incanews / Haber Merkezi
İslami Cephe ve dört grup tarafından yayınlanan ve 'misak belgesi' olarak gündeme gelen 'devrim sözleşmesi'ne Nusret Cephesi'nden itiraz geldi.
Anlaşmada yer alan grupların arasında dini değerlere ve siyasi gayeye sahip olmayan unsurların bulunduğunu söyleyen Nusret Cephesi, konuya ilişkin çekincelerini ifade etti.
Anlaşmada yer alan gruplar, Beşşar Esed'i devirerek yerine 'özgürlük, adalet ve emniyet' üzerine bina edilmiş ve tüm Suriye halkının rol alacağı bir devlet kuracaklarına dair sözleşmişti.
Nusret Cephesi tarafından sözleşmeye yöneltilen tenkitler arasında 'anlaşmanın ulusal çıkarları dini içeriğin önüne geçirdiği' suçlaması da yer aldı.
Anlaşmada yer alan üç, beş, altı ve sekizinci maddelerin vatandaşlık esasına, ülke ve ulusal kaygılara dayandığı belirtildi.
Yapılan açıklamada 'herkes bilmelidir ki bizim kurmak istediğimiz İslam devleti din, iman ve Şeriat temeli üzerine bina edilecektir. Bizim için bir Müslümanla kafirler asla bir değildir' ifadeleri kullanıldı.
'Kafirlerin hakkının sadece kılıç olduğunu' belirten Nusret Cephesi, 'Suriye halkının intikam peşinde koşmasının hayal kırıklığıyla sonuçlanacak bir hatadan başka bir şey olmadığını' söyledi.
Misak belgesinin Suriye halkının baskı ve diktadan arındırılmış adalet hukuk ve özgürlük temelli devlet kurma amacında olduğunu ifade ettiğine vurgu yapan Nusret Cephesi, "fakat biz biliyoruz ki bu baskı ve dikta bu meselenin taslağında açık bir şekilde bulunuyor" dedi.
Nusret Cephesi tarafından hazırlanan itiraz metninde "bu anlaşmaya imza atan kardeşlerimizin bizimle istişare etmelerini çok isterdik" denildi.
"Cihat sahasının alimler tarafından uyarılan en büyük probleminin istişare eksikliği ve bireysel kararlar olduğu bilinir" denildi.
İslami Cephe ve dört grup tarafından yayınlanan ve 'misak belgesi' olarak gündeme gelen 'devrim sözleşmesi'ne Nusret Cephesi'nden itiraz geldi.
Anlaşmada yer alan grupların arasında dini değerlere ve siyasi gayeye sahip olmayan unsurların bulunduğunu söyleyen Nusret Cephesi, konuya ilişkin çekincelerini ifade etti.
Anlaşmada yer alan gruplar, Beşşar Esed'i devirerek yerine 'özgürlük, adalet ve emniyet' üzerine bina edilmiş ve tüm Suriye halkının rol alacağı bir devlet kuracaklarına dair sözleşmişti.
Nusret Cephesi tarafından sözleşmeye yöneltilen tenkitler arasında 'anlaşmanın ulusal çıkarları dini içeriğin önüne geçirdiği' suçlaması da yer aldı.
Anlaşmada yer alan üç, beş, altı ve sekizinci maddelerin vatandaşlık esasına, ülke ve ulusal kaygılara dayandığı belirtildi.
Yapılan açıklamada 'herkes bilmelidir ki bizim kurmak istediğimiz İslam devleti din, iman ve Şeriat temeli üzerine bina edilecektir. Bizim için bir Müslümanla kafirler asla bir değildir' ifadeleri kullanıldı.
'Kafirlerin hakkının sadece kılıç olduğunu' belirten Nusret Cephesi, 'Suriye halkının intikam peşinde koşmasının hayal kırıklığıyla sonuçlanacak bir hatadan başka bir şey olmadığını' söyledi.
Misak belgesinin Suriye halkının baskı ve diktadan arındırılmış adalet hukuk ve özgürlük temelli devlet kurma amacında olduğunu ifade ettiğine vurgu yapan Nusret Cephesi, "fakat biz biliyoruz ki bu baskı ve dikta bu meselenin taslağında açık bir şekilde bulunuyor" dedi.
Nusret Cephesi tarafından hazırlanan itiraz metninde "bu anlaşmaya imza atan kardeşlerimizin bizimle istişare etmelerini çok isterdik" denildi.
"Cihat sahasının alimler tarafından uyarılan en büyük probleminin istişare eksikliği ve bireysel kararlar olduğu bilinir" denildi.