Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Video Nureddin Yıldız Nefsinden Konuşursa !

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Nureddin Yıldız Nefsinden Konuşursa !




 
Zerkavi38 Çevrimdışı

Zerkavi38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abdulmuizz hocam bu sözlerden sonra nurettin yildiz tekfir edilebilir mi?
Yoksa tevil mazareti mi oluyo?
 
Zerkavi38 Çevrimdışı

Zerkavi38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Tağutun muhakemesini kabul etmiyor mu yani bu sözleriyle ben mi yanlış anlıyorum hocam
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
hocanin nadirde olsa yanlis fetvalari bulunmakta. Allah islah etsin. Ya soruyu soran tam aciklamiyor ya da hoca bazi konularda isteyerek, istemeyerek ya da bilmeyerek ya da kasitli bilerek hata icerisinde. Imkan olsa bu konulari konusabilsek hatasini anlatabilsek.

Belki kadin soruyu sorarken tagutun mahkemesinde hakim bosadim dediginde kocasida ses cikarmayip mahkeme icerisinde riza gösterip disarida kadina orada sesimi cikarmadim kabul ettim ama ben seni bosamiyorum demisde olabilir.

Ama müslümanlarin böyle konulari birbirini tekfir etmeden , sinirlenmeden, yuhh böyle fetvami olur cevap mi olur diye cikis yapmadan konusabilmeli.

Birileri de tekfir etmek icin teyakkuza gecer gibi atlamasi da hic hos degil.
 
Zerkavi38 Çevrimdışı

Zerkavi38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Mesele kadının kocasıyla arasında geçen diyaloğun içeriği degil hocam
Nurettin yildiz gayet sarih olarak şöyle diyor
Dini olarak nikah olsa bile tagutun mahkemesi boşarsa kadin evlenebilir
Bence tekfirden sakındırmak icin cok iyi niyetli düşünüyosunuz
Nurettin yıldızın ağzına bakan binlerce insan var boyle fetvalar toplumu ifsaf ediyo basit birsey değil
En korkunç tarafi ise Allah adina helal haram belirliyor
Inkar etmekle emrolundugu tagutun muhakemesini kabul ediyor daha da ileri gidip bu hükmü islama yamiyor
Tekfir etmek icin teyakkuza geçmiyorum da bu kadar bariz açık bir küfür sözüne sizin kılıf aramaniz beni şaşırttı
 
Zerkavi38 Çevrimdışı

Zerkavi38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
hocanin nadirde olsa yanlis fetvalari bulunmakta. Allah islah etsin. Ya soruyu soran tam aciklamiyor ya da hoca bazi konularda isteyerek, istemeyerek ya da bilmeyerek ya da kasitli bilerek hata icerisinde. Imkan olsa bu konulari konusabilsek hatasini anlatabilsek.

Hocam kafileler halinde kız öğrencileri ağırlıyor sizi de ağırlar bence iletişime geçin
 
Q Çevrimdışı

Qamar Al Quds

silik
İslam-TR Üyesi
Imkan olsa bu konulari konusabilsek hatasini anlatabilsek.

Abi eğer imkan olur da konuşma şansınız olursa zamanında mucahidler hakkında söylediği
"kaç karısı olduğu belli olmayan, mağara adamları" tarzı sözlerinden tovbe edip etmediğini de öğrenebilir misiniz?
Bu konuda birkaç kez mail atmama rağmen cevap alamadım.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Abi eğer imkan olur da konuşma şansınız olursa zamanında mucahidler hakkında söylediği
"kaç karısı olduğu belli olmayan, mağara adamları" tarzı sözlerinden tovbe edip etmediğini de öğrenebilir misiniz?
Bu konuda birkaç kez mail atmama rağmen cevap alamadım.

hangi videoda diyor acaba videoyu ve bahsi gecen konunun dakikasini yazar misiniz lütfen.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
kardes videoyu bastan sona dinledim. Ciddi sekilde elestirileri var ama direk isimler üzerine zanlada olsa bir yakistirmasi yok. Sizin söylediginiz kisma gelince, anlamadigim sanki adam cikmis , pak bir mucahid ya da herhangibi grup icin dediginiz yakistirmayi yapmis gibi demeniz gercekten hos degil. Bunu hocayi savunmak icin demiyorum, her sahis bulundugu yer, konum, tecrübe icerisinde bir takim seyleri görebilir. Siz sanmayinki bu medyada cikan hocalar dünyanin mesgalesinden uzak oturup sadece konusuyorlar. Sahsim adina ben bile kisacik ömrümde bu yakistirmanin oldugu kac adam tanidim ve hatta daha agir yakistirmalarda yaptim.

Gercekten bilseniz nasil adamlar nerelerde ne is yapiyor bu adamin böyle demesini hic yadirgamazdiniz.

bak basit bir örnek vereyim,


bazi meseleleri acik yazamiyorum ama nurettin yildizin o yakistirmasina herhangibi hata yoktur. Zaten cihad o magara adamlari denen taifeler yüzünden bu hallere geldi. Her cihad ediyorum diyenin cihadi yoktur, her mucahidim diyenin mucahidlerin tirnagi etmeyecegi dönemdeyiz. Her arapca yazinin kurani kerimin ayeti olmadigi gibi her cihad ediyorum diyende mucahid degildir.

Hocanin elestirilerine gelince, elestireden öteye gitmemis ve haddi olmadigini da söylemis. Yani buradan biseyler cikarmaya calismak dogru degildir.

