H
Çevrimdışı
Pitemler muhbirleştirmeye devam ediyor
JİTEM`in yeni versiyonu olarak ortaya çıkan PİTEM`in Hatay`ın İskenderun ilçesinde yürüttüğü muhbirleştirme faaliyetleri devam ediyor. İslami STK` etkinliklerine katılan şahısın emniyet içindeki ergenekonvari güçlerin kendisine muhbirlik teklif ettiğini iddia etti.
HATAY- Emniyet içindeki ergenekonvari yapılanmaların toplumu ifsat etmeye yönelik muhbirleştirme faaliyetleri deşifre olmasına rağmen hala devam ediyor. Polis içindeki kirli yapılanmaların İslami derneklere ve cemaatlere yönelik muhbirleştirme faaliyetlerine her gün bir yenisi ekleniyor. İskenderun`da İslami STK` etkinliklerine katılan S.I`ın (27) emniyet içindeki ergenekonvari güçlerin kendisine muhbirlik teklif ettiğini iddia etti.
Polisin hukuksuz bir şekilde hiçbir sucu olmayan İslami STK müdavimlerini gözlerine kestirerek baskı, tehdit, şantaj, maddi vaatlerle muhbirleştirme faaliyetlerine aralıksız bir şekilde devam ettiği öğrenildi.
Emniyet güçlerinin halkın güvenliğini sağlaması gerekirken, İslami kimlik ile yeni tanışan gençleri İslami ortam ve camialardan alıkoyma faaliyetlerini sürdüğü belirtildi. Bunun en son kanıtı, Hatay`ın İskenderun ilçesinde faaliyet yürüten İlim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İlim- Der) üye ve gönüllülerine polis tarafından yıldırma politikası uygulandığı iddia edildi.
İskenderun`un Peyas beldesinde ikamet eden Servis Şoförü S. I (27) İlim Der`in etkinliklerine katılmasından dolayı emniyet güçleri tarafından önce telefon görüşmeleriyle taciz, daha sonra emniyete çağırılmayla rahatsız edildiğini söyledi. Bu tacizlerden dolayı huzursuz olan S.I, bu konuyu kamoyu ile paylaşmaya karar aldığını belirtti.
S.I, polisin kendisine yaptığı ikna çalışmaları hakkında daha sonra şu ifadeleri dile getirdi. "Beni on gün önce telefonla Antakya Terörle Mücadele masasından arayıp, benimle yüz yüze görüşmek istediklerini söylediler. Ben görüşmek istemediğimi söyledimse de beni görüşmeye zorladılar. Bunun üzerine görüşmek için İskenderun Emniyet Müdürlüğüne gittim. Orada beni çok iyi karşılayarak bazı sorular sormaya başladılar. İlk etapta siyasi konularda sorular sordular. Peygamber Sevdalıları Platformuna üye olan İlim Der`e gittiğimi söylediler. Ben de `evet gidiyorum` diyerek, `bütün faaliyetleri yasal çerçevesinde gerçekleştiriyorlar` diye karşılık verdim. Ondan sonra beraber olduğum arkadaşlarımı ve camiayı karalamaya başladılar."
`Bu örgüt seni infaz edebilir`
Terörle Mücadele ekibinin sorularla kendisini bunalttığını ifade eden S. I, polisin kendisine, gittiği İslami STK`ların geçmişini bilmediğini, kendisini ileride infaz edeceğini söylediğini belirtti. Buna karşılık I`nın "Ben birçok İslami camiayla tanıştım bunlar kadar samimi, doğru ve iyi insanlarla tanışmadım" diyerek cevap verdiğini sözlerine ekledi.
`Biz senin iyiliğini istiyoruz`
S.I, Polisin, kendisinin iyiliğini istediği iddiasında bulunduğunu belirterek, " Madem iyiliğimi istiyorsunuz neden bu derneklere müdahale etmiyorsunuz diye cevap verdim. Çünkü bu dernekler hiç bir yasa dışı faaliyete bulunmuyorlar. Şuan sizler suç işlemektesiniz" dedi.
