Şu yazimida daha once başka bir platformda paylaşmiştim bunuda buraya koyayim müsadenizle
Rahman ve Rahim Olan Allahin Adi İle..
Şüphesiz hamd Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız. Allah’ın hidayete ilettiğini kimse saptıramaz. Saptırdığını da kimse hidayete iletemez. Şehadet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O bir ve tektir, O’nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür.
“Ey iman edenler! Allah’tan nasıl korkmak gerekirse öyle korkun ve siz ancak müslümanlar olarak ölünüz.”
(Âl-i İmran, 3/102)
“Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da zevcesini var eden, her ikisinden de birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık bağını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyecidir.”
(en-Nisâ, 4/1)
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin. O da amellerinizi lehinize olmak üzere düzeltsin, günahlarınızı da mağfiret etsin. Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse, büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur.”
(el-Ahzab, 33/70-71)
Ve Bundan Sonra;
Suriye kiyami ile birlikte sosyal medya'da kim olduklari belli olmayan yada geçmişte İslami camiada duyulmayan bilinmeyen kimseler "Haberci, Gazeteci, Medya Aktivisti, Analizci ve Journalist" gibi ünvanlarla kimileri bir nick kimileri ise isimleri adi altinda ortaya çikti.
Bu arkadaşlarin bir çoğu her hangi bir okul bitiripte bu işe girmemişler öyleki aralarinda ilkokul 3. Sinifi terk etmiş insanlarda var. Favori bir haberci olmak istiyorsaniz Sahada olmalisiniz değilsenizde sahadayim diyebilirsiniz!!
Haber yapmak için bir yabanci dil bilmeniz yeterli siz bilmiyorsanizda üzülmeyin bir yakininiz bilsede yeter..!
Bu arkadaşlar sosyal medya'da belli bir takipçi kitlesi elde ettikten sonra Habercilikten ziyade çok başka hedefleri kendilerine gaye edindiklerini görüyoruz..
Öncelikle Haber nedir bir inceleyelim:
Haber, güncel ve ilginç bir olayın olduğunca nesnel ve gerçeğe uygun bir biçimde sunulmasıdır. Haber metninde her türlü taraflı değerlendirmelerden ve söz oyunlarından uzak durulur. Metin kısa, haber dili de yalındır. ...
Yukardaki tanim haberin tanimidir. Haber bir olaya nisbeten yapilir bunda bir problem yoktur gündelik yaşamda herkes bir haberci sayilir, örneğin bir trafik kazasi görürsün bunu arkadaşina anlatirsin buda haberdir.
Haber, önce olayi yaşayan kişi sonra olayi gören kişi ve sonra bu ikisinden birinden olayi ögrenen ve başka insanlara aktaran kişi olmak üzere 3 kisima ayirabiliriz.
Bir haberin size doğru şekilde ulaşabilmesi için bu 3 kisim insanlar dogru sözlü ve güvenilir olmalidirlar.
Olayi yaşayan kişi ve olayi gören kişi yaşanan vakiayi size doğru anlatmazsa siz olayi doğru anlamayacak ve insanlara dogru anlatamayacaksiniz.
Şimdi gelelim bu bahsi geçen Journalistlere; bu arkadaşlarin çogu saha'da bile değiller, saha'da olanlarda evlerindeler onlarda olaylarin çoğunu sosyal medyadan arabca kaynaklardan aliyorlar ve size tercüme edip yaziyorlar. Elbette arada sahaya inip bir kaç fotograf yada video yada bir röportaj yapmalari imkansiz değil.
Ancak çogu zaman vakinan yaşandigi anda olay yerinde değiller, olay yerinde olan görgü taniklarinida görüp olay hakkinda bilgi alip aktarmiyorlarda onlarda olaylarin çoğunu sizin gibi sosyal medyadan ögreniyorlar.
Peki kişinin saha'da olmasi Sahanin tamamina vakif oldugu anlamina gelir mi?
Tabiki hayir bu mümkün degil sahadaki tüm olaylara vakif olmak kolay degil hatta imkansizdir.
Elbette sahada olan olmayan insanlardan daha çok şey görebilir ve duyabilir ama tüm sahaya hakim olmalari imkansizdir.
Bu "Haberci" arkadaşlara herhangi bir itiraziniz olursa size ilk diyecekleri şey "ben sahadayim sen nerdesin" olacaktir!
Bu sizi susturmak için yada takipcilerine güven vermek için yeterli bir sebeb(mi?)!
Bu arkadaşlarin çogu yaşanan hadiseleri birinci agizdan yada görgü taniklarindan olduğu gibi tercüme edip insanlara sunsalar çok daha verimli iş yapmiş olacaklar ancak bu arkadaslarin herbiri ortadoğu uzmaniymiş edasi ile karmakarişik meselelerde bile "Analiz" kasmaktalar.!
Herbiri takipcilerine önderlik etme peşinde onlarinda herbirinin kendisi gibi olaylara bakmasini ve kendisi gibi düşünmesini istiyorlar bunu yaparkende kendisine itiraz etme yollarinizi çeşitli yakiştirmalarla tikiyorlar!
Onlarin oldugu sahada bende bulunuyorum eğerki sahada olmak referans olacaksa her sözümüzde bugüne kadar size ulaşan haberlerin çoguna yalan karisti, olaylar çarpitildi ve farkli lanse edildi.
Bununla alakali size bir çok örnek verebilirim.
Olaylar hakkinda doğru bilgiye ulaşmak istiyorsaniz yukarda verdigim 3 kisimdan ilk iki kismina bakin olayi yaşayan ve olaya şahit olan 3. Kisim size olayi ideolojik bakiş acisina göre lanse etmesi kaçinilmazdir.
Şimdi asila gelelim;
Beni taniyanlar iyi bilirki benim parti ile oyla vs bir işim olmadigini, onun için yazdiklarim oldugu hal üzerine anlasilsin lütfen.
Firat kalkani operasyonu ile birlikte bir takim ilim adamlarinin özellikle saha'da bulunmayan ilim adamlarinin gündemi Türkiye ve Cumburbaşkani Erdoğan oldu.
Firat kalkani operasyonunda Işide yapilan askeri harekatla birlikte hergün Erdoğan aleyhinde eleştiriler yapildi öyleki koskaca ilim ehli insanlar karikatürler dahi paylaştilar.
Erdoğani öyle basit sebeblerden dolayi eleştirdilerki bir ilim ehli nasil bu tip ucuz şeylere tenezzul eder diye düşünmeden edemedim.
Bir müddet sonra bu ucuz sebelerle yapilan eleştiriler meyvasini vermeye basladi.
Artik sahada Rusu, Almani, Özbegi, Arabi herkesi Türkiye ve erdoğani eleştiriyor bir araya kardesler her gelmesinde iman tazeler gibi Erdoganin Tagutlugu ikrar ediliyordu.
İlim adami amacina ulaşmişti..
İnsan düşünmeden edemiyor Suriyeye tüm dünyanin sirtini dündügü bir zamanda onlara Ensarlik eden, Kapilarini açan, Hastaneden Gidaya, Silahtan istihbarata kadar bir çok konuda yardim eden bir ülke ve lideri Arap ülkelerinin kavmiyetcilik adina dahi yapmadigi iyiligi yaptigi için mi en fazla eleştirilen ülke ve lider oldu?
Türkiye mecburmuydu iç ve diş tehdide ragmen Suriyeli muhalifleri desteklemeye?
Sizler belkide Türkiye ne yaptiki canim diyebilirsiniz bakin size bir kaç örnek vereyim biraz tefekkür edin.
Türkiye Suriye cihadinin basindan beri Muhaliflere destek verdi tüm muhalifleri teroŕ gurubu sayabilirdi Türkiye içinde onlara hareket imkani tanimazdi.
Suriyeden zulümden kacan insanlari ülkesine kabul etmezdi, düşünsenize 2 milyon Suriyeliyi Idlib gibi dar bir alana geri yolladigini!
Tibbi yardim yapmaz Gida yollarini kapatir silah yollamazdi, uluslararasi yardim örgütlerinin suriyeye girişine izin vermezdi.
Hatta Terör gerekçesi ile Nusranin makarlarini uçak yada obuslerle vururdu, 7. Yilina girdik Suriye kiyaminin İşid dişinda kimin makarini vurdu Türkiye?
Bu örnekleri çoğaltabilirim ancak yoruldum yazmaktan.
Şimdi kardesler gercekten Türkiyeyi ve Liderini Vela ve Bera babindanmi eleştiriyoruz yoksa içimizdeki kavmiyetcilik kirintilarindan dolayimi yoksa alimimiz eleştiriyor diyemi?
İşid cemaatinin eleştirmesini anlayabiliyorum peki siz neden eleştiriyorsunuz?
Öyle bazilari taniyorumki Türkiye ile savaşmak için can atiyor nerdeyse esedten öncelik taniyacak Türkiyeye!
Sizin akliniz basinizdami gercekten yoksa aşirimi bağnazlik bu?
Allah nankörlük edenleri sevmez bugün Türkiye ve Lideri sizin en son elestireceginiz ülke ve lideridir.
Insaf ehli olun Vefa ehli olun.
Türkiye eleştirilemez degil lideride aynen o sekilde ancak haddinizi asmayin dostluk ve düşmanlikta ileriye gitmeyin kardeslerim.
Türkiye halkina ve liderine Suriye yaptigi iyi işlerden dolayi tesekür etseniz kafir olmazsiniz!
Sözlerimizin sonu; Velhamdulillahi Rabbil Alemin..