Biz hapisteyken âbid mahkum kardeşlerimizden birisi bana bir hatırasını anlattı .
Bunu kendi kulaklarımla duydum ve kalbimde onu ezberledi. Çok soğuk bir günde Kabil'de Amerikalılar onu alıp betondan dar bir odaya atmışlar. Sonra bir anda üzerine soğuk sular döküp ayaklarıyla onu tekmelemeye başlamışlar. Eşkıyalardan birisi onu ölümün kokusunu hissedene dek boğmuş. Baygınlaşmış. Tam bu esnada son derece güzel iki kadın görmüş , gökyüzünden hızla ona dogru iniyorlarmış. Askerlerden birisi ona bir darbe daha vurmuş ve o ara uyanmış ve görüntüde kesilmiş . Bir de baksın ki hâlâ onu boğan yabani eşeklerin arasında! Allah'tan onu ve diğer müslüman esirleri kurtarmasını diliyoruz .
Beyhaki Şuabu'l-İman adlı kitabında senediyle Kasım bin Osman El-Cevî'den rivayetle şöyle demiştir :"Kâbe'nin etrafında tavaf ederken bir adam gördüm. Ona yaklaştığımda onun , "Allah'ım muhtaçların ihtiyacını gördün, benim ihtiyacım ise hâlâ görülmedi" sözünden başka bir şey tekrarlamadığını gördüm. Ona şöyle dedim: "Ne oldu sana, bu sözlerden başkasını söylemiyorsun?" Şöyle dedi: "Sana anlatacağım. Bizler farklı beldelerden yedi arkadaştık. Rumlara karşı savaştık ve hepimiz esir olduk. Boynumuzun vurulması için bizi ayrı bir yere götürdüler. O ara gökyüzüne baktığımda semada açık yedi kapı olduğunu ve önlerinde yedi huri bulunduğunu gördüm .Her bir kapıda bir Huri bulunuyordu. Bizden birimiz öne geçirildi ve boynu vuruldu .Elinde mendil bulunan bir huri nin yeryüzüne indiğini gördüm .Bu şekilde altımızın da boynu vuruldu ve geriye ben kaldım, geride bir kapı ve bir Huri duruyordu.Boynumun vurulması için ben de öne çıkarıldığımda, bazıları beni talep etti ve ben de serbest bırakıldım. O Hurinin söyle dediğini duydum :"Neler kaçırdın ey mahrum !"ve kapıyı kapattı. Ve ben ey kardeşim , kaçırdığıma hayıflanıyorum. "
Kasım bin Osman şöyle der:"onun ,onlar arasında en faziletlileri olduğunu düşünüyorum.Çünkü o, diğerlerinin görmediğini görmüş ve şevk ile amel üzerine bırakılmıştır."
Seyh ebu yahya
Bunu kendi kulaklarımla duydum ve kalbimde onu ezberledi. Çok soğuk bir günde Kabil'de Amerikalılar onu alıp betondan dar bir odaya atmışlar. Sonra bir anda üzerine soğuk sular döküp ayaklarıyla onu tekmelemeye başlamışlar. Eşkıyalardan birisi onu ölümün kokusunu hissedene dek boğmuş. Baygınlaşmış. Tam bu esnada son derece güzel iki kadın görmüş , gökyüzünden hızla ona dogru iniyorlarmış. Askerlerden birisi ona bir darbe daha vurmuş ve o ara uyanmış ve görüntüde kesilmiş . Bir de baksın ki hâlâ onu boğan yabani eşeklerin arasında! Allah'tan onu ve diğer müslüman esirleri kurtarmasını diliyoruz .
Beyhaki Şuabu'l-İman adlı kitabında senediyle Kasım bin Osman El-Cevî'den rivayetle şöyle demiştir :"Kâbe'nin etrafında tavaf ederken bir adam gördüm. Ona yaklaştığımda onun , "Allah'ım muhtaçların ihtiyacını gördün, benim ihtiyacım ise hâlâ görülmedi" sözünden başka bir şey tekrarlamadığını gördüm. Ona şöyle dedim: "Ne oldu sana, bu sözlerden başkasını söylemiyorsun?" Şöyle dedi: "Sana anlatacağım. Bizler farklı beldelerden yedi arkadaştık. Rumlara karşı savaştık ve hepimiz esir olduk. Boynumuzun vurulması için bizi ayrı bir yere götürdüler. O ara gökyüzüne baktığımda semada açık yedi kapı olduğunu ve önlerinde yedi huri bulunduğunu gördüm .Her bir kapıda bir Huri bulunuyordu. Bizden birimiz öne geçirildi ve boynu vuruldu .Elinde mendil bulunan bir huri nin yeryüzüne indiğini gördüm .Bu şekilde altımızın da boynu vuruldu ve geriye ben kaldım, geride bir kapı ve bir Huri duruyordu.Boynumun vurulması için ben de öne çıkarıldığımda, bazıları beni talep etti ve ben de serbest bırakıldım. O Hurinin söyle dediğini duydum :"Neler kaçırdın ey mahrum !"ve kapıyı kapattı. Ve ben ey kardeşim , kaçırdığıma hayıflanıyorum. "
Kasım bin Osman şöyle der:"onun ,onlar arasında en faziletlileri olduğunu düşünüyorum.Çünkü o, diğerlerinin görmediğini görmüş ve şevk ile amel üzerine bırakılmıştır."
Seyh ebu yahya