`Bir daha seni onların yanında görmeyeceğiz`
S.I, polisin kendisine yaptığı ikna çalışmalarını devamla şöyle anlattı. "Bana tekrar onların yanına gitmeyeceğimi, sohbetlerine katılmayacağımı üzerine baskı yapmaya çalıştılar. Ben de ne zaman bu derneğe gitmeye çalıştımsa panzerlerle yolumu kesildiğini söyledim. Onlara şehirde çirkefliğe batan birçok insan varken neden İslami hassasiyete sahip olan insanlara anlatıyorsunuz. Geçmişte cahilliklerimiz olduğu halde, beni bir kez dahi uyarmayan polis, İslami hassasiyete kavuştuktan sonramı akıllarına geldim. Ailemle görüşeceklerini söyleyerek beni tehdit ettiler. Bende ailemin huzurunu bozmaya hakkınız yok diye cevap verdim."
Polisin ikna çalışmalarından etkilendiğini de sözlerine ekleyen S.I, " Polis bana `sizlere Kur`an-ı Kerim`de olmayan ayetleri olmuş gibi gösterirler.` dedi. Bunun üzerine bende böyle bir şeyin olamayacağını, çünkü bizim eve sohbet yapmaya gelen arkadaşlar kendileriyle beraber bir Kur`an getirmiyorlar bizim evdeki Kur`an`ı alıp anlatıyorlar. Polisin, `dernek sizlere yasadışı kitaplar vererek sizleri eylemlere hazırlıyor` şeklindeki şantajına, bende cevaben; bizim okuduğumuz kitaplar İslami kitaplar ve bu kitaplar bütün kitap evlerinde satılmaktadır. Bana daha sonra, `İlim Der`e sizi çağırdıklarında gitmeyin, uzak durun yoksa başınız belaya girer tehditline karşılık` keşke zamanım çok olsa da kendimi bu derneğe atfetsem" şeklinde polise karşı koyuşunu anlattı.
S.I son olarak, "On gündür rahat yüzü görmedim, eğer İslami yaşamak bir suçsa, benim için bu suçu işlemek izzet ve şereftir" ifadelerine yer verdi. (İLKHA)
Geçmişte Ergenekon eliyle yapılan "adam kaçırma, öldürme, yaralama, gasp, şantaj ve muhbirleştirme" faaliyetlerinin bir benzeri Hatay`da cereyan ediyor. 90`lı yıllarda kaldı, denilen uygulamaları sürdüren emniyet içindeki yapılanma, Hatay`da bin bir kılıkla İslami STK ve İslami Parti müdavimlerine yanaşarak kimi zaman tehdit, kimi zaman farklı vaatlerle muhbirlik teklifinde bulunuyor.
Bu karanlık odaklar çirkin yüzlerini bu kez de İskenderun İlim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği`nin (İlim Der) gönüllü üyesi olan V.G`ye (27) yönelik faaliyetleriyle gösterdi.
Antakya`da özel bir şirkette çalışan V.G, İslami STK ve İslami Partilere gittiği için bu karanlık yapılanmaya bağlı polislerin, kendisine yönelik baskı ve tehditlerini şöyle anlattı: "İzinli olduğum bir günde Hatay İl Emniyet Müdürlüğünde Mehmet isimli bir şahıs beni arayıp görüşmemiz gerektiğini söyledi. Konu nedir diye sorunca, ısrarla yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Görüşelim dediğimde Terörle Mücadele Şubesine gelmemi istedi. Ancak hukuksuz işlerin döndüğünü anladığım için görüşmeye gitmedim. Görüşmeye gitmediğim için benim işyerime geldiler. Beni alıp yaklaşık yarım saat süren sohbet içerisinde Hizbullah Cemaati`ni kötülemeye başladılar. Bu camianın geçmişte bazı insanları infaz ettiğini ve Hür Dava Partisi`nin (HÜDA PAR) de bunların uzantısı olduğunu ve senin de onlardan bazılarıyla görüştüğünü biliyoruz dediler. HÜDA PAR`dan bahsetmelerinin sebebi de sürekli görüştüğüm komşumun Hatay İl Başkanı olmasından dolayıdır. Bunun üzerine ben de HÜDA PAR yetkililerinin hiç bir zaman silah taşımadığını, gittikleri he yerde İslam ve İslam Peygamberini anlatan Allah dostları olduğunu söyledim. Seni şikâyet edersek işyerinden atılırsın tehdidinden bulundular. Toplamda 2 defa telefonla aradılar, bir kez de yüz yüze görüştük." dedi.
