1) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal mıdır, değil midir?
2) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal ise Allah Kur’an’dan sonra bir başka ilahi kitap göndermiş olurki bu idda yeni bir din,yeni bir ilahi kitap ve yeni bir peygamber demek değil midir?
3) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal değildir deniyorsa öyleyse; Şualar, Birinci Şua, c. I, s. 833.de geçen “Resailin Nur dahi ne şarkın malûmatından, ulûmundan ve ne de garbın felsefe ve fünunundan gelmiş bir mal ve onlardan iktibas edilmiş bir nur değildir. Belki semavî olan Kur'an'ın, şark ve garbın fevkindeki yüksek mertebe-i arşîsinden iktibas edilmiştir.” Cümlesinin ne anlama geldiğini düşünüp Said Nursiye göre bu risalelerin arştan inen kitaplar olduğunu öğrenmeleri gerekmez mi?
4) Said Nursi bilgi birikimini ölmüşlerden, rüyalarından ve vehimlerinden mi edinmiştir?
5) Said Nursi bilgi birikimini ölmüşlerden, rüyalarından ve vehimlerinden edinmişse Kur’an’a göre böyle bir bilginin gerçekliği, güvenilirliği ve sahihliği ne ölçüde doğrudur?
6) Said Nursi bilgi birikimini ölmüşlerden, rüyalarından ve vehimlerinden değil de alimlerden edinmişse ( bunlar kim ve eğitimi kaç yıl sürmüştür?) öyleyse; Emirdağ Lahikası, c. II, s. 1 1768. de geçen “Yeni Said'in hususî üstadı olan İmamı Rabbanî, Gavsı Azam ve İmamı Gazalî, Zeynelâbidîn (R.A.) hususan Cevşenül Kebir münacatını bu iki imamdan ders almışım ve Hazreti Hüseyin ve İmamı Ali'den (Kerremallahü Vechehu) aldığım ders, otuz seneden beri, hususan Cevşenül Kebir'le daima onlara manevî irtibatımda, geçmiş hakikatı ve şimdiki Risale-i Nur'dan bize gelen meşrebi almışım.” sözüyle Said Nursi kendini kutsallaştırma çabalarına mı girmiştir?
7) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi midir?
8) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi ise: Her zaman her şeyi bilen sadece Allah değil midir? Böyle bir inanç şirk, küfür değimlidir?
9) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi değilse; Bediuzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, c. II, s. 2123-2124 de geçen “Rüyasında Peygamberimizden ilim istemiş, o da ümmetine soru sormamak şartıyla ona Kur’ân ilminin öğretileceğini müjdelemiş, bu sebeple daha çocukken asrın bilgini olarak tanınmış ve kimseye soru sormamış, ama sorulan bütün sorulara mutlaka cevap vermiştir” cümlesi Said nursinin her zaman her şeyi bildiğini anlatmıyor mu?
10) Said Nursi’nin ilim hayatını üç ayda tamamladığı, sorulan her soruya, tereddütsüz ve derhal cevap verdiği ve bu özelliğin ona rüyasında Peygamberimiz tarafından verildiği iddiası, isbatı olmayan büyük bir yalan mı yoksa onu kutsallaştırma çabası mıdır?
11) Said Nursi Peygamberlik iddasında bulunmuş mudur? Kur’an’da Hz.Muhammed’e açıklanmadığı halde Said Nursi’ye açıklanmış gizli gerçekler var mıdır? Risalei Nur; Kur’an’nın gizli gerçeklerinin arştan inen kesin delili midir?
12) Bu sorulara cevabınız evet ise Said Nursi yeni bir peygamber, Risaleler ise yeni bir ilahi kitap, Kur’an sırlarla dolu açıklanmamış gizli bir kitap, Hz.Muhammed ise Kur’an’ın sırlarından habersiz veya haberi varsa bunları ümmetten saklamış bir peygamber olur ki böyle bir iddia küfür olmaz mı?
14) Risale Nurlar; Kuranı tasdik eden,tefsir eden,( varsa) sırlarını açıklayan ilahi bir kitap mıdır? Veya Risale Nurlar; Kur’ân’daki âyetlerin âyetleri midir?
15) Bu soruya cevabınız evet ise Kuranın son ilahi kitap olduğunu ret etmiş olmaz mısınız?
