İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
ÇözüldüPeygamberimize Gece - Teheccud Namazı Farz mıdır?
Gece namazı rasulullaha farz mıdır?
Geceleyin yalnız sana mahsus olmak üzere teheccüd namazı kıl. Umulur ki, Rabbın seni öğülmüş bir makama gönderiverir.(İsra 79)
Yatsı namazından sonra , uyumadan veya çok az uyuduktan sonra, kılınan nafile namaz "gece namazı" dır. Rasulullah (s.a.v.)'a farz değildi.
Yatsı namazından sonra uyuduktan sonra geceleyin (son saatlerinde) kalkılıp nafile olarak kılınırsa "Teheccud" adını alır. Rasulullah (s.a.v.)'a farz veya faziletten kıldığı ihtilaflı olup, devamlı kılardı.
Tehecud namazı için mutlaka geceleyin yatıp uyduktan sonra kalkılması gerekmektedir. Yatmadan geceleyin kılınırsa teheccud olmaz, gece namazı olur.
Teheccud namazı iki rekattan on iki rekata kadar kılınabilir; her iki raktta bir selam verilerek kılınması faziletlidir. (Muhammed Bin Abdullah Hanî, Âdâb, s. 264) Abdullah b. Ömer (r.anhuma)'den rivayet edildiğine göre bir adam Rasûlullah (s.a.v.)'e gece namazını sormuş, Rasûlullah (s.a.v.)' de:
"Gece namazı ikişer, ikişerdir. Biriniz sabah olacağından korkarsa, bir rekat kılsın. Bu, onun kılmış olduğu namazları (ekleştirir)" buyurmuştur. (Ebû Davûd, Salatu't-Tatavvu', Bab 24, Hadis no: 1326; Buhârî, vitr 1-2; salât 84, teheccud 10; Muslim, musâfirîn 145-148, 156, 157, 159; Tirmizî, salât 206; Cumua 66; vitr 8; Nesaî, kiyâmu'1-leyl 26, 35; İbn Mâce, ikâme 116, 117, 172; Dârimî, salât 154, 155, 210; Muvatta', salatu'1-leyl 13; Ahmed b. Hanbel, II, 30-31,33, 40, 44, 45, 49, 54, 58, 66, 71, 76-79, 83, 100, 102, 113, 119, 133, 134, 148, 154, 155; IV, 337; VI, 276)
Ali (r.anh) : "Bir gece Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem evimize gelip beni ve kızı Fatıma'yı kaldırıp: "Haydi namaz (teheccud) kılmıyor musunuz?!." buyurdu.
Ben de: "Ey Allah'ın Rasulu, canlarımız Allah'ın elindedir. Eğer bizim kalkmamızı dilerse kaldırır!" dedim.
Ben böyle söyleyince dönüp gitti ve bana hiçbir karşılık vermedi. Sonra onun giderken dizlerini döverek ve Kehf 54. ayeti okuyarak, "İnsan tartışmaya ne kadar da düşkün böyle!" dediğini duydum." (Buharî, Teheccud, 5; Muslim, Musafirîn, 206)
Kur'an-ı Kerimde "Onların yanları yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rabb'lerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayra sarf ederler. - Şimdi hiç kimse kendileri için, yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez. - Öyle ya iman eden kimse, fâsık olan gibi olur mu? Onlar eşit olamazlar." (Secde 16 - 18) (Katâde) dedi ki: el-Hasen (el-Basrî); "bu âyetten murad, teheccud (namazı için) geceleyin kalkmaktır" derdi. (Beyhakî, es-Sunenu'l kubrâ, III, 19; Ebû Davûd, Salatu't-Tatavvu', Bab 22, Hadis no: 1321)
"Gecenin bir kısmında sadece sana mahsus, fazla (bir ibadet) olmak üzere namaz kıl. Muhakkak Rabb'in seni öğülmüş bir makama erdirecektir" (İsra, 79) buyurulmuştur. Ayet-i kerimenin tefsirinde teheccud namazının Peygamber için farz veya fazilet olduğu ummeti için nafile olduğu belirtilmiştir.
