Prof.dr. Ibrahim Canan’ın; “fethullah Gülen’in Sünnet Anlayışı” Kitabı Üzeri

Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم

Selamun Aleykum Ve Rahmetullahi Ve Bereketuhu
Aziz kardeşlerim düşünüyorum ki,Fethullah gulen'i burada daha net tanıma şansımız olacak.Bu çalışma,sünneti ve sahih islam akidesini öldürüp bidatleri ve şirki revaca getiren bir batıl önderinin Sünnet Anlayışı olarak takdim edilen görüşlerinin sünnetten ne kadar uzak olduğunu ispatlamak üzere hazırlanmıştır.Umulur ki Allah bu vesileyle kör kalplere basiret verir. Muvaffakiyet Allah‘tandır.


Kafirlere Hoşgörü

Tevbe 73
Fetullah Gülen de Papa‘ya gönderdiği mektubunda şöyle söylüyor: “Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir.” (9 Şubat 1998, Aksiyon, 167. sayı)

Allah Teâlâ Âyet-i kerime‘lerinde şöyle buyuruyor:

“Sizin dostunuz ancak Allah’tır, O’nun Peygamber’idir.Bir de, Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.”
Mâide 55

“Eğer tövbe ederler,namazı kılarlar,zekat verirlerse artık onlar dinde sizin kardeşlerinizdir.”
Tevbe 11

Kendilerine kitap verilenlerden,Allah'a ve ahiret gününe inanmayan,Allah'ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam'ı) din edinmeyenlerle,küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.
Tevbe 29



“Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerdir.”
Tevbe: 23

Meleklere İmandaki Problem:

Fethullah Gülen Cebrail aleyhisselam hakkında şöyle diyor: “Farz-ı muhal,o bile gelse Türkiye’de bir parti kursa, onun partisini bile desteklemem...”
(23.11.1995, Savaş Ay ile Röportaj)

Fethullah Gülen böyle diyor,lakin şeytani partileri desteklediği de bir vakıadır. Onun bu sözü melekler hakkında batıl bir akideye sahip olduğunu göstermektedir:

“(Cebrail dedi ki): “Biz ancak Rabb’inin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunların arasında bulunan her şey O’nundur.”
Meryem 64

“Kim Cebrâil’e düşman olursa, iyi bilsin ki bu Kur’an’ı Allah’ın izniyle senin kalbine o indirmiştir.”
Bakara 97

İstidrad:

Yahudiler ve Hristiyanların İmanı

Fetullah Gülen şöyle söylüyor:“Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslâh etmelidir. Hatta kelimei tevhidin ikinci bölümünü yani Muhammed Allah’ın resulüdür kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır.” (Küresel Barışa Doğru:
s.131)
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e İmanın
Farz Olduğunu İfade Eden Ayetler;


Ey İman edenler! Allah’a, Rasulüne ve peygamberine indirdiği Kitab’a ve daha önce indirdiği kitap(lar)a iman(da sebat) edin! Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse,o takdirde doğrusu (haktan) uzak bir dalalet ile sapmış olur.
Nisa 136

Şüphesiz ki iman edip sonra inkâr edenler, sonra inanıp, tekrar inkâr eden, sonra da inkarında aşırı gidenler yok mu, (bu inkarlarında devam ettikleri müddetçe) Allah onları ne bağışlayacak, ne de doğru yola iletecektir.
Nisa 137

Katade radıyallahu anh der ki;Bu ayet Yahudiler hakkındadır. Onlar Hz. Musa‘ya iman ettiler, sonra buzağıya tapmak suretiyle kâfir oldular.Sonra Musa aleyhisselam dönünce tekrar iman ettiler, daha sonra İsa aleyhisselam‘ı inkâr ettiler, sonra da Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem‘i inkarları sebebiyle küfürleri arttı. Taberi de bu şekilde tefsir etmiştir.

İbni Abbas radıyallahu anhuma; münafıklar da bu ayetin hükmüne dâhildir demiştir.
Muhtasarı İbni Kesir(1/448)

Allah’a ve Rasulüne sadık kaldıkları takdirde,zayıflara da,hastalara da sarf edecek bir şey bulamayanlara da (cihattan geri kalmalarından dolayı) bir günah yoktur.
Tevbe 91

Bu ayette Allah Azze ve Celle, mazeret sahiplerinin mazeretini, ancak kendisine ve Rasulüne bağlı kalmaları şartıyla kabul edeceğini beyan etmektedir.

Hâlbuki kim Allah’a ve Rasulüne iman etmezse, hiç şüphesiz ki Biz, o kâfirler için alevli bir ateş hazırlamışızdır.
Fetih 13

Bu ayet, Allah‘a iman etse bile, rasulüne iman etmedikçe kişinin kâfir olduğunu belirtir.