Suan piyasada agzi laf yapan söylediklerini delillerle destekleyen büyük kesimlere hitap eden türklerden nureddin yildiz kaldi. Ama malesef bunu bir tek bizim camiya göremiyor. Sofiler bile bunu gördü ama malesef biz göremedik.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Müslümanlardan biri zulüm görse canı ve malı tehlike altında olsa tek çaresi sistemin mahkemelerindeyse gitmeyecek mi.?
Tuzu kuru olup ta ahkam kesenleri kendine dokununca da avukat tutanları çok gördük.!
Gasbedilmiş hakkını almak yada zulümden kurtulmak için mevcut mahkemelere gitmek niçin sistemi kabullenmek yada küfür olsun.?
Şeri mahkeme ve kadı vardı da biz mi gitmedik.?
Rabbim bu duruma bizleri düşürmesin.!
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi

1) Nureddin Yıldız mevcud mahkemelerin mevcud kanunlara boşaması nikahı meşru bir şekilde feshetmedir, bain talaktır diyor Mevcud mahkemeler İslama göre mi hükmediyor ki boşama kararı şer'an geçerli olsun?

2) İslam boşama yetkisini erkeğe vermiştir, şimdi bunun hikmetleri üzerinde duracak değilim Kadına da eğer boşanmak isterse buna kadın ile erkeklik arasında kadılık edecek bir kişiye müracat hakkı vermiştir Kadın gider şikayetlerini anlatır, kadı dinler şikayetleri İslama göre

3) boşanmada yeter sebep görürse nikahı feshedebilir, feshetmeyip başka işlemler de yapabilir. Buna da uzunlamasına girmeyeceğim şimdi Şu anki mahkemeler boşarken İslamı mı gözetiyor ki İslamın itibar ettiği nikahı bozabilsin? Peki derseniz ki İslam mahkemesi yok, ne yapacağız?

4) Öncelikle nerede yaşarsak yaşayalım Müslümanın üzerine düşen İslama muhakeme olmaktır. Kaza / kada yani İslami yargılamayı ayakta tutmak tüm Müslümanların üzerine farzı kifayedir, ayakta tutulmadığında herkes günahkar olur Darulharbde de olsak İslama göre muhakeme olmak

5) kadı yetiştirmek zorundayız. Kadısı olmayan topluluğa İslam Cemaati denmez. "Biz cemaatiz" diyene sorun "İslamla hükmeden, meselelerinizi ilettiğiniz kadınız var mı?" Yoksa o topluluk İslam Cemaati değil olsa olsa "muhafazakar" topluluktur, bu meselede denecek söz çok

6) Peki bir Müslüman kadın bulunduğumuz şartlarda kocasından şikayetçi ve boşanmak istiyorsa İslama göre ne yapmalı? Boşanma talebini bu meselelerde yetkin, elbette aralarında İslamla hükmedecek bir hocaya arz etmeli, ona kadılık yaptırmalı Kocası da bu davalaşmayı kabul etmeli

7) Eğer koca "Ben tanımıyorum böyle şeyi" derse hoca zaten nikahı feshedebilir Koca davalaşır ve hoca da feshederse bu aşamadan sonra artık Allah katında boşanmış olduklarını bilerek sırf resmi evrakta da boşanmış oldukları geçsin diye, gerçekte kararına bir değer vermeksizin

8) boşanmak üzere resmi mahkemelere başvurabilirler Hoca / kadı fesheder ama koca bundan tüm ısrara, ikna çabasına rağmen "Kararı tanımıyorum" diyerek yan çizerse -baştan hiç gelmeyerek, ya da gelip karardan sonra itirazla- bu aşamadan sonra kadın yine resmi mahkemelere boşanmak

9) üzere başvurabilir çünkü ortada şer'i anlamda nikah zaten kalmamıştır. Tek taraflı başvurulsa da yapılan sadece bunu resmi evraka işletmek Tağuta muhakemeyle istinsarın farkına, resmi mahkemelere nerelerde başvurulabileceğine şurada tafsilli değindim


10) Şunu da ekleyeyim: İslama göre kadının boşandıktan sonra eski kocasından nafaka almaya hakkı yoktur. Nikahla artık iki yabancıdan ibaretler Şer'i olarak boşanıp yukarıda tarif ettiğim şekilde sırf evrakta resmi işlem olsun diye mahkemede boşanma davası açıldığında hakim

11) nafaka bağlarsa kadın reddetmeli, daha doğrusu en baştan nafaka talep etmediğini belirtmelidir Eğer kadın mahkemede nafaka talep ederse İslamın boşanma hukukuna aykırı, küfür kanunlarına uygun bir şey talep etmiş olduğundan tağuta muhakeme olmuş olur Bunları bilmek farzdır

12) Kadın olsun erkek olsun evlenirken bilinçli Müslüman eş seçin, sadece namazına da bakmayın Allahın her alandaki emirlerine, İslam Şeriatına teslim mi, ölçü olarak İslamın Ahkamını mı başka ideolojilerin yasalarını mı alıyor dikkat edin, hatta evlenirken en dikkat edeceğiniz

13) şey olsun. Yoksa yukarıdaki örnek gibi boşanmada sıkıntı çekmekle kalmaz asıl evliliğin içerisinde en büyük sıkıntıları çekersiniz Ama yukarıda değindiğim gibi böyle bile olsa kadınlara hem şer'i, hem de sonrasında resmi boşanma yolu açık, sadece daha zor olur

14) Nureddin Yıldıza "Nikah için resmi nikah yeterli midir" diye sorsam "Şer'i şartlara göre de nikah kıyılmalıdır" diyeceğine eminim Halbuki nikahın feshi işi, nikahın akdinden daha çetrefil, nikahın akdinin aksine yargılamalı bir iş Asıl nikahın feshinin dinisi lazım


Sadık
@Efaristopoli
 
Son düzenleme:
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cihad ehline dil uzatan Nurettin Yıldız ve benzerlerine reddiye ve nasihat!

nyildiz


“Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. (Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed b. Hanbel)

Mücahidleri bazı hususlarda eleştirenlerimiz, ne yazık ki cihadın tozunu bile görmemiştir.Onlara neyi öğretiyoruz? Meskeneti ve zilleti..!
[Mehmed Emin Akın]

Allah (svt) kendisine rahmet etsin Mehmet Emin Hoca’nın da vurguladığı üzere, son günlerde ilim sahipleri olduklarını iddia ettikleri halde yeryüzünün dört bir yanında akan Müslüman kanına karşı cılız bir kınama yapmaktan dahi aciz kimselerin cihad ehli alim ve emirlerimize dil uzatması kötü bir huy haline geldi.
Oysaki Allah (svt) Kuran’da, oturan ve cihad eden Müslümanları derece olarak ayırmış, Allah yolunda cihad edenleri diğerlerinden üstün kılmıştır.

