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------“ … Vail İbnu Hucr r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v'i namaz için tekbir aldığı vakit, ellerini kulakları hizasına kadar kaldırdığını ve sonra ruku'ya giderken ve sonra Semiallahu limen hamideh deyip rukudan kalkarken de aynı şeyi yaptığını ve namazda da - yani namazının kıyamında da - sağ eliyle sol elini tuttuğunu gördüm. “
Bu hadisi Ahmed : 4/318 – 18392.N da hasen bir senedle rivayet etmiştir.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

1075- Malik b. Huveyris (r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi Peygamber (s.a.v)’i namaza başlarken, rükû’a giderken, rükû’dan başını kaldırırken, secde ederken, secdeden başını kaldırırken kulak hizasına kadar ellerini kaldırdığını görmüştür.” (Ebû Davud, Salat: 116; Dârimi, Salat: 41)



Benim Anladığım :

1.Hadiste '' Semiallahu limen hamideh. Ellahumme! Rabbena leke'l-hamd '' dan sonra Resulallah sav. bi dua daha okuduğunu gösteriyor.
2.Hadiste Allahın Resulu rukuya varmış ve rukudan kalktıktan sonra Ellerini tekrar bağlamış.
3.Hadiste Allah Resulu Rukuya gitmeden,rukudan kalktıktan sonra,birinci secdeden kalktıktan sonra ellerini kulaklarına kadar görütüp Tekbir alırdı.

Doğrumudur?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Rukudan sonra kıyama geri kalkıldığında elleri bağlama görüşü zayıftır !. Zaten bu görüşü Tacuddin Bayburdi ve Ebu Said el Yarbuzi ekolu savunmaktadır.


Delil olaral nakledilen hadis kavme'de (rukuden kalktinktan sonra) ellerin baglanacagina dair bir delil degildir.

Yazılan hadis eksik aktarılmış, hadisin tam metni şöyledir:

مسند أحمد - (ج 38 / ص 332)

18116 - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنِي سُفْيَانُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ قَالَ” رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ كَبَّرَ رَفَعَ يَدَيْهِ حِذَاءَ أُذُنَيْهِ ثُمَّ حِينَ رَكَعَ ثُمَّ حِينَ قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَفَعَ يَدَيْهِ وَرَأَيْتُهُ مُمْسِكًا يَمِينَهُ عَلَى شِمَالِهِ فِي الصَّلَاةِ فَلَمَّا جَلَسَ حَلَّقَ بِالْوُسْطَى وَالْإِبْهَامِ وَأَشَارَ بِالسَّبَّابَةِ وَوَضَعَ يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُمْنَى وَوَضَعَ يَدَهُ الْيُسْرَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُسْرَى
Hadis'te sağ eliyle sol elini tuttuğunu gördüm diyor sonra gördüğün gibi ''Fis Salaah'' diyor. Yâni namaz'da diyor ve herhangi bir yer belirtmiyor.

Ayni babta yine Vail bin Hucr Rasulullah'in namazını anlatıyor;


مسند أحمد - (ج 38 / ص 331)

18115 - حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ كُلَيْبٍ أَخْبَرَنِي أَبِي أَنَّ وَائِلَ بْنَ حُجْرٍ الْحَضْرَمِيَّ أخْبَرَهُ قَالَ” قُلْتُ لَأَنْظُرَنَّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَيْفَ يُصَلِّي قَالَ فَنَظَرْتُ إِلَيْهِ قَامَ فَكَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى حَاذَتَا أُذُنَيْهِ ثُمَّ وَضَعَ يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى ظَهْرِ كَفِّهِ الْيُسْرَى وَالرُّسْغِ وَالسَّاعِدِ ثُمَّ قَالَ لَمَّا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ رَفَعَ يَدَيْهِ مِثْلَهَا وَوَضَعَ يَدَيْهِ عَلَى رُكْبَتَيْهِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَرَفَعَ يَدَيْهِ مِثْلَهَا ثُمَّ سَجَدَ………الخ “
Burda Vail bin Hucr rukûdan önce ellerin baglanacağını zikrediyor, ve rukû sonrasi bir şey zikretmiyor. (altı çizili metin)

Bu hadisin bir önceki hadis gibi râvileri ayni olduğu için , birinci hadisteki "namazda sağ eliyle sol elini tuttuğunu gördüm." demesi aynen bu hadiste açıkca belirtiltiği gibi Vail bin Hucr'un rukû'den öncesini kastettiğine delildir.

Ahmed bin Hanbel bu konuda kişi muhayyerdir diyor, ve mezhebin muteber eserleri de bunu gösteriyor.

