Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Namaz ve Gusul Abdestinde Sakalı Hilallemenin Hükmü ve Ruknu Nedir?

Öğrenen Müslüman Çevrimdışı

Öğrenen Müslüman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum ve RahmetuLlahi ve Berekatuh

Hocam Gusül alırken Sakalın dibine su gitmiyor gibi hissediyorum. Hilallemeyi doğru mu yapıyorum bilmiyorum ama nedense su gitmiyor. Ne yapmalıyım birkaç kez deneyip hala daha ulaşmazsa vesvese etmemek mi gerekir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim

حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ يَعْنِي الرَّبِيعَ بْنَ نَافِعٍ حَدَّثَنَا أَبُو الْمَلِيحِ عَنْ الْوَلِيدِ بْنِ زَوْرَانَ عَنْ أَنَسٍ يَعْنِي ابْنَ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا تَوَضَّأَ أَخَذَ كَفًّا مِنْ مَاءٍ فَأَدْخَلَهُ تَحْتَ حَنَكِهِ فَخَلَّلَ بِهِ لِحْيَتَهُ وَقَالَ هَكَذَا أَمَرَنِي رَبِّي عَزَّ وَجَلَّ قَالَ أَبُو دَاوُد وَالْوَلِيدُ بْنُ زَوْرَانَ رَوَى عَنْهُ حَجَّاجُ بْنُ حَجَّاحٍ وَأَبُو الْمَلِيحِ الرَّقِّيُّ
Enes b. Malik (r.anh)den, (demiştir ki) : Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alırken bir avuç su alır, O suyu çenesinin altına vererek sakallarının arasına akıtır ve "İşte Aziz ve Celil Rabb'im bana böyle emretti" buyururdu.
(Ebu Davud, Tahara, Bab 57, Hadis no: 145)

عن حسان بن بلال قال: رأيت عمار بن ياسر رضي الله عنه توضأ فخَلَّلَ لِحْيَتَهُ، فقيل له: -أو قال: فقلت له:- أَتُخَلِّلُ لِحْيَتَك؟ قال: «وما يمنعُني؟ ولقد رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم يُخَلِّلُ لِحْيَتَه».
[صحيح] - [رواه الترمذي وابن ماجه]
Hassân b. Bilâl - rivayet edildiğine göre dedi ki: Ammâr b. Yâsir --radıyallahu anhuma-'yı, abdest alırken ve sakalını hilallerken gördüm.
Ona denildi ki -ya da dedim ki-: "Sakalını hilalliyor musun?"
O da şöyle buyurdu: ''Niçin hilallemeyeyim ki? Muhakkak ben, Rasûlullah -sallalahu aleyhi ve sellem-'i sakalını hilallerken gördüm.''

(Tirmizi, Tahara, Bab 23, Hads no: 29)


حَدَّثنَا مَحَمَّد بْن أَبِي عمر العدني. حَدَّثنَا سُفْيَان، عَن بَعْد الكريم أَبِي أمية، عَن حسان بْن بلال، عَن عَمَّار بْن ياسر. ح وحَدَّثنَا ابْن عمر؛ قَالَ: حَدَّثنَا سُفْيَان، عَن سَعِيْد بْن أَبِي عروبة، عَن قتادة، عَن حسان بْن بلال، عَن عَمَّار بْن ياسر؛ قَالَ
- رَأَيْت رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ يخلل لحيته.
Ammar bin Yasir (Radiyallahu anhuma)'den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir :
Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i, (abdest aldığında mubârak) sakalını tahlil ederken gördüm.
(İbn Mâce, Tahara, bab 50, Hadis no: 429)


Sakalın altından deri / cilt gözüküyor şeklinde seyrek ise; sakalla birlikte altını aralayarak parmaklarla mesh ederek aralayarak suyu ulaştırmak, genel olarak âlimlerin cumhuruna göre vâcib hükmündedir.

Sakal sıkı ve altındaki deri / cilt gözükmüyor şeklinde sık ise; sakalla birlikte altını aralayarak parmaklarla mesh ederek aralayarak suyu ulaştırmaya çalışmak, genel olarak âlimlerin cumhuruna göre mustehabdır.