Cihad ve Sertlik

Fethullah Gülen şöyle diyor: “Kimse kimseye inancından dolayı ithamda bulunmayacak, yine kimse kimseye dininden ya da dinsizliğinden dolayı taanda bulunmayacak. ... Vahşi insanlar (bağışlayın bu tabirimden dolayı) vuruşa vuruşa, dövüşe dövüşe bir şey gerçekleştirirler. Medeni ve aydın ruhlar düşüne düşüne, konuşa konuşa bu hedefi gerçekleştireceklerine inanırlar. Vahşet dönemini çok gerilerde bıraktığımız kanaatini taşıyorum.” (Bkz. Fethullah Gülen Web Sitesi - Ana Sayfa)

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne kötüdür.”
Tevbe 73

“Oysa onlar Rabb’iniz olan Allah’a inandığınızdan dolayı Peygamber’i ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler benim yolumda savaşmak ve hoşnutluğumu kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.”
Mümtehine 1

İnşallah devam var...
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
kimin yazı kardeş senin mi
بسم الله الرحمن الرحيم

Bu Benim değil alıntı yapmışım,ama bunların tumunu biliyorum,alıntı yapmam sebebim tek tek yazmak zor olduğundan alıntı yapmalı oldum,ama bu sözleri Fethullah gulen'nin söylediklerini isbat ede bilirim.Kardeşlerim benden önçe davranıp kitab halına getirmiş,ben ama mekale halına sokacaktim ama olmadı.
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم

Tesettür İmandan, Açılıp Saçılmak İse Küfürdendir:

Fethullah Gülen diyor ki: Kadınların başlarını örtmesi iman meselesi ölçüsünde önem arzetmez. Allah’a karşı kulluk, umumi manada kulluk ölçüsünde önem arzetmez bunlar. Teferruata ait meseledir. Temel meseleler varken, teferruatla (furuatla) uğraşılmamalı.(Bkz. Hürriyet, 23-28 Ocak 1995; Sabah, 23-30 Ocak 1995 tarihli röportajlar)

“Bu hükümler Allah’ın hudutlarıdır. Kim Allah’ın hudutlarını aşarsa kendisine yazık etmiş olur.”
Talâk 1


Tesettürün imandan oluşu:

“Resul’üm! Mümin kadınlara da söyle. Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ızlarını namuslarını korusunlar.Ziynet yerlerini açıp göstermesinler.Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnâdır.Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler.”

Nûr 31

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman başlarını ve yüzlerini kapatacak şekilde) dış örtülerinden (çarşaflarından bir kısmıyla) üzerlerine örtmelerini söyle. Onların tanınıp ta incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Ahzab 59

Açılıp Saçılmanın Nifak ve Cahiliye Adeti Oluşu:

Vakarınızla evlerinizde oturun. Önceki Cahiliye açılıp saçılması gibi açılmayın.
Ahzab 33

Ebu Uzeynetus Sadefi ve Süleyman b. Yesar‘dan;Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

"Kadınların şerlisi kendini beğenip kibirlenen ve (açılıp saçılarak) teberrüc yapanlardır. Onlar münafıktırlar. Bu yüzden kadınlardan cennete girecek olanlar ayağı sekili karga gibi azdır.
sahihtir; Beyhaki (7/82)
İbni Hacer el-İsabe (7/9)
Camiüs Sağir (4092, 9180)
Elbani Sahihul Cami (3330)


Şekilcilik Meselesi ve Şekle Yönelik
Emirler

İbrahim Canan, Fethullah Gülen‘in bu konudaki sözlerini özetlerken şöyle diyor: Adetlere uymayı emir ve tamim (genelleştirmek) şekilciliktir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in böyle şekilcilikle alakalı hiçbir emri yoktur. Sakalla rivayetlerin çokluğuna,Hanefilerin bu meseledeki hassasiyetlerine rağmen Muhammed Ebu Zehra,sahabe efendimizin adet-i seniyyelerinden biri olarak değerlendirmiştir. (s.137)
Fethullah Gülen bu konuda Prizma adlı eserinde (4/121) şöyle diyordu: Ancak sakala dair bir hayli rivayet vardır ve bu yüzden Hanefi fukahası o mevzu üzerinde oldukça hassasiyetle durmaktadırlar; durmakta ve sakalın olduğu gibi bırakılması gerektiğini ifade etmektedirler.Ne var ki, Hanefi fukahasının bunca hassasiyetine rağmen, bu mezhebe muntesip dünya kadar insan da sakal bırakmamıştır. Muhammed Ebu Zehra sakalı Efendimiz’in adeti seniyelerinden biri olarak değerlendirir. Dolayısıyla bir insan bu adete uyma düşüncesiyle sakal bırakırsa sevap kazanır der. Bu yüzden sakal bırakmayana, sarık sarmayana, şalvar giymeyene günah işliyor demek sertçe bir yaklaşım olsa gerek…

Sakalı emreden hadisleri gördüklerini itiraf etmelerine rağmen, Allah rasulünün sözünü bırakıp da Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‘in sünnetine muhalefet eden dünya kadar insanların sakal bırakmamasını ve sünneti öldürmeye çalışan Ebu Zehra‘nın açıklama ve saptırmalarını olması gerekengibi takdim etmeleri cidden çok tuhaftır. Şekilcilik olarak değerlendirilen hususlarla ilgili bazı hadisleri burada zikretmekte fayda var. Ki bu hadisleri gördükten sonra bazılarının şekilcilik anlayışlarını yeniden şekillendirmesini tavsiye ederim:

Sakalın Fıtrattan Olması:

Allah Azze ve Celle buyuruyor ki;

“(Şeytan, Allah’a karşı; “Elbette senin kullarından belli bir nasip edineceğim.Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara düşüreceğim, şüphesiz onlara emredeceğim de,hayvanların kulaklarını yaracaklar, şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını (fıtratı) değiştirecekler” dedi. Kim Allah’ı bırakıp ta şeytanı dost edinirse, elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.
Nisa;118-119

Ebu Hureyre radiyallahu anh‘ın rivayet ettiği hadisi şerif;Cuma günü gusletmek, misvak, bıyıkları kısaltmak, sakalı uzatmak, İslam fıtratındandır. Zira Mecusiler bıyıklarını uzatır, sakalı keserler. Şu halde onlara muhalefet edin.
İbni Sad (1/147)
Müslim (taharet,55)
Beyhaki (1/150)
Şafii el Ümm (1/21)
Ahmed (2/52)
Buhari Tarihul Kebir (1/140)
Taberani Sağir (553)
Deylemi (2570)
Fethul Bari (10/346)


Aişe radiyallahu anha rivayet ediyor; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; On şey vardır ki, bunlar daha önceki peygamberlerin de sünnetlerindendir; bıyıkları kısaltmak, sakalı uzatmak, misvak kullanmak, buruna su çekip temizlemek, tırnakları kesmek, parmak aralarını yıkamak, koltukları yolmak, kasıkları tıraş etmek, taharet ve ağza su vermek.
Müslim (361)
Tirmizi (2758)
Ebu Davud (taharet 29)
Nesai (8/126)


Bıyıkları uzun ve sakalları tıraşlı bir Mecusi Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem‘e gelmiş ve Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona; Böyle yapmanı sana kim emretti? diye sorunca o Kisra‘yı kastederek; Rabbim demişti. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem; Lakin benim Rabbim, bıyıkları kısaltmamı, sakalları salıvermemi emretti buyurarak sakalın önemini ve Rabbimizin bir emri olduğunu belirtmiştir.
İbni Sa‘d (1/449)
Said Bin Mansur Musannef (172)
Ebu Nuaym
Delail (1/349)
Tarihut Taberi (2/654)
Suyuti Dürrül Mensur (1/276)


İbni Ömer radiyallahu anh, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem‘in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor; “Bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın. Müşriklere benzemeyin.”
Malik Muvatta (şa‘r,1)
Buhari (libas,63-64)
Müslim (taharet,52)
Ebu Davud (4199)
Tirmizi (2764)
Nesai (taharet 14)
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم
(Dinlemek için Tıklayın)
Internet Archive: Error ... ortusu.mp3
Vakıâ: Başını açarak en çok okula giden kızlar, başını açarak öğretmen olanlar, devlet dairelerinde memur olarak tesettürü terk edenler, tesettür mücadelesine en çok engel olanlar fethullah gülen cemaati mensuplarıdır. Ya onların dışındakiler?. daha ilk okullardan itibaren çocuklarını darwinci, sünnet inkarcısı müfredat sahibi ebu cehillere kendi elleriyle teslim edenler, "daha küçüktür, başını örtmek gerekmez" fetvasını kendiliklerinden üretenler, çocuklarının put karşısında saygı durup Allah'tan gayrına and içmesiyle gurur duyanlar, dışarıda güya "Rabbim Allah" deyip örtünürken, devlet dairesine girince söylediklerini unutanlar meğer yahudilerin ağıtçısı fethullah güleni bile çoktan sollamışlar! Müslümanlar inançlarının gereğinin mücadelesini bu imtihan yurdunda vermeyecekse ne zaman verecek? ahirette mi?!
 
Üst