Vail İbn Hucr (r.anh)'dan, şöyle dedi:
"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile namaz kıldım. (Kıyamda) Sağ elini, sol elinin üstünde göğsünün üzerine koydu."


İbn Huzeyme (479) Beyhaki Suneninde (2/30) ve Bezzar hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.

Burda bilmelisin bu hadis Zayiftir, Senedinde Muammal bin İsmail vardir ki, Buhari'ye göre hadiste Munkerdir. Ayrica birçok başka sika râviler ayni hadisi nakletmişler fakat ''göğüs üzerine'' ifadeyi nakletmemişler. Bir başka şey vardir ki daha ilginc, senedde Sufyan es Sevri vardir ki bu sahisin ellerinin göbek altına koyduğu rivayet edilir, tıpkı diğer Kufe'liler gibi. (İbn Kudame , el Mugni)

Zaten İmam Ahmed'in en sağlam nakili Hanefiler gibi elleri göbek altına bağlamak'tır.

Ayrica Vail bin Hucr burda rukûden sonra birsey zikretmiyor;
Vail b. Hucr (r.anh)’dan aktarıldığına göre, şöyle demiştir:
Rasulullah (s.a.v)’in nasıl namaz kıldığına bakayım dedim ve namaz kılışını seyrettim: Rasullullah (s.a.v), kalktı tekbir aldı, ellerini kulak hizasına kadar kaldırdı sonra sağ elinin avucunu sol elinin bileğine aşacak şekilde bileğinin üzerine koydu. Rukuya giderken ellerini yine kulak hizasına doğru kaldırdı. Sonra ellerini dizleri üzerine koydu daha sonra başını rukudan kaldırınca ellerini yine aynı şekilde kulak hizasına kadar kaldırdı sonra secdeye vardı, secdede ellerini kulak hizasına koydu sonra sol ayağını yatırarak üzerine oturdu. Sol elini sol uyluğu ile sol dizi üzerine koydu, aynı şekilde sağ elini de sağ uyluğuna koydu sonra iki parmağını yumdu baş parmağı ile orta parmağını halka yaptı ve şahadet parmağını hareket ettirerek dua ettiğini gördüm.
(Darimi, Salat: 92; Tirmizi, Salat: 227, Nesai 879)


Asağidaki hadis açıkça gösteriyor ki eller, sadece rukûya gidene kadar bağlanır;

Ali (r.anh)'den şöyle naklonmuştur;

“...Namaza kalktığında tekbir getirirdi ve sağ elini sol bileğinin üstüne koyardı. Bu vaziyette ruku’ya gidene kadar kalırdı...”
(İbn Ebi Şeybe 3940, Beyhaki 2333)



Rukudan kalkarken ellerin salınmasına ve her kemik yerini alacak şekilde sukun etmesi :

473/1343- Abdullah b. Kasım'dan: (Sened:
Sahih: Musned, III, 407, Hadis no: 15307; Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Mecmu'l, Hadis no: 130.
Abdurrahman b. Ebzâ el-Huzâî, Nâfi' b. Abdulhâris'in azadlığıdır. Sahâbî olub olmadığı ihtilaflıdır. Buhârî, sahâbî oluşunu tercih eder. Ahmed b. Hanbel'in 22 rivayetle bu zâta yer vermiş olması onun sahâbî oluşunu teyid eder. Ali (r.anh) kendisini Horasan'a vali olarak atadı. Rivayetlerinin çoğunu Ömer ve Ubey b. Kavdan nakleder. Ömer onun hakkında: "Allah'ın Kur'an'la yücelttiği kimselerden biri de Abdurrahman b. Ebzâ'dır" der. Muâviye'nin halifeliği döneminde vefat etti. (lbnu'1-Esîr, Usdu'l-ğâbe, III/419-420, Trc.no:3266.)

Ebû Hurayra'den (Radıyallahu anh) şahidi için: 481 / 1351 hadis. Ayrıca, 688 / 1558 ve 743 / 1613 nolu hadisler.)Abdurrahman b. Ebzâ'nın (Radıyallahu anh) yanına oturduk, (bize):
'Size Rasûlullah'ın (s.a.v.) namaz kılış şeklini göstereyim mi?' dedi.
Biz: 'Evet' deyince ayağa kalktı, tekbir getirdi, sonra Kur'ân okudu ve rukûya gitti, her uzuv (rukûda) yerini alacak şekilde (eğilib) elleri ile dizlerini tuttu, sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)» sonra secdeye gitti, her uzuv (secdede) yerini alacak şekilde (durdu), sonra doğruldu, her kemik yerini alacak şekilde (durdu), sonra secdeye gitti, her kemik (secdede) yerini alacak şekilde (durdu), sonra doğruldu.
İkinci rekatta da birinci rekatta yaptığının (benzerini) yaptı. Ardından şöyle dedi:
'İşte Rasûlullah'ın namaz kılma şekli böyledir.