“Sizler hacılara su vermeyi, Mescid-i Haram’ı imar etmeyi Allah’a ve Ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad eden kimselerin işiyle bir mi saydınız? Allah katında bunlar eşit değildir. Allah zalimler topluluğunu hakka iletmez. İman eden hicret eden, mallarıyla canlarıyla, Allah yolunda cihad edenlerin dereceleri Allah katında en üstündür. İşte kurtarıcı onlardır. Rableri onlara kendi tarafından bir rıza, bir rahmet bir müjde verir. Onlara, içinde ebedi nimetler de bulunan cennetleri de müjdeler. Orada ebedi kalırlar. Allah’ın katında büyük bir ecir vardır.(Tevbe 19-22)

Nasıl oluyor da bu insanlar, Allah’ın (svt) kendilerinden üstün kıldığı kimseler hakkında yorum yapabilme haddini ve cesaretini kendilerinde bulabiliyorlar?
Üstelik bu kimseler, cihad ehli büyüklerimiz hakkındaki kötü zan ve vesveselerini delilmiş gibi halkın önüne sunmaktan haya dahi etmiyorlar.
İslam dininde zannın hiç bir geçerliliği olmadığı gibi suizan açık bir şekilde yerilmiştir.

“Zandan kaçının. Çünkü zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın, birbirinizin sözlerine kötü niyetle kulak kabartmayın, birbirinizle rekabete girişmeyin, birbirinizi çekememezlik etmeyin, birbirinize karşı kin gütmeyin ve sırtınızı dönmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeşler olun!” (Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim, Müsned-i Ahmed b. Hanbel)

Geçen günlerde Nurettin Yıldız’ın Eymen Ez Zevahiri ve El Kaide hakkındaki beyanatları bizleri adeta şok etti.
Nurettin Yıldız’ın gençlerle sohbet yaptığı bir ortamda bir gencin El Kaide ve Eymen Ez Zevahiri hakkında soru sorması üzerine;
Hiç bir şekilde bilgi sahibi ve tarafı olmadığı bir meselede tanımadığı kimseler hakkında aleni bir şekilde yalan beyanlarda ve suizanda bulunma cesaretini gösteriyor.

Nurettin Hoca;
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur. (İsra,36)

Bu adam (Nurettin Yıldız) bildiğiniz Üzere Horasan-Afganistan,Yemen,Somali,Mali,Suriye gibi bölgelerde 12.000 kişilik orduları olan ve yine Cezayir,Libya,Maynmar,Afrika’nın vs.. çeşitli yerlerinde irili ufaklı orduları bulunan bu devasa büyüklükteki bir cemaati 3,5 kişilik çete diye nitelendirme basiretsizliğine de imza atıyor!
Müslümanı-Kafiri bütün dünya ülkelerinin, El Kaide’nin hızlı yükselişi engellenemeyen bir fenomen olduğu ve sempatizanlarının onlarca milyona ulaştığını kabul etmesine rağmen, Nurettin Yıldız bu tespiti ile insanları ancak kendisine güldürmeyi başarabildi.
Kişilerin bireysel olarak veya küçük topluluklar halinde cihad görevini ifa edemeyeceğini iddia eden Nurettin Yıldız, Kuran ve Sünnet’ten uzak ve isabetsiz olan bu görüşüne delil getirme ihtiyacı dahi hissetmiyor.

”(Başkaları cihaddan dönerse de) sen, Allah yolunda çarpış. Sen ancak nefsinden sorumlusun. İman edenleri de savaşa teşvik et. Olur ki Allah, o kâfirlerin şiddet ve tazyîkını def eder. Allah, tazyîk ve azab bakımından kâfirlerden daha şiddetlidir.” (Nisa,84)

Evet bir Müslüman tek başına dahi kalsa cihad görevini ifa etmek ile mükelleftir. Kaldı ki küçük de olsa bir cemaatin bu görevi ifa etmemesi hem kendileri hemde ümmet için felakettir.

”Küçük birlikler hâlinde, yahut topluca savaşa gidin.” (Nisa, 71)
Allah yolunda cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet verir ki dininize dönene kadar da onu üzerinizden kaldırmaz. (İmam Ahmed)

Mescid-i Haram’da inzivaya çekilen veya onu imar etmek için çalışan dahi Allah yolunda cihad eden kimse ile kıyas edilemez.
Ayrıca her Müslüman Cihad konusunda imtihan edilecektir.

”Yoksa siz, içinizden Cihad edenleri ve Allah’tan ve Resulünden ve mü’minlerden başka sır dostu edinmeyenleri Allah ‘bilip (ortaya) çıkarmadan’ bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.” (Tevbe, 16)

Nurettin Yıldız sohbetin ilerleyen dakikalarında Cihad’a karşı sempatisi olan gençleri cihaddan soğutmak için isim vermeden Eymen Ez Zevahiri’nin Selefini (kendisinden önceki emiri) eleştiriyor. Şeyh Eymen’in Selefi Şeyh Usame bin Ladin'(ra)’dir.

Undated file picture of Saudi dissident Ossama Bin

Şayet Nurettin Yıldız, Şeyh Eymen Ez Zevahiri’nin selefi olarak Şeyh Usame bin Ladin’i kastediyorsa bu konuda Allah’a (svt) hesap veremeyecektir.
Cahillerin,münafıkların ve kafirlerin kendisine attığı Amerika ile birlikte çalışıyor iftiralarına rağmen, Şeyh Usame bin Ladin şuurlandığı (aklı baliğ olduğu) günden itibaren bırakın Amerika ile ortak çalışmayı Amerikan üretimi bir ürün dahi kullanmamıştır. Bu durumu altını çizerek defalarca belirtmiştir.