"Daha önce gayri İslami bir yaşantı içerisindeydim"
Bugüne kadar İslam`dan uzak bir hayat yaşadığını belirten V.G, "Böyle bir zamanda polisler gelip de, bana nasihat etme ihtiyacı duymadı, hatta beni daha da kötü ortamlara sürükledi. Şimdi ben bu kötü alışkanlıklarımı bıraktım, namaza başladım, dinimi öğrenmek için sohbetlere gitmeye başladım diye mi polis gelip beni uyarma gereksinimi duydu?" diye sordu.
"Bir Yahudi`ye karışmıyorsanız bize de karışmayın"
Bu saatte sonra bu konu hakkında rahatsız edilmek istemediğini ifade eden V.G, "Beni artık rahat bırakın, psikolojim bozulmaya başladı. Ben doğru yolu bulmuşken kimse kafamı bulandırmasın. Ben Müslüman`ım diye kimse beni rahatsız etmeye çalışmasın. Nasıl ki bir Hıristiyan, Yahudi, Ateisti rahatsız etmiyorsanız bir Müslüman`ı da rahatsız etmeyin" diyerek sözlerini tamamladı. (İLKHA)
JİTEM`in yeni versiyonu olarak ortaya çıkan PİTEM`in Hatay`ın İskenderun ilçesinde yürüttüğü muhbirleştirme faaliyetleri devam ediyor. İslami STK` etkinliklerine katılan şahısın emniyet içindeki ergenekonvari güçlerin kendisine muhbirlik teklif ettiğini iddia etti.
HATAY- Emniyet içindeki ergenekonvari yapılanmaların toplumu ifsat etmeye yönelik muhbirleştirme faaliyetleri deşifre olmasına rağmen hala devam ediyor. Polis içindeki kirli yapılanmaların İslami derneklere ve cemaatlere yönelik muhbirleştirme faaliyetlerine her gün bir yenisi ekleniyor. İskenderun`da İslami STK` etkinliklerine katılan S.I`ın (27) emniyet içindeki ergenekonvari güçlerin kendisine muhbirlik teklif ettiğini iddia etti.
Polisin hukuksuz bir şekilde hiçbir sucu olmayan İslami STK müdavimlerini gözlerine kestirerek baskı, tehdit, şantaj, maddi vaatlerle muhbirleştirme faaliyetlerine aralıksız bir şekilde devam ettiği öğrenildi.
Emniyet güçlerinin halkın güvenliğini sağlaması gerekirken, İslami kimlik ile yeni tanışan gençleri İslami ortam ve camialardan alıkoyma faaliyetlerini sürdüğü belirtildi. Bunun en son kanıtı, Hatay`ın İskenderun ilçesinde faaliyet yürüten İlim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İlim- Der) üye ve gönüllülerine polis tarafından yıldırma politikası uygulandığı iddia edildi.
İskenderun`un Peyas beldesinde ikamet eden Servis Şoförü S. I (27) İlim Der`in etkinliklerine katılmasından dolayı emniyet güçleri tarafından önce telefon görüşmeleriyle taciz, daha sonra emniyete çağırılmayla rahatsız edildiğini söyledi. Bu tacizlerden dolayı huzursuz olan S.I, bu konuyu kamoyu ile paylaşmaya karar aldığını belirtti.