16) Bu soruya cevabınız hayır ise öyleyse; Şualar, Birinci Şua, Yirmi ikinci Ayet ve Ayetler, c. I, s. 841 de geçen “Resail’in-Nur denilen otuz üç aded Söz ve otuz üç aded Mektub ve otuz bir aded Lem'alar, bu zamanda, Kitabı Mübin'deki âyetlerin âyetleridir. Yani, hakaikının alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaiki imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir”. Sözüyle ve yukarda geçen sözleriyle Said Nursi, Allah’ın “Vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra “bu Allah katındandır” derler. Hedefleri, onun karşılığında bir şeyler almaktır. Vay o ellerinin yazdığından dolayı onlara! Vay o kazandıklarından dolayı onlara!.” (Bakara 2/79) ayetinin muhatabı olmuş olmaz mı?
17) Said Nursî; Hz. Ali’ye Sekine adında bir kitap indiğini, geçmiş ve gelecek bütün ilim ve sırların o kitapta olduğunu ve orada Risale-i Nurlara işaret edildiğini iddia etmiş midir?
18) Cevabınız evet ise; Said Nursi, Hz. Ali’nin yeni bir peygamber hatta bütün gaybı bilen ( ki bu sadece Allaha ait bir özelliktir) bir insan olduğunu kabul etmiş olmaz mı? Böyle bir inanç Kur’ana göre küfür değil midir?
19) Cevabınız hayır ise ; Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Onsekizinci Lem’a, c. II, s. 2079; de geçen : “Hazreti Cebrail'in, Âlâ Nebiyyina (a.s.m.) huzuru Nebevide getirip Hz. Ali'ye Sekine namıyla bir sayfada yazılı İsmi Âzam, Hz. Ali'nin (r.a.) kucağına düşmüş. Hz. Ali diyor: "Ben Cebrail'in şahsını yalnız alâim’üs-sema suretinde gördüm. Sesini işittim, sayfayı aldım, bu isimleri içinde buldum" diyerek bu Ismi Âzamdan bahs ile bazı hadisatı zikirden sonra tahdis-i nimet suretinde diyor ki: "Evveli dünyadan kıyamete kadar ulum-u esrar-ı mühimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş, kim ne isterse sorsun, sözümüze şüphe edenler zelil olur." Sözüyle İslam dininin berraklığı bulandırılıp akıllara şianın sapık ve şirk kokan fikirleri mi sokulmak isteniyor?
20) Risalei Nur kusursuz, eksiksiz, izaha ihtiyacı olmayan ve mükemmel bir kitap mıdır?
21) Cevabınız evet ise Kur’an dışında kusursuz, tam ve mükemmel bir kitap olabilir mi? Bu iddia insan eliyle yazılmış bir kitap için aşırı gitmek değil midir?
22) Cevabınız hayır ise Barla Lâhikası, Yirmi Yedinci Mektub ve Zeyilleri, c. II, 1415. de geçen “Mübarek Sözler şübhesiz Kitabı Mübin'in nurlu lemeâtıdır. İçinde izaha muhtaç yerler eksik olmamakla beraber küll halinde kusursuz ve noksansızdır”. Sözüyle delilsiz bir şekilde risaleler kutsallaştırılmış mıdır?
23) Bu devirde; “Urvet-ül vüska”, yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipi olan kitap Kuran mıdır yoksa Risalei Nur mudur?
24) Bu soruya cevabınız evet Risaledir diyorsanız Bakara 2/256; Ali İmrân 3/103. ayetlerinin hükmü kaldırıldı da bizim mi haberimiz olmadı?
25) Cevabınız hayır ise Şualar, On Birinci Şua, Onbirinci Meselenin haşiyesinin bir lahikasıdır, c. I, s. 985.de geçen “Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir.” Sözü insanları Risalelere mahkum edebilmek için söylenmiş bir söz müdür?
26) Müslümanların şeriat, dua, ve ibadet kitabı Kuran mıdır, yoksa Risaleler midir?
27) Cevabınız Risaleler ise Kuran dışında başka bir ilahi kitap olduğunu iddia etmiş olmaz mısınız?
28) Cevabınız hayır ise ; Emirdağ Lahikası I, c. II, s. 1719. de geçen “Risale-i Nur'un menşur-u hakikatında tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emr-ü davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı İlmi Kelâm, hem bir kitab-ı İlmi İlahiyat, hem bir kitabı teşviki san'at, hem bir kitabı belâgat, hem bir kitabı isbat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır”. Cümlesi Said Nursiye göre Kuran gibi Risalelerinde kutsal olduğunu göstermez mi?
29) Risalelerdeki bazı bölümler, Said Nursiye Allah tarafından; haberi olmadan, zorla mı yazdırılmıştır?
30) Cevabınız evet ise böyle bir iddiayı hangi akla ve mantığa göre ileri sürmektesiniz?
31) Cevabınız hayır ise; Kastamonu Lahikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s. 1589; ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sözler Yayınevi İstanbul 1991, s. 33. de geçen “Aynen bu ehemmiyetli hikmet içindir ki, bâzı def'a haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, ince hakaik-ı îmaniye ve kuvvetli hüccetler, müteaddit risalelerde tekrar edilmiş. Ben çok hayret ediyordum: Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış? Sonra kat'î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtaçtır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat küçük bir Risale-’in-Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu mes'eleleri ondan okuyabilir. Ve gıda gibi, her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi o da mütalâasını tekrar eder.” Sözüyle Said Nursi kendisine Allah tarafından bir şeyler yazdırıldığını dolayısıyla Allahın seçilmiş kulu olduğunu mu iddiaya çalışmaktadır?
32) Bu devirde Müslümanlar Kurana mı yoksa Risalelere mi muhtaçtır? Müslümanların tekrar tekrar okuması gereken kitap Kuran mı yoksa Risaleler mi?
33) Cevabınız Risaleler ise Kuranın tarihte kaldığını veya yeteri kadar insanlığın sorunlarına cevap veremediğini iddia etmiş olmaz mısınız?
34) Cevabınız Kuran ise ; Kastamonu Lahikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s. 1589; ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sözler Yayınevi İstanbul 1991, s. 33. de geçen “Sonra kat'î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtaçtır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat küçük bir Risale-’in-Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu mes'eleleri ondan okuyabilir. Ve gıda gibi, her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi o da mütalâasını tekrar eder.” Sözleriyle Said Nursi yazdığı kitaplarını kutsallaştırıp Kuranın önüne geçirmeye mi çalışmaktadır?
2) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal ise Allah Kur’an’dan sonra bir başka ilahi kitap göndermiş olurki bu idda yeni bir din,yeni bir ilahi kitap ve yeni bir peygamber demek değil midir?
3) RİSALEİ NUR denen kitaplar kutsal değildir deniyorsa öyleyse; Şualar, Birinci Şua, c. I, s. 833.de geçen “Resailin Nur dahi ne şarkın malûmatından, ulûmundan ve ne de garbın felsefe ve fünunundan gelmiş bir mal ve onlardan iktibas edilmiş bir nur değildir. Belki semavî olan Kur'an'ın, şark ve garbın fevkindeki yüksek mertebe-i arşîsinden iktibas edilmiştir.” Cümlesinin ne anlama geldiğini düşünüp Said Nursiye göre bu risalelerin arştan inen kitaplar olduğunu öğrenmeleri gerekmez mi?
4) Said Nursi bilgi birikimini ölmüşlerden, rüyalarından ve vehimlerinden mi edinmiştir?
5) Said Nursi bilgi birikimini ölmüşlerden, rüyalarından ve vehimlerinden edinmişse Kur’an’a göre böyle bir bilginin gerçekliği, güvenilirliği ve sahihliği ne ölçüde doğrudur?
6) Said Nursi bilgi birikimini ölmüşlerden, rüyalarından ve vehimlerinden değil de alimlerden edinmişse ( bunlar kim ve eğitimi kaç yıl sürmüştür?) öyleyse; Emirdağ Lahikası, c. II, s. 1 1768. de geçen “Yeni Said'in hususî üstadı olan İmamı Rabbanî, Gavsı Azam ve İmamı Gazalî, Zeynelâbidîn (R.A.) hususan Cevşenül Kebir münacatını bu iki imamdan ders almışım ve Hazreti Hüseyin ve İmamı Ali'den (Kerremallahü Vechehu) aldığım ders, otuz seneden beri, hususan Cevşenül Kebir'le daima onlara manevî irtibatımda, geçmiş hakikatı ve şimdiki Risale-i Nur'dan bize gelen meşrebi almışım.” sözüyle Said Nursi kendini kutsallaştırma çabalarına mı girmiştir?
7) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi midir?
8) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi ise: Her zaman her şeyi bilen sadece Allah değil midir? Böyle bir inanç şirk, küfür değimlidir?
9) Said Nursi; ne olursa olsun her zaman her şeyi bilen birisi değilse; Bediuzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, c. II, s. 2123-2124 de geçen “Rüyasında Peygamberimizden ilim istemiş, o da ümmetine soru sormamak şartıyla ona Kur’ân ilminin öğretileceğini müjdelemiş, bu sebeple daha çocukken asrın bilgini olarak tanınmış ve kimseye soru sormamış, ama sorulan bütün sorulara mutlaka cevap vermiştir” cümlesi Said nursinin her zaman her şeyi bildiğini anlatmıyor mu?
10) Said Nursi’nin ilim hayatını üç ayda tamamladığı, sorulan her soruya, tereddütsüz ve derhal cevap verdiği ve bu özelliğin ona rüyasında Peygamberimiz tarafından verildiği iddiası, isbatı olmayan büyük bir yalan mı yoksa onu kutsallaştırma çabası mıdır?
11) Said Nursi Peygamberlik iddasında bulunmuş mudur? Kur’an’da Hz.Muhammed’e açıklanmadığı halde Said Nursi’ye açıklanmış gizli gerçekler var mıdır? Risalei Nur; Kur’an’nın gizli gerçeklerinin arştan inen kesin delili midir?
12) Bu sorulara cevabınız evet ise Said Nursi yeni bir peygamber, Risaleler ise yeni bir ilahi kitap, Kur’an sırlarla dolu açıklanmamış gizli bir kitap, Hz.Muhammed ise Kur’an’ın sırlarından habersiz veya haberi varsa bunları ümmetten saklamış bir peygamber olur ki böyle bir iddia küfür olmaz mı?
14) Risale Nurlar; Kuranı tasdik eden,tefsir eden,( varsa) sırlarını açıklayan ilahi bir kitap mıdır? Veya Risale Nurlar; Kur’ân’daki âyetlerin âyetleri midir?
15) Bu soruya cevabınız evet ise Kuranın son ilahi kitap olduğunu ret etmiş olmaz mısınız?
16) Bu soruya cevabınız hayır ise öyleyse; Şualar, Birinci Şua, Yirmi ikinci Ayet ve Ayetler, c. I, s. 841 de geçen “Resail’in-Nur denilen otuz üç aded Söz ve otuz üç aded Mektub ve otuz bir aded Lem'alar, bu zamanda, Kitabı Mübin'deki âyetlerin âyetleridir. Yani, hakaikının alâmetleridir ve hak ve hakikat olduğunun bürhanlarıdır. Ve o âyetlerdeki hakaiki imaniyenin gayet kuvvetli hüccetleridir”. Sözüyle ve yukarda geçen sözleriyle Said Nursi, Allah’ın “Vay o kimselere ki, kendi elleriyle kitap yazarlar, sonra “bu Allah katındandır” derler. Hedefleri, onun karşılığında bir şeyler almaktır. Vay o ellerinin yazdığından dolayı onlara! Vay o kazandıklarından dolayı onlara!.” (Bakara 2/79) ayetinin muhatabı olmuş olmaz mı?
17) Said Nursî; Hz. Ali’ye Sekine adında bir kitap indiğini, geçmiş ve gelecek bütün ilim ve sırların o kitapta olduğunu ve orada Risale-i Nurlara işaret edildiğini iddia etmiş midir?
18) Cevabınız evet ise; Said Nursi, Hz. Ali’nin yeni bir peygamber hatta bütün gaybı bilen ( ki bu sadece Allaha ait bir özelliktir) bir insan olduğunu kabul etmiş olmaz mı? Böyle bir inanç Kur’ana göre küfür değil midir?
19) Cevabınız hayır ise ; Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Onsekizinci Lem’a, c. II, s. 2079; de geçen : “Hazreti Cebrail'in, Âlâ Nebiyyina (a.s.m.) huzuru Nebevide getirip Hz. Ali'ye Sekine namıyla bir sayfada yazılı İsmi Âzam, Hz. Ali'nin (r.a.) kucağına düşmüş. Hz. Ali diyor: "Ben Cebrail'in şahsını yalnız alâim’üs-sema suretinde gördüm. Sesini işittim, sayfayı aldım, bu isimleri içinde buldum" diyerek bu Ismi Âzamdan bahs ile bazı hadisatı zikirden sonra tahdis-i nimet suretinde diyor ki: "Evveli dünyadan kıyamete kadar ulum-u esrar-ı mühimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş, kim ne isterse sorsun, sözümüze şüphe edenler zelil olur." Sözüyle İslam dininin berraklığı bulandırılıp akıllara şianın sapık ve şirk kokan fikirleri mi sokulmak isteniyor?
20) Risalei Nur kusursuz, eksiksiz, izaha ihtiyacı olmayan ve mükemmel bir kitap mıdır?
21) Cevabınız evet ise Kur’an dışında kusursuz, tam ve mükemmel bir kitap olabilir mi? Bu iddia insan eliyle yazılmış bir kitap için aşırı gitmek değil midir?
22) Cevabınız hayır ise Barla Lâhikası, Yirmi Yedinci Mektub ve Zeyilleri, c. II, 1415. de geçen “Mübarek Sözler şübhesiz Kitabı Mübin'in nurlu lemeâtıdır. İçinde izaha muhtaç yerler eksik olmamakla beraber küll halinde kusursuz ve noksansızdır”. Sözüyle delilsiz bir şekilde risaleler kutsallaştırılmış mıdır?
23) Bu devirde; “Urvet-ül vüska”, yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipi olan kitap Kuran mıdır yoksa Risalei Nur mudur?
24) Bu soruya cevabınız evet Risaledir diyorsanız Bakara 2/256; Ali İmrân 3/103. ayetlerinin hükmü kaldırıldı da bizim mi haberimiz olmadı?
25) Cevabınız hayır ise Şualar, On Birinci Şua, Onbirinci Meselenin haşiyesinin bir lahikasıdır, c. I, s. 985.de geçen “Risale-i Nur bu asırda, bu tarihte bir “urvet-ül vüska”dır. Yani çok sağlam, kopmaz bir zincir ve bir “hablullah” yani Allah’ın ipidir.” Sözü insanları Risalelere mahkum edebilmek için söylenmiş bir söz müdür?
26) Müslümanların şeriat, dua, ve ibadet kitabı Kuran mıdır, yoksa Risaleler midir?
27) Cevabınız Risaleler ise Kuran dışında başka bir ilahi kitap olduğunu iddia etmiş olmaz mısınız?
28) Cevabınız hayır ise ; Emirdağ Lahikası I, c. II, s. 1719. de geçen “Risale-i Nur'un menşur-u hakikatında tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emr-ü davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı İlmi Kelâm, hem bir kitab-ı İlmi İlahiyat, hem bir kitabı teşviki san'at, hem bir kitabı belâgat, hem bir kitabı isbat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır”. Cümlesi Said Nursiye göre Kuran gibi Risalelerinde kutsal olduğunu göstermez mi?
29) Risalelerdeki bazı bölümler, Said Nursiye Allah tarafından; haberi olmadan, zorla mı yazdırılmıştır?
30) Cevabınız evet ise böyle bir iddiayı hangi akla ve mantığa göre ileri sürmektesiniz?
31) Cevabınız hayır ise; Kastamonu Lahikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s. 1589; ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sözler Yayınevi İstanbul 1991, s. 33. de geçen “Aynen bu ehemmiyetli hikmet içindir ki, bâzı def'a haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, ince hakaik-ı îmaniye ve kuvvetli hüccetler, müteaddit risalelerde tekrar edilmiş. Ben çok hayret ediyordum: Neden bunlar bana unutturulmuş, tekrar yazdırılmış? Sonra kat'î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtaçtır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat küçük bir Risale-’in-Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu mes'eleleri ondan okuyabilir. Ve gıda gibi, her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi o da mütalâasını tekrar eder.” Sözüyle Said Nursi kendisine Allah tarafından bir şeyler yazdırıldığını dolayısıyla Allahın seçilmiş kulu olduğunu mu iddiaya çalışmaktadır?
32) Bu devirde Müslümanlar Kurana mı yoksa Risalelere mi muhtaçtır? Müslümanların tekrar tekrar okuması gereken kitap Kuran mı yoksa Risaleler mi?
33) Cevabınız Risaleler ise Kuranın tarihte kaldığını veya yeteri kadar insanlığın sorunlarına cevap veremediğini iddia etmiş olmaz mısınız?
34) Cevabınız Kuran ise ; Kastamonu Lahikası, Yirmi Yedinci Mektup, c. II, s. 1589; ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Sözler Yayınevi İstanbul 1991, s. 33. de geçen “Sonra kat'î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtaçtır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat küçük bir Risale-’in-Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu mes'eleleri ondan okuyabilir. Ve gıda gibi, her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi o da mütalâasını tekrar eder.” Sözleriyle Said Nursi yazdığı kitaplarını kutsallaştırıp Kuranın önüne geçirmeye mi çalışmaktadır?