Bu 1 sayfalık risaleyi dışarıda dağıttığımızda kimileri kağıdın başlığına bakıp yüzümüze geri fırlattı, kimi burun kıvırdı, kimi hangi siyasi amaçla bunu yaptığımızı sorguladı..
Tek bir amacımız vardı, o da yaptığımız ameller Allah için mi, nefsimiz için mi bunu sorgulatmak.
İşte "Niçin Başörtüsü Örtüyoruz" adlı davet mektubumuz.
Sizlerden ricamız, bu kağıdın çıktısını alıp etrafınızda gördüğünüz kişilere dağıtmanızdır.
Unutmayın ki, toplumun ve müslümanların bu durumda olması en çok da bilenlerin susması ve emri bil maruf görevini tam yerine getirmemelerindendir.
''Sizin içinizde iyiliğe çağıran ma'rufu - iyiliği emreden, münkerden - kötülükten nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte bunlar felah bulanlardır.'' (Ali İmran, 104)
Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder, kötülüklerden vazgeçirirsiniz, ya da Allah’ın üzerinize azap göndermesi yakındır! (Allah Rasulü Muhammed s.a.v)
İndirmek için:
Doc dosyası: http://archive.org/download/NicinBasrtrtyoruzHijab/NnBartsrtyoruz.doc
Pdf dosyası: http://archive.org/download/NicinBasrtrtyoruzHijab/NnBartsrtyoruz.pdf
Okumak için: NİÇİN BAŞÖRTÜSÜ ÖRTÜYORUZ
NİÇİN BAŞÖRTÜSÜ ÖRTÜYORUZ?
Başörtüsü Allah’ın emridir. Allah’ın herhangi bir emri, O’nun rızasına uygun ve sadece O’nun için yapılmalıdır.
Bizim için en güzel örnek olan Rasulullah (s.a.v), bir mümine hanımın tesettürünün nasıl olması gerektiğini hadislerinde belirtmiş, sahabe hanımları da (Allah onlardan razı olsun) bu emri en güzel şekilde yaşamışlardır.
Ayetler ve hadislerden anlaşılan genel şartlar şunlardır:
1. Dışarıda giyilecek giysi bol olmalı, içini göstermemeli, dikkat çekecek renkler olmamalı ve ayak bileklerine kadar uzun olmalıdır.
“Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab Suresi 59. Ayet)
2. Başörtüsü omuzların üzerinden göğüsleri kapatacak şekilde salınmalıdır.
“Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar…
…Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.”(Nur Suresi 31. ayet)
3. Başörtüsü ince ve renkli olmamalı, dikkat çekmemeli ve koyu renkler tercih edilmelidir.Peygamberimiz (s.a.v)’ın hanımı Hz. Aişe (r.a), sarı renk başörtüsü örtünen bir kadına, Nur suresine iman edip etmediğini sormuştur.
4. Topuz yapılmamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor;
“Cehennemliklerden, dünyada henüz görmediğim iki grup vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi cop ve kırbaçlarla insanları döven zalim bir topluluk; diğeri de giyinik oldukları halde, (gerek tavır ve davranışlarıyla, gerek dar ve şeffaf giysileriyle) çıplak sayılan, hem kendileri günaha yönelen, hem de başkalarını isyankârlığa özendiren ve (yukarı doğru topladıkları saçları yüzünden) başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremedikleri gibi, çok uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile duyamayacaklardır.” (Muslim, Cennet 52, 53, h.no: 2857)
5. Yabancı erkeklerin dikkatini çekecek makyaj, takı, koku ve topuklu ayakkabıdan sakınılmalıdır.Ebu Musa el-Eş’ari radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her göz yabancı bir kadına bakarak göz zinası işlemiştir. Bir kadın da güzel kokular sürünerek erkeklerin yanından geçerse o da aynen bakan erkekler gibi zina etmiş gibidir.” (Tirmizî, Edeb, 35; Ebû Davud)
-Erkeklerin dikkatini çekecek şekilde yürünmemelidir.
Nur Suresi 31. Ayet: Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar(dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler).
6. Yabancı erkeklerle mecburi durum dışında keyfi konuşulmamalıdır. Bu durumlarda ise ciddi ve vakarlı bir şekilde konuşulmalıdır.
“...Eğer(Allah’tan) korkuyorsanız,(yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır..”(Ahzâb Suresi, 32)
Yaptığımız amellerin sevabını alabilmek için, Allah için ve O’nun istediği şekilde olmasına dikkat edelim!...
Genç Müslümanlar