Biz; İnsanı Andolsun, Bir Zorluk İçinde Yarattık." (Beled 4)
İmam Kurtubi rahimehullah:
İlim adamlarımız şöyle demiştir: "Onun karşılaştığı ilk zorluk göbek bağının kesilmesidir. Daha sonra kundağa sarılıp, bağlandığı vakit darlık ve sıkıntı ile karşılaşır, sonra süt emmek zorluğu ile karşılaşır. Eğer süt emmeyecek olursa telef olur, gider.
Daha sonra dişleri biter, dili harekete başlar, arkasından tokat yemekten daha zor olan sütten kesilmek zorluğu ile karşılaşır. Sonra sünnet olmak sıkıntısıyla, ağrılarla, kederlerle karşılaşır.
Daha sonra öğretmen ve onun baskısının zorluğu, mürebbi ve onun idaresi, hoca ve heybetinin zorluğu ile karşılaşır. Arkasından evlenmek ve bu hususta acele etmek meşgalesi ve sıkıntıları ile karşılaşır.
Ondan sonra çocukların, hizmetçilerin ve diğer yardımcıların meşgaleleri ile karşılaşır. Daha sonra evler, köşkler inşa etmek sıkıntıları ile karşılaşır.
Sonra yaşlanmak, kocalmak, dizlerin ve ayakların zayıflaması ve sayımı dökümü çok olan, serdedilmeleri uzayıp gidecek musibetlerle karşı karşıya kalır. Başın ağrıması, dişlerin ağrıması, gözlerin çapaklanması, borcun sebeb olduğu keder, diş ağrıları, kulak ağrıları gelir...
Malda, canda türlü mihnetlerle karşılaşır. Dövülmek, hapsedilmek gibi. Herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadığı, bir meşakkate göğüs germediği bir gün dahi geçmez. Bütün bunlardan sonra ölüm gelir.
Sonra meleğin soru sorması, kabrin sıkıştırması ve karanlığı, arkasından ölümden sonra diriliş, amellerin Allah'ın huzurunda arzedilmesi ve nihayet ya cennet veya cehennemde karar kılacağı hale kadar devam eden sıkıntılar.
İşte yüce Allah: "Biz, insanı andolsun bir zorluk içinde yarattık" diye buyurmaktadır. Eğer iş insana kalmış olsaydı, bu sıkıntıların hiçbirisini seçmez, tercih etmezdi.
Bu onun işlerini çekip çeviren, bu halleri onun hakkında hükmedip takdir eden bir yaratıcısının olduğuna delildir. O halde insan bu yaratıcının emrine uymalıdır."
el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an 19/111-114
İmam Kurtubi rahimehullah:
İlim adamlarımız şöyle demiştir: "Onun karşılaştığı ilk zorluk göbek bağının kesilmesidir. Daha sonra kundağa sarılıp, bağlandığı vakit darlık ve sıkıntı ile karşılaşır, sonra süt emmek zorluğu ile karşılaşır. Eğer süt emmeyecek olursa telef olur, gider.
Daha sonra dişleri biter, dili harekete başlar, arkasından tokat yemekten daha zor olan sütten kesilmek zorluğu ile karşılaşır. Sonra sünnet olmak sıkıntısıyla, ağrılarla, kederlerle karşılaşır.
Daha sonra öğretmen ve onun baskısının zorluğu, mürebbi ve onun idaresi, hoca ve heybetinin zorluğu ile karşılaşır. Arkasından evlenmek ve bu hususta acele etmek meşgalesi ve sıkıntıları ile karşılaşır.
Ondan sonra çocukların, hizmetçilerin ve diğer yardımcıların meşgaleleri ile karşılaşır. Daha sonra evler, köşkler inşa etmek sıkıntıları ile karşılaşır.
Sonra yaşlanmak, kocalmak, dizlerin ve ayakların zayıflaması ve sayımı dökümü çok olan, serdedilmeleri uzayıp gidecek musibetlerle karşı karşıya kalır. Başın ağrıması, dişlerin ağrıması, gözlerin çapaklanması, borcun sebeb olduğu keder, diş ağrıları, kulak ağrıları gelir...
Malda, canda türlü mihnetlerle karşılaşır. Dövülmek, hapsedilmek gibi. Herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadığı, bir meşakkate göğüs germediği bir gün dahi geçmez. Bütün bunlardan sonra ölüm gelir.
Sonra meleğin soru sorması, kabrin sıkıştırması ve karanlığı, arkasından ölümden sonra diriliş, amellerin Allah'ın huzurunda arzedilmesi ve nihayet ya cennet veya cehennemde karar kılacağı hale kadar devam eden sıkıntılar.
İşte yüce Allah: "Biz, insanı andolsun bir zorluk içinde yarattık" diye buyurmaktadır. Eğer iş insana kalmış olsaydı, bu sıkıntıların hiçbirisini seçmez, tercih etmezdi.
Bu onun işlerini çekip çeviren, bu halleri onun hakkında hükmedip takdir eden bir yaratıcısının olduğuna delildir. O halde insan bu yaratıcının emrine uymalıdır."
el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an 19/111-114