S
Çevrimdışı
Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki darbe liderinin Müslüman olması ve yeni hükümette Müslümanlara çok fazla bakanlık vermesi, azınlık olan Müslümanların ileri dönemde bölgede daha önemli konumlarda bulunacağını gösteriyor...
TIMETURK / Haber Merkezi
19. ve 20. yüzyıl boyunca emperyalizmin kıskacında sürekli dış müdahalelere maruz kalan Afrika 21. yüzyıla da geçen asırların biriktirdiği problemler ile girdi. Uluslararası menfaat gurupları, iç çekişmeler, etnik ve dini çatışmalar sanki Afrika’nın kaderi oldu.
Bugünlerde Orta Afrika’da beklenmedik gelişmeler yaşandı ama bunlar Türkiye gündemine yansımadı.
Kısa bir süre önce medyada direnişçi hatta terörist olarak nitelenen Seleka iktidarı ele geçirdi.
Seleka hareketi silahlı devrimci bir harekettir. 2002 yılında Afrika’da Müslüman gençler tarafından kurulmuştur. Üç silahlı guruptan oluşan bu guruplar önce aralarında anlaştılar, ardından birleşerek kendilerine Sango dilinde “Birlik” anlamına gelen “Selaka” adını verdiler.
Hedefleri,Orta Afrika’da Müslümanlara daha iyi bir konum yaratmak, Müslümanların taleplerinin hayata geçirilmesini sağlayıp, haklarını savunmak ve ayrıca Orta Afrika idaresinde söz sahibi olmalarını sağlamak.
Şunu hatırlatmak gerekir ki; Fransız sömürgesinden önce Müslümanlar Orta Afrika’da idareci idiler. Geleneksel emirlikleri ve idareleri olduğu herkesçe bilinmektedir. Bunların en önemlilerinden bir tanesi Endili emirliği idi ki şimdiki devlet başkanı Michel Djotodia bu emirliğe mensuptur. Orta Afrika’da bugün Müslümanların nüfus oranı %30, Hıristiyanların % 60 ve putperestlerin de % 10’dur.
Selaka hareketi idareyi Bangui’de devlet başkanı François Bozizé’nin 24 Mart’ta Kamerun’a kaçması sonucunda ele geçirmiştir.
Seleka'nın kurduğu yeni hükümet, iflas etmiş devlet hazinesinin sıkıntısını yaşamaktadır. Bu günlerde devlet memurlarının maaşlarını bile ödeyemeyecek durumdadır. Ayrıca devletin idaresini sürdürecek hizmet araç ve gereçlerinden yoksunluk da önemli bir problem teşkil etmektedir. Diğer taraftan bu hareket, kendisinse iştirak etmiş ve çoğunluğu Çadlı, Sudanlı olan kişilere karşı söz verdiği mali sorumluluklarını yerine getirememektedir. Zira onlardan her birine hükümeti teslim aldığında para vermeyi taahhüt etmişti ki, şu anda Selaka bu imkandan yoksundur.
Hakkında pek çok spekülasyonun yapıldığı yeni devlet başkanı Michel Djotodia, aslında uzlaşmacı ve dışa açılmayı hedefleyen fikirlere sahiptir.
Bazı görüşleri şöyle sıralanabilir:
1- Orta Afrika idaresinde Müslümanların rol almasını sağlamak.
2- Her alanda İslam ülkeleri ve Arap ülkeleri ile işbirliği geliştirmek.
3- Türkiye Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler kurmak.
4- Orta Afrika’da çalışacak Tük kurumlarına ve şirketlerine kapılarını açmak.
5- Müslümanlar arasında İslami bilinci yaygınlaştırmak ve onların Orta Afrika’da güçlenmelerini sağlamak.
4- Orta Afrika’nın Kaynakları ve Yatırım İmkânları
Bilinenin aksine Orta Afrika’nın zengin kaynakları bulunmaktadır. Bunlar:
1- Madenler, Altın, Uranyum, Elmas
2- Petrol
3- Su kaynakları
4- Tarım’dır.
Bu kaynaklar yabancı şirket ve yatırımcılar tarafından işletilmektedir. Bölgede faaliyet gösteren yabancı şirketler şunlardır: Fransız şirketleri, altın ve uranyum çıkarmaktadır ve son zamanlarda petrol arama faaliyetlerini de başlattılar. Çin Şirketleri petrol alanında, Kanada şirketleri altın çıkarmada, henüz üretime başlamamakla birlikte Hindistan şirketleri, çimento alanında faaliyet göstermektedirler. Güney Afrika şirketlerinin ise uranyum alanında faaliyetleri vardır. Ülkenin önemli ihracat kalemleri, altın, elmas, pamuk ve kahvedir.
Yeni devlet başkanı Michel Djotodia, Çad devlet başkanı İdris Deby’nin Reis ile iyi ilişkileri bulunmaktadır. Çad devlet başkanı İdris Deby Orta Afrika devlet başkanı Michel Djotodia’ya fiilen yardım etmektedir. İdris Deby, Orta Afrika’da memurların iki aylık maşlarını ödemeyi tekeffül etmiştir. Devlet başkanı Michel Djotodia ise ilk resmi ziyaretini Çad’a yapacaktır, ama bu henüz resmen ilan edilmemiştir
Orta Afrika sorunlarını kendi başına halledebilecek potansiyele sahiptir. Ancak bunu dış müdahalelerden ve özellikle uluslararası şirketlerin menfaat çekişmelerinden uzak kaldığı müddetçe başarabilir. Kaldı ki yeni dönem uzun zamandır iktidardan uzaklaştırılan gurupları da sistemin içine çekebilecek ve böylece iç istikrar da sağlanabilecektir.
(Ordaf)