Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

peygamberimiz s.a.v mirac'a bedenlemi yükseldi?

E Çevrimdışı

El-Elbani

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
bedeniyle gitmiştir çünkü ayette kulunu lafzı geçiyor ruhunu değil Alimlerin hepside bedenen gittiğini söylüyorlar
 
E Çevrimdışı

El-Elbani

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir. (17/1)

Hani sana: Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır, demiştik. Sana gösterdiğimiz o görüntüleri ve Kur'an'da lânetlenen ağacı, ancak insanları sınamak için meydana getirdik. Biz onları korkuturuz da, bu onlara, büyük bir azgınlıktan başka bir şey sağlamaz. (17/60)

Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü, (53/13)

Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında. (53/14)

Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır. (53/15)

Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. (53/16)

Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. (53/17)

Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. (53/18)
Bak kardeş ilk ayet bunun delilli bedenen yükselmediyse ruhunu yükseltti olurdu ayet ibn kesir ve tebarani nin tefsir kitaplarına bakabilirsin
 
E Çevrimdışı

ebumuhammed

Üye
İslam-TR Üyesi
eğer ruh olsa idi bunda bir harikuladelik aranmazdı değilmi,bedenen çıkması ona mucize oldu,yoksa derin uykuya dalan he insanın ruhu yükseliyor bir anlamda ama mucize değil keramet değil.
buda mirac hadislerinden sadece bir tanesi;
Bize Hudbe İbnu Halid tahdis etti. Bize Hemmam İbn Yahya tahdis etti. Bize Katade, Enes ibn Malik’ten tahdis etti ki, Malik İbnu Sa'saa (r.a.) şöyle demiştir: "Bize Peygamber (s.a.v.) İsra’dan, yani yürütüldüğü geceden haber verip, biz sahabilerine şöyle tahdis etti:
"Ben Hatim’de yatmış bulunduğum sırada –râvi Katade: Belki Peygamber “el-Hıcr'da bulunduğum sırada” buyurdu, demiştir- bana gelen Cibril geldi de, (göğsümü uzunlamasına) yardı.
–Ravi Katade: Ben Enes İbn Malik’in “Şuradan şuraya kadar yardı” dediğini işittim. Ben yanımda bulunan Enes’in arkadaşı Carud’a: Enes’in “Şuradan şuraya kadar yardı” sözüyle maksadı nedir? diye sordum. O da bu işaret olunan yerin boğaz çukurundan kıl bittiği yere kadar yani göğsün ön tarafı olduğunu bildirdi, demiştir. Katade: Ben yine Enes’den: Göğsün başından kıl bitimine kadar… derken işittim, demiştir.-
Ve kalbimi çıkardı. Sonra bana, içi iman dolu, altından bir tas getirildi. Kalbim yıkandı. Sonra içine iman dolduruldu. Sonra eski haline iade olundu. Daha sonra bana katırdan küçük, merkepten büyük beyaz bir binit getirildi.
-el-Carud İbnu Subre, Enes İbn Malik’e: “O burak mıdır yâ ebâ Hamza?” diye sordu. Enes de: “Evet, o Burak’tır; o, adımını gözünün erişebildiği yerin en sonuna atar, demiştir.- (Peygamber şöyle devam etti):
“Ben onun üzerine bindirildim. Cibril de benimle yola çıktı. Nihayet dünya semasına vardı. Cibril gök kapısının açılmasını istedi.
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti. (Gök meleği Hazin tarafından)
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" denildi.
Ve hemen gök kapısı açıldı. Ben oraya ulaşınca Adem Peygamberle karşılaştım. Cibril bana:
"Bu senin baban Adem'dir! O'na selam ver!" dedi. Ben de ona selam verdim. Adem selamımı alıp karşılık verdi. Sonra bana:
"Merhaba salih oğul ve salih peygamber!" dedi. Sonra Cibril (benimle) ikinci semaya yükseldi. Oranın kapısının açılmasını istedi.
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti. Sonra:
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" denildi.
Ve hemen gök kapısı açıldı. Ben oraya ulaşınca Hz. Yahya ve Hz. İsa aleyhimasselam ile karşılaştım. Onlar teyze oğullarıydı. Hz Cebrail:
"Bu gördüklerin Hz. Yahya ve Hz. İsa'dırlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Onlar da selamımı alıp karşılık verdiler. Sonra:
"Merhaba salih kardeş ve salih peygamber!" dediler. Sonra Cibril benimle üçüncü semaya yükseldi. Bunun da açılmasını istedi.
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti. (Oradaki melek tarafından):
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" denildi.
Ve hemen gök kapısı açıldı. İçeri girince Hz. Yusuf aleyhiselam'la karşılaştık. Cebrail:
"Bu Yusuf'tur! O'na selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamımı alıp karşılık verdi. Sonra:
"Merhaba salih kardeş ve salih peygamber!" dedi. Sonra Cibril benimle yükseldi. Nihayet dördüncü semaya vardı. Oranın açılmasını istedi. (Oradan da:)
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti. (Oradaki melek tarafından):
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" denildi.
Ve hemen gök kapısı açıldı. Ben dördüncü kat göğe vardığımda Hz. İdris aleyhisselam ile karşılaştım. Cibril bana:
"Bu İdris'tir, O'na selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra bana:
"Merhaba salih kardeş ve salih peygamber." dedi. Sonra Cibril benimle yükseldi. Nihayet beşinci semaya ulaştı. Onun da açılmasını istedi.
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti.
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" denildi.
Ve hemen gök kapısı açıldı. İçeri girince, Harun aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail aleyhisselam:
"Bu Harun aleyhisselam'dır. O'na selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu ve:
"Merhaba salih kardeş ve salih peygamber." dedi. Sonra Cibril benimle yükseldi, nihayet altıncı semaya ulaştı. Oranın açılmasını istedi.
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti. Bu göğün bekçisi:
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" dedi.
Bu altıncı göğe varınca Musa peygamberle karşılaştım. Cibril bana:
"Bu Musa aleyhisselam'dır. O'na selam ver!" dedi. Ben de Musa’ya selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu ve:
"Merhaba salih kardeş ve salih peygamber." dedi. Ben Musa’yı bırakıp geçince, Musa ağlamaya başladı. Ona:
“Seni ağlatan nedir?” denildi. O da:
“Çünkü benden sonra genç bir peygambere bey’at olundu. O’nun ümmetinden cennete girecek olanlar, benim ümmetimden cennete gireceklerden daha çoktur (beni ağlatan budur), dedi.
Sonra Cibril benimle yedinci göğe yükseldi. Gök kapısının açılmasını istedi.
"Kimdir o?" denildi.
"Cibril’im!" dedi.
"Beraberindeki kimdir?" diye soruldu.
"Muhammed’dir (aleyhissalâtu vesselâm)!" diye cevap verdi.
"O'na Mirac daveti gönderildi mi?" denildi.
"Evet, gönderildi!" diye tasdik etti. Bu göğün bekçisi:
"Merhaba gelen Zat’a! Bu gelen kişi ne güzel bir gelişle geldi?" dedi.
Bu yedinci kata ulaşınca İbrahim aleyhisselam ile karşılaştım. Cibril:
"Bu baban İbrahim'dir, O'na selam ver!" dedi. Ben de İbrahim’e selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra:
"Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi
Sonra Sidretü'l-Münteha'ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen'in) hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail aleyhisselam bana:
"İşte bu Sidretü'l-Münteha'dır!" dedi.
Ben burada dört nehirle karşılaştım: İkisi batınî nehir, ikisi zahirî nehir.
"Bunlar nedir, ey Cibril?" diye sordum. Hz. Cebrail:
"Şu iki batınî nehir cennetin iki nehridir. Zahirî olanların biri Nil, diğeri Fırat'tır!" dedi. Sonra bana el-Beytü'l-Ma'mur yükseltildi. (Ona her gün yetmiş bin melek giriyordu.)
Sonra bana bir kapta şarap, bir kapta süt, bir kapta da bal getirildi. Ben sütü aldım. Cebrail aleyhisselam:
"Bu (aldığın), fıtrat(a uygun olan)dır, sen ve ümmetin bu fıtrat (yaratılış, İslam hilkati) üzeresiniz!" dedi.
Resulullah devamla dedi ki:
"Sonra bana, her günde elli vakit olmak üzere namaz farz kılındı. Oradan geri döndüm. Hz. Musa aleyhisselam'a uğradım. Bana:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Gece ve gündüzde elli vakit namazla!" dedim.
"Ümmetin, her gün elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden önce insanları tecrübe ettim. Benî İsrail'e muamelelerin en şiddetlisini uyguladım (muvaffak olamadım). Sen çabuk Rabbine dön, bunda ümmetine hafifletme talep et!" dedi. Ben de hemen döndüm (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit namaz indirdi. Musa aleyhisselam'a tekrar uğradım. Yine:
"Ne ile emrolundum?" dedi.
"Benden on vakit namazı kaldırdı!" dedim.
"Rabbine dön! Ümmetin için daha da azaltmasını iste!" dedi. Ben döndüm. Rabbim benden on vakit daha kaldırdı. Dönüşte yine Musa aleyhisselam'a uğradım. Aynı şeyi söyledi. Ben, beş vakitle emrolunmama kadar bu şekilde Hz. Musa ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa'ya uğradım. Yine:
"Ne ile emredildin?" dedi.
"Her gün beş vakit namazla!" dedim.
"Senin ümmetin her gün beş vakit namaza da takat getiremez. Rabbine dön, hafifletme talep et!" dedi."
Rabbimden çok istedim. Artık utanıyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben beş vakte razıyım. Allah'ın emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselam'ı geçer geçmez bir münadi (Allah adına) nida etti: "Farzını kesinleştirdim, kullarımdan hafiflettim de!"
 
Üst Ana Sayfa Alt