Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Namaz Kılmayan Eşin Uyarılması Gerekir mi?

gelincik Çevrimdışı

gelincik

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Namaz kllan evli hanım,namazlarını kılmayan kocasını namaz vakitlerinde çağırmakla yükümlümüdür
Aynı şekilde namazlarını kılan erkek,kılmayan hanımına namazı hatırlatmakla yükümlümü
 
A Çevrimdışı

Abdullah Yusuf

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Mahşer gunu kisi hesaba cekilirken hiç tanımadığı biri gelir ve niçin beni uyarmadın diye boğazına yapışır.

Biz cevremizdekileri gozardi ettigimizde bunu yasayabileceksek acaba ailemizin uzerimizdeki hakkı ne olur

Ebu cehil Rasulullah s.a.v icin diyorya gecenin bu saatinde gelse gelse Muhammed s.a.v gelir
Anliyacagin kardes uyarmak hatirlatmak zorundayiz

Allah yardimcin olsun
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır." (Tahrim 6)

. İbni Ömer (radıyallahu anhumâ), Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’i şöyle buyururken dinledim, dedi:
Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr, efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve güttüğünüz sürüden sorumlusunuz.
(Buhârî, Cum’a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Muslim, İmâret 20. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, İmâret 1, 13; Tirmizî, Cihâd 27)

"7 yaşında çocuğa namazı öğretin. 10 yaşına geldiğinde (kılmazsa, hafifçe) dövün" buyurdu.
(Ebû Dâvud, Salât; Tirmizî, Salât; Musned-i Ahmed, Dârekutnî, Dârimî)

Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Günah isleyenlerin bulunduğu bir toplumda önlemeye gücü yeten kimseler olduğu halde bunu engellemezlerse, Allah'ın, kendi nezdinden onların hepsini kapsayan bir azâbın gelmesi pek yakındır"
(Ebû Dâvud, Melâhim 17: İbn Mâce, Fiten, 20; Ahmed b. Hanbel, Musned, IV, 361, 363, 364, 366);

"Şunu yeminle söylüyorum ki; siz ya iyiliği emreder, kötülükten sakındırmaya çalışırsınız; aksi halde Allah size içinizdeki en kötülerinizi musallat eder. Sonra hayırlılarınız dua eder, fakat duaları kabul olunmaz"
(Ebu Dâvûd, Melâhim, 17; Tirmizî, Fiten, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 388, 390, 391).

Allah Rasulune, insanların en hayırlısının kim olduğu sorulunca, şöyle cevab vermiştir: "İnsanların en hayırlısı en çok okuyanı, en muttaki olanı, iyiliği en çok emredeni, kötülükten en fazla sakındırmaya çalışanı ve en çok sıla-ı rahim yapanıdır "
(Ahmed b. Hanbel, Musned, VI, 432).

Peygamber (s.a.v.), Veda haccı hutbesinde, dinî emir ve yasakların, bilgilerin nesilden nesile aktarılması ve irşat faaliyetinin sürdürülmesi için ümmetine görev yüklemiştir. Bu da tebliğ görevidir.
"Sizden hazır olanlar, burada bulunmayanlara sözlerimi ulaştırsınlar. Umulur ki, bunları burada bulunmayanlar, bulunanlardan daha iyi anlar ve korur"
(Ahmed b. Hanbel, V, 41).

Kur'an-ı Kerîm'de; "Siz insanların faydası için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız." (Âl-i İmrân, 110) buyurulur. Onu en hayırlı yapan; iyiliği emretme, kötülükten sakındırmaya çalışma, başka bir deyimle "irşad" görevini ifa etme özelliğidir.

"Sizden, insanları hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun" (Âl-i İmrân, 104)

"Ey Peygamber! İnsanları Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şubhesiz ki Rabbin, yolundan sapanı da çok iyi bilir, doğru yolda yürüyenleri de çok iyi bilir" (en-Nahl, 125);

"Ey Musa ve Hârun! İkiniz de Firavun'a gidin. Çünkü o çok azdı. Öğüt alacağını veya korkacağını umarak ona yumuşak sözler söyleyin" (Tâhâ, 43-44);

"(Ey habibim!) Allah'ın rahmeti sebebiyle onlara yumuşak davrandın. Eğer sen sert ve katı kalbli olsaydın, şubhesiz insanlar, etrafından dağılır giderlerdi. Öyleyse onları afvet ve bağışlanmalarını dile. İşlerde onlarla istişare et. Bir ise de azmettin mi, Allah'a tevekkül et. Şubhesiz Allah tevekkül edenleri sever" (Âl-i İmrân, 159).
 
Üst Ana Sayfa Alt