Eminönü Belediyesince, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, tarihçi Prof. Dr. Vahdettin Engin ve Yrd. Doç. Dr. Erhan Afyoncu'ya hazırlatılan "Payitaht-ı Zemin Eminönü Bir Dünya Başkenti" adlı eser, Osmanlı'nın hayvan haklarına bakışını örnek bir uygulamayla gözler önüne serdi.
Kitapta, "Hayvanların tatili" başlığı altında yer alan bilgilere göre, Osmanlı toplumunda hayvanlara iyi davranılması konusunda hassasiyet gösterildi.
Padişah 3. Murad, 1587'de "yük beygirlerine taşıyabileceklerinden fazla yük yüklenmemesi konusunda" ferman çıkardı.
Fermanda, sahiplerinden, hayvanlarını iyi beslemeleri istenirken, hayvanlara tahammül edebilecekleri ağırlıktan fazlasını yüklemek de yasaklandı.
3. Murad'ın fermanından 300 yıl sonra 1856'da benzer konunun tekrar dile getirilmiş olması, bu anlayışın yüzyıllar boyu devam ettiğini gösterdi.
Osmanlı arşivlerinde yer alan 2 Ekim 1856 tarihli belgede, yük taşıyan hayvanlara iyi davranılması için öteden beri uygulanan kurallar hayvan sahiplerine yeniden hatırlatıldı.
"Belgede neler var?"
Söz konusu belgede şöyle deniliyor:
"Saadetli efendim hazretleri, beyana gerek olmadığı üzere, beygir hamallarının cuma günleri tatil eylemeleri ve beygir sahiplerinin beygirlerin boş olduğu halde üzerine binmemek üzere semerleri üzerine demir çubuklar mıhlattırmaları eski adettendir.
Fakat bir müddetten beri bu usule riayet edilmeyerek cuma günleri tatil edilmemekte ve sahipleri beygirleri yüklü olmadığı halde üzerlerine binerek birtakım çoluk çocuğa çiğnettirmektedirler.
Bu hal layıksız bir şeydir ve asla caiz değildir. Bundan böyle bunların cuma günleri tatil ederek semerleri üzerine dahi çivi mıhlattırmaları kati olarak sağlanmalıdır.
Ayrıca bu hususta beygir hamalları ile bu tür iş yapan diğer ekmek, sebze taşıyan esnafın kethüdalarına gerekli tebligatın yapılması ve esnafın devamlı kontrol altında bulundurulmasının şehremaneti yetkililerine dahi ifade kılınmasının tarafınıza bildirilmesi Meclis-i Vala'dan ifade edilmiş olmakla o yolda gereğinin yapılması hususunda tezkire yazıldı."
Ancak 1856'da bu kuralın uygulanması konusunda bazı sıkıntılar yaşandı.
Yük beygirleri ile ekmek, sebze, kömür gibi nakliyat yapan esnafın, cuma günleri de beygirlerini binek amaçlı kullandıkları tespit edildi.
Bunun üzerine harekete geçen şehremaneti (zabıta), esnaf birlikleri başkanlarını "yük hayvanlarının haftanın 6 günü çalışacağı, bir gün dinleneceği" konusunda uyardı.
Dinlenme gününde hayvanlara binilmemesi kuralının ihlal edilmemesi için görevli memurlar esnafı sürekli kontrol altında bulundurdu.
Yazarların değerlendirmesi
Kitabı hazırlayanların bilgileri yorumladığı bölümde ise şu görüşlere yer verildi:
"Aslında çok basit gibi görünen bu hadisenin üzerinde biraz düşünüldüğünde, çok önemli mesajlar içerdiği görülmektedir. Hayvanlara gösterilen günümüzde dahi örnek alınacak bir davranış biçimi olduğunu kabul etmek gerekir.
Söz konusu icraat ve hayvanlara gösterilen duyarlılık, benzerine kolay rastlanmayacak bir uygulama olarak Türk tarihi açısından olduğu kadar dünya tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır."
İnternetHaber
Kitapta, "Hayvanların tatili" başlığı altında yer alan bilgilere göre, Osmanlı toplumunda hayvanlara iyi davranılması konusunda hassasiyet gösterildi.
Padişah 3. Murad, 1587'de "yük beygirlerine taşıyabileceklerinden fazla yük yüklenmemesi konusunda" ferman çıkardı.
Fermanda, sahiplerinden, hayvanlarını iyi beslemeleri istenirken, hayvanlara tahammül edebilecekleri ağırlıktan fazlasını yüklemek de yasaklandı.
3. Murad'ın fermanından 300 yıl sonra 1856'da benzer konunun tekrar dile getirilmiş olması, bu anlayışın yüzyıllar boyu devam ettiğini gösterdi.
Osmanlı arşivlerinde yer alan 2 Ekim 1856 tarihli belgede, yük taşıyan hayvanlara iyi davranılması için öteden beri uygulanan kurallar hayvan sahiplerine yeniden hatırlatıldı.
"Belgede neler var?"
Söz konusu belgede şöyle deniliyor:
"Saadetli efendim hazretleri, beyana gerek olmadığı üzere, beygir hamallarının cuma günleri tatil eylemeleri ve beygir sahiplerinin beygirlerin boş olduğu halde üzerine binmemek üzere semerleri üzerine demir çubuklar mıhlattırmaları eski adettendir.
Fakat bir müddetten beri bu usule riayet edilmeyerek cuma günleri tatil edilmemekte ve sahipleri beygirleri yüklü olmadığı halde üzerlerine binerek birtakım çoluk çocuğa çiğnettirmektedirler.
Bu hal layıksız bir şeydir ve asla caiz değildir. Bundan böyle bunların cuma günleri tatil ederek semerleri üzerine dahi çivi mıhlattırmaları kati olarak sağlanmalıdır.
Ayrıca bu hususta beygir hamalları ile bu tür iş yapan diğer ekmek, sebze taşıyan esnafın kethüdalarına gerekli tebligatın yapılması ve esnafın devamlı kontrol altında bulundurulmasının şehremaneti yetkililerine dahi ifade kılınmasının tarafınıza bildirilmesi Meclis-i Vala'dan ifade edilmiş olmakla o yolda gereğinin yapılması hususunda tezkire yazıldı."
Ancak 1856'da bu kuralın uygulanması konusunda bazı sıkıntılar yaşandı.
Yük beygirleri ile ekmek, sebze, kömür gibi nakliyat yapan esnafın, cuma günleri de beygirlerini binek amaçlı kullandıkları tespit edildi.
Bunun üzerine harekete geçen şehremaneti (zabıta), esnaf birlikleri başkanlarını "yük hayvanlarının haftanın 6 günü çalışacağı, bir gün dinleneceği" konusunda uyardı.
Dinlenme gününde hayvanlara binilmemesi kuralının ihlal edilmemesi için görevli memurlar esnafı sürekli kontrol altında bulundurdu.
Yazarların değerlendirmesi
Kitabı hazırlayanların bilgileri yorumladığı bölümde ise şu görüşlere yer verildi:
"Aslında çok basit gibi görünen bu hadisenin üzerinde biraz düşünüldüğünde, çok önemli mesajlar içerdiği görülmektedir. Hayvanlara gösterilen günümüzde dahi örnek alınacak bir davranış biçimi olduğunu kabul etmek gerekir.
Söz konusu icraat ve hayvanlara gösterilen duyarlılık, benzerine kolay rastlanmayacak bir uygulama olarak Türk tarihi açısından olduğu kadar dünya tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır."
İnternetHaber