(İmam Ahmed b. Hanbel, El-Musned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/92)


RUKÛDAN SONRA ELLERİN BAĞLANMASI veya SALIVERİLMESİ

https://www.islam-tr.org/konu/rukudan-sonra-ellerin-baglanmasi-veya-saliverilmesi.20194/
 
Sia_ehli Çevrimdışı

Sia_ehli

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Selamun Aleykum Abdulmuizz Fida Ahi

Hadisteki fis-salat ifadesi, namazın bütün kıyamlarında elleri bağlamanın asıl olduğunu gösterir. rükudan önceki kıyam ile rükudan sonraki kıyam arasında ayrım yapan, rükudan sonraki kıyamda ellerin bağlanmayacağını gösteren bir*delil mevcut değil. İmam Ahmed'den ise rükudan sonraki kıyamda dileyen bağlar, dileyen bağlamaz dediği nakledilmiştir. Allah en iyi bilendir.

 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Selamun Aleykum Abdulmuizz Fida Ahi

Hadisteki fis-salat ifadesi, namazın bütün kıyamlarında elleri bağlamanın asıl olduğunu gösterir. rükudan önceki kıyam ile rükudan sonraki kıyam arasında ayrım yapan, rükudan sonraki kıyamda ellerin bağlanmayacağını gösteren bir*delil mevcut değil. İmam Ahmed'den ise rükudan sonraki kıyamda dileyen bağlar, dileyen bağlamaz dediği nakledilmiştir. Allah en iyi bilendir.

Kardeşim;
ne "fis salah" ifadesi ne de İmam Ahmed'in "dileyen rukudan sonraki kıyamda ellerini bağlar/bağlamaz" demesi, o manaya gelir ve delil sayılır.

Ashabın, Rasulullahın (s.a.v.) namazını tarif etmesine rağmen , ayrıca pek çok namaz hadislerinde "rukudan kalkarken ellerin kaldırıldığını, daha sonra (doğrulup, her uzuv, kemik yerini alacak şekilde düzeldi) saldığı ve sonra secdeye gittiği hakkında hadisler olmasına rağmen" ; rukudan kalktıktan sonra ellerini kaldırdığını, ellerini salmayıp bağladığını, bir muddet sonra da tekbir getirip secdeye gitti"ğini bildiren sahih bir hadis bulunmamaktadır.
Mevzu olan konuda bir hadis olmamasına rağmen, normal "kıyamda ellerin bağlanması" anlamına gelebilen ifadeleri "rukudan sonra ellerin bağlanması (fi's Salah)" diye zorlama ve aslından saptırılan bir anlam yükleyerek, onlarca sahih hadise muhalif fıkıh belirlemek uygun değildir!

Bir konuda amelden bahsediyor ve ciddi şekilde iddia ediyorsanız, diğer ameller gibi ciddi hadis ve deliller ortaya konmalıdır. Zan ve zorlama yorum ve tahmini tevillerle , iddianızın aksine olan sahih hadislere karşıt delil getirmiş sayılmazsınız!
Bu konuda kesin , net ve sarih şekilde savunduğunuz ameli/düşünceyi anlatan bir hadis aktarmadığınız sürece, konuyu yorum ve tevillerle uzatmanın bir anlamı yoktur.
 
B Çevrimdışı

Bedrin aslanları

Üye
İslam-TR Üyesi
Abdulmuiz ahi? Peki Ruküdan sonra ellerini serbest bırakırdı veya bağlamazdı diye bir hadis var mı?

Zikredilen deliller wahbisim ahi'nin iddisını doğrular nitelikte,yani Abdulmuiz ahi senin sahih deliller getirmen gerekiyor? Allahualem..Uzuvların düzelmesi hadisi delil teşkil etmez.''sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)''hadisi ruküya gitmedenki düzgün hale işaret eder o halde ellerin bağlı olmasıdır..Yani aleyhine delildir.

Senin mantığınla olaya biz yaklaşırsak '' rukudan kalktıktan sonra ellerini saldığını yani bağlamadığını , bir muddet sonra da tekbir getirip secdeye gittiğini söyleyen bir hadiste geçmemektedir''.Rükudan önceki kıyam ile rükudan sonraki kıyam arasında ayrım yapan, rükudan sonraki kıyamda ellerin bağlanmayacağını gösteren bir*delil mevcut değil. O halde Peygamberimizin (sav) kılmadığı namazı tarif etmek niyedir.