S.I, polisin kendisine yaptığı ikna çalışmaları hakkında daha sonra şu ifadeleri dile getirdi. "Beni on gün önce telefonla Antakya Terörle Mücadele masasından arayıp, benimle yüz yüze görüşmek istediklerini söylediler. Ben görüşmek istemediğimi söyledimse de beni görüşmeye zorladılar. Bunun üzerine görüşmek için İskenderun Emniyet Müdürlüğüne gittim. Orada beni çok iyi karşılayarak bazı sorular sormaya başladılar. İlk etapta siyasi konularda sorular sordular. Peygamber Sevdalıları Platformuna üye olan İlim Der`e gittiğimi söylediler. Ben de `evet gidiyorum` diyerek, `bütün faaliyetleri yasal çerçevesinde gerçekleştiriyorlar` diye karşılık verdim. Ondan sonra beraber olduğum arkadaşlarımı ve camiayı karalamaya başladılar."
`Bu örgüt seni infaz edebilir`
Terörle Mücadele ekibinin sorularla kendisini bunalttığını ifade eden S. I, polisin kendisine, gittiği İslami STK`ların geçmişini bilmediğini, kendisini ileride infaz edeceğini söylediğini belirtti. Buna karşılık I`nın "Ben birçok İslami camiayla tanıştım bunlar kadar samimi, doğru ve iyi insanlarla tanışmadım" diyerek cevap verdiğini sözlerine ekledi.
`Biz senin iyiliğini istiyoruz`
S.I, Polisin, kendisinin iyiliğini istediği iddiasında bulunduğunu belirterek, " Madem iyiliğimi istiyorsunuz neden bu derneklere müdahale etmiyorsunuz diye cevap verdim. Çünkü bu dernekler hiç bir yasa dışı faaliyete bulunmuyorlar. Şuan sizler suç işlemektesiniz" dedi.
`Bir daha seni onların yanında görmeyeceğiz`
S.I, polisin kendisine yaptığı ikna çalışmalarını devamla şöyle anlattı. "Bana tekrar onların yanına gitmeyeceğimi, sohbetlerine katılmayacağımı üzerine baskı yapmaya çalıştılar. Ben de ne zaman bu derneğe gitmeye çalıştımsa panzerlerle yolumu kesildiğini söyledim. Onlara şehirde çirkefliğe batan birçok insan varken neden İslami hassasiyete sahip olan insanlara anlatıyorsunuz. Geçmişte cahilliklerimiz olduğu halde, beni bir kez dahi uyarmayan polis, İslami hassasiyete kavuştuktan sonramı akıllarına geldim. Ailemle görüşeceklerini söyleyerek beni tehdit ettiler. Bende ailemin huzurunu bozmaya hakkınız yok diye cevap verdim."
Polisin ikna çalışmalarından etkilendiğini de sözlerine ekleyen S.I, " Polis bana `sizlere Kur`an-ı Kerim`de olmayan ayetleri olmuş gibi gösterirler.` dedi. Bunun üzerine bende böyle bir şeyin olamayacağını, çünkü bizim eve sohbet yapmaya gelen arkadaşlar kendileriyle beraber bir Kur`an getirmiyorlar bizim evdeki Kur`an`ı alıp anlatıyorlar. Polisin, `dernek sizlere yasadışı kitaplar vererek sizleri eylemlere hazırlıyor` şeklindeki şantajına, bende cevaben; bizim okuduğumuz kitaplar İslami kitaplar ve bu kitaplar bütün kitap evlerinde satılmaktadır. Bana daha sonra, `İlim Der`e sizi çağırdıklarında gitmeyin, uzak durun yoksa başınız belaya girer tehditline karşılık` keşke zamanım çok olsa da kendimi bu derneğe atfetsem" şeklinde polise karşı koyuşunu anlattı.