Robert Fisk’in Usame Bin Ladin ile yapmış olduğu röportajından alıntıdır:

”Bir konuşmamızda bin Ladin’e ABD’yle ilişkilerini sormuştum. Ruslara karşı savaşırken Amerikan ajanlarıyla hiç bir araya gelmediğini, Batı’dan bir tabanca mermisi bile kabul etmediğini söyledi.Fakat bin Ladin’in buldozerleri, kepçeleri Afganistan dağlarında mücahitler için yollar açtı. Bu yollardan İngiliz yapımı uçaksavar Blowpipe füzeleri satın alıp Sovyet Mig’lerini vurabilecek kadar yüksek noktalara taşındı.”

Faziletli Şeyh Ebu Muhammed El Makdisi, Şeyh Abdullah Azzam, Şeyh Ebu Katade El Filistini gibi bir çok güvenilir cihad ehli alim Şeyh Usame’ye dil uzatan kimseleri ancak ‘‘Şeyh Usame’ye Allah (svt) tarafından verilen makamı kıskanan kimseler” olarak nitelemişlerdir.

Bu adamın Şeyh Eymen’in Mısır halkına Cihad çağrısı ile alakalı ”Sisi den rüşvet” aldı iddiasına değinmeye gerek dahi yok. Kuran,Sünnet ve İslam ahlakından uzak böylesi bir ithamı bu ümmetin avamı dahi yapmaya cesaret edemez! Bu adamların (Şeyh Usame ve Eymen’in) dünya servetini ellerinin tersi ile ittikleri uzak yakın herkes tarafından bilinmektedir! (Şeyh Dr. Eymen) Mısır’ın seçkinlerinden bir aileye mensup bir Cerrah! Ki sen kendi ağzın ile onun Allah yolunda Cihad için Mağaralar da yaşadığını itiraf ediyorsun! Mağarada ne yapacak bu adam parayı? Bu konuda nefsinden başka delilin nedir ey Adam? İslam dininde bu iddianın adı düpedüz iftiradır!
Kaldı ki biz Şeyh Eymen Ez Zevahiri de dahil hiçbir alim ve emrimizi bir birinde ayırt etmez hepsine aynı hürmeti gösteririz.
Cihada ve cihad ehline olan bu kin neden? Cihad, din demektir. Cihad ehli övülmüş Cihad dan geri kalan yerilmiştir! Cihad dan yüz çeviren İslam’dan yüz çevirmiştir! Selefimiz (ra) Maide süresi 54. ayette bahsi geçen ”Sizden kim dininden dönerse” cümlesindeki “Din”den kastın Cihad olduğunda ittifak etmiştir. Zira ayet içerisinde bu cümlenin ardından Cihad ve savaş amelini ifa ve ihya edecek bir ümmet müjdelenmektedir.

Ey iman edenler! Sizden kim dininden (Cihad dan) dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.(Maide, 54)

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyurdu !
“Şüphesiz ki insanlar zâlimi görüp de onun zulmüne engel olmazlarsa, Allah’ın kendi katından göndereceği bir azabı hepsine umumileştirmesi yakındır.” (Ebû Dâvûd, Melâhim 17)

Bu söylemlerle İslam’ın gençlerini cihaddan soğutmanız ve hakikati gizlemeniz mümkün değildir. Çünkü bu gençler Kuran’ı ve Sünnet’i (hadisleri) ellerine her aldıklarında hakikat ile karşılaşacaklar.

“Allah’ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarını doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur, ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır.” (Bakara, 174)

Allah Resulü (s.a.s.) buyurdu ki: “Rızk, mızrağımın ucundadır.”

“İyne ile alışverişe başladığınız, öküzün kuyruğuna takıldığınız ve çiftçilikle yetinip Allah yolunda cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet verir ki dininize dönene kadar da onu üzerinizden kaldırmaz.“ (İmam Ahmed)

Bu hadis, problemi ve onun çözümünü açıkça belirtiyor. Problemimiz nedir? Ticaret yapıp cihadı terk etmek… Ne zaman Müslümanlar cihadı terk etti, Allah da üzerimize zilleti gönderdi.
Ömer bin Hattab, bazı sahabelerin fethettikleri verimli Ürdün topraklarında ziraat yapmaya başladıklarını duyunca hasat zamanına kadar bekledi ve o zaman bu tarlaların harap edilmesini emretti. Bazıları kendisine şikayet için gelince şöyle dedi: “Bu, ehl-i Kitab’tan insanların yapacağı iştir. Sizin işiniz Allah yolunda savaşmak ve O’nun dinini yeryüzüne yaymaktır.”

“De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileleriniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resulü’nden ve O’nun yolunda cihat etmekten daha sevimliyse artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah, fasıklar toplumunu hidayete erdirmez.”
(Tevbe, 24)

zevahiri


İbn Teymiyye el-Fetava el-Kübra isimli eserinin 4. cildinin “Cihad” babında şöyle demektedir: “Cihad meydanında olmayan âlimlerden cihad hakkında soru sormayın.”

Nurettin Yıldız Hocam; sen Cihad meydanlarında mısın da bu konular hakkında konuşabiliyorsun?
İşte bu sebeple İbn Teymiyye şöyle demektedir: “Dini bilen âlimler mesele ile ilgili hususlarda bilgileri yoksa bunlardan dünya ile ilgili hususlar ve savaş meseleleri sorulamaz.”

Zaten bütün dünyadaki azgın topluluklar ellerinde ki bütün imkanlar ile her an bu Muhterem insanlar aleyhinde kara propaganda yürütüyorlar, en azından sizler bu iğrençliğe ortak olmayın!!
Ey Nurettin Hoca ve benzerleri ; Cihad dan ellerinizi çektiniz bari dillerinizi de çekin de bu adamlar ellerinizden emin oldukları kadar dilleriniz den de emin olsunlar!

Eymen Ez Zevahiri’nin ilmini sorgulama cür’etini gösterenler! Sizler kitap yüklü merkepler gibisiniz! İlminiz sizi Cihad meydanlarına dahi taşıyamamış, İlminiz ile amel edememişsiniz! Sizler başkalarına dil uzatacağınıza halinizi düzeltin!
İlmiyle amel etmeyen alim başkasını giydirdiği halde kendisi çıplak olan terzi gibidir.

”Gerçek âlim, takvayı ve cihadı da ihmal etmeyen kimsedir. İlim, imanı gerektirir. Salih amel sahibi ve tabii cihad etmeyene âlim denilmez. Dolayısıyla âlim, ilimle mücehhez, Allah’tan haşyet duyan takva sahibi Mücahid kimsedir.”


Ümmet-i İslam / Muhammed İSRA
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
nyildiz-680x350-1.jpg


Son günlerde Nurettin Yıldız’ın el Kaide eleştirisi cihadi camianın gündemini işgal etmekte. Nurettin Yıldız’ın genele verdiği bir sohbette (1) ithamlarda bulunmuştu. Daha sonra gelen tepkiler üzerine Nurettin Hoca sitesinde konuyla ilgili yeni bir açıklama daha yaptı ve söylemini devam ettirdi. (2) Nurettin Yıldız’ın Türkiye’de etkili ve saygın konumda bir hoca olmasından ve söylemlerinin başka hocalar tarafından da dile getirilmesinden dolayı eleştirisine eleştiri yapma zarureti ortaya çıktı.
Nurettin Yıldız’ın söyledikleri gerçekten de kendisinden beklemeyeceğimiz şeylerdi. Allah hepimize basiret versin. Bir genç hata ederse kendi yanılır. Ama bir hoca hata ederse peşinden halkı sürükler ve mesuliyeti çok büyüktür. İthamlarını başlıklar halinde bakalım:

1-El Kaide’ye “Çete” İthamı Meselesi

Soru: “Hocam Eymen ez-Zevahiri Mısır için cihad çağrısı yaptı. Onun hakkında düşünceniz nedir?”
Nurettin Yıldız: “Bu ümmetin yükü bireysel birisi tarafından veya 5 kişilik bir çete tarafından taşınılması rüyada bile deli delirtecek kadar alıcı bir unsurdur. Bu ümmeti ümmetle iktidara gelmiş bir otorite taşıyabilir. Bir tarikat şeyhi bir cemaat başı bir çetenin başı ümmetin bütün dertlerine muhatap ettiği zaman gördüğünüz rezillikler ortaya çıkar.”


Nurettin Yıldız cihad komutanlarına çete lideri ithamı yaparak açıkça hakaret ediyor. Ümmetin kurtuluşu ve İslam nizamının yeniden kurulması için canını ve tüm dünyasını veren önder şahsiyetler böyle bir hakaretten beridir. Nurettin Hoca acaba “çete” ithamını İsrail’e karşı aynı tarzda savaşan HAMAS liderlerine de der miydi? Rusya için Şamil Basayev, Hattab, Dokku Umarov çete lideri idi. Mısır için Halid el İslambuli, Mervan Hadid çete lideriydi! Eğer biz kâfirlerin ağzıyla konuşacaksak bilin ki Cezayir kıyamının imamı Ömer Muhtar da, Kafkas kartalı Şeyh Şamil de aynı şekilde çete lideri olarak “düşman” tarafından görüldü. Nurettin Yıldız eğer Kaide komutanlarına çete lideri diyorsa bu liderlere de demelidir. O halde tüm dünyadaki cihadi hareketler çete, yapılan cihad da çete savaşı olur ki böyle bir söylem bile başlı başına tövbeyi gerektirir.
Nurettin Yıldız ses kaydının ilerleyen bölümünde İhvanü’l-Müslimin için “Zaten adamlar otururken cihad yaptı 5 bin kişi kaybettiler” diyor. Oturanların yaptığı cihad oluyor da, direnenlerin yaptığı çete faaliyeti mi oluyor? Vallahi tarih bizlere Müslüman liderlerden Moğollara ve Haçlılara karşı oturanları değil, direnenleri İslam kahramanı olarak anlatıyor!
El Kaide ümmetin tüm yükünü taşıyacağı iddiasında değildir. El Kaide’nin derdi ümmeti ayağa kaldırmak, tüm dünyada İslam düşmanlarına karşı direnişi örgütlemektir. Eğer bu ümmetin yükü onlara kalmışsa burada onları eleştirmek yerine “Düşmanla savaşta neden onları yalnız bıraktık” özeleştirisinde bulunmak gerekir. Bugün İslam ümmeti 10 cephede savaşıyorsa ve bu savaşta en ön safta el Kaide’nin evlatları bulunuyorsa, elbette ümmetin gençleri onların peşinden gidecek ve onları dinleyecektir. Ortada bir rezillik yok. Ortada onurlu bir direniş var! Ortada bir rezillik var mı yok mu diye Suriye’de ve Afganistan’da mücahidler tarafından zindandan kurtarılan bacılarımıza sormaya var mısınız?!

2- Şeyh Usame Amerika’ya Çalışıyordu Meselesi

“Amerika’yla çalıştığını kendi ağzından duydum ben ama Rusya’ya karşı çalışıyorlardı. Sonra cepheleri ayrıldı bu gördüğünüz manzara oldu.”

Bu şekilde söylemler ile oluşturulmak istenen zan çok büyük bir vebaldir. Şeyh Usame Nurettin Yıldız’a ne dedi, neyi kastetti şimdi açıklayabilir mi? Bizzat Amerika tarafından şehid edilmiş biri hakkında böyle bir itham yapmanın ne manası var? Nurettin Yıldız şeyh Usame’ye ajan yani münafık demiyor olsa da, bu konuyu tekrar açarak bu iftiranın yeniden zihinlerde yer edinmesine hizmet ediyor. Şeyh Usame’ye Amerikan ajanı diyen onca münafık ve onca kıskanç belam varken böyle bir şeyi gündem etmek olur mu? Şeyh Usame Amerika’ya bu yüzyılda en büyük darbeleri vurmuş adamdır. 11 Eylül’den önce dünyanın tek süper gücü, istediği zaman istediği ülkeyi işgal edecek kudrette bir Amerika vardı. El Kaide ile savaşla geçen 13 yılın ardından Amerika’ya bir bakın: Afganistan’da yenildi, Irak’ta kaçtı, binlerce askerini kaybetti, trilyonlarca dolar zarara girdi. Usame’nin şehadeti Amerikan halkını ve liderlerini sevinçten sokağa döktü, acaba bizim hocalar bir gün öldüğünde bir tane Amerikalı sevinecek mi? Umurunda bile olmayacak çünkü düşman kendisine zarar vereni, kendisine darbe vuranı tanır. Şeyh Usame Amerika’nın kibrini kırmış ve otoritesini sarsmış el Kaide’nin kurucusu olarak dünya tarihine geçmiştir. Onu Amerika ile beraber çalışıyordu imajı verenlere sormak gerek; “Siz Amerika’yla beraber çalışmadığınız halde neden Şeyh Usame’ye yapıldığı gibi üzerlerinize ordular gönderilmiyor, akrabalarınız tutuklanmıyor, oğullarınız öldürülmüyor?!”

3- Zevahiri’nin Para İçin Fetva Verme Meselesi

“Mısır için cihad çağrısı 5 tane genç gitsin orda ölsün demekten başka bir şey değildir. Afganistan’da oturup mısır a cihada gidin denmez. Zaten adamlar otururken cihad yaptı 5 bin kişi kaybettiler. Öyle bir şey demek için Mısırdan para almış olabilir o (Zevahiri).”

Nurettin Yıldız sanırım gecenin çok geç bir vaktinde konuşmuş çünkü şu sözleri sağlıklı bir Müslüman demez, diyemez! Şeyh Zevahiri cihad çağrısını para için yapıyor öyle mi? Allah’tan kork hoca! Şeyh Zevahiri para için gençleri ölüme mi gönderiyor?! Ne yapacak parayı Afganistan’ın mağaralarında? Kışın odun yerine dolar mı yakacak ateşte? Sen rüşvet için cihad çağrısı yapar mısın? Yapmazsın. Ümmetin kurtuluşu için yıllarını zindanlarda ve cihad meydanlarında geçirmiş olan Şeyh Zevahiri yapar ama öyle mi?! Şeyh Zevahiri Mısır’da seçkin ve zengin bir aileden gelen doktordu. Tüm malını ve ailesini cihad yolunda feda etti. 2001 yılında Amerika’nın başlattığı Haçlı Seferinin ilk ayağı olan Afganistan işgalinde Amerikan bombardımanında tüm ailesi şehid oldu. Bu olay Türkçeye yeni çevrildi:

“Ve sonra gözlerini eliyle kapatıp ağlayan şeyhimiz Usame’ye baktı ve ona ‘Ey Emirimiz, bil ki benim ailem, Afganların, Filistinlilerin ve Iraklıların ailelerinden daha kıymetli değildir! Vallahi benim ailem onların aileleri ile eşittir, Allah’tan onlara rahmet etmesini ve onları affetmesini dile! Bu savaş kâfir toplumların İslam’a karşı yürüttüğü bir savaştır, biz de olacaklara hazırlıklı olalım ve her durumda Allah’a hamd edelim!’ dedi. Biz Şeyh’in (Zevahiri’nin) bu sabrına hayret ettik ve ona ‘Ümmetin sabırlı olanı’ diyen doğru demiş.’ dedik.” (3)

Böyle bir şahsiyet para alıp cihad ilan edecek öyle mi? Ne yapacak parayla peki? Ailesine güzel bir mezar mı?! Evet, Afganistan’da oturup Mısır’a cihada gidin denir! Nurettin Yıldız’ın kendisi İstanbul’da oturup başka bir şehre sohbete adam göndermesi kadar doğal bir durumdur bu!
“Zaten adamlar otururken cihad yaptı 5 bin kişi kaybettiler.” diyor Nurettin Hoca. 5 bin kişi direnerek ölseydi bugün Sisi rahat rahat koltuğunda oturur muydu yoksa Esad gibi her gününü son gün olarak mı yaşardı? Nurettin Yıldız’ın el Kaide’ye bu kadar ağır söylemlerde bulunmasının sebebi de metod olarak İhvan zihniyetini takip etmesidir. Gandi tarzı sivil itaatsizlikle bir sonuca varamadıkları ve asla varılamayacağı ise ortadadır. (4) Bu metodu reddeden cihadi menhecin yolu ise açık ve net bir şekilde Allah’ın kitabında yazılıdır:

“Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle savaş için izin verildi. Şüphe yok ki Allah’ın onlara yardım etmeye gücü yeter.” (22/Hacc: 39)

4-El Kaide’nin Âlimleri ve Dağda Yaşama Meselesi


“Ümmet adına konuşmak Allah adına imza atmaktır. Burada cihad gerekir yani öl ve öldür demek çok ucuz söylenebilir bir söz değil bu. Yanında kaç âlim var kaç ümmet önderiyle berabersin. Hangi dağda yaşadığın belli değil. Cep telefonu bile belki kullanmıyorsun yakalanacağım diye bir inden konuşulmaz bu sadece zayiattır.”

Nurettin Hoca’nın söyledikleri nerden tutsak elimizde kalacak bir durumda. Önce Kaide’nin âlimleri meselesine girelim. El Kaide dediğimiz hareket bir sivil toplum hareketi ya da haftalık çay sohbeti yapan bir dernek değildir. El Kaide işgal edilmiş İslam coğrafyasını kurtarmaya ve tüm dünyadaki firavuni sistemleri yıkmaya and içmiş küresel cihad hareketidir. Bu nedenle tüm dünyadaki cihad cephelerinden ve âlimlerinden kendilerine katılım olmuştur. El Kaide liderleri ve âlimleri güvenlik nedeniyle isimlerini gizlerler. Çünkü onlar Nurettin Hoca gibi konferans vererek cihad etmiyorlar!
Asrın Hubeli Amerika önderliğindeki Haçlı Ordusu’na karşı savaşta olan el Kaide’nin lider kadrosundaki dünya çapında birçok âlim ve önder vardır. Birçoğu şehid olsa da yeni katılımlar ile sayı daima artmaktadır. Usame bin Laden (şehid), Abdullah Azzam (şehid), Ebu Yahya el Libi (şehid), Atiyetullah Libi (şehid), Mustafa Ebu Yezid (şehid), Ebu Hafs el Mısri (şehid), Enver Evlaki (şehid), Ebu Halid es Suri (şehid), Ali bin Hudeyr (esir), Ebu Katade el Filistini (esir), Eymen Zevahiri, Süleyman Ulvan, Ebu Muhammed el Makdisi, Sami Ureydi, Şeyh Ebu Zübeyr, Nasir el Vuheyşi, Süleyman el Muhacir, Ebu Halil el Mekki… Bu şahsiyetler önde olan ve meşhur olanlar. Buzdağı misali güvenlik nedeniyle bilinmeyen isimler ise çok daha fazlası. Eğer ilim ölçme gibi bir iddiası olan varsa bu konuda da hiçbir hareket el Kaide’ye yaklaşamaz bile. Örnek verecek olursak Somali’de Usame bin Laden tarafından davet çalışmaları yapmakla görevlendirilen Şeyh Yusuf El Uyayri hem Kur’an hem Kutub-i Sitte hafızıydı ve Somali’de açtığı medreselerde günümüzün eş Şebab âlimleri yetişti. (5)

El Kaide’nin biatlı olduğu Afganistan İslam Emirliği (Taliban) ise talebeler demektir ki kurucusu Molla Ömer, saygın bir medrese şeyhi iken diğer âlimler ve talebeleri ile bu hareketi kurmuştur. Taliban’ın kurulduğu medreseler Deobandi Medreseleri olup yüzlerce yıldır ilim öğretilen, üst düzey ilmi eğitim verilen yerlerdir. Yani Taliban’ın tüm kadrosu medreselerin üst düzey hocalarıdır. Taliban ve el Kaide’yi yanlarında alimlerin ve önderlerin olmadığıyla itham eden Nurettin Hoca’ya sormak gerek: “Yanında sana tabi olan dünya çapında sadece bir alim var mı?!”
Dağda yaşama, inden konuşma meselesine gelince…
Dağda, mağarada yaşamalarını küçümsemek, bu konudan eleştiri konusu çıkarmak savaşın doğasından uzak kalmanın tezahürüdür. Düşmanın hava üstünlüğü olduğu her savaşta karşı taraf güvenli bölgelerden ordusunu yönetir. Bu da coğrafi koşullara göre değişir. Vietnam gerilla liderleri ormanın derinliklerinde Amerika’yı yerle bir etmedi mi? İkinci dünya savaşında uçak üstünlüğü savaşın başında Almanya’daydı ve İngiltere lideri Churchill yerin altında yaşıyordu. Savaşın sonlarında Almanya lideri Hitler yerin altında “mağaradan” ordusunu yönetmek zorunda kaldı. Sovyet işgali sırasında Afgan cihad komutanları gene aynı mağaralardaydı ama dönemin süper gücü Sovyet ordusunu yerle bir ettiler. “Mağarada yaşıyorsun, cep telefonu bile belki kullanmıyorsun” diyerek olayı dramatize etmeye gerek yok. Mağarada yaşayınca “mağara adamı”, beş katlı apartmanda yaşanınca “medeni insan” olunmuyor!
Düşman kadar ne yazık ki dünyayı dize getiren cihad liderlerinin hakkını vermiyoruz. El Kaide iletişimde “Esraru’l-Mücahidin” programını internetten kullanıyordu ve üst düzey bir yazılım olan bu programın algoritmasını Amerika kıramamıştı. Şeyh Usame’nin evini bastıklarında algoritmayı ele geçirdikleri iddiası ortaya atıldı ki el Kaide’nin yazılım mühendisleri yeni bir iletişim programı olan “Emnu’l-Mücahid” programını geliştirdiler. (6)

Bir örgüt dünyanın süper gücüne kafa tutuyorsa perde arkasında dâhiler ve büyük kahramanlar olmak zorundadır. Bu gerçeği Türkiye’deki hocalar kabul etmek istemeseler de bu yüzyılın İslam tarihine damgasını vuranlar ortadadır. Onlar “mağarada” yaşayarak düşmanın ekonomisini çökerttiler, onlar dağlarda savaşarak düşman ordusuna ağır kayıplar verdirdiler. Peki, “bizim” hocalar apartmanda yaşadı da Amerika kahroldu öyle mi? Bizim hocalar cep telefonu kullandı da ümmetin esirleri kurtarıldı öyle mi? Hocalarımızdan istediğimiz cihada, cihad edenlere ve onlara komutanlık verenlere en azından “düşman” kadar saygılı olmalarıdır. Ümmetin kurtuluşu için can veren bu yiğitlere sahip çıkmayanlar, mahşer günü onların yüzüne bakamayacaktır.
2004’e kadar Usame Bin Ladin’i yakalamakla görevli CIA timinin başında bulunan Michael Scheuer’ın en büyük düşmanı olarak tanımladığı Usame bin Ladin hakkında söylediklerine baktığımızda, düşmanın Şeyh Usame ve Zevahiri’ye duyduğu saygıyı hocalarımızın duymadığını ne yazık ki görmekteyiz:

Scheuer, Bin Ladin için şunları söylüyor: “Bence o olağanüstü bir adamdır. Onların dünyasına Müslümanların toplumuna bir bakarsanız son 50 yılda bizim tarihimizi Usame bin Ladin kadar olumsuz şekilde değiştiren başka bir kişi yoktur. Bu beni bir düşman olsa bile oldukça sarsıyor ve etkiliyor. Onu tanımak ve saygı duymak açısından da böyle…”
Scheuer şöyle devam ediyor: “Bu adam biz ister kabul edelim ister etmeyelim İslam tarihindeki kahramanlarla oldukça ortak özellik taşıyor, çok samimi, sade yaşantılı, politik sayılacak güzel bir Arapça konuşuyor, çatışmalarda 4 defa yaralanmış, oldukça fakir olan İslam dünyasında devasa bir serveti elinin tersiyle itmiş. 20 milyar doları olmasına rağmen bu servetten vazgeçmiş ve gitmiş 20 yıldır Afganistan’ın kirli sularını içerek yaşıyor. O kendisine saygı duyulması gereken bir kişidir. Saygı duymazsak yenemeyiz de.”
(7)

Küresel cihad hareketi kim ne derse desin işine bakmakta, ümmetin topraklarından yerli ve yabancı düşmanı söküp atmaya devam etmektedir. Hocalarımız elleriyle destek vermiyorlarsa dilleriyle destek vermelidir. Bunu yapmaları, onları Şeyh Makdisi, Şeyh Ebu Katade ve Şeyh Süleyman Ulvan gibi zindan âlimleri yapacaktır ve ümmetin evlatları onların izinden şerefle gidecektir. Yok eğer elleriyle desteklemedikleri gibi dilleriyle de onlara muhalefet edeceklerse, Resulullah (sav)’in Müslim’de geçen Taifetu’l Mansura hadislerini bir kez daha hatırlamaya ve hatırlatmaya yarar vardır:

Muaviye bin Kurra, babasından şöyle rivayet etmiştir:
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Ümmetimden bir taife, kıyamet kopuncaya kadar Allah’ın yardımına mazhar olmaya devam edecek, onları mahrum bırakanlar onlara zarar veremeyecektir.”

İmran bin Hani’den şöyle rivayet edilmiştir: “Ben Muaviye’yi minber üzerinde şunu söylerken işittim: ‘Resulullah’ı (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle derken işittim:
“Ümmetimden bir grup Allah’ın emrini yerine getirmeye devam edecektir. Onları yalnız bırakanlar veya kendilerine muhalefet edenler, Allah’ın emri gelinceye kadar onlara bir zarar veremezler ve onlar insanlara karşı muzaffer olacaklardır.”

Amr bin Şuayb, babasından şöyle rivayet etmiştir: “Muaviye hutbeye çıktı ve şöyle dedi: “Âlimleriniz nerede? Alimleriniz nerede?! Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
“Ümmetimden bir topluluk insanlara karşı galip gelinceye kadar kıyamet kopmaz, kendilerine kimin yardım ettiğine ya da yardım etmediğine de aldırış etmezler.”


Allah bizleri dünyada onlara hizmet eden, mahşerde de onlarla haşrolanlardan kılsın…

Hazırlayan: Beyaz Minare Kitap

-Kaynaklar-
1-http://www.youtube.com/watch?v=a-eS-7IepS0
2-Tenkide Bile Tahammülü Olmayan Mü’min Kardeşlere (El-Kaide Değerlendirmesi)
3- http://www.ummetbulteni.com/seyh-eymen-zevahiri-ailesinin-sehadet-haberini-nasil-aldi.html
4- Bakınız: http://www.ummetbulteni.com/ihvan-zihniyeti-hezimete-mahkumdur.html
5- http://www.pressmedya.com/dosya/2854/somalide-neler-oluyor.html
6- incanews.com
7- Bin Ladin'i yakalama timi başkanı Scheuer: O saygıdeğer bir adam (Video) - Press Medya
 
Son düzenleme:
M Çevrimiçi

Muvahhid Mücahid

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Müslümanlardan biri zulüm görse canı ve malı tehlike altında olsa tek çaresi sistemin mahkemelerindeyse gitmeyecek mi.?
Tuzu kuru olup ta ahkam kesenleri kendine dokununca da avukat tutanları çok gördük.!
Gasbedilmiş hakkını almak yada zulümden kurtulmak için mevcut mahkemelere gitmek niçin sistemi kabullenmek yada küfür olsun.?
Şeri mahkeme ve kadı vardı da biz mi gitmedik.?
Rabbim bu duruma bizleri düşürmesin.!
Sen olayı yanlış anlamışsın.Nureddin Yıldız'ı bahsettiği bu değil.Nureddin Yıldız tagutun mahkemelerinin boşaması şeri boşama yerine geçiyor diyor.Tagutun mahkemelerini şeri mahkeme yerine geçiriyor.Senin söylediğinle bunun arasında dağlar kadar fark var.Ben bu adama artık şaşırmıyorum.Bu adamın söylemlerini tevil edenlere şaşırıyorum.
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sen olayı yanlış anlamışsın.Nureddin Yıldız'ı bahsettiği bu değil.Nureddin Yıldız tagutun mahkemelerinin boşaması şeri boşama yerine geçiyor diyor.Tagutun mahkemelerini şeri mahkeme yerine geçiriyor.Senin söylediğinle bunun arasında dağlar kadar fark var.Ben bu adama artık şaşırmıyorum.Bu adamın söylemlerini tevil edenlere şaşırıyorum.
Yok yanlış anlamadım. Kardeşim olaya geniş açıdan bakmak lazım.
Özellikle dinini yaşamaya gayret eden müslümanlar bu laik demokratik rejimden zulüm görüyor adeta dini ile rejim arasında bocalıyor.!
Bir kadın düşün ki kocasından şiddet ve zulüm görüyor. Kocası ise zulmüne devam etmek için inat edip boşamıyor.!
Bu mazlum kadın şimdi bu adamdan kurtulmak için mahkemeye gitmesin mi.?
Elbette Nureddin hocanın fetvasıda yanlış yok değil..
 
Üst Ana Sayfa Alt