Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Örtü Olmadan Cinsel Uzvuna Dokunursam Abdestim Bozulur mu? Hürmeti Musahâra Ölçüsü Nedir?

I Çevrimdışı

islami bilgiler

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Büsre Bintü Saffan (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "ResululIa h (aleyhissa lâtu vesselâm) buyurdula r ki: "Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın.''

Ebu Hureyre r.a.’den;Rasululla h sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Birinizin eli arada bir örtü olmadan cinsel uzvuna dokunursa abdest alsın.”

Tirmizi(82, 83, 84) Darimi(1/184) Muvatta(1/42) Ebu Dâvud(181) Nesâi(1/216) el İrva(116) sahihtir.
İbni Hibban sahih senetle rivayet etti. Bkz.: Elbani Sahiha(1235)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cumhura göre, aracısız (örtüsüz) şehvetli, şehvetsiz dokununca abdest bozulur.

Ömer b. el-Hattâb, oğlu Abdullah, Ebû Hurayra, İbn Abbâs, Âişe, Sâ'd b. Ebî Vakkâs, Atâ, Zuhrî, İbn Museyyeb, Mucâhid, Ebân b. Osman, Suleyman b. Yesâr, İshâk, Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel hadîslere dayanarak, tenasul organına dokunmanın abdesti bozacağı görüşüne varmışlardır.

Hanefi'lerin zekere dokunmanın abdesti bozmayacağını ifâde eden aşağıdaki Talk hadîsini zayıf saymışlardır. "Talk hadîsini sahih saysak bile o Busra hadîsi ile nesh edilmiştir" derler.


وعن بسرة بنت صفوان رَضِيَ اللّهُ عَنْها :
أنَّ النَّبىَّ # قالَ: مَنْ مَسَّ ذَكَرَهُ فََ يُصَلِّى حَتّى يَتَوَضّأ
. أخرجه ا‘ربعة، وهذا لفظ الترمذي

Busra Bintu Saffan (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Zekerine değen abdest almadıkça namaz kılmasın.''
(Buharî, İlim: 53, salat: 9, hacc: 21, Muslim, Ebû Dâvud, Taharat: 69, Tirmizî, Taharat: 61, Nesâî, Taharat, 117, İbn Mâce, Taharat: 63, Ahmed: 2/223, 5/194, 6/406, 407)

Ebu Hurayra (r.anh)’den; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
Birinizin eli arada bir örtü olmadan cinsel uzvuna dokunursa abdest alsın.”
(Tirmizi, 82, 83, 84; Darimi, 1/184; Muvatta, 1/42; Ebu Dâvud, 181; İbn Mâce, Tahâra, Bab 64, Hadis no: 479; Nesâi 1/216; el İrva, 116 sahihtir.
İbni Hibban sahih senetle rivayet etti. Elbani Sahiha, 1235)



Hanefi'lere göre ise; cinsel uzva örtü olmadan (şehvetsiz) dokunmadan dolayı abdest bozulmaz. Abdestin bozulması Şehvetli dokunma şartına kayıtlanmıştır.


Ali, İbn Mes'ud, Ammâr, Hasen el-Basrî, Rabîa, Sevrî ve Hanefî'lere göre edeb yerine dokunmaktan dolayı abdest bozulmaz. Alttaki Talk Hadîsi'ni huccet kabul etmişlerdir. O hadîs için Tahâvî "Senedi mustakimdir" demiş, Taberânî sahih olduğunu söylemiştir.
Hanefi'lerin delilleri Talk Hadîsi ve İmam Tahâvî'nin (
شرح معاني الإثار ) Şerhu Me'ani'l-Asâr' da Ali'den mevkuf olarak naklettiği: "Ha kulağıma, burnuma dokunmuşum ha avrat yerime dokunmuşum, fark etmez" sözüdür.

Busrı Hadisi zayıf olmakla birlikte oradaki abdestten maksat, yalınız elini yıkamaktır. Zira "vudu" kelimesi Arabcada "el yıkamak" manâsına da kullanılır. Bu şekilde iki hadîsin arası da te'lif edilmiş olur.

Gayet tabîi ki, dokunmadan dolayı şehvete gelip, herhangi bir akıntı olmuşsa abdest akıntıdan dolayı bozulur, dokunmadan değil. Menî geldiği taktirde gusul icâb ettiği ise malumdur.


عن طلق بن عليّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: قَدِمْنَا عَلى رَسولِ اللّهِ # فَجَاءَ رَجُلٌ كَأنَّّهُ بََدَوِىٌّ، فقَالَ يَا رسولَ اللّهِ: مَا تَرَى في مَسَّ الرَّجُلِ ذَكَرَهُ بَعْدَ مَا يَتَوضّأ؟ فقَالَ #: وَهَلْ هُوَ إّ مُضْغَةٌ مِنْهُ، أوْ قالَ بَضْعَةٌ مِنْهُ
[. أخرجه أصحاب السنن، واللفظ لغير الترمذي

Talk İbnu Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına geldik. (Biz huzurlarında iken) bir adam geldi. Sanki o bir bedevi idi.
"
Ey Allah'ın Rasulu! dedi, kişi abdest aldıktan sonra zekerine değerse ne gerekir (abdesti bozulur mu, bozulmaz mı?) ''
Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu cevabı verdi: "
O, kendisinden bir parça değil midir?"
(Ebu Dâvud, Tahârat, Bab 70, 71, 182, 183; Tirmizi, Tahârat, Bab 62, 85; Nesâi, Tahârat, Bab 120, Hadis no: 165; İbn Mâce, Tahara: 64. Bu metin Tirmizi'nindir.)

Tirmizi: "Bu hadîs, bu konuda rivayet edilenlerin en sağlamıdır” derken, İmam Şafiî: "Biz, Kays b. Talk'ı soruşturduk, fakat onu tanıyana rastayamadık" diyerek zayıf saymıştır. Ancak Talk'ı İmam Şafiî'nin tanımaması, onun meçhul olmasını, yani başkaları tarafından da bilinmemesini gerektirmez. Nitekim ondan bir çok râvîler hadîs rivayet etmişler ve onu cerh etmemişlerdir.


Edeb yerine dokunmanın abdesti bozmayacağı görüşünde olanların bazıları da Busrâ'nın Talk'tan daha sonra müslüman olduğunu ileri sürerek, Talk Hadisinin, Busrâ hadîsiyle nesh edildiğini söylemişlerdir. Fakat Busra'nın sonradan müslüman olması, Şevkânî'nin de ifâde ettiği gibi Busra hadîsinin Talk hadîsini nesh ettiğine delil olmaz.

Bu hususta Muctehid ulemânın görüşleri şöyledir:
1- Hanefi'lere göre: Ali, Abdullah ibn Mes'ud, Ammar, Huzeyfe b. Yemân, Ebu'd-Derdâ, Sa'd b. Ebî Vakkâs gibi sahâbiler,
Hasenu'l-Basrî, Rabîa, Ehl-i Beyt ve İmam Sevrî, Sâd b. Museyyeb, Sâid b. Cubeyr, İbrahim en-Nehaî gibi tabiînin büyükleri de kişinin kendi avrat mahalline veya başkasının avrat mahalline dokunmasıyla abdestin bozulmayacağı görüşündedirler. Hanefî'lerin görüşü de budur.

Tenasul aletine, cinsel organa ve dübüre el dokundurmak abdesti bozmaz. İmam Şafiî'ye göre, cinsel organa el sürmek, abdesti bozan üç sebebten biridir. Ancak bu sürmenin elin içiyle olması şarttır.
İmam Şafiî ve arkadaşları, Busre bint Safvân hadisiyle istidlal etmişlerdir. Bu hadisin isnadları sahihtir. Ancak biz Hanefi'ler, İbn Mâce hâriç, beşlerin Mulâzim b. Amr'den, onun da Abdullah b. Bedir'den, onun da Kays b. Tâlk'den, onun da babasından, onun da Rasûlullah (a.s.) efendimiz'den yaptığı rivayetle istidlal etmiş bulunuyoruz:
Peygamber (a.s.) Efendimiz'den namazda elini tenasul organına süren adam hakkında sorulduğunda şöyle buyurmuştur:
"O (tenasul aleti) ancak senden bir parçadır..."
(İbn Hibbân kendi Sahih'inde, Tirmizî kendi Sünen'inde rivayet etmiş ve "bu babda bu hadis rivayet edilenlerin en güzel ve en sahihidir," demiştir.
Ebu Cafer Tahavî bu hadis için: "isnadı doğru bir hadistir, muzdarib değildir. Busra'nin hadisiyle çatışırsa da tercîha daha uygundur. Çünkü erkeklerin rivayeti daha kuvvetli kabul edilir. Fazla bilgi için el-Bahru'r-râik Şerhu Kenzi'd-dakaik: 1/45, 48)


Yine delilleri ise, şerhini yaptığımız Talk hadîsi ve İmam Tahâvî'nin "Şerh Me'ani'l-Asâr'ında" Ali'den mevkuf olarak naklettiği: "Ha kulağıma, burnuma dokunmuşum ha avrat yerime dokunmuşum, fark etmez" sözüdür.

Busra hadisi zayıf olmakla birlikte oradaki abdestten maksat, yalınız elini yıkamaktır. Zira "vudu" kelimesi Arabcada "el yıkamak" manâsına da kullanılır. Bu şekilde iki hadîsin arası da te'lif edilmiş olur.
Gayet tabîi ki, dokunmadan dolayı şehvete gelib, herhangi bir akıntı olmuşsa abdest akıntıdan dolayı bozulur, dokunmadan değil. Menî geldiği taktirde gusûl icâb ettiği ise malumdur.

2- Mâlikîlere göre, meşhur olan rivayete göre, elin tenasul organına dokunması abdesti bozan sebeblerden biri olarak gösterilmiştir. Ancak bunun bir takım şartları vardır:
a) Kendi cinsel organına dokundurması,
b) Ergenlik çağına girmiş bulunması,
c) Arayerde bir örtünün olmaması,
d) Elin içiyle dokunması, veya parmak uçlarıyla veya parmak araları ve yan kısımlarıyla dokunmanın gerçekleşmesi şarttır. Bu durumda ister zevk duysun, ister duymasın, ister kasden dokundursun, ister unutarak fark etmez. Bütün bu hükümler erkekle ilgilidir. Kadın elini kendi fercine dokundurursa abdest bozulmaz. Aynı zamanda kadın ve erkek kendi ellerini kendi dübürlerine dokundursalar yine abdestleri bozulmaz. Başkasının cinsel organına el dokundurmak ise, nikâhı kendisine helâl olan kadının tenine tenle dokundurma hükmüne girer. (el-Fıkhu Alâ'l-Mezâhibi'l-Arbaa: 1/85'den özetlenerek)
Ayrıca bu konuda Muvatta' Şerhi Tenvîrul-Havâlik'te beş kadar hadîs delil olarak rivayet edilip erkeğin elini kendi cinsel organına sürmesi halinde abdestin bozulacağı istidlal edilmiştir. (Tenvîru'I-Havâlik: 1/64, 65) Delil olarak da Busra Hadîsi ve Dârakutnî'nin "Sizlerden biriniz zekerine dokunduğunda namaz abdesti gibi abdest alsın" hadîsidir.

3- Şafıî'lere göre; Abdesti bozan dördüncü şey, elin içiyle -diri olsun, ölü olsun; küçük olsun, büyük olsun; bilerek sürsün veya yanılarak dokunsun- kişinin avuç içi ile kendi avrat yerine veya başkasının avrat yerine (kadın olsun erkek olsun, büyük olsun küçük olsun, ölü olsun diri olsun) insanın cinsel organına dokunursa abdesti bozulur. Dokunulan cinsel organ ister dokunan kimsenin olsun, ister başkasının olsun fark etmez. Bunun ön ve arka olması da aynıdır, yani elinin içini ister cinsel organına, ister dübürüne dokundursun, her iki surette de abdest bozulur. Dokunan el isterse felçli olsun hükmü değiştirmez. (Fethu'l vahhab bi-Şerhi Menheci't-Tullab: 1/8)

Delilleri de İbn Mâce, Ahmed b. Hanbel ve Hakim'in rivayet ettikleri; "Kim fercine dokunursa abdest alsın" hadîsidir. Zira ferc, insanın ön ve arka yerine şâmildir.
Dârakutnî'nin Âişe'den rivayet ettiği Rasûlullah'ın: "Avrat yerlerine dokunub da, abdest almadan namaz kılanlara yazıklar olsun" dediğinde Âişe'nin: "Yâ RasûlAllah, anam sana feda olsun, bu erkekler için mi kadınlar için mi?" demesi üzerine;
Rasûlullah: "Sizlerden biri fercine dokunduğunda namaz için abdest alsın" buyurmuştur.
Yine Şâfiîler bu konuda Tirmizî'nin sahih kabul ettiği Busra hadîsiyle, İbn Hibbân'ın sahih kabul ettiği Ebû Hurayra hadîsiyle istidlal ve ihticacda bulunmuşlardır.
Şâfiîler elin üstüyle parmak aralarını bu kaideden istisna ederek illetini şöyle açıklamışlardır: "İnsan ancak elinin içini o gibi yerlere dokundurmak veya sürmekle zevk alır. Parmak araları, elin üst kısmı o zevki vermez."

4- Hanbelî'lere göre ise; Ahmed b. Hanbel'den iki rivayet vardır:
Birincisi, belirtilen organlara el sürmek abdesti bozar şeklindedir. Bu aynı zamanda İbn Ömer, Saîd b. Museyyeb, Atâ', Ebban b. Osman, Urve, Suleyman b. Yaşar, Zuhrî, Evzâî ve Şafiî'nin de mezhebidir. İmam Mâlik'den meşhur olan rivayet de bu anlamdadır. Ayrıca Ömer b. Hattab'dan, Ebû Hurayra ve İbn Sirîn'den de bu hususta rivayetler yapılmıştır.

İkincisi, belirtilen dokunma ve sürtünmeden dolayı abdest gerekmez şeklindedir. Bu, Ali'den, Ammâr'dan, İbn Mes'ûd, Huzayfe, İmrân b. Husayn ve Ebû Derdâ'dan (Allah hepsinden razı olsun) rivayet edilmiştir. Rabi'a, Sevrî, İbn Munzir ve rey tarafdarları da aynı görüştedirler. Bunlar daha çok Talk hadîsiyle istidlâl etmişlerdir.

Birinci rivayette ise, Busra ve Ebû Hurayra (r.anh) hadîsleriyle istidlâl edilmiştir. Nitekim İmam Buhari, "Bu babda en sahih şey, Busra'nın hadîsidir" demiştir. Ebû Zer'a ise, Ummu Habîbe'nîn de hadîsi sahihtir, diyerek konuya bu açıdan ağırlık kazandırmıştır. (el-Muğnî, 1/178, 179)
İmam Ahmed, "ancak kasden bilerek elini dokunduranın abdesti bozulur, yanılarak dokunursa bir şey gerekmez", demiştir.

Hanbelî mezhebinde de, ister kendininkine, ister başkasınınkine dokunsun fark etmez. Her iki durumda da abdest bozulur. Aynı zamanda dokunulan cinsel organ ister küçük yaştaki, ister büyük yaştaki insana ait olsun hükmü değiştirmez. Evzâî'ye göre, iştiha yaşına gelmemiş çocukların cinsel organına el sürmek abdesti bozmaz. Oysa hadîs-i şeriflerde takyid yapılmamış, hepsini kapsayacak anlamda bir ifade kullanılmıştır. (el-Muğnî: 1/180)
-----


Gördüğümüz gibi, mezheb imamları kendi görüşlerini hadîslerle desteklemektedirler. Ancak, Hanefîlerin dayandığı deliller yanında yukarda saydığımız sahâbîlere ek olarak, Huzeyfe b. Yemân, Ebu'd-Derdâ, Sa'd b. Ebî Vakkâs gibi sahâbiler ve yine tabiîne ek olarak Sâd b. Museyyeb, Sâid b. Cubeyr, İbrahim en-Nehaî gibi tabiînin büyükleri de avrat yerine dokunmakla abdestin bozulmayacağım söylemişlerdir. Böylesine önemli bir konuda yukarda geçen değerli şahsiyyetlerin "abdest almak gerekmez" şeklindeki ifâdeleri, Hanefî'leri desdekleyen ve onların görüşlerini takviye eden deliller arasındadır.


Ebû Dâvud diyor ki:
"İmam Ahmed'e "Busra'nın hadisi sahih değildir" dediğimde, "hayır sahihtir" dedi. Aynı zamanda Dârakutnî ile Yahya b. Maîn de onun hadîsini sahîhlemişlerdir. Nitekim Urve'den yapılan rivayete göre, şöyle demiştir:
"Bu hadîsi Busra'den işitmek için kalkıb kendisine gittim, sordum, "evet onu ben rivayet ettim", diye cevab verdi."

Cinsel organa elin dokunmasıyla abdestin bozulmayacağına kail olanlar ise Talk b. Ali'nin hadîsiyle ihticac etmişlerdir. Ebû Dâvud, Tirmizi, Nesâî, İbn Mâce, Ahmed ve Dârakutnî onu şu lâfızla rivayet etmişlerdir:
"Adam eliyle tenasül organına dokunuyor, kendisine abdest gerekir mi?" Bu soru üzerine Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "O ancak senden bir parçadır (vücudun diğer parçalarına elini dokundurman ne ise, oraya dokundurman da odur.)"
Amr b. Ali bunu sahîhlemiştir. Ona göre, bu, Busra'nin hadîsinden daha çok subut derecesinde bulunuyordur. Nitekim Ali el-Medeni de bu hadîsin Busra hadîsinden daha hasen olduğuna dikkatleri çekmiştir. Ebû Cafer et-Tahavî, Mulazim hadîsinin isnadı doğrudur, muzdarib de değildir diyerek buna ağırlık vermiştir. (Şerhu Mââni’1-Asâr: 11/76) Kays b. Talk b. Ali'nin rivayet ettiği aynı hadîsi Mulâzım b. Amr de rivayet ettiği için Ebû Cafer et-Tahavî, "Mulâzım hadîsi" diye bahsetmiştir.

İmam Şafiî, Ebû Hatim, Ebû Zer'â Dârakutnî, Beyhaki ve İbn Cevzi, Kays b. Talk ve Mulâzim hadîsinin zayıf olduğunu söylemişlerdir. İbn Hibbân, Taberânî, İbn Arabi ve diğer bazı ilim adamları sözü edilen hadîsin hükmünün kaldırıldığına kâildirler. O bakımdan Beyhaki, "Busra'nin hadisini Talk hadisine tercihte bu kavl kâfi gelir" demiştir. Hem Buharî ve Muslim de Talk'ın hiçbir rivâyetiyle ihticac etmemişlerdir. Oysa Busra'nin hadîsinin bütün râvîleriyle ihticacı uygun görmüşlerdir.
Ayrıca İmam Şafiî diyor ki: "Biz, Kays b. Talk isminden sorduk, onu bilip tanıyana rastlayamadık." (Şevkâni, Neylu'l-evtâr: 1/234, 235)

Ebû Hatim, Ebû Zer'â ve arkadaşlarına göre, Kays b. Talk'ın hadîsiyle ihticac edilmez. Nitekim cinsel organa elini sürüp de abdest almayanlar veyl ile tehdîd edilmişlerdir. Ebû Hurayra ve Aişe (r.anha)'dan rivayet edilen hadîste şöyle buyurulmuştur:
"Ellerini cinsel organlarına sürüb de abdest almayanlara veyl olsun!" (Dârakutni)
Bilindiği gibi, veyl ile vaîd, vücubu gerektiren bir tabirdir.
Câbir (r.anh)'den yapılan rivayette ise, kasden elini sürerse abdesti bozulur, yanılarak dokundurursa, bozulmaz, şeklinde bir ifade kullanmıştır.

Sıddik Hasan Han, Kays b. Talk'ın değil, Talk b. Ali'nin hadisini şerhederken şöyle diyor:
"Beşler bu hadîsi tahrîc etmiştir; İbn Hibbân da onu sahihlemiştir. "Hafız Zehebî ise, Talk'ın rivayet ettiği hadîsi şu sözüyle över: "Talk'ın hadîsi Busra'nin hadîsinden daha hasendir".
İbn Medînî'yi şöyle tarif ediyor: "O, asrının hafızıdır, hadîs ilminde imamdır; hicrî 161 yılında doğmuştur. Buharî, Ebû Dâvud onun talebesidir."
Nesâî de diyor ki: "İbn Medînî sırf hadîs ilmi için yaratılmıştır."
Nevevî de şöyle diyor: "Onun yüze yakın te'lîfâti vardır..." (Fethu'l-allâm 11/42'den özetlenerek.)
Talk hadîsini Taberânî de sahihlemiştir.

Anlaşıldığı gibi birbirine muarız iki rivayet hakkında ilim adamlarının görüş ve tesbitleri hayli farklıdır. Ancak iki rivayetten birini reddetmek de mümkün değildir. Birinin diğerini neshettiği iddiası da isbatlanmamıştır. O bakımdan muctehid imamların bir kısmı Talk hadîsiyle, bir kısmı da Busra hadîsiyle ihticac etmiştir.
703 no'lu Ummu Habîbe hadîsine gelince, "ferc" tabiri kullanılmıştır ki, hem erkek, hem kadın cinsel organına şâmil gelir. Aynı zamanda dübürü da kendi kapsamına alır. Çünkü Arablar ona da zaman zaman "ferc" demişlerdir. Böylece abdesti bozma hususunda sadece adamın kendi cinsel organına dokunmasını söyleyerek bunu hususlandıranların görüşünün sıhhatli olmadığı ortaya çıkıyor.
Bu anlamda Aişe (r.anha)'dan şu hadîs rivayet edilmiştir ki, Ummu Habîbe'nin hadîsini kuvvetlendirmektedir:
"Sizden biriniz eliyle fercine dokunduğu zaman abdest alsın..." (Dârakutnî tahrîc etmiştir. Zâyıf hadis)
Ancak bu hadisin râvileri arasında Abdurrahman b. Abdullah el-Ömerî bulunuyor ki, zayıf kabul edilmiştir. Zehebî de Yahya b. Maîn'den naklen bu zatın zayıf olduğunu belirtmiş.
İmam Ahmed'in onun hakkında şöyle dediğini nakletmiştir:
"Onun hadîsi hiçbir şeye eşit değildir (sahih hadîs ölçülerinden hiçbirine uygunluk göstermemektedir). Hadisleri hemen hemen munker sayılmıştır. Yalancı olduğu için de elime geçen hadîslerini yırtıp imha ettim."
Buharî onun hakkında şöyle diyor:
"O ve kardeşi Kasım hakkında hayli söz söylenir..." Nesâî ise onun metruku'l-hadis olduğunu belirtmiştir." (Mîzanu'l-İ'tidal: 2/571 - 4900 nolu Abdurrahman...)

704 no'lu Ebû Hurayra hadîsini İbn Hibbân kendi Sahih'inde rivayet edib "Senedi sahih, nakilleri âdil bir hadîstir" demiştir. İbn Hâkim ve İbn Abdilberr onu sahihlemişler; Beyhaki ile Taberânî tahrîc etmişlerdir. İbn Seken diyor ki, "Bu babda rivayet edilenlerin en güzeli..." İmam Şafii, Hafız Bezzar ve Dârakutnî de Yezîd b. Abdulmelik tarikiyle rivayet etmişlerdir. (Şevkâni, Neylu'l-Evtar: l/236'dan özetlenerek...)

Nesâî ise, onun metruk olduğunu söylerken, başkaları da zayıf kabul etmiştir. Bununla beraber başta İmam Şafiî olmak üzere bazı değerli muctehid ve ilim adamları bu hadîsle ihticac etmişlerdir.

705 no'lu Amr b. Şuayb hadîsini İmam Tirmizî sahih kabul etmiştir. Ravileri arasında Bakıyye b. Velid bulunuyor ki, bu zat hakkında iyi tesbit yapmayan bazı ilim adamları "zayıf" derken, Zehebî onun ünlü bir hadîs âlimi olduğunu belirtiyor ve birçok mu'haddîslerin onun rivayetine itibar ettiğine dikkatleri çektikten sonra İbn Mubârak'in şu sözünü naklediyor:
"Bakıyye sadûktur. Ancak bazı döneklerden işittiğini de yazıyor."
Ahmed b. Hanbel onun hakkında diyor ki: "Bakıyye benim yanımda İsmail b. Iyâş'dan daha sevimlidir..." (Mizanu'l -İtidâl: 11/331-1250 nolu Bakıyye)

Tahavî bu konuda kırkın üstünde rivayet tesbit etmiştir. Hepsini ayrı ayrı buraya nakletmemize hacmimiz musait değildir. Birbirine muarız gibi görünen hadîsleri nakledib birtakım tahliller yaptıktan sonra cinsel organa el dokundurmaktan dolayı abdestin gerekmiyeceği kanaatini izah ediyor ve bu, Ebû Hanîfe, Ebû Yusuf, Muhammed b. Hasan'in kavlidir, diyerek konuyu bağlıyor. (Şerhu Maâni'1-Asâr: 1/79)



Çıkarılan Hükümler:

1
-
Cinsel organa el sürmek veya dokundurmak abdesti bozmaz. Çünkü o da vücuttan diğer parçalar gibi bir parçadır. (Bu, İmam Ebû Hanîfe ve arkadaşlarının kavlidir).

2- Kadın, erkek; yaşlı, küçük, ölü ve diri her insanın cinsel organına el sürmek veya dokundurmak abdesti bozduğu gibi, dübürüne de el sürmek abdesti bozar. (Bu, İmam Şafiî ve arkadaşlarının kavlidir).

3- Bilerek kasden elini cinsel organına süren kimsenin abdesti bozulur. Yanılarak, unutarak sürenin bozulmaz. (Bu daha çok İmam Ahmed'in görüşlerinden biridir).

4- Kişinin kendi cinsel organına dokunması bazı şartlarla abdesti bozar:
Ergen olması, arayerde perde bulunmaması, elin içi veya parmak uçları ya da yanlarıyla dokunması gibi... (Bu, İmam Mâlik'in kavlidir.)






***********


Zina Ettiği Kadının Anası ve Kızları :


Bir kadınla zina eden erkeğe o kadının ana ve nenesi, kızı ve evlâdının kızları haram olur, yani bunlarla artık nikâhlanması yasaktır. Bunun gibi, zina ettiği kadın da onun yani zina eden erkeğin babasına, dedesine, oğullarına ve torunlarına haramdır, bunlarla nikâhlanması yasaklanmıştır.
[Fethu'l-Kadîr - Kemal îbn Humam]

Şafiî Mezhebine göre, zina hurmet-i musaharatı gerektirmez. Şubheli cinsel yaklaşma ise gerektirir.
Hanbelî Mezhebine göre, hem zina, hem şubheli cinsel temas hurmeti musaharatı gerektirir. Böylece Hanbeli Mezhebi bu konuda Hanefî mezhebiyle birleşmektedir.
Mâliki Mezhebi ise bu konuda Şafiî Mezhebiyle aynı görüştedir.
[Kitabu'1-Fıkh Ala'l-Mezahibi'l-Arbaa : 4/63-67]


Yine Hanefî fukahasma göre, kadına şehvetle dokunmak, onu yine aynı duygu ile öpmek ve yine aynı duyguyla tenasul cihazına bakmak da kadının anasını haram kılar. Yani kadına bu tür dokunmalar ve bakmalar hurmet-i musaharatı gerektirir.
[Ez-Zahîre - Burhanettin Mahmut]


Tenin tene şehvetle dokunması ve kadınla yine bu duyguyla kucaklaşmak da aynı hükmün kapsamına girer. Şafiî mezhebine göre, bu ve benzeri şeyler günahsa da hurmet-i musaharatı gerektirmez.
Kadının erkeğin tenâsul aletine şehvetle bakması veya aynı duyguyla tutup okşaması, yine Hanefî mezhebine göre belirtilen hürmet gerektirir.
[EI-Cevheretu'n-Neyyire - Fetavâ-yi Hindiyye]


Tabii şehvetsiz dokunmak veya böyle bir duygu taşımadan bakmak hurmet-i musaharatı gerektirmez. Sahih olan da budur.
[Fetavâ-yi Kaadıhan.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/443-444. ]


Tenasul Cihazına Şehvetle Bakmanın Ölçü ve Anlamı :

Ayakta duranın değil de dizlerini dikerek oturan kadının tenasu cihazına şehvetle bakıldığı takdirde hurmet-i musaharatı gerektirdiği kabul edilir. Fetva buna göredir.
[El-Bedayi" – Kasanı]

Aynı şekilde oturan tadının tenasul cihazına cam arkasından veya çok ince bir örtü arkasından bakmak ta böyledir. Ayna veya suya akseden cenasül cihazma bakmak bu hüküm dışındadır, yani hürmeti gerektirmez. Ancak bu tür davranışlar büyük günahlardandır.
[Fetavâ-yi Kaadıhan]
Sahih olan görüş de budur.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/444]

Öz Kızının Tenasul Cihazına Bakarsa :

Adam öz kızının belirtilen ölçü ve anlamda tenasul cihazına bakarsa, anası kendisine artık haram olur. Aynı zamanda büyük günahlardan en çirkinini işlemiş sayılır.
Gece karısı olduğunu sanarak kızını şehvetle çimdiklerse, kız da iştiha çağında bulunuyorsa, artık bu durumda kızın anası ona ebediyen haram olur. Bunun için karı kocanın yatak odası daima ayn olmalı çocuklarla aynı odada yatmamaları gerekir. [Fethu'l-Kadîr - Kemal îbn Humam]

Saçlarını da baş kısmına gelen yerine dokunarak şehvetle okşamak da böyledir.

Hatırlatma :
İslâm fıkhında ilk bakışta lüzumsuz gibi görünen veya utandırıcı bir anlam taşıdığı kabul edilen meselelere sık sık yer verilmesi, mûminleri dinî konularda yeterince aydınlatmaya yöneliktir.
Bazen olmayacak meseleler üzerinde durularak açıklamalar yapılır, ona göre hükümler sergilenir. Bu da olmaz olmaz ya olursa, nasıl bir hüküm verilir? düşüncesine dayanmaktadır, Allah ve Peygamberi hakkı söylemekten çekinmez.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/444]

Kadının Üzerindeki Elbiseye Şehvetle Dokunmak :

Kadının üzerindeki elbise çok ince olur da erkek elini dokundurduğunda vücudun ısısını hissederse, o takdirde şehvetle dokunan bu el hurmet-i musahereti gerektirir. Elbise kalın olur da vücudun ısısı hissedilmezse, sadece günahkâr olur.
[Ez-Zahire Burhanettin Mahmut ; Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/445]

Dübürden Cinsel Temas Hürmeti Gerektirmez :

Kadına duburden cinsel yaklaşmada bulunmak, büyük günahların yine en çirkinlerindense de hurmet-i musahereti gerektirmez. En sahih görüş ve ictihad da budur.
[Et-Tebyîn - Zeylai - El~Muhit - Radıyûddin Serahsi.]
Fetva da buna göredir.

Ölü ile de cinsel yaklaşmada bulunmak büyük günahlardan biridir, ne var ki böyle bir temas hürmet-i müsaherete yol açmaz. Çünkü bu konuda cinsel yaklaşmadan veya şehvetle dokunmaktan maksad, dirinin diriyle munasebette bulunması veya şehvetle dokunması demektir.
[Fetava-yi Kaadıhan - Fetava-yi Hindiyye.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/445]


Evlendikten Sonra Hurmet-i Musaharatı İkrar Ederse :

Adam evlendikten sonra karısına, «senin annenle de cinsel temasta bulundum veya şehvetle onu tutup öptüm» derse, ayrılmalarına derhal karar verilir ve karı kocalık hükmü sona erer. Adam hâkimin huzurunda bunu inkâr da etse, yalan söyledim dese, yine hâkim tefrika karar verir.
Süt emme meselesi böyle değildir. Adam bir kadını göstererek «bu benim süt anamdır der, sonra onunla evlenmek isterken ben yanılmışım, o benim süt anam değildir, diye sözünü tashih ederse, o takdirde o kadınla evlenebilir. Çünkü süt emme konusunda insan yanılabiilr. Ama bir kadınla cinsel temasta bulunmaktan dolayı yanılma söz konusu değildir.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/445]

Adam, «Şehvetle Dokunmadım veya Şehvetle Bakmadım» Diye Îddia Ederse :

Kayınvalidesine veya başka bir kadına dokunur, öper veya tenasul cihazına bakar, sonra da ben böyle yaptım ama şehvetle değil, derse, öpme konusunda bu iddiası muteber sayılmaz. Dokunma ve bakma hususunda iddiasının aksi sabit olmadıkça, muteber sayılır.
[El-Muhit - Radıyûddin Serahsî]


Elle dokunma tenasül cihazına olursa, fukahanın çoğuna göre, ihvetle dokunmadım, diye ortaya koyduğu iddiaya iltifat edilmez - çünkü oraya herhalde şehvetle dokunulur. Kadının yanağını, dudak- ve başını öpen kimsenin «şehvetle öpmedim», demesi "kabul edilir mi, edilmez mi?
Hidâye sahibi Merğinani, kabul edilmez, demiştir. Bakkalî ise, «tenasül aleti munteşir vaziyette ise, kabul edilmez. leğilse kabul edilir», demiştir.
[El-Muhit - Radıyuddin Serahsî]


Kadının göğsünü de tutmak hurmet-i musahereti gerektirir. Bu adam isterse, «şehvetle tutmadım» desin.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/445-446]

Sarhoşun, Karısı Sanarak Kızıyla Cinsel Yaklaşmaya Yeltenmesi :

Sarhoş adam eve gelib karısı sanarak kırma şehvetle sarılıb öper ve cinsel temasta bulunmak ister, kızı da kön'or; tartmak suretiyle tabasının menfur tecavüzünü önlerse, kızın anası ona ebediyen haram olur.
[Tatarhaniyye - Fetâvâ-yi Hindiyye]


İslâm bununla da evin erkeğinin sarhoş bir vaziyette eve girmenesini, namuslu bir aile reisine yakışan ölçü ve davranışlar içinde bulunmasını sağlamayı amaçlamıştır. Aksine hareket edenleri de belirtilen şekilde maddî ve manevî cezalara çarptırmayı emretmiştir.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/446]

Zevcen Anasına Ne Yaptın? Sorusuna Verilen Cevab :

Biri diğerine «Zevcen anasına ne yaptın?» diye sorunca, o da Onunla cinsel temasta bulundum...» derse, hurmet-i musaharat sabit olur, böylece- karısı kendisine ebediyen haram olur.
[El-Muhit - Radıyuddin Serahsî.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/446]


Evlendiği Kızın Bakire Olmadığını Anlayınca, Ona Bunu Kim Yaptı Diye Sorması:

Evlendiği kızın bakire olmadığını görünce, «Kim senin bekâretini bozdu?» diye sorar, o da «senin baban...» diye cevab verirse, bu durumda koca olacak adam karısının bu iddiasını doğrularsa, kadın boş düşer ve mehir de gerekmez. Yalanlarsa, o takdirde boş düşmez ve karı koca ilişkileri devam eder.[Fetâvâ-yi Hindiyye : 1/276.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/446]

Kadın, Kocasının Oğlunun Kendisine Şehvetle Dokunduğunu Îddia Ederse :

Bu durumda kadın tasdik edilmez, bu hususta asıl kabule uygun olan söz, adamın oğlunun sözüdür. Oğlu bunu kabul ederse, o takdirde kadın kocasına haram olur.
[Siracu'l-Vehlmc – Halvani.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/447]


Babasının Karısını Şehvetle Öperse :

Adam, babasının karısını şehvetle öper veya baba, oğlunun karısını şehvetle öperse, bu durumda kadının iddiası yeterli değildir. Adamın bunu itiraf etmesi gerekir. İtiraf ettiği takdirde hurmet-i musaharat gerekir. Bu nedenle babanın ayrıldığı kadına mehir vermesi vâcib olur.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/447]

Hurmet-i Musaharat Gerektikten Sonra Adam Yine Eski Karısıyla Cinsel Yaklaşmada Bulunursa :

İmam Muhammed'e göre, nikâh, hurmet-i musahere ile kalkmaz, belki fâsid olur, hükümsüz kalır. Bu bakımdan hurmet-i musahere gerektiği halde adam eski karısıyla cinsel yaklaşmada bulunursa, zina sayılır, ama had gerekmez. Bu da tefrikten önce olursa böyledir. Tefrikten sonra had gerekir.
[ Ez-Zahîre - Burhanettin Mahmut. El-Muhit - Radıyuddin Serahsi - Fetâvâ-yi Hindiyye.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/447]


Anasını Baba, Kızını Da Oğlu Alabilir mi?

Bir yanda ana ile kızı, diğer yanda baba ile oğlu. Daha önce aralarında sıhriyyet bulunmadığı için baba olan adam kadınla, oğlu da o kadının kızıyla evlenebileceği gibi, bunun aksi de caizdir. Yani baba kız ile oğlu da o kızın anasıyla evlenebilir.
[El-Muhit - Radıyuddin Serahsi - Fetâvâ-yi Hindiyye.
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/447]



Hanefî Mezhebine Göre Hurmet-i Musahhara Şartları

A- Zina yoluyla meydana gelen haramlık:
Bir insan bir kadınla zinada bulunursa, artık o insan o kadının kızları, torunları ve annesiyle evlenemez.

B- Dokunma yoluyla haramlık:
Aşağıdaki şartların bir arada bulunmasıyla meydana gelir:

1. Erkek kadının bedeninin herhangi bir yerine dokunduğunda, dokunulan yerde elbise olmamalı, çıplak ten olmalı.

2. Kadının üzerinde elbise bulunuyor, fakat dokunduğunda vücudun sıcaklığını hissediyorsa, elbise ince olduğu için sıcaklığına mâni olmuyorsa.

3. Dokunma kadının saçına olmuşsa, bu dokunma sarkan saça değil de başın üzerindeki saça olmuşsa,

4. Dokunmada şehevî hissin bulunması.
Bu, erkekte âletinin hareketi, dikleşmesi; kadında ise kalbinin hareketi ve lezzet duymasıdır.

5. Alınan lezzetin dokunmaya yakın olması.
Dokunduktan sonra lezzet alıyor, şehevî hissi uyanıyorsa; bu, haramlığa sebeb olmaz.

6. Dokunulan kadının dokuz yaşından aşağı olmaması.

Bütün bu şart ve haller bir arada bulunursa haramlık sabit olur, aksi takdirde birinin olmamasıyla hurmet-i musahara gerçekleşmez.


C- Bakma yoluyla haramlığın meydana gelmesi:
Aşağıdaki şartların bulunması lâzımdır:

1. Erkek, kadının tenasul uzvunun dâhiline bakmış olması.
Dış kısmına bakmasıyla haramlık sabit olmaz. Kadın da erkeğin tenasul uzvuna bakmasıyla haramlık meydana gelir. Fakat, gerek kadının, gerekse erkeğin birbirlerinin bedenlerinin diğer kısımlarına bakmalarıyla haramlık sabit olmaz.

2. Gerek erkekte, gerekse kadında bakarken şehevî bir his bulunması -dokunmada olduğu gibi- şehevî hisse işaret olan hallerin mevcud olması gerekir.

3. Birbirlerinin aynaya veya suya yansımış, aksetmiş olan uzuvlarının görüntüsüne bakmamış olması.
Çünkü, aynadaki veya sudaki görüntüler hakiki olmadıkları için haramlığa sebeb olmaz. Fotoğraf ve filmdeki görüntüler de bu şekildedir.

4. Şehevî lezzetin bakıldığı anda duyulmuş olması, baktıktan sonra meydana gelmiş olmamasıdır.
Hurmet-i musahara, kişinin kayınvalidesine yukarıdaki şartların bir arada bulunması hâlinde dokunduğu veya baktığı hallerde de meydana gelir. Yâni;

Hanefî mezhebine göre, bu durumda insanın hanımı kendisine ebedî olarak haram olur. Aynı şekilde bir insanın kadınlık vasfına hâiz olmuş olan kızına bu şartların mevcud olmasıyla baktığında veya dokunduğunda yine hanımı kendisine ebedî olarak haram olur.

Bu bakma veya dokunmanın kasden, bilerek olmasıyla unutarak, yanlışlıkla, zorlama ve uyurken olması arasında bir fark yoktur. Yine bu hususta ayık ile sarhoş, buluğ çağına ermiş olanla, murahik, buluğ çağına gelmiş olan ve akıllı ile deli arasında da bir fark bulunmamaktadır.

Ayrıca haramlığı meydana getirecek şartların, yâni şehevî duygu ve belirtinin sâdece bir tarafta bulunması kâfidir. Her iki tarafta bulunmasına luzum kalmaz. Yalnız bu meseleler Hanefî mezhebine göredir.

Hanbelî mezhebine göre, sâdece "birleşme" hurmet-i musaharayı gerektirirken;
Şafiî mezhebine göre zina, dokunmak veya bakmakla hiçbir şekilde hurmet-i musahhara gerçekleşmez.
Mâliki'ye göre ise, ancak şehvetle elini, yüzünü öpmesi halinde haramlık sabit olur.
(Abdurrahman El Ceziri, “El Fıkhu alel Mezahibi'l Erbaa, C. IV, sf: 63-68;
İbni Âbidin, Reddu'l-Muhtar, C. II, sf: 278-248;
Ömer Nasuhi Bilmen, Hukuk-u îslâmiye ve Istılâhat-ı Fıkhiyye Kamusu, C. II, sf: 92-96
)



SÜT EMME SEBEBİYLE NİKÂHI HARAM OLAN KADINLAR:

Neseb cihetiyle haram olanlar redâ' (süt emzirme) cihetiyle de haramdır. Neseb cihetiyle haram olanlar : Ana, kız, kız kardeş, halâ, teyze, erkek kardeşin kızları, kız kardeşin kızlarıdır.
Kur'ân'da bu konu şöyle açıklanmıştır :
«Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halâlarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt analarınız, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarızdan (doğma) yanınızda beslediğiniz üvey kızlarınız, -analarıyla gerdeğe girmemişseniz onlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Öz oğullarınızın kanlarıyla ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmek suretiyle evlenmeniz haram kılınmıştır..[Nisa Sûresi, Âyet : 23]

Bu kaide ve ölçüye göre : Süt emziren kadın ana yerine geçsr ve kendisinden süt emen çocuğa haram olur. O halde oğula neseb cihetiyle haram olanlar süt emme cihetiyle de haramdır; bunu özetliyecek olursak şöyle bir sıralama yapabiliriz :
1. Süt emziren kadın, (süt emen çocuğun anası sayılır).
2. Süt emziren kadının anası, (süt emen çocuğun nenesi sayılır).
3. Süt emziren kadının kocasının anası, (burada ki kocadan maksad," sütün meydana gelmesine sebeb olan adamdır).
4. Süt emziren kadının kız kardeşi, (çünkü bu, süt emen çocuğun teyzesi sayılır).
5. Süt emziren kadının kız ve erkek çocuklarının kızları, (çünkü bunlar teyze ve halâlarının çocukları sayılır).
6. Süt kızkardeş. Bu ister ana baba bir, ister ana bir, isterse baba bir kızkardeş olsun farketmez.
Süt emme ve emzirme konusunu özel bahsinde açıklayacağımızdan burada teferruata geçmeyi gerekli görmüyoruz.
[Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/447-448]

Âlimlerin görüşü Kuran ve sünnette muhalif , aksi bir hüküm olmadığı sürece delil olabilir. Çünkü o gerçek alim (muctehid) ise mutlaka sahih bir delilden o hükmü çıkarmak için azami gayret sarfetmiş ve aldığı delilleri de sunar. Eğer biz delilleri göremiyor veya ulaşamamış isek , bunu kendilerinden sorup öğrenmeye çalışmamız mukallidler için gereklidir.
Alimin ehli sünnet olup olmaması , tağuta ve küfri düzenlere karşı tavrı önemli olmakla birlikte, Gerekli olan fıkıh , kuran sünnet , arabca , tefsir , vs. ilimlerine vakıf olması aranan şartlardan olmalıdır .


Hadis No : 3716 Ravi: İbnu Abbas,
Rasulullah (s.a.v.) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü.
Onun haberi Rasulullah (s.a.v.)'a ulaşmıştı. (Öfke ile) şunları söyledi:
"Onu öldürmüşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı."
Ebu Davud, Taharet 127, (337); İbnu Mace, Tahara 93, (572)


Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazı kılan, zekatı veren, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara büyük bir mukafat vereceğiz. (Nisa 162)


Cinsel Organa El Sürmek, Abdesti Bozar mı?
Çözüldü - Cinsel Organa El Sürmek, Abdesti Bozar Mı?
 
Üst Ana Sayfa Alt