Hadisler baktığımızda wahbisim ahi'nin haklı olduğunu,Abdulmuiz ahi'nin ise delil getiremediği Ahmedd b. Hanbelin değilde kendi mantığıyla hareket ettiği açıktır..
 
Sia_ehli Çevrimdışı

Sia_ehli

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kardeşim;
ne "fis salah" ifadesi ne de İmam Ahmed'in "dileyen rukudan sonraki kıyamda ellerini bağlar/bağlamaz" demesi, o manaya gelir ve delil sayılır.

Ashabın, Rasulullahın (s.a.v.) namazını tarif etmesine rağmen , ayrıca pek çok namaz hadislerinde "rukudan kalkarken ellerin kaldırıldığını, daha sonra (doğrulup, her uzuv, kemik yerini alacak şekilde düzeldi) saldığı ve sonra secdeye gittiği hakkında hadisler olmasına rağmen" ; rukudan kalktıktan sonra ellerini kaldırdığını, ellerini salmayıp bağladığını, bir muddet sonra da tekbir getirip secdeye gitti"ğini bildiren sahih bir hadis bulunmamaktadır.
Mevzu olan konuda bir hadis olmamasına rağmen, normal "kıyamda ellerin bağlanması" anlamına gelebilen ifadeleri "rukudan sonra ellerin bağlanması (fi's Salah)" diye zorlama ve aslından saptırılan bir anlam yükleyerek, onlarca sahih hadise muhalif fıkıh belirlemek uygun değildir!

Bir konuda amelden bahsediyor ve ciddi şekilde iddia ediyorsanız, diğer ameller gibi ciddi hadis ve deliller ortaya konmalıdır. Zan ve zorlama yorum ve tahmini tevillerle , iddianızın aksine olan sahih hadislere karşıt delil getirmiş sayılmazsınız!
Bu konuda kesin , net ve sarih şekilde savunduğunuz ameli/düşünceyi anlatan bir hadis aktarmadığınız sürece, konuyu yorum ve tevillerle uzatmanın bir anlamı yoktur.

Kardeşim Allah rasulünün rükudan sonra ellerini saldığına dair bir tane bile rivayet yok. Bundan dolayı elleri bağlama hakkındaki rivayetlerin umumuyla amel ederiz.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bedrin aslanları;207547' Alıntı:
Abdulmuiz ahi? Peki Ruküdan sonra ellerini serbest bırakırdı veya bağlamazdı diye bir hadis var mı?

Zikredilen deliller wahbisim ahi'nin iddisını doğrular nitelikte,yani Abdulmuiz ahi senin sahih deliller getirmen gerekiyor? Allahualem..Uzuvların düzelmesi hadisi delil teşkil etmez.''sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)'' hadisi ruküya gitmedenki düzgün hale işaret eder o halde ellerin bağlı olmasıdır..Yani aleyhine delildir.

Senin mantığınla olaya biz yaklaşırsak '' rukudan kalktıktan sonra ellerini saldığını yani bağlamadığını , bir muddet sonra da tekbir getirip secdeye gittiğini söyleyen bir hadiste geçmemektedir''.



Vereceğim hadisi yoldan geçen birine okuttuktan sonra ne/nasıl anlaşıldığını size anlatmasını isteyiniz:


Wahabism Exposed;207557' Alıntı:
Kardeşim Allah rasulünün rükudan sonra ellerini saldığına dair bir tane bile rivayet yok. Bundan dolayı elleri bağlama hakkındaki rivayetlerin umumuyla amel ederiz. sizse ellerin salındığına dair iddianızı ispatlayan rivayeti getirin ya da hadis uydurmaktan tevbe edin.


Önyargılı olan bir insana güzel bir örnek oldun. "Ellerini saldı" lafzıyla bir hadis olmadığı gibi, rukudan kalktıktan sonra ellerini bağladı lafzıyla bire bir manada hadis de yoktur!, tevil vardır.
İmam Ahmed'e nisbet edilen 'Namaz kılan kimse, rukûdan doğrulduktan sonra isterse ellerini salar, isterse birbiri üzerine koyar' ifadesini, İmam Ahmed, Peygamber’e dayandırmamış; kendi içtihad ve görüşü olarak ortaya koymuştur. Görüşler ise, bazen yanlış olabilir. Bu konuda olduğu gibi, herhangi bir davranışın bid’at olduğuna dair sahih bir delil bulunduğunda bir alimin aksini söylemiş olması o davranışın bid’atlığını ortadan kadırmaz. Şeyhu'l islam İbn Teymiye bazı kitablarında bu konuyu böyle değerlendirmiştir. Ben, İmam Ahmed’in bu sözünden onun, bu anladığı şekliyle el bağlamayı, kesin bir sünnet olarak kabul etmediği sonucuna ulaşıyorum. Çünkü o, namaz kılan kimseyi bunu yapıp yapmamakta serbest bırakmıştır. Acaba rukudan sonra elleri göğüs üzerinde bağlamayı sunnet görenlerin bazıları; İmam Ahmed’in, rukûdan önceki bağlamada da elleri birbiri üstüne koyub koymamakta namaz kılan kimseyi serbest bıraktığını mı sanıyor? Böylece rukudan sonraki kıyamda elleri birbiri üzerine koymanın sünnet olmadığı anlaşılmış olmaktadır. Anlatılmak istenen de budur.
Bu konu hakkında sözün özü budur. Aslında konu daha ayrıntılı ve derinlikli olarak açıklanmaya musâittir; fakat bu açıklamanın yeri burası değildir.
(Buhârî, Sıfatu's-salat 14, 41 (26, 62), c.2, sf. 766, 790-791; Muslim, Salat 45 (397), c.3, sf: 1258; Darimî, Salat 78 (1335), c. 3, sf: 140)


Ayrıca, yine "rukudan kalktıktan sonra elleri göğüste birleştirmek gerekir' diyenlerin bazılarına göre bile bu amel mustehab hukmundedir!

Fakat ellerini saldı anlamını çıkarmamıza sebeb olan ifade mevcuttur, ve ehli sunnetin cumhuru da bu şekilde anlayb amel etmektedir. O ifade de şudur :

"Kur'ân okudu ve rukûya gitti, her uzuv (rukûda) yerini alacak şekilde (eğilib) elleri ile dizlerini tuttu, sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)» sonra secdeye gitti"


Şimdi tam metin olarak tekrar sunalım:


473/1343- Abdullah b. Kasım'dan: (Sened:

Sahih: Musned, III / 407, Hadis no: 15307; Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını belirtir. Mecmu'l, Hadis no: 130.
Abdurrahman b. Ebzâ el-Huzâî, Nâfi' b. Abdulhâris'in azadlığıdır. Sahâbî olup olmadığı ihtilaflıdır. Buhârî, sahâbî oluşunu tercih eder. Ahmed b. Hanbel'in 22 rivayetle bu zâta yer vermiş olması onun sahâbî oluşunu teyid eder. Ali (r.anh) kendisini Horasan'a vali olarak atadı. Rivayetlerinin çoğunu Ömer (r.anh) ve Ubey b. Kavdan nakleder.
Ömer onun hakkında: "Allah'ın Kur'an'la yücelttiği kimselerden biri de Abdurrahman b. Ebzâ'dır" der. Muâviye'nin halifeliği döneminde vefat etti. (lbnu'1-Esîr, Usdu'l-ğâbe, III/419-420, Trc.no:3266.)
Ebû Hurayra'den (Radıyallahu anh) şahidi için: 481 / 1351 hadis. Ayrıca, 688 / 1558 ve 743 / 1613 nolu hadisler.)


Abdurrahman b. Ebzâ'nın (Radıyallahu anh) yanına oturduk, (bize):
'Size Rasûlullah'ın (s.a.v.) namaz kılış şeklini göstereyim mi?' dedi.
Biz: 'Evet' deyince ayağa kalktı, tekbir getirdi, sonra Kur'ân okudu ve rukûya gitti, her uzuv (rukûda) yerini alacak şekilde (eğilip) elleri ile dizlerini tuttu, sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)» sonra secdeye gitti, her uzuv (secdede) yerini alacak şekilde (durdu), sonra doğruldu, her kemik yerini alacak şekilde (durdu), sonra secdeye gitti, her kemik (secdede) yerini alacak şekilde (durdu), sonra doğruldu.


İkinci rekatta da birinci rekatta yaptığının (benzerini) yaptı. Ardından şöyle dedi:
'İşte Rasûlullah'ın namaz kılma şekli böyledir.
(İmam Ahmed b. Hanbel, El-Musned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/92)





Rukûdan Kalkmak ve Tam Doğrulmak:

Ebu Hanife ile İmam Muhammed'e göre, (Reddu'l-Muhtâr, 1, 432 - 433 ; Felhu'l-Kadîr, 1, 210 vd) rukûdan kalkmak ve doğrulmak, iki secde arasında oturmak gibi vacib olub rukun değildir. Çünkü rukûdan kalkmak tâdil-i erkanın gereklerindendir. Allah tealâ da: "Rukû ve secde edin" buyuruyor. Yalnızca eğilmek suretiyle rukû hasıl olur. Allah tealâ rukûdan kalkıb doğrulmayı emretmemiştir. O ancak rukû, secde ve kıyamı emretmiştir. Bunlardan başkası farz olmaz.
Peygamber (s.a.v.) rukûdan sonra doğrulma amelini devamlı yapmıştır. Namazını kötü kılan kimseye Peygamber (s.a.v.) bunu emretmiştir. "Sonra kalk, ayakta dur." Bu emir ayakta durup doğrulmanın vacib olduğuna delâlet ediyor. Çünkü âhâd bir haber ile sabittir. Bir kimse rukûdan doğrulmayı yanılarak terk ederse sehiv secdesi yapması gerekir. Eğer bilerek terk ederse tahrimen mekruh olur. Bu kimsenin namazını vakit içerisinde yeniden kılması gerekir. Namazın iadesi birincinin eksiğini tamamlamak olur. Çünkü farz tekrarlanmaz.


Hanbelî mezhebinde meşhur olan, rukûdan kalkmak, iki secde arasında kalkıp duraklamak gibi tâdil-i erkânın sünnet olduğudur. Bunların vacib olduğu da rivayet edilmektedir. Delillere uygun olan da vacip olduğudur. Doğrusu da budur. Kemaleddin İbni Humam ile ondan sonraki Hanefî fakîhlerinin görüşü de budur.
Ebu Yusuf ile diğer fakîhlere göre (Reddu'l-Muhtâr, (a.y.), el-Lubâb, 1,73; el-Kavânînu'l Fıkhıyye, 62; eş-Şerhus-Sâğir, I, 313-328; Muğni'l Muhtâc, 1, 165-170; el-Muhezzeb, I, 75; el-Muğnî, 1, 508, 51, 516; Keşşaful Kına', 452 Bidâytu'l-Muctehid, I, 130) rukûdan kalkıb doğrulmak namazda rukun yahut farzdır. Bu mutmain olma durumu, kişinin rukûdan önceki durumuna gelmesidir. İster ayakta olsun, ister oturma hâlinde olsun, ister acizlik durumunda yapabileceği kadarını yapan kimse olsun, hüküm değişmez. Bir kimse yılan gibi bir şeyden korkarak kalkarsa bu kalkış, rukûdan kalkış için yeterli değildir. Nitekim Şafiîler de bu durumu böyle açıklamışlardır.
Bir kimse eğer secde eder de doğrulmazsa namazı sahih olmayıp batıl olur. Çünkü bu kişi namazın rukunlerinden birini terk etmiştir. Çünkü Peygamber (s.a.v.) namazını kötü bir şekilde kılan o kişiye şöyle buyurmuştur: "Sonra kalk ayağa doğrul." Bununla beraber Peygamber (s.a.v.) bunu yapmaya devam etmiştir. Şöyle buyurmuştur: "Benim nasıl namaz kıldığımı görüyorsanız, sizler de öyle namaz kılın." Yine Peygamber (s.a.v.) namazını kötü kılan o kişinin yaptığı hareketi yasaklamıştır. Dolayısıyla bu hadis rukûdan doğrulmanın ve tâdil-i erkânın bir rukun olduğuna delâlet etmektedir. Rukûdan kalkmak da buna dahildir. Çünkü itidal ve mutmain olmak bunu gerektirmektedir.
(Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans., C. 1, Sf: 519)



Kıyam :

Namazın farzlarından biri de, farz namazda kıyam etmek yâni ayakta durmaktır. Şubhesiz kıyamın farz olması, farz olan namaza mahsûstur. Nafile olan namazda kıyam farz değildir. Hattâ nafile namazın edası kıyâmsız caizdir. Nitekim bunun yakında, kendi babında açıklaması gelecektir.
Kıyamda musallî, göbeğinin altında, sağ elini sol elinin üzerine koyar. Şafiî' (r.anh) ye göre, göğsüne koyar. Elleri tarif edildiği surette koymanın şekli, sağ elinin avuç içini sol elinin avucunun sırtı üzerine koyub küçük parmağı ve baş parmağı ile bileği üzerine halka etmektir.
İki ellerini, rukûdan kalkdığı zaman salıverir, Yine Bayram Namazının tekbirleri arasında, iki ellerini salıverir. (İmam Muhammed' (r.anh.)in kavline göre Cenaze Namazında da böyledir) Sözün kısası, zikr mesnûn (Sünnet) olan her kıyamda iki ellerini bağlar. Böyle olmayan her kıyamda da ellerini salıverir.

Namaz kılan kimse, sena eder. Yâni: Subhâneke.
«Subhânekellahumme ve bi hamdik, ve teberakesmuk, ve teâlâ cedduk, velâ ilahe gayruk.»

duasını okur, Bu duanın mânâsı-: «Ey Allah'ım! Seni tesbih ve tenzih eder, San'a hamd-u senada bulunurum. Senin mukaddes ismin muberaktir ve Senin, azamet ve celâlin pek yüksektir. Ve Senden başka Hak mâbûd yoktur
Sâdece (Ve Celle senâuke) farzlarda okunmaz. Çünkü meşhur hadîslerde zikredilmemiştir.
Namaz kılan kimse, «Subhâneke"yi gizli okur. İster imâm olsun, isterse tek başına kılan olsun. Gerek gizli okuyana uysun ve gerekseaçıkdan okuyana uysun. Hattâ, eğer imâma, açıkdan okumaya başladığı vakitte uysa, «Subhâneke» duasını okumaz.
(İnnî veccehtu vechiyye lillezî.) (En'am suresi 79. ayet) âyet-i kerimesini «Subhâneke» duasına eklemez. İmâm Ebû Yûsuf (rahimehullah) bu görüşte değildir. Çünkü O'na göre, musallî tekbiri söyledikden sonra » (İnnî veccehtu vechiyye lillezî.) âyet-i kerîmesini sonuna kadar okur. İmâm A'zam (rahimehullah) ile İmâm Muhammed' (rahimehullah)'e göre, eğer tekbirden önce kalbin hâzır olmasj için okursa bu güzeldir.
Kıraat için gizlice, (Euzubillâhimine'ş şeytâni'r racim) der. Sena, yâni «Subhâneke» için okumaz
.

Cemaatle namazın evveline yetişemiyen kimse, geçen rek'atlerin kazasında (Eûzu...) çeker. İmâma uyan kimse ise (Eûzu...) okumaz. Çünkü mesbûk kıraat eder ve fakat Subhâneke'yi okumaz. Zira, başlangıçta Subhâneke'yi okumuştu. O halde (Eûzu...) okur.
İmâma uyan kimse (muktedî), Subhâneke'yi okur, (Eûzu)yu okumaz ve kıraat da etmez.

İmâm (Eûzu...) okumayı Bayram Namazının tekbirlerinden sonraya bırakır. Çünkü Bayram Namazının tekbirleri, Subhâneke'yi okudukdan sonradır. Şu halde uygun olan, (Eûzu...)'nun «Subhâneke...»'ye değil, kıraate bitişik olmasıdır.


Bu anlatılanlar, yâni; Sağ eli sol el üzerine koymak, rükûdan kalktıkda ve Bayram tekbirleri arasında elleri salıvermek; Subhâneke'yi okumak (Eûzu)'yu okumak- hepsi yukarıda anlatılanlar gibi Sünnetlerdir.
(Molla Husrev, Büyük İslam Ansiklopedisi 1, Eser Neşriyat: 125-126)
 
B Çevrimdışı

Bedrin aslanları

Üye
İslam-TR Üyesi
Burda Abdulmuiz ahi hadis uydurmamıştır.Bu söze katılman mümkün değil sadece hadise yanlış yorum ve tevil yapmıştır.Hadis ehlinden böyle bir tevil bahsettiği hadisle alakalı bir şey getirirse o başka.....Eğer eller salınıverseydi bayram namazındaki tarif gibi açıkça söylenirdi.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Burda Abdulmuiz ahi hadis uydurmamıştır.Bu söze katılman mümkün değil sadece hadise yanlış yorum ve tevil yapmıştır.Hadis ehlinden böyle bir tevil bahsettiği hadisle alakalı bir şey getirirse o başka.....Eğer eller salınıverseydi bayram namazındaki tarif gibi açıkça söylenirdi.
"Rasulullah (s.a.v.) adına Hadis uyduran cehennemdeki oturacağı yerine hazırlansın" şuuruyla hareket eden bizler, hadis uyduranlarla mucadele etmekteyiz. Hadise yanlış yorum ve tevil getiren bazı kişilerdir. Tevil getirmemiş olsanız; "Rukudan kalkıp doğrulduktan sonra ellerini bağladı" diye sarih bir ifadeli hadis olmamasına rağmen, varmış gibi savunup, ehli sunneti yanlış yorum/tevil yapıyor demezdin.

