Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu ikisinin arasında, halkın birçoğunun helâl mi, haram mı olduğunu bilmediği şubheli konular vardır. Şubheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur. Şubheli konulardan sakınmayanlar ise gitgide harama dalar. Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arâzinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun bu arâziye girme tehlikesi vardır. Dikkat edin! Her padişahın girilmesi yasak bir arâzisi vardır. Unutmayın ki, Allah'ın yasak arâzisi de haram kıldığı şeylerdir. Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir "
(Buhârî, Îmân 39, Buyû' 2; Muslim, Musâkat 107, 108 ; Ebû Dâvud, Buyû' 3; Tirmizî, Buyû' 1; Nesâî, Buyû' 2, Kudât 11; İbni Mâce, Fiten 14).
Fıtratları bozulmuş, şehvetleri azgınlaşmış kişilere, Kur'an okudukları ağızlarını, eşlerinin cinsel uzuvlarından çıkan abdest bozucu mikroplu akıntılara (meni, mezi) ağız (dil ve dudaklara) bulaştırılarak sürer, yalar(emer) cinsel ilişkide sınırları zorlama yollarına başvururlar. Bu durumun bir tehlikesi de ruhi ve kültürel gelişim sebebiyle oral ilişkiye ilgi duymayan, hatta ona karşı negatif tavır alan eşi buna zorlamak, ruhsal bunalıma ve cinsel mutsuzluğa sebeb olacağı için artı olarak zulüm olur. Sadizm gibi bu tür zulüm de şubhesiz haramdır.
Allah (c.c.) fıtrat olarak ağızın yaratılmasındaki hikmeti , tuvalette def-i hacetlerin giderildiği uzuvların öpülmesi değil; temiz ve helal yiyeceklerin yiyilib içilmesi, insanlarla yalansız konuşulub , Allahın kelamının zikredilmesi içindir.
Allah (c.c.) insanların her devirde farklı farklı cinsel fantazilere sürüklenecek diye, insanın tek tek bütün organlarını sayarak yasaklamamıştır. Bunun yerine insanların sapıtmasına en yatkın ve yüksek oranda alışkanlıkları olan anal (anüs) ilişkiyi bile ! Kur'an ve sunnetle yasaklanmıştır. Anüsü bile yasaklayan islam dini, daha şerefli bir organ olan yüzdeki ağızı serbest bırakması düşünülemez. Çünkü Allah c.c. peygamberleri vasıtasıyla "temiz şeyleri helal pis şeyleri haram kılar" (A'raf 157) hükmü gereğince, ashabından 1 kişi dahi böyle abes bir soru sormamıştır.
Kur'an'da ve sunnette, salt oral ilişki diye bir konunun bahsi bulunmamaktadır. Bu sebeble Oral ilişkinin kesin olarak hükmü budur demenin yanlış olacağını düşünmekle beraber, durumuna göre tahrimen mekruh ve duruma göre harama dönüşebileceğini düşünmekteyiz. Allahu âlem
**
Cinsel İlişkide Sadizm, Fetişizm ve Şiddet İstemek!
Bu tarzda yaklaşımlar sapkınlığın tezahurlerindendir.
Cinsel ilişkinin temel amacı, tarafların birbirlerine acı ve ızdırab vermeden doyuma erişmesidir. Bedenin her türlü acı, ızdırab, işkence ve zararlara karşı korunması farzdır. Bunun aksi haram olarak kabul edilir. Kur’an’da yer alan şu ifadeler
‘…ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın,’ (Bakara 195), ‘… Ne zulmediniz ve ne de zulme uğrayınız’ (Bakara 279)
bedensel zararları yasaklamıştır. Kişinin bedensel haklarından vazgeçmesi mümkün olmadığından, bu konuda verecekleri rıda da geçersizdir.
(Recep Çiğdem, Mukayeseli Borçlar Hukuku / İslam-Türk Borçlar hukuku/, Harran Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi vakfı yayınları, 2012; Sf: 95; Ekşi, Ahmet, İslam Tıp Hukuku /Çağdaş Tıp Problemlerine İslam’ın getirdiği hukuki çözümler/, İstanbul, Ensar yayınları, 2011, Sf: 51)
Ayrıca bu tür sapkın istekler kimden gelirse gelsin cima esnasında kendisine veya karşıdaki eşine bu tür şiddetsel hareketler veya benzeri bağlama tarzında yaklaşımlar kişiyi nikahlı eşiyle helal olan birliktelik yerine haram olan tecavüz vakasını yaşamanın benzerinin kendisine tatbik edilmesini istediğini ortaya koymaktadır ki benim anladığım da bu tür sapkınlıkların son yüzyılda daha çok ortaya çıktığıdır. Müslümanların bu tür sapkınlıklardan kaçınmalıdırlar.