"Nebi (s.a.v.) abdest aldığı zaman eline bir avuç su alır, bu suyu sakallarının arasına parmaklarıyla ovarak akıtırdı, yanaklarını parmaklarıyla ovar ve parmaklarını çenesinin altında bulunan sakallarının arasına sokardı."
(İbn Mace, Tahara, 50) Yine her ne kadar mevzumuzu teşkil eden Hadisten Rasulullah (s.a.v.)'ın bir eliyle sakallarını hilallediği anlaşılıyorsa da İbn Adiyy'e ait bir rivayette Efendimizin "Sakallarını iki eliyle hilallediği" beyan ediliyor. Bu fiilin hükmü üzerinde de mezheb imamları çeşitli görüşlere sahibdir:

1. Hasen b, Salih, Ebu Sevr ve Zahiriyye mezhebi taraftarlarına göre, sakalları gusul ve abdestte hilallemek farzdır.
2. İmam Malik, Şafii, Sevri, ve Evzai'ye göre ise, sakalları hilallemek abdest için farz değildir. İmam Malik ve Medine alimlerinden bir cemaate göre ise; abdestte de, gusul'de de farz değildir.

Maliki, Şafii ve Hanbeli imamları ile Hanefi imamlarından Ebu Yusuf, gür olan sakalı tahlil (hilalleme) etmek sünnettir. Hafif olan sakalın içini ve dışını yıkamak vâcibdir. Bir sakala karşıdan bakıldığı zaman kılların arasında deri görülmezse gür sayılır, görülürse hafif sayılır, demişlerdir. Bu imamların tahlil hakkındaki delilleri Enes (r.anh)'ın hadisi ile ona benzeyen hadislerdir.

Ebu Hanife, İmam Muhammed ve bazı Malikiler tahlilin mustahab olduğunu ve bu konuda vârid olan hadislerin zayıf olup tahlilin sünnet oluşuna yeterli delil sayılamayacağını söylemişlerdir. Fakat Tirmizi, El-Hakim. İbnu'l-Kattan, İbnu's-Seken ve başkaları tahlil hakkında vârid olan hadislerin bir kısmını sahih görmüşlerdir.

Zahiriye mezhebine mensub alimler ve İshak bin Raheveyh ile Hasan Enes (r.anh)'in hadisindeki;
''Benim Rabb'im bana böyle emretti.'' fıkrasının zahirine bakarak tahlilin vucubuna hükmetmişlerdir.
Cumhur ise; parçadaki emir ve benzeri emirler mustahablık içindir. Vucub için emir hafif sakaIın tahliline mahsustur, demişlerdir.



İmam Şafii ve imam Ebu Hanife ve taraftarlarınca ise; abdestte farz olmamakla beraber gusulde farzdır. Keza Sevri, Evzai, el-Leys, Ahmed b. Hanbel, İshak, Ebu Sevr, Davud, Taberi ve bir çok ulema da bu görüştedir. Aynı şekilde İbn Seyyidinnas da Tirmizi Şerhi'nde aynı görüşü savunmuş ve şunları söylemiştir: "Kanaatimce ulemanın bu mevzuda görüşlerinin farklı olmasına sebeb şu Hadise farklı mana vermelerinden ileri gelmektedir.
حدثنا نصر بن علي حدثنا الحرث بن وجيه قال حدثنا مالك بن دينار عن محمد بن سيرين عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال تحت كل شعرة جنابة فاغسلوا الشعر وأنقوا البشر
Ebu Hurayra (r.anh)’den rivayete göre;
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Her kıl'ın altında cunubluk vardır. Kılları ıslatınız, deriyi ise tertemiz yıkayınız"

[Tirmizi, Tahara, Bab 78, Hadis no: 106]

İbn Seyyiddi'n nas bu açıklamasıyla "sakalları hilallemenin gusulde farz, abdestte sünnet olduğunu söyleyen alimler bu hadise dayanmaktadırlar" demek istiyor.

Gusulde ve abdestte sakalları hilallemenin farz olduğunu söyleyenler ise mevzumuzu teşkil eden hadiste yer alan:
"İşte Rabb'im bana böyle emretti" cümlesini delil getirmektedirler. [
Ebû Abdillâh Muhammed b. Alî b. Muhammed eş-Şevkânî es-San‘ânî el-Yemenî, Neylu'l-evtar şerḥu Munteḳa’l-aḫbâr, 1.177; Halîl Ahmed Sehârenpûrî, Bezlu'l-Mechud fî ḥalli Ebî Dâvûd, I, 356]
Ulemanın büyük çoğunluğuna göre bu cümledeki emir mustehab ifade eder. Ancak sakalı seyrek olanlar için farz ifade eder.

Hanefi mezhebinin bu husustaki görüşü şöyledir:
Abdest suyunu bıyıkların ve kaşların altlarına ve yüzün çevresinden sarkmış olan kıllara eriştirmek sünnettir. Sakalın çeneden aşağıya uzamış kısmını mesh etmek ve sık olan sakalı bir avuç su ile alt tarafından el parmaklarıyla hilallemek Ebu Yusuf'a göre sünnet, Ebu Hanife ve Muhammed'e göre ise mustehabdır. Fakat Ebu Yusuf'un görüşü tercih edilmiştir. Tahavi'nin beyanına göre İmam Muhammed de Ebu Yusuf'un görüşündedir.
Gusul'de ise sık olsun seyrek olsun sakalların altını sürtmek lazımdır. Abdestte yıkanan sık sakalların altını hilallemek gerekmez.
Hadisten abdest alırken sık olan sakalları hilallemenin sünnet olduğu anlaşılmaktadır.

Sakalı hilallemek abdestte meşrû' bir fiildir. Bu da sakal sık olup cildi örttüğündedir. Osman radıyallahu anh'dan rivâyet olunan bir hadîste şöyle gelmektedir: '
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem abdestte sakalını hilalliyor idi.' Hadîsi Tirmizî tahrîc etmiş ve İbni Huzeyme sahîh olduğunu belirtmiştir. Hafız İbni Hacer, hadîsi İbni Hibban, İbni Huzeyme ve Hâkim sahîh saydıklarını, İbni Mulakkin'in de hasen dediğini nakletmiştir. Daha sonra hadîsin on iki şâhidini zikreder ve onlar hakkında konuşur. Daha sonra der ki: 'Bu on iki hadîs Osman radıyallahu anh hadîsi için şâhid iken bu hadîs nasıl sahîh olmaz. Üstelik âlimler de bu hadîsi sahih görmüşlerdir.' Sonra da bu hadîsi sahîh kabul eden âlimleri sıralar.

Şeyh Abdulazîz b. Bâz bu konu hakkında şöyle demiştir: 'Doğru olan, hilallemeyle alakalı hadîslerin birbirlerini kuvvetlendirdiği ve hilallemenin meşrû'luğuna delâlet ettiğidir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem devamlı yapmasa da bu sünnettir.

Şeyhu'l İslam İbni Kayyım'da şöyle demiştir: 'Nebî sallallahu aleyhi ve sellem sakalını bazen hilalliyor, bunu sürekli yapmıyordu.'

Eğer bir kişi sakalını bazen hilalleyip bazen terk ederse bu sünnete ve Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in yoluna uymaya daha yakındır. Bu söylenenlerle de her zaman sakalı hilallemenin vâcib olmadığı bilinmiş olur.

Nefisler, bir şeyi âdet edindiğinde onu devamlı yapar ve onu vâcib sayar. O hâlde Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'in devamlı yaptığı şeyleri Biz de devamlı yaparız ve Onun bazen yaptığı bazen de terk ettiği şeyleri Biz de bazen yapar bazen terk ederiz. Sahâbenin, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem zamanında, Onun yaptığı veya terk ettiği şeylerden istifâde etmeye ihtiyaçları olduğu gibi sahabeden sonra da insanların, âlimlerden ve ilim talebelerinden neyin vâcib neyin vâcib olmadığını ayırmak için istifâde etmeye ihtiyaçları vardır.

Altındaki cildi örtmeyecek derecede seyrek olan sakala gelince, bu durumda sakal ile beraber cildin de yıkanması vâcibdir. Çünkü bu durumda cild zâhir hükmündedir. Dolayısıyla Yüce Allah'ın şu buyruğunun kapsamdadır: 'Yüzlerinizi yıkayın.' Yüz; muvâcehe ile (yüz yüze gelince) görülen şeydir. Eğer sakalın altında kalan kısımlar, muvâcehe ile açıkça görülüyorsa bu âyetteki 'yüz' hükmüne girer. Yüce Allah en iyi bilendir.

Sakalı hilallemenin iki şekli vardır:
Birincisi: Bir avuç dolusu su alıp onu sakalın altına koyup ovalayarak hilallemek.
İkincisi: Bir avuç dolusu su alıp parmaklarıyla tarak gibi hilallemek.
 
Üst Ana Sayfa Alt