Ebu Sâid ve Ebu Hurayra (r.anhuma), Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Bir adam gecenin bir kısmında karısını uyandırır, sonra her ikisi de iki rekat namaz kılarsa -yahut (o adam tek başına) kılarsa- (erkek) Allah'ı zikr eden erkekler zumresine (Kadın da) Allah'ı zikreden kadınlar zumresine kaydedilir." (Ebû Davûd, Salatu't-Tatavvu', Bab 18, Hadis no: 1309; Nesâî, kıyamu'l- leyl 5, 17; İbn Mâce, ikâme 175; Ahmed b. Hanbel, I, 132; II, 250, 436, VI, 41)
Yine bir benzeri için Ebû Hurayra ve Ebû Saîd el-Hudrî (r.anhuma) Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir:
"Kim geceleyin uyanır ve karısını da uyandırarak beraberce iki rekat namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar" (Ebû Davûd, Salatu't-Tatavvu', Bab 18, Hadis no: 1307, Vitr, 13; Nesâî, kıyâmu'l-leyl, 5; İbn Mâce, ikâme 175; Ahmed b. Hanbel, II, 250. Hakim, el-Mustedrak, I, 309; Beyhaki, es-Sunenu'l-kubrâ, II, 501)
Âişe (r.anha) validemizin şöyle dediği rivâyet edilmiştir:
"Gece namazını terk etme. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) onu terk etmezdi. Hasta ve yorgun olduğun zaman oturarak kılardı" (Ebû Davûd, Salatu't-Tatavvu', Bab 18, Hadis no: 1307; Beyhaki, es-Sunenu'l -kubrâ, III, 15)
"Rabb'in, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi afv etti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lutfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevabca daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'dan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir." (Muzemmil 20)
Bazı Hükümler
Bidâyet-i İslâm'da gecenin yarısını veya üçte birini veya üçte ikisini namazla geçirmek Peygambere ve ashabına farz idi. Bir muddet sonra Muzzemmil suresi 20. âyetiyle hafifletilerek gece namazı kılma görevi iki rekatla bile yerine getirilmiş sayıldı. Daha sonra beş vakit namazın farz kılınmasıyla gece namazının farziyyeti bu ummetten kaldırılarak mendubluğa çevrildi. Bazılarına göre Kur'an-ı Kerim'de bu sureden başka sonu başını nesh eden bir sure daha yoktur.
Abdullah b. Abbas (r.anhuma) diyor ki: "Muzzemmil suresinin baş tarafındaki âyetleri, bu surenin son âyeti olan şu âyet neshetmiştir: "... Gece ve gündüzü ölçüp ayarlayan Allahtır. Gece ve gündüzün bütün vakitlerini ay'a dayamayacağınızı bildiği için Allah sizi afv etti."
Abdullah b. Abbas, Ebu Abdurrahman ve Hasan-ı Basri, müslümanlann, gece namazını bir yıl bu kadar kıldıklarını söylerken Katade bir veya iki yıl kıldıklarını, Said b. Cubeyr ise Rasulullah'ın ve onunla birlikte bir kısım müslümanların, gece namazını, bu ayetlerde zikredilen şekliyle on yıl kıldıklarını, bundan sonra bu surenin son âyeti indirilerek mûminlerin yüklerinin hafifletildiğini söylemişlerdir.
Said b. Hişam diyor ki:
"Aişe (r.anha)'ya dedim ki: "Ey mûminlerin annesi, Rasulullah'ın gece namazını bana bildirir misin?"
Aişe: "Sen, muzzemmil suresini okumuyor musun?" dedi.
"Evet." dedim.
Aişe: "Allah bu surenin baş tarafını indirdi. (Gece namazını farz kılmıştı)Rasulullahın sunabilen bu namazı kıldılar. Öyle ki ayakları şişiyordu. Allah bu surenin son kısmını on iki ay göndermedi. Sonra bu surenin sonunu göndererek gece namazını hafifletti. Gece namazı kılmak farz iken nafile oldu." (Ebu Davud, K. es-Salah, Bab: 3Ki, Hadis no: 1342; Ahmed b. Hanbel, Musned, C.6, Sf: 54)
Ulemâ gece namazının hükmü hakkında ihtilâfa düşmüştür. Bu konudaki belli başlı görüşleri şu şekilde özetlemek mümkündür:
a ) Gece namazı Rasûl-i Ekram'a ve ummetine hiçbir zaman farz kılınmamıştır.
Çünkü gece namazıyla ilgili âyet-i kerimede; "Gecenin birazı hâriç olmak üzere kalk gecenin yansı miktarınca yahut ondan birazını eksilt. Yahud (o yarının) üzerine artır” (Muzemmil 1 - 3) buyurularak Rasûl-u Ekram, gece namazını kılıp kılmamak arasında muhayyer bırakılmıştır. Halbuki farz namazlarda muhayyerlik yoktur. Bu durum gece namazlarının farz değil, mendub olduğunu gösterir.
- Ancak bu görüş âyet-i kerimedeki muhayyerlik, gece namazının kılınıp kılınmamasıyla ilgili olmayıp miktarıyla ilgili olduğu gerekçesiyle tenkîd edilmiştir.
b ) Bir koyun sağacak süre kadar bile olsa her müslüman üzerine gece namazı kılmak farzdır. Hasan el-Basrî ile İbn Şîrîn "Artık Kur'ân'dan kolay geleni okuyun" (Muzemmil 20) âyet-i kerimesini delil getirerek bu görüşü benimsemişlerdir.
- Ancak ulemâ bu görüşün şâz ve tatbiki gerekmeyen bir görüş olduğunda ittifak etmişlerdir. Ve gece namazının; "O, bunu sizin sayamayacağınızı bildiği için size karşı (ruhsat tarafına) döndü" (Muzemmil 20) âyet-i kerimesiyle nesh edildiğini söylemişlerdir.
c ) Sadece Peygamber (s.a.v.)'e farz idi. Bu görüş İmam Mâlik (r.anh)'ındır. Delili, "gecenin bir kısmında da uyanıp sırf sana mahsus fazla (bir ibadet) olmak üzere onunla (Kur'ân ile) gece namazı kıl" (İsra 79) âyet-i kerimesidir. İmama göre: -Bu âyeti kerime de " sana mahsus özel bir nafile olarak" sözü bu namazın sadece Rasûl-u Ekram'a has bîr namaz olduğunu göstermesi bakımından yeterlidir. Bu bakımdan burada Rasûlullah'a yönelen her emir aynı zamanda ummeti için de geçerlidir. Binaenaleyh "gece namazı kılmakla Rasûl-u Ekram kadar ummeti de mukelleftir" diyerek yapılacak bir itiraza yer yoktur. Nitekim meşhur mufessir Alûsî de Tefsir'inde aynı görüşlere yer vermiştir. Ancak şurasını unutmamak lâzımdır ki, buradaki "nafile” sözünden maksat mukellefin yapmakla yapmamak arasında muhayyer olması anlamındaki muhayyerlik değildir. Eğer öyle olsa bu nafilenin Peygambere has özel bir nafile olmasının bir mânâsı kalmazdı. Çünkü bilindiği gibi gece namazı bu mânâda herkes için nafile bir namazdır. Buradaki nafilenin mânâsı ummet üzerine yüklenen farzlardan fazla olarak Rasûl-u Ekram (s.a.v.) üzerine yüklenen bir farz demektir. (Sabûnî, M.Ali, Tefsiru âyâti'l-ahkâm, II, 626)
Bu konuda Abdulvehhab Şârânî de şunları söylemektedir: "Onlar ayakları şişinceye kadar ibâdetle kâim olsalar bile yine kendilerini nafile ibâdetlere ehil görmezlerdi. Onlar bu ibâdetlerini ancak farzlarda hâsıl olan noksanlıkların tamamlayıcısı olarak kabul ederlerdi. Çünkü hakikatte nafile ibâdetler farzlarını noksansız edâ edebilenler içindir.
Nitekim Allah Teâla'nın:
"Gecenin bir kısmında uykuyu bırakarak gece namazı kıl. Bu senin için ayrı bir ibâdettir" (İsra 79) mealindeki âyet-i celilesi, buna işaret etmektedir. Peygamber Efendimizin farz namazları kemal mertebede olduğu için Allah Teâlâ bu âyet-i celîlede teheccud namazının O'na mahsus olduğunu zikretmiştir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) efendimiz ibâdetlerini eksik yapmaktan masumdur. Nitekim Hafız Celaleddin es-Suyûtî "el-Hasâis" adlı eserinde, ve daha başkaları bu hususu bildirmişlerdir.
Nitekim Konyalı M. Vehbi Efendi de İsra suresinin 79. âyet-i kerimesini açıklarken şunları nakletmiştir:
"İbtidâ-yi İslâmda teheccud namazı her mu'mine farz iken, beş vakit namaz farz olunca ummet hakkında teheccüdün farziyyeti nesh edildi de nafile olarak meşrûiyyeti bakî kalmıştır. Binaenaleyh ummetin'zuhd ve takva erbabından teheccüd namazına devam edip faziletini alanlar vardır. Amma Rasûlullah (s.a.v.) hakkında farziyyeti bu âyetle sabittir ve hassa-i Nebidendir. Rasûlullah için ziyâde bir şeref ve fazilettir ve salat-ı mefrûze üzerine zâid bir farz olduğu cihetle nafile ve farziyyeti Rasûlullah'a mahsus olduğunu beyân için duyurulmuştur." (Hulâsatu'l-Beyân, VII, 3039-3040)
d ) Gece namazı kılmak hem Peygamber (s.a.v.) için hem de ummeti için mendûdur.
- Ulemânın büyük çoğunluğu ve Hanbeli mezhebi bu görüştedir. Bu görüş aynı zamanda İbn Abbâs, Mucâhid ve Zeyd b. Eslem'den de nakledilmiştir.
Ancak yukarıda da izah ettiğimiz gibi her ne kadar ulemânın bir kısmı; "gece namazının tamamen nesh edilmesi beş vakit namazın farz kılınmasıyla gerçekleşmiştir" diyorlarsa da, bu görüş Menhel sahibi es-Subkî tarafından tenkîd edilmiştir.
Bilindiği gibi bir hükmün diğer bir hükmü nesh edebilmesi için her iki hükmün birbirine zıt olması ve ikisinin bir arada uygulanma imkânının bulunmaması gerekmektedir. Meseleye bu açıdan bakınca beş vakit namazın farz olması, gece namazının farziyyetinin neshini gerektirmeyeceği anlaşılır. Çünkü her ikisinin farz olarak yürürlükte kalması mümkündür. İşte Menhel sahibi bu görüşten hareket ederek "gece namazının farziyyetinin neshedilmesinin beş vakit namazın farz kılınmasıyla değil, daha önce geçen "bir gün ve gecede beş vakit namazdan başka farz namaz yoktur" mealindeki 391 numaralı hadisle gerçekleştiği hükmüne varmıştır. (Menhel, VII, 224; İmam Şafiî de bu görüştedir)
Teheccud Namazı Kaç Rekattır:
Peygamber (a.s.)'in kıldığı tehcccud namazının rekât sayısı hakkında değişik görüş ve rivayetler vardır. Zeyd b. Halid ile îbni Abbas hadisine göre on üç rekâttır. Üç rekât vitir de bu namaza dahildir. (Muslim rivâyet etmiştir.) Aişe hadisine göre ise üç rekât vitir dahil on bir rekâttır. (Buhari, Muslim rivâyet etmiştir.) Teheccud namazı iki rekattan on iki rekata kadar kılınabilir; her iki rakatta bir selam verilerek kılınması faziletlidir. (Muhammed Bin Abdullah Hanî, Âdâb, sf: 264) İbni Kudâme el-Hanbelî bu konuda şöyle demiştir: Bir gecede on üç rekât, başka bir gecede de onbir rekât kılmış olması muhtemeldir.
Zira Kur'an-ı Kerim'de Allah'ın, Peygamberine yönelttiği her emir, -ister fert ister cemaat halinde olsun- bütün ümmet içinde geçerlidir. Mâhir b. Yâsîn el-Fahl Cümle içeriği doğru mudur? Açıklar mısınız?