S.I son olarak, "On gündür rahat yüzü görmedim, eğer İslami yaşamak bir suçsa, benim için bu suçu işlemek izzet ve şereftir" ifadelerine yer verdi. (İLKHA)
Geçmişte Ergenekon eliyle yapılan "adam kaçırma, öldürme, yaralama, gasp, şantaj ve muhbirleştirme" faaliyetlerinin bir benzeri Hatay`da cereyan ediyor. 90`lı yıllarda kaldı, denilen uygulamaları sürdüren emniyet içindeki yapılanma, Hatay`da bin bir kılıkla İslami STK ve İslami Parti müdavimlerine yanaşarak kimi zaman tehdit, kimi zaman farklı vaatlerle muhbirlik teklifinde bulunuyor.
Bu karanlık odaklar çirkin yüzlerini bu kez de İskenderun İlim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği`nin (İlim Der) gönüllü üyesi olan V.G`ye (27) yönelik faaliyetleriyle gösterdi.
Antakya`da özel bir şirkette çalışan V.G, İslami STK ve İslami Partilere gittiği için bu karanlık yapılanmaya bağlı polislerin, kendisine yönelik baskı ve tehditlerini şöyle anlattı: "İzinli olduğum bir günde Hatay İl Emniyet Müdürlüğünde Mehmet isimli bir şahıs beni arayıp görüşmemiz gerektiğini söyledi. Konu nedir diye sorunca, ısrarla yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Görüşelim dediğimde Terörle Mücadele Şubesine gelmemi istedi. Ancak hukuksuz işlerin döndüğünü anladığım için görüşmeye gitmedim. Görüşmeye gitmediğim için benim işyerime geldiler. Beni alıp yaklaşık yarım saat süren sohbet içerisinde Hizbullah Cemaati`ni kötülemeye başladılar. Bu camianın geçmişte bazı insanları infaz ettiğini ve Hür Dava Partisi`nin (HÜDA PAR) de bunların uzantısı olduğunu ve senin de onlardan bazılarıyla görüştüğünü biliyoruz dediler. HÜDA PAR`dan bahsetmelerinin sebebi de sürekli görüştüğüm komşumun Hatay İl Başkanı olmasından dolayıdır. Bunun üzerine ben de HÜDA PAR yetkililerinin hiç bir zaman silah taşımadığını, gittikleri he yerde İslam ve İslam Peygamberini anlatan Allah dostları olduğunu söyledim. Seni şikâyet edersek işyerinden atılırsın tehdidinden bulundular. Toplamda 2 defa telefonla aradılar, bir kez de yüz yüze görüştük." dedi.
"Daha önce gayri İslami bir yaşantı içerisindeydim"
Bugüne kadar İslam`dan uzak bir hayat yaşadığını belirten V.G, "Böyle bir zamanda polisler gelip de, bana nasihat etme ihtiyacı duymadı, hatta beni daha da kötü ortamlara sürükledi. Şimdi ben bu kötü alışkanlıklarımı bıraktım, namaza başladım, dinimi öğrenmek için sohbetlere gitmeye başladım diye mi polis gelip beni uyarma gereksinimi duydu?" diye sordu.
"Bir Yahudi`ye karışmıyorsanız bize de karışmayın"
Bu saatte sonra bu konu hakkında rahatsız edilmek istemediğini ifade eden V.G, "Beni artık rahat bırakın, psikolojim bozulmaya başladı. Ben doğru yolu bulmuşken kimse kafamı bulandırmasın. Ben Müslüman`ım diye kimse beni rahatsız etmeye çalışmasın. Nasıl ki bir Hıristiyan, Yahudi, Ateisti rahatsız etmiyorsanız bir Müslüman`ı da rahatsız etmeyin" diyerek sözlerini tamamladı. (İLKHA)
Moderatör tarafında düzenlendi: