Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Öldürülme anında ''Lailaheillallah''

eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Fizilal Tefsir

Nisa suresi 94.ayet

94- Ey müminler Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyice emin olmadan silah çekmeyiniz. Size selam verene, dünya hayatının malına göz dikerek `sen mü'min değilsin' demeyiniz. Zira asıl bol ganimetler Allah katındadır. Bir zamanlar siz de öyle idiniz de Allah'ın lütfu ile mümin oldunuz. O halde silah çekmeden önce durumu iyice anlayınız. Hiç şüphesiz ne yaparsanız Allah ondan haberdardır.


Bu ayetin nüzûl sebebine ilişkin birçok rivayetler vardır. Özetleyecek olursak, müslüman seriye (müfreze)'lerden biri, yanında yüklüce ganimet bulunan bir adama rast geliyor. Adam onlara selam vererek müslüman olduğunu ifade eder. Bazıları adamın bunu kendilerinden kurtulmak için söylediğini düşünerek adamı öldürürler.


Bu tür uygulamalardan sakındıran ve ganimet arzusu veya hükmü uygulanırken acele etmek gibi İslâm'ın hoşlanmadığı kuşkuları mü'minlerin gönüllerinden uzaklaştıran bu ayet, bu nedenle inmiştir.

Kuşkusuz Allah yolunda cihad etmeye çıkarken müslümanların dünya hayatıyla ilgili nimetleri hesaba katmaları doğru değildir. Bunlar cihad için ne bir etken ne de bir neden oluşturamazlar. Aynı şekilde ne olduğu iyice anlaşılmadan birinin kanını akıtmakta acele etmek de öyle...

Çünkü müslümanın kanı azizdir, onu akıtmak doğru değildir.
Yüce Allah, iman edenlere henüz kurtuldukları cahiliye dönemlerini, o zamanki acelecilik ve aptallıklarını ve ganimete olan düşkünlüklerini ve ardından ruhlarını arındırıp hedeflerini yüceltmek suretiyle lütufta bulunduğunu hatırlatmaktadır. O halde cahiliyede yaptıkları gibi dünya nimeti uğruna savaşa çıkmamalıdırlar. Aynı şekilde yüce Allah, kendilerine bir takım ölçüler belirlemiş ve bir düzen yerleştirmiştir. Cahiliyede olduğu gibi ilk heyecan nihai hüküm olamaz. Ayet-i kerime, müslümanların da bir zamanlar zayıflık ve korku nedeniyle kavimlerine karşı müslümanlıklarını gizlediklerine ve müslümanların yanında kendilerini güvencede hissetmedikleri sürece müslüman olduklarını açıklamadıklarına işaret ediyor. Böylece, öldürülen bu adam da müslüman olduğunu kavminden gizlediğini ve müslümanlarla karşılaşınca da müslümanlığını açıklayıp onlara müslümanların selamını verdiğini belirtiyor:




Abdurrahman El Muhacir Açıklama

Zühre oğullarının antlaşmalı dostu olan ve Bedir'de hazır bulunan Kindeli Mikdad b. Amr'dan şöyle rivayet edilmiştir:

Ben bir kere Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e:

"Ya Rasûlallah ! şöyle bir mesele hakkında ne dersiniz?

Ben kafirlerden bir kişi ile karşılaşıp vuruşsam, o da benim iki elimden birini kılıcıyla vurup koparsa, sonra benden kaçıp bir ağacın arkasına gizlense ve; "Ben Allah için Müslüman oldum. Lâ ilâhe illallah" dese, ben onu tevhidi söyledikten sonra öldürebilir miyim?" dedim.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

"Hayır onu öldürme" buyurdu. Ben:

"Ya Rasûlallah! O, iki elimden birisini kesti, kopardı ve tevhid kelimesini elimi kopardıktan sonra söyledi" dedim.

Bunun üzerine Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi:

"Sakın öldürme! Eğer öldürürsen o, senin onu öldürmezden evvelki halinde, sen de onun, tevhid kelimesini söylemezden önceki durumunda olursun." (Buhari, Müslim)


Bu hadiste de açıkça görüldüğü gibi, kişinin bu kelimeyi öldürülmekten korktuğu için söylediğinden şüphe edilse bile, imtihan edip gerçek durumunu öğrenmedikçe canına ve malına dokunulmaması gerekir.

Buna göre; korktuğundan şüphe edildiğinde imtihan gerekiyorsa, manasını bilip-bilmemesi konusundaki şüphede de imtihan gerekir.

Usame b. Zeyd Radıyallahu Anhu'den şöyle rivayet edilmiştir.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizi Hurka üzerine cihada göndermişti. Sabah vakti düşmanla karşılaştık, onları yendik.

Ensardan bir mücahidle birlikte Fezarilerden bir kişiye rastladık. Fezari bizi görünce:
"Lâ ilâhe illallah" dedi.

Bunun üzerine ensari arkadaşım çekildi. Fakat ben kargımı Fezariye sapladım ve onu öldürdüm. Medine'ye geldiğimizde bu olay Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e erişmiş.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu duyunca bana:

"Ey Usame! O adamı "Lâ ilâhe illallah" dedikten sonra niçin öldürdün?" diye sordu.
Ben de:
"O ölmekten korktuğu için söyledi" dedim.

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ise:

"Onu niçin öldürdün?" sualini hiç durmadan tekrar ediyordu. Usame:

"Nihayet ben, keşke şu an Müslüman olsaydım temennisinde bulundum" demiştir.
(Buhari - Müslim)

Sonuç olarak; üzerinde küfür alameti olmayan, tanımadığımız bir kişi tevhid kelimesini söylediğinde, bu kelimenin manasını bilip bilmediğinden şüphelenilse ve hatta manasını bilmeme ihtimali çok yüksek bile olsa, malına ve canına dokunulmamalıdır.

Fakat daha önce de belirtildiği gibi, şüpheyi kaldırmak için bu kişinin ilk fırsatta imtihan edilmesi gerekir.

Fırsat verme imkanı var olduğu halde, böyle bir kişiyi; "Büyük ihtimalle Lâ ilâhe illallah'ın manasını bilmiyordur" diye, imtihan etmeden öldürmek hatadır. Fakat, hatalı da olsalar, bu görüşleri sebebiyle bu kişileri tekfir etmez ve had cezası uygulamayız.

Şayet bir beldede yaşayan kişilerin, "Lâ ilâhe illallah" sözünün manasını bilmediklerinden veya başka mana vererek söylediklerinden yüzde yüz emin olunursa, o beldede "Lâ ilâhe illallah" sözü İslam alameti olmaktan çıkar. Bu beldelerdeki insanlar "Lâ ilâhe illallah" deseler bile, emin oluncaya kadar onlara Müslüman muamelesi yapılmaz.
Örneğin; bugünkü Irak yahudileri, tevhid kelimesi "Lâ ilâhe illallah"ı ve Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Allah-u Teâlâ'nın rasulü olduğunu kabul edip söylemektedirler. Fakat onlar Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendileri için değil, yalnız araplar için geldiğini iddia etmektedirler.
İşte böyle kişiler, "Lâ ilâhe illallah Muhammed'un Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem" deseler bile, gerçek manasıyla söyleyip; "Yahudilikten ayrıldım ve İslam'a girdim" demedikçe Müslüman olarak kabul edilmezler.

Düşmanın daha önceden de bu kelimeyi söylediği biliniyorsa, sıcak savaşta sadece bu sözü söylemeleri sapık inançlarından döndüklerini göstermez.

"Lâ ilâhe illallah" diyen kişi, "Sizin inandığınız gibi inanıyorum" demedikçe veya bu sözün manasını açık olarak söylemedikçe bu sözüne itibar edilmez ve öldürülmesinde de bir sorumluluk yoktur. Tabii bu ancak, fırsat verme imkanı olmadığı zaman geçerlidir.


Fırsat verme imkanı varsa; sıcak savaşta dahi olsa onu öldürmeyip söylediği sözün manasını açıklamasını beklemek veya manasını bilmeden söylemiş olsa da öldürmeyip, ona İslam'ı anlatmak daha uygun olur.
 
Üst Ana Sayfa Alt