Kardeşim , savunduğun amelin sarih ifadelerle "Rukudan kalkıp doğrulduktan sonra ellerini bağladı" metni olan hadisi buraya koymanı bekliyoruz
 
B Çevrimdışı

Bedrin aslanları

Üye
İslam-TR Üyesi
Kıyamda ellerin bağlandığı noktasında herkes aynı düşünüyor nitekim hadislerde bu doğrultuda açık.Ardından rukü nasıl olduğu yine hadislerde açık ,ardında yeniden kıyam ve farklı bir kıyamda duruş olsaydı hadislerde belirtilirdi.Fiil aynı olunca belirtilmeye ne hacet ? Bu durmda ziyade bir tevil yapan senken bunun delilinin getirmen gerekir.En azından usulen böyle olduğunu sanıyorum....

Nasılki iki secde arasında bir fark yoksa ,iki kıyam arasındada bir fark yoktur.Fark delile muhtaçtır.

Aksi takdirde kimi hadislerde ''her tekbirde el kaldırırdı'' lafzı geçmediği için Peygamberimiz kimi zaman ellerini kaldırmmaış diyenlerin de önü açılmış olur.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Teville değil metinle Delil aldığın hadisi eklemeni hala bekliyorum. Lafı dolandırma, iki secde arasında ellerini kaldırmaya da delil getirdin ne güzel (!)
 
B Çevrimdışı

Bedrin aslanları

Üye
İslam-TR Üyesi
Vail İbnu Hucr r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v'i namaz için tekbir aldığı vakit, ellerini kulakları hizasına kadar kaldırdığını ve sonra ruku'ya giderken ve sonra Semiallahu limen hamideh deyip rukudan kalkarken de aynı şeyi yaptığını ve namazda da - yani namazının kıyamında da - sağ eliyle sol elini tuttuğunu gördüm. “
Bu hadisi Ahmed : 4/318 – 18392.N da hasen bir senedle rivayet etmiştir.

Uzuvların düzelmesi hadisi delil teşkil etmez.''sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)'' hadisi ruküya gitmedenki düzgün hale işaret eder o hal ise herkesin bildiği gibi ellerin bağlı olmasıdır..Yani aleyhine delildir.

Şimdi sen teville değilde lafızla '' rüküdan sonra ellerini bağlamazdı '' diye sarih bir ifade getir?

İki secde arasında el kaldırmak ise tevatür derecesinde sabittir.Bunu uygulamayanlar Peygamberimizin Ben nasıl kılmışsan öyle kılınız hadisine muhalefet etmektemidirler?.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ahiler rukudan sonra kıyamda elleri bağlamak sakıncalı mı değil mi veya bağlasakta olur bağlamasakta olur mu ben ellerimi bağlıyorum problem mi
 
B Çevrimdışı

Bedrin aslanları

Üye
İslam-TR Üyesi
ellerin Bırakıldığına dahil hadis gelmediği sürece hadiste görüldüğü üere eller bağlanmalıdır.lakin ben kendi kendime hadisler hakkında belli bir içtihat seviyesinde olmadığım için mehep imamının içtihadı ile amel etme taraftarıyım..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bedrin aslanları;207866' Alıntı:
- yani namazının kıyamında da - ;
Bu hadisi Ahmed : 4/318 – 18392.N da hasen bir senedle rivayet etmiştir.

Uzuvların düzelmesi hadisi delil teşkil etmez.''sonra doğruldu, her uzuv düzelecek şekilde (kalktı)'' hadisi ruküya gitmedenki düzgün hale işaret eder o hal ise herkesin bildiği gibi ellerin bağlı olmasıdır..Yani aleyhine delildir.

Koyduğun hadiste, Şu yukarıdaki alıntıladığım hadiste " - ... - " işaretleri arasında yazılan tevil değildir de nedir? Alttaki açıklamalara nasıl negatif izahatlar getiriyorsan, ehli sunnetin delil aldığı hadislere ise tevil yapıyorsunuz diyorsun.
Şimdi kim tevilciymiş gördün mü?

Ayrıca bu teville aktardığın hadisi ehli sunnet bildiği halde, sizin gibi tevil yaparak diğer delillere muhalif amelde bulunmamaktadırlar. Tüm bunlara rağmen, bize göre hatalı da olsa, siz bu şekilde amel ederseniz, sizi bağlar. Zira Bu hadisi nakleden Ahmed b. Hanbel dahi, "dileyen rukudan sonraki kıyamda ellerini bağlar/bağlamaz" demiştir. İlla rukudan sonra eller bağlanır, salınmaz denemez. İfrata düşmek kimseye yakışmaz!

Konunun devam etmesi gereksiz görüldüğünden kapatılmıştır
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt