I
Çevrimdışı
بســـم الله الرحمن الرحيم
Peygamber lerin ve Salih Zatların Makamları
Peygamber lerin ve salih amelleri ile tanınmış seçkin şahsiyetlerin “makam” ları olarak bilinen yerlere gelince:
Buralar söz konusu peygamber ler ile salih kişilerin hayattayk en bir süre için bulundukl arı veya ikamet ettikleri, yada ibadet ettikleri ve fakat mescid haline dönüştürmemiş oldukları yerlerdir . Şahsî araştırmalarıma göre tanınmış alimler tarafından bu konuda şu iki farklı görüş ileri sürülmüştür.
1 - Bu görüşlerden biri, bu tür yerleri ziyaret etmeyi yasak ve mekruh sayar, şeriatın ibadet alanı olarak belirlediği bir kaç tanesi dışında bu tür yerleri özel ve öncelikli birer ibadet yeri olarak seçmeyi müstahab (özendirilecek bir hareket) kabul etmez. Şeriatın ibadet alanı olarak belirlediği bu tür yerlerin başlıca örnekleri, Peygamber imize ibadet alanı olmuş yerlerdir . Meselâ Peygamber imizin “İbrahim makamı”ında, “sütunun (üstüvanenin) altında”, çeşitli mescidler de ve cemaatler in ilk saflarında namaz kılması ve böyle yapmayı özendirmesi gibi.
2 - Bu görüşlerden diğerine göre, bu tür yerleri gezip görmenin hiç bir sakıncası yoktur. Tıpkı Abdullah b. Ömer'in (Allah her ikisinden de razı olsun) Peygamber imizin vefatından sonra O'nun vaktiyle gezip yaşadığı yerleri adım adım gezip ziyaret etmesi gibi. Hatta bu gezi programı içine Rasûlullah'ın hiç bir özel amaç taşımaksızın, tamamen rastgele gezip bulunduğu yerleri de katmıştır.
Bu konu ile ilgili olarak Sind-i Havatimî şunları söylüyor:
“Bir defasında Ebu Abdullah'a (Hanbelî'ye) halkın gezip gördüğü çeşitli ziyaret yerleri hakkında ne düşündüğünü sorduk. Bize şöyle cevap verdi:
“Bildiğiniz gibi, sahabiler den İbn-i Ümm-i Mektum, Peygamber imizden evinde namaz kılarak orayı namaz yeri haline dönüştürmesini rica etmişti. Yine bildiğiniz gibi, Abdullah b. Ömer Peygamber imizin sağlığında gezdiği ve kendisind en izler kalan yerleri adım adım gezip görmüştür. Bu iki olayı göz önüne alırsak, bu tür ziyaret yerlerini gezip, görmenin sakıncasız olduğu sonucuna varırız. Fakat halk bu konuda çok ileri gidiyor, aşırı biçimde ölçüyü kaçırıyor.”
Öte yandan Hanbelî'nin bu görüşünü Ahmed b. Kasım da şöyle anlatıyor:
“Bir defasında Hanbelî'ye gerek Medine'de ve gerekse başka şehirlerde bulunan bazı ziyaret yerlerini gidip görmek hakkında ne düşündüğünü sordular. Hanbelî bu soruya şöyle karşılık verdi:
“Bildiğiniz gibi sahabiler den İbn-i Ümm-i Mektum, Peygamber imizden evinde namaz kılarak orayı namaz yeri haline dönüştürmesini rica etmişti. Yine bildiğiniz gibi, Abdullah b. Ömer, Peygamber imiz'in vefatından sonra O'nun gezip yaşadığı yerleri, Peygamber imizin bu yerlerdek i hareketle rini de aynen tekrarlam aya çalışarak gezip görmüştü. Öyle ki, bir yere su döktüğünü görenlerin neden öyle yaptığını sormaları üzerine, Peygamber imizin vaktiyle ayni yere su dökmüş olduğunu söyleyerek cevap vermişti. Bu iki olaya bakarsak bu işte hiç bir sakınca yoktur.”
Hanbelî bu “sözleri ile söz konusu gezi ve ziyaretle ri serbest saydığını ifade ettikten sonra:
“Fakat halk bu konuda çok ileri gidiyor, ölçüyü iyice kaçırıyor” diyerek bu tesbitine örnek olarak Hz. Hüseyin'in (Allah ondan razı olsun) mezarı başında yapılan gösterileri zikretti.”
Okuduğumuz bu iki belgeyi Ebu Bekir Hilâl'in “Kitab-ul Edeb” adlı eserinden aldık.
Peygamber lerin ve Salih Zatların Makamları
Peygamber lerin ve salih amelleri ile tanınmış seçkin şahsiyetlerin “makam” ları olarak bilinen yerlere gelince:
Buralar söz konusu peygamber ler ile salih kişilerin hayattayk en bir süre için bulundukl arı veya ikamet ettikleri, yada ibadet ettikleri ve fakat mescid haline dönüştürmemiş oldukları yerlerdir . Şahsî araştırmalarıma göre tanınmış alimler tarafından bu konuda şu iki farklı görüş ileri sürülmüştür.
1 - Bu görüşlerden biri, bu tür yerleri ziyaret etmeyi yasak ve mekruh sayar, şeriatın ibadet alanı olarak belirlediği bir kaç tanesi dışında bu tür yerleri özel ve öncelikli birer ibadet yeri olarak seçmeyi müstahab (özendirilecek bir hareket) kabul etmez. Şeriatın ibadet alanı olarak belirlediği bu tür yerlerin başlıca örnekleri, Peygamber imize ibadet alanı olmuş yerlerdir . Meselâ Peygamber imizin “İbrahim makamı”ında, “sütunun (üstüvanenin) altında”, çeşitli mescidler de ve cemaatler in ilk saflarında namaz kılması ve böyle yapmayı özendirmesi gibi.
2 - Bu görüşlerden diğerine göre, bu tür yerleri gezip görmenin hiç bir sakıncası yoktur. Tıpkı Abdullah b. Ömer'in (Allah her ikisinden de razı olsun) Peygamber imizin vefatından sonra O'nun vaktiyle gezip yaşadığı yerleri adım adım gezip ziyaret etmesi gibi. Hatta bu gezi programı içine Rasûlullah'ın hiç bir özel amaç taşımaksızın, tamamen rastgele gezip bulunduğu yerleri de katmıştır.
Bu konu ile ilgili olarak Sind-i Havatimî şunları söylüyor:
“Bir defasında Ebu Abdullah'a (Hanbelî'ye) halkın gezip gördüğü çeşitli ziyaret yerleri hakkında ne düşündüğünü sorduk. Bize şöyle cevap verdi:
“Bildiğiniz gibi, sahabiler den İbn-i Ümm-i Mektum, Peygamber imizden evinde namaz kılarak orayı namaz yeri haline dönüştürmesini rica etmişti. Yine bildiğiniz gibi, Abdullah b. Ömer Peygamber imizin sağlığında gezdiği ve kendisind en izler kalan yerleri adım adım gezip görmüştür. Bu iki olayı göz önüne alırsak, bu tür ziyaret yerlerini gezip, görmenin sakıncasız olduğu sonucuna varırız. Fakat halk bu konuda çok ileri gidiyor, aşırı biçimde ölçüyü kaçırıyor.”
Öte yandan Hanbelî'nin bu görüşünü Ahmed b. Kasım da şöyle anlatıyor:
“Bir defasında Hanbelî'ye gerek Medine'de ve gerekse başka şehirlerde bulunan bazı ziyaret yerlerini gidip görmek hakkında ne düşündüğünü sordular. Hanbelî bu soruya şöyle karşılık verdi:
“Bildiğiniz gibi sahabiler den İbn-i Ümm-i Mektum, Peygamber imizden evinde namaz kılarak orayı namaz yeri haline dönüştürmesini rica etmişti. Yine bildiğiniz gibi, Abdullah b. Ömer, Peygamber imiz'in vefatından sonra O'nun gezip yaşadığı yerleri, Peygamber imizin bu yerlerdek i hareketle rini de aynen tekrarlam aya çalışarak gezip görmüştü. Öyle ki, bir yere su döktüğünü görenlerin neden öyle yaptığını sormaları üzerine, Peygamber imizin vaktiyle ayni yere su dökmüş olduğunu söyleyerek cevap vermişti. Bu iki olaya bakarsak bu işte hiç bir sakınca yoktur.”
Hanbelî bu “sözleri ile söz konusu gezi ve ziyaretle ri serbest saydığını ifade ettikten sonra:
“Fakat halk bu konuda çok ileri gidiyor, ölçüyü iyice kaçırıyor” diyerek bu tesbitine örnek olarak Hz. Hüseyin'in (Allah ondan razı olsun) mezarı başında yapılan gösterileri zikretti.”
Okuduğumuz bu iki belgeyi Ebu Bekir Hilâl'in “Kitab-ul Edeb” adlı eserinden aldık.