Hz. Hâlid bin Velid, Peygamber efendimizin vefâtlarından sonra Hz. Ebû Bekir devrinde, ortaya çıkan ve Peygamberlik iddiasında bulunan bazı kimseler üzerine yürüdü. Bunlardan Tuleyha ve Avânesini öldürdü, Ayniye bin Husayn’i yakalayıp Medine’ye getirdi. Yemâme de Müseylemet-ül-Kezzab’ın ordusunu dağıttı. Bu muharebede Müseyleme’nin ordusundan 20 bin kişi, Müseyleme de Hz. Vahşi tarafından öldürüldü, İslâm ordusundan 2000 asker şehîd oldu. Bundan sonra Hz. Hâlid bin Velid, mürted olanlarla ve zekat vermek istemeyenlerle uğraştı. Daha sonra, İslâm’ın yayılması için, Irak tarafına gönderildi. Muzar muharebesinde 30.000 İran askeriyle çarpıştı. Galip geldi. Çoğunu.nehre döktü, İranlı kumandan Hürmüz’le müthiş çarpışmalar oldu. Hz. Hâlid bin Velid’in kumandanlarından Hz. Ka’kabin Amr fevkalâde kahramanlıklar gösterdi, kalın zincirlerle yapılmış istihkâmları kırdı. İran ordusuna karşı muzaffer oldular.
Hz. Hâlid bin Velid Kesker’de İran’ın büyük bir ordusunu ani gece baskınıyla hezimete uğrattı. İran kumandanı, kederinden öldü. Elis’te de İranlılarla yapılan savaşta Hz. Hâlid bin Velid gösterdiği kahramanlıklarla askerini coşturdu. Bu savaşta da galip geldi.
Hz. Hâlid bin Velid, Hire üzerine yürüdü. Kaleyi kuşattı. Görüşmek üzere bir kimse istedi. Hireliler: “Oldürmezseniz göndeririz” dediler. Hz. Hâlid bin Velid öldürmeyeceklerini söyleyince Abdülmesih bin Hayyam bin Bukayle ile Hîre valisi, Hz. Hâlid’in huzuruna geldiler. Hz. Hâlid onlara: “Sizi Allah’a ve İslâm’a davet ediyorum. Eğer müslüman olursamz, müslümanlara ait olan haklara sahip olursunuz ve müslümanın yapacağı vazifeleri de yaparsınız. Bunu kabul etmezseniz, cizye verirsiniz. Bunu da kabul etmezseniz, sizin yaşamaya karşı olan hırsınızdan daha fazla şehîd olmaya karşı hırslı olan bir orduyla geldim” dedi. Bunları söylerken Abdülmesih’in elinde bir şişe gördü, şişede-kinin ne olduğunu sordu. Abdülmesih şöyle cevap verdi: “Yâ Hz. Hâlid! Bu zehirdir. Eğer sen, bizim arzularımıza uygun bir anlaşma yaparsan ne âlâ. Milletimin arzularına uygun olmayan bir anlaşma ile gitmektense, bu zehiri içerek hayatıma son vereceğim.” Hz. Hâlid bin Velid, zehiri Abdülmesih’in elinden aldı ve “Bismillahillezi la yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdi ve la fissemâi ve hüves-semî’ul-alîm.” diyerek sonuna kadar içti. Abdülmesih ve Hîre valisi, Hz. Hâlid bin Velid’i hemen ölecek diye boş yere beklediler. Sonra Abdülmesih ve Vali anlaşma şartlarını görüşmek üzere kaleye girdiler. Halk onları merakla bekliyordu. Abdülmesih onlara: “Ben, kendilerine zehir tesir etmeyen bir kavmin yanından geliyorum” dedi. Kavmiyle istişare edip tekrar Hz. Hâlid bin Velid’in yanına gelerek: “Biz, sizinle harp edemeyiz. Fakat dîninize de giremeyiz. Size cizye vermeğe hazırız” dedi. 90 bin dinar üzerinden sulh anlaşması yaptılar. Hz. Hâlid bin Velid, Hirelilerle yaptığı sulhnameyi bitirince İran hükümdarına ve erkanına bir mektûb yazdı. Bu mektûb aynen şöyledir.
“Bismillahirrahmanirrahîm,
Hâlid bin Velid’den, Rüstem, Mihran ve Acem reislerine. Selâm, hidâyete kavuşanlara olsun. Allahü teâlâ’ya hamd ederim. Onun kulu ve Resûlü olan Hz. Muhammed Aleyhisselâma salâtü selâm olsun.
Yaptığınız bütün çalışmalarınızı dağıtan, topluluğunuzu parçalayan, sözlerinizde sizi ihtilâfa düşüren, gücünüzü kuvvetinizi zayıflatan, mülk ve hakimiyetinizi elinizden alan Allahü teâlâ’ya sonsuz şükürler olsun.
Bu mektubu Hîrelilere, İran’a gönderilmek üzere teslim etti. Hz. Hâlid bin Velid buraları emniyet altına aldıktan sonra, Anbar kalesini muhasara etti. Sulh yoluyla şehri ele geçirdi`Bundan sonra, Mehran’ın, müslümanlarla savaşmak üzere Aynüttemr’de hazırlık yaptığını haber aldı. Üzerine giderek bu kaleyi de fethetti. Bu sırada, Dûmet-ül-Cendel’de, Ekîder ve etrafındaki kabile reisleri ayaklandılar. Bunlar için İyâd bin Ganem (r.a.) gönderilmişti. Bu, Hz. Hâlid bin Velid’den yardım istedi. Hz. Hâlid gelip, Dûmet-ül-Cendel’i iki taraftan kuşattılar. Hz. Halîd, Dûmet-ül-Cendel’in reislerinden Gûdî’yi öldürdü. Az zaman sonra kale müslümanların eline geçti.
Hz. Hâlid bin Velid, bundan sonra Hîre’ye geri döndü. Bu sırada, İranlılar Elcezire’yi (Irak) geri almak için hazırlanmışlardı. Hz. Hâlid, ani bir gece baskını ile İran ordusunu dağıttı. Hz. Hâlid’in üstün gayretleri sonucu bu mıntıkaya sahip olundu.