Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ağız Alışkanlığından Dolayı Ya Rasulullah Diyerek Dua Edenin Durumu Nedir?

Öğrenen Müslüman Çevrimdışı

Öğrenen Müslüman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuh

Yalnızca Allah (Subhanehu ve Teala)'a dua etmeyi öğrenen ve tarikatlardan ve çevresinden öğrendiği şirk dua çeşitlerine tevbe eden ama uzun sure kaldığı tarikatların ve çevresinin etkisinden dolayı ağız alışkanlığı olarak dua ederken (Peygamberimiz Muhammed [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'i çağırmayı, dua etmeyi kastetmeyerek) hala daha Ya Resulullah diyen kimsenin durumu nedir?

Aman Allah'ım kelimesini kullanıyoruz. Allah'a dua etmek, Allah'tan yardım istemek amacıyla. Bazı kimseler "Aman Allah'ım" cümlesi dışında "Aman çocuğum, Aman oğlum, Aman kızım, Aman dikkat" gibi kelimeleri dikkat et, yaramazlık yapma amacıyla kullanıyor bu caiz mi?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
1716147896585.png
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kıymetli kardeşim;
Duâ; fayda sağlamayı veya zararı gidermeyi taleb etmektir. Duâ, sadece nidâ edâtından (yâ / ey) ibâret değildir. Fakat insanlar tarafından bilinen bu edâtın kullanılması duâ maksadıyladır. Özellikle de belâ ve musibetlere maruz kalındığında veya keder ve sıkıntılar meydana geldiğinde insanlar genelde şöyle derler: "Yâ Allah!" Yani Ey Allah'ım! Bizi kurtar. Bize yardım et! Bizi muzaffer kıl!
Bu, Allah Teâlâ'dan başkasına yalvarıp yakarmayan muvahhidlerin davranışıdır.

Kâbirlerde ve türbelerde yatan ölülere yalvarıp yakaranlara gelince; Onlar, evliyalarına ve büyüklerine sığınarak şöyle derler: Yâ Bedevî! Yâ Rifâî! Yâ Geylânî! Yâ Gaws!
Onların maksadları şudur: Ey Bedevî! Ey Gaws! Bize yardım et! Bizi muzaffer kıl! Bizi kurtar!

Onlardan kimileri de şöyle derler: Yâ Rasûlallah! Yâ Muhammed!
Bu itibarla onlar Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e yalvarmış, O'ndan yardım istemiş ve O'na sığınmış olmaktadırlar. Bilindiği gibi bu davranış; Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ve diğer rasûllerin getirmiş oldukları dîne ve indirilmiş olan kitablara karşı yapılan en büyük aykırı harekettir. Oysa rasûller, Allah Teâlâ'nın birliğine dâvet etmek, O'nu ibâdette birlemek ve O'nun dışındakileri ibâdeti terk etmek için gönderilmiş ve bu gâye için kitablar indirilmiştir.
Allah Teâlâ'nın kulları için seçip râdı olduğu İslâm dîninde, Allah Teâlâ'dan başkasına yalvarıp yakarmak, ne Allah tarafından gönderilen bir peygambere, ne de Allah'a yakın bir meleğe, hiç kimseye meşrû olmayıp, aksine yalvarıp yakarmak, yalnızca Allah Teâlâ'ya olmalıdır.
Bunun içindir ki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

أَمَّنْ يُجِيبُ الْمُضْطَرَّ إِذَا دَعَاهُ وَيَكْشِفُ السُّوءَ وَيَجْعَلُكُمْ خُلَفَاءَ الأَرْضِ أَإِلَهٌ مَعَ اللَّهِ قَلِيلاً مَا تَذَكَّرُونَ
"Yoksa, kendisine yakardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren; Sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? (Allah'a ortak koştuğunuz putlara mı ibâdet etmek daha hayırlı, yoksa kendisine yalvardığı zaman sıkıntıya düşenin dâvetine icâbet eden Allah mı daha hayırlıdır?) Allah'ın yanında (size bu nimetleri bahşeden) başka bir ilah mı var? Ne kadar az düşünüyor (ve az ibret alıyor)sunuz." (Neml Sûresi: 62)

Böylelikle anlaşılıyor ki bir kimse, "Yâ Muhammed!" veya "Yâ Rasûlallah!" derse ve bu sözüyle yalvarmak ve taleb (niyet) kasdetmiyorsa (ağız alışkanlığı), bunda bir sakınca yoktur. Misalen; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayalini canlandırmak ve O'nu hatırlamak istemesi gibi...
Aynı şekilde bir hadisini okuduktan sonra "Allah Teâlâ sana salât eylesin ey Allah'ın elçisi" veya "ne kadar büyük ve güzel sözlerin var Ey Allah'ın elçisi!" demesi gibi...
Fakat "Yâ Muhammed!" sözünde, daha önce de zikredildiği gibi, edebe bir aykırılık vardır. (Yani "Yâ Muhammed!" sözü, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı bir edebsizliktir.)


