Çevrimdışı
Suriye’de Baas rejiminin katliam görüntülerinin Nusra’nın katlettiği Kürtler diye sunulması PKK medyasının yalanı meslek edinmiş olduğunu bir kez daha ortaya koyarken, sahte insan hakları savunucularının da gerçek yüzlerini faş etti.
Dün Türkiye çapında müthiş bir duyarlılıkla karşılaştık. Suriye’de aylardır, yılladır devam eden katliamlar karşısında görmediğimiz boyutta bir vicdan ayaklanmasına şahit olduk. Tam iki buçuk yıldır Suriye’de işlenen hunharca katliamları anti-emperyalist Esed’i devirmeye yönelik Batı propagandası olarak görmezden gelen Kürt milliyetçisi ve sol çevreler bir anda insan haklarını hatırladılar.
Kimler Yok ki…
Dahası da var. BDP’lisi, CHP’lisi, yanlarına İhsan Hocalarını ve bilumum cinsi sapıkları da alarak Taksim’de eylem koydular ve “Katliamın hesabını soracağız” diye haykırdılar. Ahmet Hakan bile Hürriyet’teki köşesinden direnişe çağıran yazılar yazdı.
Ne olmuştu, iki buçuk yıldır susanlar neden harekete geçmişti? Birden vicdana mı kavuştular? Sessizliklerinden nedamet mi getirdiler?
Hayır, sadece katliam görüntülerini karıştırdılar!
Daha doğrusu ürettikleri yalana inandılar. Baas rejimi güçlerinin 18 Nisan 2013’te Tırbespi’de işlediği cinayetlerin ve 5 Mayıs’ta Banyas’ta işbirlikçisi Mihraç Ural eliyle gerçekleştirdiği katliamın görüntüleri üzerinden girişilen çirkin ş ova alet oldular.
Soruyoruz: Bugüne kadar yüz bin insanın ölümüne sessiz kalan sizler neden şimdi tepki ihtiyacı duydunuz? Tepki vermek için ölenlerin Kürt ya da Rojavalı olması mı gerekiyordu?
Yoksa sizin için katledenin kimliği mi belirleyici? Esed’in katliamlarına hiç sesiniz çıkmamıştı, şimdi katliamı Nusra’nın yaptığını zannettiğinizden ötürü mü harekete geçme ihtiyacı hissettiniz?
Haftalardır PYD’ye iltifatlar yağdırıp, İslami direniş güçlerini karalayanlar Nusra’nın katliam yaptığı yalanına anında sarılarak düştüğünüz komik durumdan utanabilecek ve ikiyüzlülüğünüzle yüzleşebilecek misiniz?
islahhaber.net
Dün Türkiye çapında müthiş bir duyarlılıkla karşılaştık. Suriye’de aylardır, yılladır devam eden katliamlar karşısında görmediğimiz boyutta bir vicdan ayaklanmasına şahit olduk. Tam iki buçuk yıldır Suriye’de işlenen hunharca katliamları anti-emperyalist Esed’i devirmeye yönelik Batı propagandası olarak görmezden gelen Kürt milliyetçisi ve sol çevreler bir anda insan haklarını hatırladılar.
Kimler Yok ki…
Dahası da var. BDP’lisi, CHP’lisi, yanlarına İhsan Hocalarını ve bilumum cinsi sapıkları da alarak Taksim’de eylem koydular ve “Katliamın hesabını soracağız” diye haykırdılar. Ahmet Hakan bile Hürriyet’teki köşesinden direnişe çağıran yazılar yazdı.
Ne olmuştu, iki buçuk yıldır susanlar neden harekete geçmişti? Birden vicdana mı kavuştular? Sessizliklerinden nedamet mi getirdiler?
Hayır, sadece katliam görüntülerini karıştırdılar!
Daha doğrusu ürettikleri yalana inandılar. Baas rejimi güçlerinin 18 Nisan 2013’te Tırbespi’de işlediği cinayetlerin ve 5 Mayıs’ta Banyas’ta işbirlikçisi Mihraç Ural eliyle gerçekleştirdiği katliamın görüntüleri üzerinden girişilen çirkin ş ova alet oldular.
Soruyoruz: Bugüne kadar yüz bin insanın ölümüne sessiz kalan sizler neden şimdi tepki ihtiyacı duydunuz? Tepki vermek için ölenlerin Kürt ya da Rojavalı olması mı gerekiyordu?
Yoksa sizin için katledenin kimliği mi belirleyici? Esed’in katliamlarına hiç sesiniz çıkmamıştı, şimdi katliamı Nusra’nın yaptığını zannettiğinizden ötürü mü harekete geçme ihtiyacı hissettiniz?
Haftalardır PYD’ye iltifatlar yağdırıp, İslami direniş güçlerini karalayanlar Nusra’nın katliam yaptığı yalanına anında sarılarak düştüğünüz komik durumdan utanabilecek ve ikiyüzlülüğünüzle yüzleşebilecek misiniz?
islahhaber.net
Ekli dosyalar
Moderatör tarafında düzenlendi:
