Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Oğlunuzu Yolladığınız Yerin “peygamber Ocağı” Olduğundan Emin Misiniz

H Çevrimdışı

haqtan

Üye
İslam-TR Üyesi
Dikkat: Yazının sonunda bir video klip var.

Yıllardır söylenir durur bir « Peygamber Ocağı » lafı. Doğru mu bu ? Gerçekten askerlik görevini yapmaya gidenler manen güçlenmiş olarak mı geliyorlar geriye? Maddî dünyayı, hatta ana, baba, çocuk sevgisini geride bırakarak, zulme direnmek için ALLAH yolunda ölmeyi öğrenebiliyorlar mı erkekler burada? Meselâ ölüm korkusunu yenebilmek için, fikren, kalben şehit olmaya hazırlandıkları söylenebilir mi gençlerimizin? Zorunlu askerlik sırasında namaz kılmaya, oruç tutmaya, Kur’an okumaya başlayan kaç kişi tanıyorsunuz?

Askerde namaz kıldığı için başı derde giren ne çok arkadaşımız var oysa. Annesi veya karısı başörtülü olduğu için terfi edemeyen. Alkol almadığı için komutanları tarafından alay konusu edilen… Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün karısı başörtülü diye neredeyse darbe oluyordu. Gaziantep’te başörtülü kızlar ilâhî söylediler diye muhtıra veren bir ordudan bahsediyoruz.

Bizim bir ordumuz var. Evet. Ama bu ordu insanların manevî olarak kuvvet kazandıkları bir peygamber ocağı değil. Komutanları Hz Muhammed’i veya sahabeyi örnek almıyorlar kendilerine. Çağdaş uygarlık denen bulanık bir idealleri var. Bulanık çünkü hangi çağdan bahsettikleri belli değil. Bu idealin mucidi Mustafa Kemal Paşa 1938'de ölmüş. Ölene kadar batıya hayran bir biçimde yaşamış. Smokini, şapkayı, tangoyu, batıda ne varsa onu alıp halkına dayatmış. Direnen istiklâl mahkemesi denen müsamere-duruşmalarla idam edilmiş. 1930'ların çağdaş-uygar(!) Avrupası Hitler’i, Mussolini’yi, Stalin’i doğurmuş. Milyonlar can vermiş bombalar altında, Yahudi toplama kamplarında, Sibirya’daki çalışma kamplarında, soykırımlarda…

Bizim ordumuzun elit takımı işte 1930'ların çağdaş-uygar(!) Avrupasına hayran. Avrupa artık bu döneme hayran değil. Avrupa’nın terk ettiği ve hatırladıkça utandığı bir dönem bu. Irkçı, milliyetçi, ulus-devletçi, tektipleştrici, makbul vatandaş ve iç düşman tarif eden bir Avrupa.

“Her Türk asker doğar” zırvasını 1780'lerde Fransızların icad ettiğini biliyor muydunuz? Türk subayların ise bunu Almanlardan örgendiler. Hayran oldukları o asker millet Almanlardan. Zırvadır bu çünkü her Türk insan doğar. Her Ermeni, her Arjantinli ve her Zimbabweli gibi Türkler de insandır.

Beyin yıkama yoluyla vicdanlar susturulabilir tabi. Korku içinde yaşatılarak birer öldürme robotu yapabilirsiniz Türkleri. İlker Bey’in zannettiği gibi “allallalala” demekle Müslüman olunmaz. Bu robotlaşma sürecinden geçen bir insanda insanlık kalmayacağı için Müslümanlık da kalmaz. Zira “Aklı olmayanın dini olmaz”. Bunun için ailesi Müslüman olsa bile robotlaştırılan bir Türk erkeği cami bombalayabilir. Çocukları, kadınları, yaşlıları öldürebilir. 1915'ten sağ kalan Ermeniler, 1938'den sağ kalan alevîler buna şahittir.

İsterdim ordumuzun gerçekten bir Peygamber Ocağı olmasını. İllâ ki din dersi vermek şart değil. Her Türk erkeğinin zorunlu geçiş noktası olan bu yerde ara sıra insanların iyi-kötü, hayat-ölüm gibi konular üzerine düşünmeleri sağlanabilirdi. Kalplerimizin kilitli kapıları biraz olsun ERDEM’e açılabilirdi askerlik sırasında. Ama öyle değil.

Daha askerden yeni gelmiş bir dostumun dediği gibi Türk erkeğinin üç kağıtçılığı ögrendiği bir yerden bahsediyoruz. Kantin subaylarının bulgur alıp “pirinç”, beyaz peynir alıp “kaşar peynir” yazmayı öğrendikleri bir yer orası. Komutanın karısına amelelik yapmayı, özel arabalara kışladan benzin doldurmayı ögrendikleri bir “ocak”. Böyle ocaklara “Peygamber Ocağı” diyerek günaha girmeyin derim.

Platform Haber’den Beytullah Emrah güzel bir klip hazırlamış. İslâm dininin hem şeklen uygulanmasına hem de temel değerlerine karşı çıkan bir orduyu sorguluyor bu video. Başörtüsü yasağını destekleyen bir orduya ibretle bakarken şunu da unutmamak lâzım: “ne mutlu Türküm demeyen düşmanımızdır” diyerek açıkça ırkçılık yapan, Kur’an’ın bu konudaki açık hükümlerine karşı çikan insanlar bu orduda Genel Kurmay başkanlığı makamına kadar yükseldiler. Evet… “allallalala” demekle Müslüman olunmuyor. İlker bey’in ağzında o harflerin yan yana gelmesi bizi ikna etmiyor.

Bu Pazartesi başörtülü analara soruyoruz, oğlunuzu yolladığınız yerin “Peygamber ocağı” olduğundan emin misiniz?
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
o ordunun yapisi sekli begebmedigimiz taraflari sadece yonetimsel kisimlari icin gecerlidir eger o ordu olmasa idi turkiyedengeriye su ana kadar sadece ankara belki kalirdi....bir degisim oldugu zamanki ALLAH c.c en kisa zamanda nasip eder..begenmedigimiz adamlari saysan en fazla 200 yada 300 dur hepsi o..vesselam....
 
H Çevrimdışı

haqtan

Üye
İslam-TR Üyesi
ben tam tersini düşünüyorum kardeşim sana sadece kendimden örnek versem bu konu sabaha kadar uzar velevki sayamayacağım kadar çok örnek var mesele bi kaç kendini bilmezin meselesi değil,mesele sistem ve mantalite meselesidir ve cumhuriyetten beridir süre gelen gizli ve sinsi bi islam düşmanlığıdır ve bu en altakinden tutta en yukarıdakine kadar uzanan çok derin bir meseledir aleynaaleykümselam
 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
konuya uzakta kalıyım ama videoyu beğendim..ve forum pllayerine ekledim devam inş.. :) allah razı olsun
 
Üst Ana Sayfa Alt