Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

“Niçin Yere Çakılıp Kaldınız!…”

ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hayâtımızın amacı hem fert hem de toplum planında, Allâh Teâlâ’ nın râzı olacağı istikâmette hâl ve hareketler sergilemektir. Bunu başarabilmek için dâimî bir mücâdele ve gayret içinde bulunmamız gereklidir. Bu alandaki en ufak bir gevşeklik ve za’fiyet kendimizin mahf olmasına İslam toplumun köleleşmesine sebep olacaktır. Bu bakımdan Rasulullah s.a.s islâm’ı tebliğe başladığı ilk yıllardan itibâren, Allâh’ın dinini öğrenme, yaşama ve diğer insanlara ulaştırma husûsu üzerinde hassâsiyetle durmuş, bizzat kendisi de bir örnek olmuştur.

Evet Rasulullah s.a.s izini takip eden sahabeler, tabiin ve Et tabiin’ler islam çoğrafyasında islam’a hizmetkarlık etmişlerdir.
Müslümanların kılıcı parladığı sürece düşmanların başı daima önde olur . Ama Allah’mustaan , bu kılıç kınına girer ve paslanmaya başlarsa, o zaman bu kafalar yavaş yavaş dikilir ve birgün bize yukardan bakar. Bundan böyle bu topraklar ve icinde bulunan insanlar İslam devleti ve demokrasi masalları ile uyutulmaya ve hristiyan- siyonist küresel ideolojiler ile şartlandırılıp piyon olarak kendisine biçilen rollere razı olacaktır. Bütün göstergeler ve sebep-sonuç ilişkileri bizlere, İslam topraklarının Tevhid ve Cihad’tan başka bir çimento ile birleştirilemeyeceğini göstermektedir.

Allah(cc)’a hakkı ile iman edip savaştığınızda, Kabul’da sizindir, Bağdat’ta, Kudüs’te, yok eğer İslam dünyasının tüm sahtekar imamlarını kullanıp savaşmayıp yere (dünyevi ideoljilere, izim’lere) çakılıp kalırsanız onları hayat rehberi ve siyasi sistem olarak kabul ederseniz piyon ve uydu olmaya devam eder içeride müslüman topraklarının enerjisini bitirmeye devam edersiniz.

Bu toprakların kurtulması, bağımsızlaşması için yöneteniyle ve yönetileni ile tüm insanlarının Allah’a(cc) imandan ve onun yolunda mücadele etmekten başka seçeneği yoktur. Rabbimiz bir ayetinde:
“Ey iman edenler! Size ne oldu ki, ‘Allah yolunda savaşa çıkın.’ denilince yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına râzı mı oldunuz? (Şunu iyi bilin ki,) dünya hayatının faydası, ahiretin yanında pek azdır.”
Tevbe/ 38


Celalabad’da mescit bombalandı kimin umurunda ? Nede olsa bu Afgan’lıların sorunu idi. Öyle ya radyo, TV bültenlerinde böyle geçmiyor muydu ? Bizi parçalayan haberler ? Kimin Guantanamo’su ? Kimin Bagram’ı ? Kimin Ebu Gureyb’i ? Bahsedilen namus kimin? Ölen çocuklar ne de olsa bizim çocuklarımız değil… Çıt çıkmıyor bizden, nasılsa sıra bizlere gelmemiş işlerimiz yolunda ve etrafımızda elimizi eteğimizi öpen binlerce insan ve Kisra Saraylarını aratmayan yeryüzü cennetlerimiz var…


Dünya huzurunu bozan azınlık bir grup terörist, öyle mi? Maksatları böyle göstermek değil miydi senaryoyu yazanların? Kin kusan kalemler, kan kusan silahlar. Vicdanı körelmiş bizler, onlara, olanlara yüz çeviren bizler, gerçeklerden bi haber şaşkın bizler… Sadece ateş düştüğü yeri yakmıyor kardeşlerim, ateş bu! Yayılır her yana, hele hele zalimin elindeyse, yakar kavurur. Bu kez afişler asılıyor İslam dünyasında amerikan mallarına boykot isteniliyor, meydanlarda toplananlar bir ağızdan haykırıyor, çünkü camiler kirli postalların altında kirletiliyor, yaralılar camide katlediliyor. Bir baba öldürülmüş çocuğunu günlerce evden çıkaramıyor, nihayetinde evin bahçesine gömüyor. Sokaklarda yatan cesetleri köpekler parçalıyor, yazık oluyor.
Ey Müslümanlar, söyler misiniz Kabil kimin, Bağdat kimin, Gazze kimin ?
New York’ta ikiz kuleler’de ölen insan’da, Afganistan’da, Irak’da, Kafkaslar’da, Somali’de, Filistin’dekiler insan değilmi ?

Kabil’i anlamak için illaki Kabil’li mi olmalı insan ? Bir Riyad, bir Şam, bir İstanbul anlamaz mı ızdırabın çetin yüzünü. Gazze’ye ağlamak için illa Gazzeli bir ana mı olmalı, ciğer acısıyla dizlerini döven..İlla ‘şu bizden’ yaftasıyla mı dolaşmalı insanlık… Ama her nedense durum bir türlü değişmiyor. Çünkü birileri böyle istiyor, İslam coğrafyasında akan kan için birleşemeyen yüreklerimiz, zamana ve duruma ayarlı birer robottan farkı olmayan bizler, yine verilen rolü en iyi şekilde oynamaya çalışıyoruz, ya oyuncuyuz ya da figüranız dünya sahnesine konulan kirli oyunlarda…



Bu yazı Elif Medya Enformasyon Grubu tarafından hazırlanmıştır.
Bu davanın sevgili, sebatkâr ve azimkâr askerlerine ve Allahın izniyle onların adımlarını izleyen adı bilinmeyen nicelerine…

08/10/1430
27/09/2009
Elif Medya
 
Üst Ana Sayfa Alt