abdul-azeez-bin-baaz.jpg

Abdulaziz b. Baz'a -Allah ona rahmet etsin-: "Bir kimse, dünyanın herhangi bir yerinde: Yâ Muhammed! Yâ Rasûlallah! diye seslenirse, bu söz şirk sayılır mı?" diye sorulmuş;
O şöyle cevab vermiştir: "Allah Teâlâ, kıymetli kitabı Kur'an-ı Kerim'de ve emîn elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in dilinde, ibâdetin Allah'ın hakkı olduğunu, Onda hiç kimsenin hakkının olmadığını ve duânın bir ibâdet olduğunu açıklamıştır. İnsanlardan birisi dünyanın herhangi bir yerinde: "Ey Allah'ın elçisi" (Yâ Rasûlallah) veya: "Ey Allah'ın peygamberi" (Yâ Nebiyallah) veyahud: "Yâ Muhammed! Bana yardım et" veya "imdadıma yetiş" ya da "ummetine yardım et" veya "müslümanların hastalarına şifâ ver" veya "müslümanların dalâlette olanlarına hidâyet ver" gibi sözlerle seslenirse, hiç şubhe yok ki O'nu, Allah Teâlâ'ya ibâdette ortak etmiş olur. Yine, peygamberler, melekler, evliyâ, cinler, putlar veya yaratılmışlardan birisiyle bu şekilde yaparsa, onu, Allah Teâlâ'ya ortak koşmuş olur.
Bunun içindir ki Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالإِنسَ إِلا لِيَعْبُدُونِ - مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ - إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ
"Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım. Ben, Onlardan ne bana bir rızık vermelerini, ne de Beni doyurmalarını istiyorum. Şubhesiz ki (kullarına) rızık veren, güç ve kuvvet sahibi ancak Allah’tır."(Zâriyât Sûresi: 56-58)

Yine, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ - الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الأَرْضَ فِرَاشاً وَالسَّمَاءَ بِنَاءً وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقاً لَكُمْ فَلاَ تَجْعَلُواْ ِللهِ أَندَاداً وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ
"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan, Rabbinize ibâdet edin. Umulur ki muttakîlerden olursunuz. Yeryüzünü (kolay hayat sürmeniz için) döşek, gökyüzünü de sağlam bir bina şeklinde yaratan, bulutlardan yağmur yağdırıp (yerden renk renk) meyve ve (çeşit çeşit) bitkileri size rızık olarak veren O’dur. O halde, (Allah’ın yaratan, rızık veren ve yegâne ibâdet edilmeye lâyık olduğunu) bildiğiniz halde O’na hiç kimseyi denk tutmayın." (Bakara Sûresi: 21 - 22)"
(
Abdulazîz b. Abdillâh b. Abdirrahmân Âli Bâz, Mecmû'u Fetâvâ İbn-i Baz; C. 2, Sf: 453)


muhammad-bin-salih-al-uthaimeen.jpg

Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet etsin-: "Bazı insanlar şiddet (belâ ve musibet) anında: Yâ Muhammed! veya Yâ Ali! veya Yâ Geylânî! demektedirler. Bunun hükmü nedir? diye sorulmuş;
O şöyle cevab vermiştir: "Eğer bununla onlara yalvarmayı ve onlardan yardım dilemeyi kastediyorsa, bu davranış, insanı dînden çıkaran büyük şirktir. Böyle yapan kimsenin derhal Allah -azze ve celle-'ye tevbe etmesi ve yalnızca Allah Teâlâ'ya yalvarması gerekir.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

أَمَّنْ يُجِيبُ الْمُضْطَرَّ إِذَا دَعَاهُ وَيَكْشِفُ السُّوءَ وَيَجْعَلُكُمْ خُلَفَاءَ الأَرْضِ أَإِلَهٌ مَعَ اللَّهِ قَلِيلاً مَا تَذَكَّرُونَ
"Yoksa, kendisine yakardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren; Sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? (Allah'a ortak koştuğunuz putlara mı ibâdet etmek daha hayırlı, yoksa kendisine yalvardığı zaman sıkıntıya düşenin dâvetine icâbet eden Allah mı daha hayırlıdır?) Allah'ın yanında (size bu nimetleri bahşeden) başka bir ilah mı var? Ne kadar az düşünüyor (ve az ibret alıyor)sunuz." (Neml Sûresi: 62)
Böyle yapan kimse, muşrik olmasının yanında kendini bilmez akılsızın tâ kendisidir. Nitekim Allah Teâlâ bu kimseler hakkında şöyle buyurmuştur:

وَمَن يَرْغَبُ عَنْ مِلَّةِ إِبْرَاهِيمَ إِلاَّ مَنْ سَفِهَ نَفْسَهُ وَلَقَدِ اصْطَفَيْنَاهُ فِي الدُّنْيَا وَإِنَّهُ فِي الآخِرَةِ لَمِنَ الصَّالِحِينَ
"Kendini bilmez câhilden başka kim İbrahim'in dîninden (İslâm'dan) yüz çevirir. And olsun ki biz, dünyada Onu (nebî ve rasûl olarak) seçtik. Muhakkak ki O, âhirette de salihlerdendir." (Bakara Sûresi: 130)

Yine, Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّن يَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ مَنْ لا يَسْتَجِيبُ لَهُ إِلَى يَومِ الْقِيَامَةِ وَهُمْ عَنْ دُعَائِهِمْ غَافِلُونَ
"Onlar (putlar, kendisine yalvaranın) yalvarmasından habersiz oldukları halde, Allah’ı bırakıp da kıyâmet gününe kadar duâsına cevab veremeyecek olanlara yalvarandan daha sapık (ve câhil) kim olabilir?" (Ahkâf Sûresi: 5)
(
Ebû Abdillâh Muhammed b. Sâlih b. Muhammed b. Suleymân el-Useymîn et-Temîmî, Fetâvâ İbn-i Useymîn; C. 2, Sf: 133)
 
Üst Ana Sayfa Alt