Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Olağanüstü Cihat Ve Ilham... "el-kaide Örneği"

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Olağanüstü Cihad ve İlham...
"El-Kaide Örneği"

Lewis Atiyatollah


(El Kaide'nin önemini ve stratejisini kavrayamamış tüm müslümanlara, bu yazıyı okumalarını tavsiye ederim...)


Düşürülmüş Prens Barğuş Bin Tvale, Ene El muslim forum sitesinde, hoş bir makale yazmış. Makalesinin başlığını da ‘El-Kaide’nin Reddettikleri…Acaba uyanık görünenleri de kapsıyor mu?’koymuş. Sonra da prens şu noktayı soruşturuyor: Şu ana kadar onlar, El-Kaide’nin ne istediğini anladılar mı? Bu soruya bir ekleme de ben yapmak istiyorum..Prens Barğuş’un sorusu, vaktinden önce sorulmuş bir sorudur. Aslında onlar daha El-Kaide’nin ne istediğini düşünme aşamasına gelmediler.

Çünkü daha El-Kaide’nin ne yaptığını anlamadılar..El-Kaide’nin ne istediğine ek olarak..Eğer El-Kaide batılı fikir ve felsefe kurumlarını şaşırtıp, onları ne olduğunu, olayların bu aşamaya nasıl geldiğini düşünme yolunda saçlarını yolmaya itmişse, bizim de hiçbir şekilde yeterli bilgiye sahip olmayan, ne olduğu hususunda analiz kabiliyeti bulunmayan uyanık görünüşlüler sınıfının özrünü kabul etmemiz gerekir. Onların bu konumda oldukları, sözlerle kararlaştırılmadı, aksine geçen olaylar konumlarını sabitleştirdi. Kim istediyse istedi, kim de büyüklendiyse büyüklendi..!

Batının, Soğuk Savaş’tan sonra konuştuğu iki görüş vardı. Bunlardan ilki Fransis Fokoyama’nın ‘tarihin sonu’ görüşü, diğeri ise, Somwell Henteconton’un ‘Uygarlıkların Çatışması’ görüşüydü. El-Kaide’nin 11 Eylül operasyonu, Fokoyama’nın ‘Tarihin Sonu’ görüşünü ortadan kaldırdı ve Henteconton’un görüşünü doğruladı.. Ancak sonunda yanıldı ve batının zafer kazanan taraf olamayacağını, zamanın yeni uygarlığı göndereceğini söyledi…

Usame Bin Laden ve onunla beraber tüm mücahitler, islamı zirveye ulaştırmak anlamını taşıyan bu rüknü gerçekleştirmek için büyük bir hırsla azmettiler. 20 yıldan fazla süre sabrettiler. Allah, onlara fazilet ve yüce ikram kapılarını açtı. Öyle ki bugün müslümanlık zihniyetini, genel İslamiyet anlayışını şekillendirir oldular..Bu adamların seçtikleri, uzun yıllardır sabit yürüdükleri yol, onlara üstünlük ve zafer getirdi. Ve devletlere karşı boyun eğmemelerini sağladı….
Yeni Romen İmparatorluğu… Cihad, kendisi dahiliğin ilham kaynağıdır ki sahabelerden bir topluluk yaptı…sahabeden bir tanesi, binden daha yüksek bir rakam olduğunu bilmiyormuş. Bir gün ganimet olarak elde ettiği bir kadını satmış. Sonra kendisine ne kadara sattığı sorulduğunda bin, demiş. Ve ona sadece bine mi? Diye sormuşlar. O da binden daha büyüğü var mı? demiş.

Cihadın kendisinin esin kaynağı olduğunu söylüyorum. Ebu Bekr, döneminde dinden dönenlere savaş açtı. Medine ve Bahreyn dışında kimse onunla olmadı. Sonra aynı anda, iki imparatorluğa; Fars ve Romalılar’a karşı savaşa girişti…Daha sonra Ömer, bitirici bir darbeyle Farsı düşürdü. Sonra müslümanların kendilerini kovması içn Şam’dan başka bir imparatorluk daha çıktı. Ardından savaşlar birbirini izledi…Anlayışın kaynağı ise; ‘Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.’..

Cihad öyle bir ilham kaynağıdır ki, mücahitlerin Afganistan’da Sovyetler İmparatorluğu’nu devirmesini sağladı. Sonra da Usame ve beraberindeki mücahitlerin, Amerika İmparatorluğu’na yönelmesini ve on yıldan az bir süre içinde şerefini toz topak içinde yuvarlanır hale sokacaklar…ve şu anda bu imparatorluğu, Allah’ın izniyle tamamen yıkma yolundalar..Ancak ortada bir sorun var, bazıları durumu kolayca kavrayamıyorlar ya da hiç anlamıyorlar..Bunun içinde acıma duygusu uyandırıcı şekilde sorular soruyorlar..

Nasıl cihad edeceğiz?..Veya onlara, mücahitlerden yana tavrınızı ortaya koyun dediğimizde: Neden gidip onlarla savaşa katılmıyorsunuz?..Fikri terör, cihada manevi destek verme sorumluluğundan dahi kaçmak için bahaneleri olmuş. Sizden bu büyük cihad tasarısını onaylamanızdan ya da en azından bu tasarıya rahatsızlık verecek konumu almaktan, tasarı sahiplerine tedbirsizler suçlamalaıyla leke sürmekten vazgeçmenizden başka bir şey talep etmedik.

Onlara göre, mücahitler ümmeti labirentlere soktu. Sanki ümmet, önceden imkanlar, azamet sahibi idi de, Bin Laden gelerek tüm işleri bozdu, Hıristiyanların işgaline imkan verdi…veya Bin Laden Afganistan’da binlercesini öldürdü de ölülerine ağlaşıyorlar! Sanki Irak’ta 1 milyon çocuk öldürülmedi, sanki Filistin’de yüzlercesi Yahudiler tarafından öldürülmiyor?..Usame Bin Laden geldi ve ölümlerine sebep oldu! Oysa Usamen Bin Laden, onlara hak ettikleri bazı borçları ödemek dışında bir şey yapmadı.

‘Eğer ceza ile karşılık verecek olursanız, ancak size yapılan cezanın misli ile cezalandırınız.’..

Bu makale, cihad anlayışına karşı saçma bahaneler bulanlara verilen bir cevap mahiyetinde değildir. Onlara verilebilecek en güzel cevap, mücahitlerin, El-Kaide’nin yaptıklarından bir şey anlamadıklarını çok iyi anlıyoruz. El-Kaide’nin üstünlüğü ve bu örgütteki stratejik plancıların üstünlüğü ortaya çıktığında, onlara hiçbir fayda getirmeyecek bahanelerini tekrar etmemelerini rica ediyoruz. Öyle ki dinleri hiçbir geciktirme olmadan cihadı emretmektedir..Geleneksel bir hareketin liderlerinden bir tanesi, röportajda şöyle demişti:
11 Eylül darbesi, tehlikeli bir olaydır, davet bu darbeden çok olumsuz etkilenmiştir. Ve tüm dünya bize karşı birleşti.
Şöyle dedim: peki, öyleyse neden bunu engellemiyoruz?
Şöyle cevap verdi: Nasıl engelleyeceğiz?
Ben: Siz geniş bir cemaatsiniz ve alimleriniz, kültür ve hareket önderleriniz, üniversite profösörleriniz, Arap ülkelerinin birçoğunda etkili şahıslarınız var ve nasıl Bin Laden’in tarih yazdığını, insanların kalplerini aldığını, batıyı karşısına aldığını unutursun? Nasıl unutursun ki batıyı açıkça karşısına almışken Müslümanlara karşı o kadar sıcaktır? Bu sırada da sizler kötürüm bir haldesiniz ki, haberleri bile basın organlarından başka bir kaynaktan öğrenemiyorsunuz.
Şöyle dedi: Düşüncesiz bir grup insan karşısında ne yapabiliriz ki?
Ben: Subhanallah, sen mi bunu söylüyorsun? Kendinize hiç sormuyor musunuz, düşüncesiz bir insan nasıl da tarih yapabilir, herkesin altından halıyı çekebilir? Sonra bu düşüncesiz dediğiniz grup, nasıl olur da islamın ismiyle hareket ederek, dünyadaki kutuplaşmayı yaratabilir? Nasıl olur da düşüncesiz, sorumsuz bir grup insan, dünyanın en büyük istihbarat birimini yakar? Ve bu operasyonu, dünyanın gözetimi, bakışları altında, hatta günlük erzağını elde edemeyecek kadar kuşatılmış bir haldeyken düzenliyor. Neden bu adamı anlamak istemiyorlar?..Dünyada da ahrette de kendisini kurtaracak olan Allah’ın ipine sarılıyor. Hayatını Allah yolunda harcayıp, Allah’ın emirlerini işlerinde kendisine çıkış noktası edinip, Allah’ı isteyen, Allah’ın kendisini muvafık kılmasını amaç edinenlerin önünde felah yolu açılır..

Anlayamadıkları nokta, cihad, Usame ve El-Kaide’nin dahice girişimiyle baş düşmanlara karşı üstün gelmesiyle canlandı.

Müslüman bir kimse cihadın görüntüsüyle nurlanır, gözleri genişler, daha dikkatli olur. Cihada katılan bir müslüman, birçoklarının belirleyemediği birçok hususlar hakkında söz sahibi olur. Diğerleri ise olayları ancak, içinde kaldıkları santimetrelerle ölçülebilen daracık alanlarına göre yetersiz çözümler getirebilirler. Cihadi akıl, özgür akıl demektir. Herşeye yüksekten ve özgür bir bakış açısından bakar. Çünkü o, kendisine zarar verecek bağlantılara sahip değildir. Olaylara sadece yüksekten bakmakta değil aynı zamanda da hür ve geniş bir akılla çözmektedir. Bu nedenle de El-Kaide, kimliğini, konumunu, çevresini, meydandaki amelini, düşmanını, programını ve stratejisini tanımlamakta büyük başarı gösterdi ve dünyanın gerçeğini ortaya koydu. Bin Laden’in şahsiyetini bir düşün; modern ulusalcılık anlayışını çökertti.

Bin Laden, islam dünyasında hatta tüm dünyada benzeri bulunmayan parlak bir şahsiyettir.

Bir de El-Kaide’yi düşün; siyasi mekandan öteye geçmiş, sıradan kalıpları aşmış efsane bir varlık. Bu bir abartı değil, sadece idrak eden bir bakışın tasviridir. Öyle ki El-Kaide düşmanları bile bugün bu gerçeği kabul etmekte, El-Kaide için uluslararası örgüt tabiri değil uluslarötesi örgüt tabirini kullanmakta ve El-Kaide’nin siyasi sınırların üstünde, toplumları aşmış bir mekana sahip olduğunu söylemektedirler!!..

El-Kaide, bunu gerçekten başarabilir çünkü siyasi ve sosyal alanlarda kullandığı kanunlar, uluslararası ve yerel kanunlardan tamamen farklıdır. Hizbullah, Fetih ve Güney Amerika’daki gibi bazı örgütler her ne kadar ülkeleri bezdirmişlerse de, devlet kanunlarının sınırlarında kalmışlardır. Her yapılan, belli sınırlar, belli bir ölçü çerçevesinde kalır.

Ayrıca uluslararası ittifaklardan da faydalanmaktadırlar. Oysa El-Kaide, kendisine has rolü, planları, ilişkilerini yürütmekte kullandığı özel bir dili vardır. Giriştiği savaşında tüm ülkelerin, istihbarat birimlerinin, koruma örgütlerinin önünde adeta sihirli sözler kullanır. Onlara ve bazı bilinçlilere başkaldırmıştır..!

(Olağanüstü Cihad ve İlham... "El-Kaide Örneği" 1)
 
İ Çevrimdışı

_İnKıLaB_

Üye
İslam-TR Üyesi
(Yazının devamı...)

El-Kaide iki temel üzerine odaklanmıştır:

İlki: El-Kaide, islami örgütlerin arasında tapınak gibi belli bir merkeze dayanmayan tek örgüttür. Bunun yerine bir külliye ve ya üniversite gibi hareket ederek, hedefi, uslubu ve siyaseti bilen bir nesil yetiştirmektedir. Sonra El-Kaide bu öğrencileri bırakmakta, gerektiğinde El-Kaide’nin tüm olanaklarını, gücünü talep olduğu taktirde kullandırmaktadır. Merkez, sadece birlik, lojistik destek, genel yönelme yeri olarak kalmaktadır. Bu çözüm yoluyla El-Kaide, istisnasız tüm islami örgütlerin şikayetçi oldukları çok kişinin üye olması ve bürokrasi işlerinden kurtulmayı başarmıştır.

İkincisi: El-Kaide, halka yönelik garip, bununla beraber münasip bir tarz kullanmaktadır.

Böylece toplum da operasyonlarının doğal bir parçası olmaktadır. Bu uğurda her türlü güçlerini, donanımlarını kullanmaktadırlar. İnternetteki birçok kitap, bu doğal hizmete birer örnektir. Lois Atiyyetullah da bu yola hizmet edenler arasından sadece bir tanesidir. İnterneti dolduran flaşlara bir bak ve hangi örgüt bunu yapabilir, bana söyle.

İnternette güç sahibi yüzlerce genç, güçlerini El-Kaide menfaatine ve hiç bir talimat beklemeksizin kullanır oldular. Bu noktada şu soru aklımıza geliyor: Neden cihadi akımların içinde sadece El-Kaide muvaffak oldu ve bereketlendi? İki kelimeyle özetlersek: İhlas ve ilim sahibi oldukları için.

İhlas, yani Allah’a bağlılık ve şeriatın belirlediği cihadın yönünü değiştirmekten bahseden seslerden kurtulmak. El-Kaide, içlerinde intikam, öfke ve belli durumlarla çevrili sebepleri barındıran ve hedefleri de farklı olan cihadi akımlardan ayrılmayı başardı.

El-Kaide’nin ihlasını ortaya koymak için istişhadi operasyonlardan daha uygun örnek bulamayız...Her an ölüme hazırdırlar..Birçokları, Usame Bin Laden’in elinde istişhadi operasyonlar için hazır bulunan gençlerden oluşan bir liste bulunduğunu bilmezden gelmekteler. Bundan sadece bir buçuk yıl önce bu listede 900’den fazla gencin ismi yazılıydı. Ruhlarını Allah yolunda sunmaya hazır gençler..İlimden kasıt ise hem şer’i ilme sahip olup onun gerektirdiği gibi hareket etmek hem de güç kazanmayı sağlayacak dünyevi ilmi de bilmektir.

Şer’i ilim açısından El-Kaide, kendilerine Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi örnek almakta ve şeriat hükümlerine uyarak selefi cihadı tam manasıyla sürdürmektedirler. Yani cihada davet etmekteler, aile fertlerini aynen sahabelerin yaptıkları gibi cihat merkezli islam terbiyesi üzerine yetiştirmekteler. Dünyevi ilme gelince, öncelikle çıkış noktası olarak şu ayeti almaktalar: Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvetle hazırlanın.

El-Kaide, güce ulaşabilmek için tüm çabayı sarfetmiştir. Öyle ki artık uranyum ve atom bombası elde etmenin yollarına koyulmuştur. Afganistan’da savaşanlardan bir tanesi, yaptıkları oturum esnasında şöyle söyler: Ey gençler, bu oturum bildirim oturumu olacak ve herkes kendisine sıra geldiğinde kendi uzmanlık alanında bir bildiğini söyleyecek. Herkes, bu konuda antlaştı. Açıklamalar birbirini izledi, herkes birbirinin tecrübesinden şaşkınlık içinde kaldı ve sonunda çok özel güçlerden oluşan bir birlik oldukları ortaya çıktı. Aralarında dağlar hususunda taktik, elektronik, topoğrafya, zehirler, şehirlerde savaş taktikleri uzmanı, zırhlı nişancısı, tank avcısı bulunuyordu..

Tüm bunların sonucunda El-Kaide’de cihat dehalığı ortaya çıktı. Ve El-Kaide batının en şeytani akıllarına gelemeyecek fikirlerle ilerlemeye başladı. El-Kaide’nin izlediği stratejinin, ileri görüşlülerin tüm görüşlerinden şu hususlarda daha açık ve şaşırtıcı olduğu ortaya çıktı:

İlki: İçinde bulunduğumuz yeni yüzyılda islam dünyasında ilk defa El-Kaide dizginleri eline aldı. Öyle ki El-Kaide eylemleri gerçekleştiren, diğerleri ise cevap veren konumunda bulunmaktalar.. Tüm islami hareketlerle beraber Arap hükümetler de karşılık veren tarafında yer almaktadırlar. Her kim El-Kaide ve Amerika savaş tarihini okursa bunu açıklıkla görebilir. El-Kaide Amerika’nın daha sonra kendisine cevap vereceği fiillerini gerçekleştireceği mekanı ve zamanı El-Kaide uzmanlarının muvaffakiyetleri üzere seçen taraf oldu..

Bunun için Usame, Abdulbari Etwan’a Amerika’nın Afganistan’a gelerek tek tek mağaralarda kendisini arayacağını söylemişti..El-Kaide, 11 Eylül sebebiyle müslümanların gelecekleri konumları da çok iyi tasavvur edebiliyordu..Hatırlıyorum, Afganistan’dan dönenlerden bir tanesi, operasyondan iki hafta önce Şeyh Usame’nin kendilerini topladığını ve onlara harfi harfine şöyle dediğini haber verdi..Önümüzde büyük bir operasyon bulunmaktadır ve bu operasyonla birçoklarının konumları ortaya çıkacak. Sizinle zannettiğiniz birçoklarını karşınızda bulacaksınız..Sonra genç şöyle dedi: Şeyh Usame bizleri uyardı ve meydana gelecek olayların gerçekten zor olacağını, zayıf kişilerin sabır gösteremeyeceklerini söyledi.

İkincisi: El-Kaide’nin gerçekleşecek sürpriz operasyonlarını, Amerika’nın aklından geçirmesi dahi mümkün değildir. Mesela Amerika, gemisinin denizde vurulacağını hiç düşünmüyordu. Tarihte, Amerikan Coll Savaş gemisinin parçalanması gibi bir hadise hatırlamaya çalışıyorum ancak bunu başaramıyorum. Eğer bir örnek getirebilecek varsa getirsin..

Sonra 11 Eylül, Amerikalıların, nasıl başarılı olabileceğini akıllarının alamayacağı hadiseler zincirinin zirvesi oldu. Bununla beraber, Allah’ın fadlıyla başarılı oldu.. El-Kaide’nin tasarrufatları, Amerikanın fikrinin dışında gerçekleşmeye başlayınca Dick Cheni ve Bush, kendilerini yeni bir operasyon tehlikesinin karşısında bulmaktan başka birşey yapamadılar. Ancak bu saldırının mahiyetini ve şeklini yine de tasavvur edemediler.

El-Kaide, müslümanlara üstün olduğunu ve Amerika’nın düşünce tarzının dışında fikirler icat edip, düzenlemelerde bulunabileceğini isbat etti.

Üçüncüsü: Düşmanın birimlerinin, cihazlarının kullanılması; küçük çapta uçakların kullanılması, patlamalar gerçekleştirilmesi. Büyük çapta ise davet, basın, siyaset, halkla ilişkilerde kullanılması. Bugünlerde CNN’in El-Kaide’nin kimyevi silahlar kullanmadaki gücü hakkında hazırladığı derlemeleri izliyorum. Ve Resulallah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisiyle doğruluğu kanıtlanan, hizmetine sunulan bu olaydan şaşkınlığa mı düşüyorsun: ‘Korkuyla zafer kazandım’ ve Amerika’nın görüntüsünü hayal ediyorum. Ölen bir köpeği korku ve endişe içinde izliyorlar. Bu olayı izzetli görüntümüzle bağlarsak, Usame ve çevresindeki en şiddetli adamlardan oluşan korumaların görüntüleri, Amerikalılar’da ne kadar da büyük korku yaratmaktadır..

El-Kaide’ye verilen bu ilginç imkan Amerikalıların korkularına korku katmıştır. El-Kaide’nin sahip olduğu tecrübeleri gören müslümanlarda da büyük sevince boğulmuşlardır.

Dördüncüsü: Resulallah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ‘Yahudi ve Hıristiyanları Arap Yarımadası’ndan çıkarın.’ Hadisinde buyurduğu gibi, bu olayın herhangi bir insaf gerektirecek, pragmatikleştirilecek yanı yoktur. Öyleyse çıkarılmaları lazım..Savaşın tüm yüzleri ortaya çıktıkça savaş, El-Kaide’nin şiddeti artan şartlarının karşısında aciz kaldı. Aynı şekilde hedef de sadece Arap Yarımadası’ndan çıkarma meselesi olmaktan çıkarak Amerika’yı yıkma meselesine dönüştü..

Beşincisi: El-Kaide’nin ve üyelerinin hedefi açıkça Amerika’dır. Bunun dışında yapılan her iş –başka cepheleri vurmak bile olsa-, bu amaca hizmet etmek için yapılmaktadır.

Altıncısı: İslami örgütlerle ittifak kurmaktan, fıkıh, kelam alanlarında tartışmalardan uzak durması, söylenenlere tahammül etmeye hazır olması ve cevap vermemesi. El-Kaide ve Usame, hiç bir mazeret gösterilemeyecek yaralamalara, saldırılara maruz kalmışlardır.

Son olarak: El-Kaide’nin Amerika karşıtı giriştiği savaş bir eğlence değildir. Projesi El-Kaide stratejistleri tarafından belirlenmiş tam bir savaştır. El-Kaide’nin kullandığı yöntem, müslümanların uyandırılmasını, kendi vücutlarında tehdit içinde olduklarını anlamalarını ve kendilerini dünyada hiç bir gücün durduramayacağını hissetmelerini sağlamayı hedeflenmektedir..Bizler de tarihten ders almalıyız...

Ancak bu savaş, birçoklarını külfet altında bırakacak, uzun ve zor bir savaş. Ancak getireceği külfet, sonuçlarının yanında hiç bir önem arzetmeyecektir. En önemli sonucu da islam ülkelerinden işgalin kaldırılması olacaktır. Bunların başında da Suudi Arabistan ve Kudüs gelmektedir..

Bizler, Allah’ın lütfuyla El-Kaide’nin çok etkileyici bir şekilde Amerika’dan gelecek darbenin üstesinden gelmeyi başardı. Amerikalılar Afganistan’da gerçekten çok kötü duruma düştüler ve bu alçak durumu ortadan kaldırmayı başaramayınca da kurtulabilmek için hemen Irak’a saldırdılar.

Mücahitleri elimizden geldiğince desteklemeliyiz ki Amerikalılar’a karşılık verebilmeleri, Allah’ın izniyle Amerika’yı yerle bir etmeleri kolaylaşsın..

Evet, Amerika’yı yerle bir etmek..Bu seneler önce gerçekleşmesi imkansız bir rüya idi..Ancak 11 Eylül’ü ve neticelerini gördükten sonra, bu rüyanın Allah’ın izniyle gerçekleşebileceğini gördük..El-Kaide’nin Amerika’yı yerle bir etmesi gerçekleştiği taktirde dünyada inşa olacak yeni ve büyük gücü bir tasavvur edin.. O güç ki Allah’ın kitabı ve Resulallah’ın kılıcıyla yürüyecek. (Kıyamet gününe yakın kılıçla gönderildim.)..

Biz biliyoruz ki, El-Kaide’nin anlayış tarzını ve dehasını kavrayamayanlar bizim analizlerimizi de anlamakta zorluk çekeceklerdir. Bunun sebebi ise kullanılan dilin zor olması değil anlamayan kesimin örgüt olarak başarısız, fikir olarak kapalı ve kendi kısır döngüleri içinde yaşamayı başarı zannetmelerindendir. Onların, El-Kaide Örgütü’nün uluslararası oyun kurallarının dışına çıktığını ve toplumsal akımları etkilemek için nasıl bir yol izlediğini idrak edebileceklerini zannetmiyoruz. Ve aynı şekilde El-Kaidelilerin soyutluk sıfatını kazanarak bunu cihadi betleri bir kenara atmadan Şer’i ilimle birleştirdiklerini tasavvur edebileceklerini de zannetmiyoruz.

El-Kaide’nin girişimde, sürprizde, düşmanın kendi techizatını aleyhine kullanmakta, hedefi büyük incelikle belirlemekte, tüm kışkırtmalara, eleştirilere hatta maruz kaldığı küfürlere rağmen islami cemaatlerle ittifak kurmaktan uzak durmakta sahip olduğu kudreti görebileceklerini de zannetmiyoruz.

Son olarak bazı ileri görüşlülere bir nasihatta bulunmak istiyorum:

Kültürlülerin beyanı adı altında İbn Teymiye’nin Kıbrıs Meliki’ne yazdığı mektupta yumuşak ifadelerle hitap ettiğini bize delil olarak getiriyorlar. Ve şu cevabı veriyorum onlara: İbn Teymiye, Kıbrıs Meliki’ni müslümanların birer fedai oldukları yönünde tehdit etti. İbn Teymiye, ailesini değil kralları öldürenlerdendi. Sanki O, bugün El-Kaide’nin konuştuğu dilden konuşuyordu..Kıbrıs Kralını, müslüman fedailerle korkutuyor, kendisine ulaşabilecekleri uyarısında bulunuyordu. Hani nerede, neden İbn Teymiye ile övünen modernleri bu devirde de onun yaptıklarını yapan El-Kaide ile övünür vaziyette bulamıyoruz?

Gerçekten El-Kaide, heryerde müslümanların övünç kaynağıdır..

Allah’ım ayaklarımızı sabit kıl, onlara düşmanını ve düşmanlarını yenmeyi nasip eyle. Bizleri de onlara yetiştir. Bizleri de onları da cennette birleştir. Rahmetini diliyoruz ey Rahmetliler Rahmetlisi.. Amin..Amin..Amin.. Vel hamdu lillahi Rabbil Alemin...

Olağanüstü Cihat ve İlham...
Yazıyı İndir;

http://rapidshare.com/files/27681687..._lham.doc.html
Salafishare | ADa'wah Assalafiyah | 'Ilm sharing.
Web Hosting - Dedicated Server
 
Üst Ana Sayfa Alt