Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Niçin Başörtüsü Örtüyoruz? - Davet Mektubu

Hansa Bint-i Amr Çevrimdışı

Hansa Bint-i Amr

Üye
İslam-TR Üyesi
ni%C3%A7in+ba%C5%9F%C3%B6rt%C3%BC+copy.jpg





Bu 1 sayfalık risaleyi dışarıda dağıttığımızda kimileri kağıdın başlığına bakıp yüzümüze geri fırlattı, kimi burun kıvırdı, kimi hangi siyasi amaçla bunu yaptığımızı sorguladı..
Tek bir amacımız vardı, o da yaptığımız ameller Allah için mi, nefsimiz için mi bunu sorgulatmak.

İşte "Niçin Başörtüsü Örtüyoruz" adlı davet mektubumuz.

Sizlerden ricamız, bu kağıdın çıktısını alıp etrafınızda gördüğünüz kişilere dağıtmanızdır.
Unutmayın ki, toplumun ve müslümanların bu durumda olması en çok da bilenlerin susması ve emri bil maruf görevini tam yerine getirmemelerindendir.

''Sizin içinizde iyiliğe çağıran ma'rufu - iyiliği emreden, münkerden - kötülükten nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte bunlar felah bulanlardır.'' (Ali İmran, 104)

Allah’a yemin ederim ki, ya iyilikleri emreder, kötülüklerden vazgeçirirsiniz, ya da Allah’ın üzerinize azap göndermesi yakındır! (Allah Rasulü Muhammed s.a.v)

İndirmek için:
Doc dosyası: http://archive.org/download/NicinBasrtrtyoruzHijab/NnBartsrtyoruz.doc

Pdf dosyası: http://archive.org/download/NicinBasrtrtyoruzHijab/NnBartsrtyoruz.pdf

Okumak için: NİÇİN BAŞÖRTÜSÜ ÖRTÜYORUZ




NİÇİN BAŞÖRTÜSÜ ÖRTÜYORUZ?


Başörtüsü Allah’ın emridir. Allah’ın herhangi bir emri, O’nun rızasına uygun ve sadece O’nun için yapılmalıdır.
Bizim için en güzel örnek olan Rasulullah (s.a.v), bir mümine hanımın tesettürünün nasıl olması gerektiğini hadislerinde belirtmiş, sahabe hanımları da (Allah onlardan razı olsun) bu emri en güzel şekilde yaşamışlardır.


Ayetler ve hadislerden anlaşılan genel şartlar şunlardır:


1. Dışarıda giyilecek giysi bol olmalı, içini göstermemeli, dikkat çekecek renkler olmamalı ve ayak bileklerine kadar uzun olmalıdır.
“Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Ahzab Suresi 59. Ayet)

2. Başörtüsü omuzların üzerinden göğüsleri kapatacak şekilde salınmalıdır.
“Mü'min kadınlara söyle: 'Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar…
…Gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Hep birlikte Allah'a tevbe edin ey mü'minler, umulur ki felah bulursunuz.”(Nur Suresi 31. ayet)


3. Başörtüsü ince ve renkli olmamalı, dikkat çekmemeli ve koyu renkler tercih edilmelidir.Peygamberimiz (s.a.v)’ın hanımı Hz. Aişe (r.a), sarı renk başörtüsü örtünen bir kadına, Nur suresine iman edip etmediğini sormuştur.


4. Topuz yapılmamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor;
“Cehennemliklerden, dünyada henüz görmediğim iki grup vardır: Biri, sığır kuyrukları gibi cop ve kırbaçlarla insanları döven zalim bir topluluk; diğeri de giyinik oldukları halde, (gerek tavır ve davranışlarıyla, gerek dar ve şeffaf giysileriyle) çıplak sayılan, hem kendileri günaha yönelen, hem de başkalarını isyankârlığa özendiren ve (yukarı doğru topladıkları saçları yüzünden) başları deve hörgücüne benzeyen kadınlardır. İşte bu kadınlar cennete giremedikleri gibi, çok uzak mesafeden hissedilen kokusunu bile duyamayacaklardır.” (Muslim, Cennet 52, 53, h.no: 2857)


5. Yabancı erkeklerin dikkatini çekecek makyaj, takı, koku ve topuklu ayakkabıdan sakınılmalıdır.Ebu Musa el-Eş’ari radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her göz yabancı bir kadına bakarak göz zinası işlemiştir. Bir kadın da güzel kokular sürünerek erkeklerin yanından geçerse o da aynen bakan erkekler gibi zina etmiş gibidir.” (Tirmizî, Edeb, 35; Ebû Davud)
-Erkeklerin dikkatini çekecek şekilde yürünmemelidir.
Nur Suresi 31. Ayet: Gizlemekte oldukları ziynetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar(dikkatleri üzerlerine çekecek şekilde yürümesinler).


6. Yabancı erkeklerle mecburi durum dışında keyfi konuşulmamalıdır. Bu durumlarda ise ciddi ve vakarlı bir şekilde konuşulmalıdır.
“...Eğer(Allah’tan) korkuyorsanız,(yabancı erkeklere karşı) çekici bir edâ ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır..”(Ahzâb Suresi, 32)


Yaptığımız amellerin sevabını alabilmek için, Allah için ve O’nun istediği şekilde olmasına dikkat edelim!...


Genç Müslümanlar
 
A Çevrimdışı

asdasd

Üye
İslam-TR Üyesi
peçeyi unutmuşsunuz herhalde

bir de bu insanlara ilk önce Allah'a ve resulune ittibayı anlatmalısınız.bugünün problemi bu. peygamberlerin metodu da budur ,onlar(aleyhimusselam)kavimlerinde türlü türlü münkerler işlenilmesine rağmen ilk önce Allah'a kulluğa davet ettiler.
 
Hansa Bint-i Amr Çevrimdışı

Hansa Bint-i Amr

Üye
İslam-TR Üyesi
Sevgili kardeşim bu mektubu biz dışarıda yüzlercesini gördüğümüz ama bir kere gidipte bu yaptığınız yanlıştır diyemediğimiz, moda takipçisi, örtünün hakikatını anlamayan türbanlı bayan kardeşlerimiz için yazdık. Sizce buraya peçe koymamız uygun mu? Siz peçeyide anlatmak istiyorsanız buyrun anlatın bir şey diyemem.
Ayrıca biz dışarıda gördüğümüz ve sorumlu olduğumuz kardeşler için bu risaleyi hazırladık. Gördüğümüz ve uyarmadığımız için elbette suç bizimdir. Herkese tek tek dil ile anlatamayacağımız içinde bu mektubu dağıtıyoruz. Siz de insallah Allah ve rasulüne ittibayı anlatan bir davet mektubu hazırlayın onu da dağıtalım. Elimizden ne geliyorsa onu yapmaya çalışıyoruz...
 
Şehide Filiz Çevrimdışı

Şehide Filiz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
peçeyi unutmuşsunuz herhalde

bir de bu insanlara ilk önce Allah'a ve resulune ittibayı anlatmalısınız.bugünün problemi bu. peygamberlerin metodu da budur ,onlar(aleyhimusselam)kavimlerinde türlü türlü münkerler işlenilmesine rağmen ilk önce Allah'a kulluğa davet ettiler.

Evet haklısın kardeşim..iyiliği emredip kötülükten men etmekteki gaye tağutu inkara ve tevhide davet metodudur..örtüsüne dikkat eden nice bayan tanıyoruz ki şirkten teberri etmemişler..inşh'Allah bizim en yakın zamanda davet olarak çok büyük bir çalışmamız olacak Dua edin inşh
 
Şehide Filiz Çevrimdışı

Şehide Filiz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
şuanda son günlerde bir kaç zındık hoca kılıklı adamlar çıkıp başörtüsü ayeti yoktur demektedirler..ve halktan olan bazı kimselerınde işine geldı..biz peçenin farziyetini anlatıp kabullendirmeye çalişirken,şimdi en başa dönüp başörtünün farziyetini anlatmaya çalışıyoruz..Rahman ayaklarımızı sabit kılsın..
 
HAMAS Çevrimdışı

HAMAS

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
eskisine nazaran peçe ve ferace kullanımı arttı.fakar feracenin üstüne kısa ve renkli başörütüsü takarak bozmaya çalışıyorlar.

peçe satışlarından az çok bunu söylüyorum.genelde de 3 katlılar çok gidiyor.Demek ki bir değişim var
 
Binti Abu Qatade Çevrimdışı

Binti Abu Qatade

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şimdi Nurcular, (yazıcı grubu sanırım) bile peçe takıyor. İman olmadan, tesettüründe bir anlamı kalmıyor ki..
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Diyanet İşlerinin Din Anlayışı,

Başörtüsü
müslümanlığın ön şartı değil"


  • ANKA
  • 18.10.2010 16:10

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, bir kadının başını örtmesinin "Müslümanlığa giriş beyannamesi ve ya Müslüman olmanın yegane ve ön şartı' olmadığını belirtti.

Bardakoğlu, NTV'nin türban konusundaki sorularını yanıtladı. Başörtüsü konusunun din ile irtibatını görmemek için bir insanın gözlerinin görmemesi, kulağının işitmemesi ve Türkiye'de yaşıyor olmaması gerektiğini belirten Bardakoğlu, "Gerçekten başörtüsü konusunun din ile İslam dini ile yakından ilgilidir. Niye ilgili, onun için de Diyanete atıfları anlamı bu, çünkü 14 asırdır Müslüman kadınlar dinlerinin gereği dini bir vecibe olarak gördükleri, düşündükleri, inandıkları için başlarını örte gelmişlerdir. Diyanet İşleri Başkanlığı da en zor dönemlerde bile, Diyanetin siyasetin güdümünde olduğu ve kendilerine göre fetva vermesinin çok istendiği dönemlerde bile, "başörtüsü dini bir vecibedir. Müslüman kadınlar dini inançlarının gereği başlarını örtmektedirler' kararını verdi. Yani öyle "baba baskısı ile 50 dolar, 100 dolar dağıtarak, kadınlar çocuklar başlarını örtüyor' demek için, bir insan buna inanıyorsa kendi aklına, inanamıyor da bizi inandırmaya çalışıyorsa bizim aklımıza hakaret etmekten vazgeçmesi gerekiyor" dedi.

Bardakoğlu, "Biz şunu söylüyoruz, açık; başörtüsü, Müslüman yetişkin kadıların başını örtmesi dini bir vecibedir. Ancak bir kadının başını örtmesi Müslümanlığa giriş beyannamesi ve ya Müslüman olmanın yegane ve ön şartı değildir. Başını örtse de örtmese de bir insan "Müslüman'ım' diyorsa Müslüman'dır. Bizim geleneğimizde örten örtmeye birbirine saygılı olmuştur. Örtebilen örtmüştür, örtemeyen örtemediği için üzülmüştür. Bir dini vecibeyi yerine getirebiliyorsanız getirirsiniz, getiremiyorsanız yapamadığınız için üzülürsünüz o bile ibadettir" diye konuştu.

Türkiye'de olumlu bir gelişme olarak, artık başörtüsünün dini vecibe olup olmadığı tartışma konusu olmaktan çıktığını, başörtüsünün "din özgürlüğü ve ya bireysel özgürlük' çerçevesinde ele alınmaya başlandığını ifade eden Bardakoğlu şöyle devam etti:

"Ben üç önemli nokta söyleyeyim; birincisi başörtüsü konusunu ve kadınların başlarını açmalarını, Türk kadınlarının modernleşmesinin bir ayağı olarak görmemek lazım. Bu görüş son derece yanlıştır. İkincisi, başörtüsü laiklikle karşı karşıya getirilmemelidir. Pozitivist bir laiklik Türkiye için fevkalade yanlıştır. Yani ne demek bu, "kadınların başını örtmesi laikliğe aykırıdır' dersek, bunun en büyük zararı laiklik kavramına olmuştur. Çünkü Türkiye'de artık din ve devlet işlerinin ayrı olması oturmuştur. Sınırlayıcı laiklik ile başörtüsünü engellemeye çalışırsak, laikliğe haksızlık yapmış oluruz. Bu bir özgürlük meselesi olarak ele alınmalıdır. Bundan sonrası artık siyasetçilerindir. Ortada bir yasak varsa, yasağı siyasetçiler kaldırmalıdır. Bundan sonrası artık Diyanet'in alanı değildir. Başörtüsünün dini konusunu açıklamaya yetkili kurum Diyanet İşleri Başkanlığı'dır.

Bundan bana göre olumlu bir noktaya geldik, çünkü artık konu modernleşme, çağdaşlık ve laiklik bağlamında değil bir özgürlük sorunu olarak ele alınıyor. Özgürlükten korkmamak, birbirimize güvenmek zorundayız."

'BUNDAN SONRA NE OLUR?' KORKUSU YERSİZ

Bardakoğlu, Alman Cumhurbaşkanı'nın "Müslümanlar bizim parçamızdır" sözlerini hatırlatarak, bir siyasetçinin bu konuda özgürlük tanıması için, o özgürlük tanıyacağı insanların kanatine, hayat tarzına aynen uyması gerekmeyeceğini, bir insanın farklı dinlere özgürlük tanıması için o dine mensup olması gerekmeyeceğini belirtti. Bardakoğlu, "Başörtüsüne özgürlük tanıyabilmeniz için illa başınızı örtmeniz gerekmez. İyi bir siyasetçi toplumun gerçekliğini kabul eder ve ona göre siyaset yapar. Burada önemli olan bir baskının olmayışıdır. "Bundan sonra ne olur?' korkusu da bana göre yersizdir. Bu zamana kadar baskı olmadı ki, isteyen Camiye gitti, isteyen evinde televizyon seyretti. Biz içkinin haram olduğunu söylesek de Türkiye'de her yerde içki satılır. Diyanet Başkanlığı totonun, lotonun, şans oyunlarının günah olduğunu söylüyor, bu her yerde satılıyor" dedi.

DİN DERSİ ZORUNLU OLMAYA DEVAM ETMELİ

Bardakoğlu, Din Kültürü dersinin zorunlu olmaktan çıkarılması konusundaki talepleri ise olumlu bulmadığını ifade etti. Bardaoğlu, "Din Kültürü dersi de bir kültür dersidir, kuşatıcı olmalıdır, bütün inanç gruplarını kuşatmalıdır. Ama benim kanatim Din Kültürü dersi zorunlu olmaya devam etmelidir. Çağdaş insanın inanç grupları, inanç geleneklerini bilmesi de çağdaşlığın da bir gereğidir" diye konuştu.
 
Üst Ana Sayfa Alt