Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

PES Dedirten haber, Ahmet Davutoğlu: “IŞİD ile Suriye rejimi arasında ortaklık var”

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ahmet Davutoğlu: “IŞİD ile Suriye rejimi arasında ortaklık var”

Ahmet Davutoğlu: “IŞİD ile Suriye rejimi arasında ortaklık var” Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ‘Ne zaman Suriye’nin Kuzeyi’nde muhalefet güçlendi, IŞİD o zaman çıktı. Perde gerisinde bunlarla rejim arasında ortaklık var’ dedi....
9 Ocak 2014 16:49

Ahmet Davutoğlu: “IŞİD ile Suriye rejimi arasında ortaklık var”

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ‘Ne zaman Suriye’nin Kuzeyi’nde muhalefet güçlendi, IŞİD o zaman çıktı. Perde gerisinde bunlarla rejim arasında ortaklık var’ dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk oldu.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’deki radikal unsurları desteklediğine dönük psikolojik hareket yürütüldüğünü belirterek, “Suriye rejimi unsurları, PYD unsurları, El-Kaide unsurları bizim için güvenlik riski oluşturan faktörlerdir” dedi.

Esed yönetiminin muhalefet olarak gördüklerini terörle suçladıkları belirten Davutoğlu, “Terör tehdidini bastırmak için daha büyük bir şiddet uygulama konusunda meşruiyet kazanmış oluyorlar, bu durum da çatışmaları körüklüyor” şeklinde konuştu.

Davutoğlu, Hizbullah dahil Suriye’deki bütün yabancı unsurların dışarı çıkması gerektiğini dile getirdi. “Suriye rejimi unsurları, PYD unsurları, El-Kaide unsurları bizim için güvenlik riski oluşturan faktörlerdir” diyen Davutoğlu, bu konuda “Türkiye’ye dönük bir psikolojik harekat yapılıyor sanki, Türkiye silahlı grupları destekliyormuş gibi” değerlendirmesinde bulundu.

Ahmet Davutoğlu, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) konusunda da “Ne zaman Suriye’nin Kuzeyi’nde muhalefet güçlendi, Irak Şam İslam Devleti o zaman ortaya çıktı. Perde gerisinde bunlarla rejim arasında ortaklık var” sözlerini kullandı. Davutoğlu, Suriye’deki radikal unsurların uyguladıkları yanlış yöntemlerin de rejimi “ehvenişer” denilecek noktaya getirdiğini kaydetti.

Suriye muhalefetinin Cenevre-2 Konferansı’na katılması istediklerini ifade eden Davutoğlu, İran’ın katılımı konusunda ise “İran’ın Cenevre-2′ye katılmasını doğru buluyoruz” diye konuştu.

Davutoğlu, Suriye’deki insani durum konusunda da Birleşmiş Milletleri (BM) şu sözlerle eleştirdi: “Bütün yüzyılın en büyük insani kaybının yaşandığı Suriye’de BM tavır alamıyor. BMGK’ya ne zaman ihtiyacımız var, bugün yoksa… Karar alma kabiliyeti olmayan bir örgütün uygulama kabiliyeti kalmaz” dedi.

Davutoğlu, “Uluslararası toplum diye bir toplum varsa, bu toplumun varoluş ispatını kaybettiği yer Suriye’dir” şeklinde konuştu.

Irak’taki Türk vatandaşlarının zarar görmemesi için tedbir alındı

“Türkiye’nin de en büyük menfaati, Irak’ta taraflar arasındaki ihtilafın çözülmesi ve enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden aktarılmasıdır.” diyen Davutoğlu, Irak’taki Türk şirketlerinin ve vatandaşlarının, bu ülke içindeki çatışmalardan zarar görmemesi için gerekli her türlü tedbirin alındığını bildirdi.

Bakan Davutoğlu, Başbakan Erdoğan’ın bu ay öngörülen Tahran ziyaretinde İran’la ikili ilişkilerdeki tüm konuların yanısıra Suriye krizinin ele alınacağını, ticaretle ilgili ilişkilerin son derece iyi seyrettiğini söyledi.

Davutoğlu, “Paralel yapılar dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez ve buna tolerans gösterilemez
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Davutoğlu veya diğerleri,ne için savaşıldığını bilmiyorlarki kimin için savaşıldığını bilsinler.Kimin kime yakın inanç ve mücadele arkadaşı olduğunu da bilmezler.Onlar sadece amerika terörist derse terörist,güvenilir derse güvenilir demekten başka bir şey bilmezler.Şeriata aşırı din tanımı yapan ama o öyle değil falan gibi bir mazaretlere giren tipte didar gibi görünen ama laik vatandaş işte.Açıklamalar da bu bilgisizliğin bir skandal tezahürü.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Zır cahilmiş
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
38926.jpg

Bekir Bozdağ: Allah şirk devlet şerik kabul etmez
Bekir Bozdağ gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı.
09 Ocak 2014 Perşembe Saat 17:09

Gazetecilerle görüşen Bekir Bozdağ'a “Kim AK Parti’yi vurmak isteyenler, ete kemiğe büründürebilir misiniz?” diye soruldu. Adalet Bakanı soruya şu cevabı verdi: “Kamuoyunun ve sizin buna dair bir takım değerlendirme ve yorumları zaten var. Ben şu anda isimlendirme yapmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Vakti zamanı geldiğinde değerlendirmelerimizi yapar ve kim olduklarını da açıklarız. Hukuku çiğneyerek, medya ile birlikte kameraların önünde yapılan bir linç kampanyası, hukuka olan güveni ortadan kaldırır.”

DEVLETTE ŞERİK OLMAZ
Bozdağ, son günlerdeki görevden almalar, yer değiştirmeler, atamalarla ilgili olarak “Yasaya uygun atandıkları gibi yasaya uygun görevden alınabilirler” değerlendirmesi yaptı. Bozdağ, şöyle devam etti: “İdare hukukunda müktesep hak olmaz. Bu devlet 76 milyonun. Eğer mensubiyetler ve farklılıklar, görevlerin icrasına yansırsa, o zaman devlet ona müdahale eder. Herkesin hukuka uygun davranması lazım. Allah şirk, devlet de şerik kabul etmez"
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Devlet dediğin Allah değildir Bekir Bey

10/01/2014
“ALLAH şirk, devlet de şerik kabul etmez” demiş yargıyı toptan kendisine bağlamaya çalışan yeni Adalet Bakanı Bekir Bozdağ...
*

Allah, şirk kabul etmez tabii ki...
Ama “devlet”, Allah değildir ki...

*

Hatta “devlet” ile “Allah” arasındaki en önemli fark şudur:
Allah şirk kabul etmez, devlet ise şirki olmazsa olmaz sayar.

*

Devlet, şirke bulaşmak zorundadır.
Şerikleri olmalıdır devletin...
Müşrik olmak zorundadır devlet.
Çünkü...
Devlet, müşrik olmazsa...
Allah’lık taslamaya kalkar.Allah’lık taslamaya kalkan bir devlet ise...
Allah’ın güzel sıfatlarından ve özelliklerinden mahrum olduğundan...
Yeryüzünün en ceberut, en zalim, en vicdansız aygıtına dönüşüverir.
Hafazanallah!

*

Allah tektir, doğmamıştır, doğurmamıştır, adildir, egemendir, rahmandır, rahimdir, ortağı yoktur, denetleyicisi yoktur...
Allah’ı Allah yapan özellikler bunlardır.

*

Devlete gelince...
Yasaması vardır ayrı telden çalar, yürütmesivardır ayrı telden çalar, yargısı vardır ayrı telden çalar.
Bu “üç unsur”, ne kadar ayrı telden çalarsa...
Devlet de o kadar “adam gibi devlet” olur.
Eğer bu üç unsur, sadece Bekir Bey’in istediği türden nağmelerle ortalığı inletirse... Böyle bir devlet, “Allah’lık taslayan devlet”ten başka bir şey olmaz.

*

Allah’ın firavunun şahsında anlattığı devlet, Allah’lık taslayan devletten başka bir şey değildir.
Allah’ın Nemrut’un şahsında anlattığı devlet, Allah’lık taslayan devletten başka bir şey değildir.
İbrahim’lerin, Musa’ların devirdikleri, yerlere çaldıkları yönetimler, “Devlete şirk koşulmaz”diyerek Allah’lık taslayan yönetimler olmuştur.

*

Bekir Bey... Bekir Bey...Siz çıkıp da...
“Sorgusuz sualsiz, hesapsız kitapsız, astığı astık, kestiği kestik, çaldığı düdük, sınırsız sorumsuz bir voyvoda gibi yöneteceğiz bu devleti” derseniz...
Ardından da...
“Nasıl Allah’a şirk koşulmazsa bana da şirk koşulmaz” derseniz...
İki tehlikeye birden düşersiniz:
- BİR: Şeffaf, adil, hesap verebilir bir hukuk devleti anlayışını yıkmış olursunuz...
- İKİ: Devleti ilahlaştırarak öteki dünyanızı tehlikeye atmış olursunuz...
Bekir Bey...
Birinci tehlikeden kurtulmak için...
Yargıyı kendinize bağlamaktan vazgeçmelisiniz.
İkinci tehlikeden kurtulmak için ise...
Tövbe etmelisiniz.


Hürriyet
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Bu son yazıdan çıkardığım sonuç,
Devlet hiç bir zaman Allahın belirlediği adalet temeli üzerinden yönetilmez,her organı birbirinden bağımısız olmalıdır.Devleti tek kişi yönetirse devlet ilahlaşmış olur.
Ne saçma bir tez.Okuyan kişi bu yazıya hak verirse,şeriatın devlette şirk koşulması gibi bir sonuca vardırır.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu son yazıdan çıkardığım sonuç,
Devlet hiç bir zaman Allahın belirlediği adalet temeli üzerinden yönetilmez,her organı birbirinden bağımısız olmalıdır.Devleti tek kişi yönetirse devlet ilahlaşmış olur.
Ne saçma bir tez.Okuyan kişi bu yazıya hak verirse,şeriatın devlette şirk koşulması gibi bir sonuca vardırır.
Haklisin. Eklemek teki amacim baskaydi
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ne saçma bir tez.Okuyan kişi bu yazıya hak verirse,şeriatın devlette şirk koşulması gibi bir sonuca vardırır.

Bahis konusu olan yazı ise AKPnin devlet benim demeyi de aşıp rablik taslaması ile ilgili olup yasamada yürütmede yargıda benim deyip her türlü kontro l ve denetim mekanizmasını devreden çıkarma çabası ile ilgilidir. Yanlış sonuç çıkarmışsınız zira dedikleri tamamı ile doğrudur . Yasa ister laik ister islami olsun yargı tarafından korunur, ve yürütme bu yargıca denetlenir yürütme yargının veasayeti altında olmadığı sürece daima keyfi uygulamaalar söz konusu olur .Bunun dışındaki devlet tipi hitler ya da kuzey koredeki kim il bilmemne gibi kişilerin putlaştırıldığı devlet tipleridir ki asıl müşrikin daniskası bunlardır . Hiç bir yöneticinin bu ister müüslüman ister başka bir şey olsun keyfi hareket etme hakkı yoktur . Boşunamı şeyhülislamlık kurumu ortaya çıktı ? Ya da boşunamı bir sürü alim hapishanelere gönderildi .Bunlar yürütmenin üzerinde yasanın varlığına inanarak yargının varlığı ile yürütmeye çeki düzen vermeye çalışıyorlardı . Kişi devlet benim öyleyse yürütme de yasama da yargıda benim derse bu direk rablik taslamaktır .Yani devlet kendi içerisinde güçler birliğindeki "ortaklardan" oluştuğu için şirk koşma mecburiyetindedir . Buradaki şirkin Allaha şirk koşulması ile alakası yoktur . "Tıpkı" iki kişinin ortaklık kurdukları zaman Allaha şirk koşmadan şirket kurmuş olmaları gibi . Devletin kurumlarının organlarının şirkide böyledir.
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
o zaman şu anki şirk düzeni bağımsız bir yapıda yürüdüğü için en doğrusudur mu demiş oluyorsunuz.zaten bağımsız denilen kurumların hiçbiri bağımsız değildir.Ya avrupa kurumlarına ya belli bir ideolojik anayasa kurumuna yada ideolojiden ve dış yardımların beslemesinden taraflı olmak durumunda kalırlar.

devlette şirk olmaz şura olur.devlette bir hiyerarşi düzeni vardır,en üst makam siyaset sonrası adalet,sonrası emniyet,sonrası maliye,sonrası eğitim.Bu hiyerarşik yapının hepsi Allahtan indirdiklerinden peygamberin bildirdiklerinden başka hüküm veremeyecek olan siyaset makamına bağlıdır.Siyaset makamı,adalet makamından adalet konusundaki yapacaklarından dolayı görüş alır ve kararını buna göre verir.Siyaset makamı karar mercii,adalet makamı fetva merci,diğer makamlar da icra merciidir.Siyaset makamındaki şayet Allahın emri olan fetvayı aldıktan sonra aksi bir davranış ortaya koyarsa,bütün hiyerarşik yapıdakiler itaatte zorlanamaz.Devlette şirkin konusuna giremez.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ben bunu şu amaçla eklemiştim.
Kendisine dini parti , islamı savunuyoruz diyenlerin , ağızlarından çıkan kelimelerin ne kadar dini bilmediklerini göstermiş olması,
Buna cevabın da hürriyet gibi bir gazeteden çıkması.. Yani o derece bir laf edilmiş ki hürriyet bile bu lafı kaldıramamış.

Diğer konuyu tartışıyorsunuz. tartışmanın bu yöne kayacağını Bilseydim yazıyı eklemezdim
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Konunun daha fazla yoruma ihtiyacı kalmamıştır.Konu Kilit.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt