KURBANLAR BAHSİ
3820- Ebû Saîd radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Ey Fâtıma! Kurbanın için kalk ve yanında bulun. Zira kanının her damlasına karşılık senin geçmiş günahların bağışlanacaktır." Dedi ki:
"Bu, sadece biz Ehl-i beyte mi mahsustur, yoksa bütün müslümanlar da buna dahil midir?"
"Bilakis bize de tüm müslümanlara da şamildir." buyurdu. [Bezzâr leyyin bir isnadla.][1]
3821- Taberânî, Mu'cemu l-Kebîr ve'l-Evsat'mda zayıf bir senedle benzerini İmrân bin Husayn'dan şu ilâve ile nakletmiştir: "Şöyle söyle: Inne salâtî ve nusukî ve mahye-ye ve memûtî lillahi (=Şüphesiz namazım, kurbanım, ölümüm, diriliğim Allah içindir)."[2]
3822- İbn Abbâs radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kurban bayramı günü, sıla-i rahim hariç, Ademoğlu, kurban kanı akıtmaktan daha üstün bir amelde bulunamaz!'
ITaberânî, Mıt'cemıı'l-Kebîr'Ae leyyin bir senedle.][3]
3823- Mihnef bin Süleym radiyalla hu anh'dan:
(Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Her yıl, her hane halkına bir kurban, bir de atîre kesmek gerekir. Atîre nedir bilir misiniz? Atîre, recebiyye dediğiniz (Receb ayında kesilen) kurbandır." [Sünen ashabı][4]
3824- İbn Ömer radiyalla hu anh'dan: Bir adam ona: "Kurban kesmek vacip midir?" diye sordu.
Şu cevabı verdi: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem ve müslümanlar kurban kesmişlerdir." Adam soruyu tekrarladı. Bunun üzerine cevaben: "Anlamıyor musun? Allah Resulü ve müslümanlarm kurban kestikler ini söylüyorum" dedi.[5]
3825- İbn Ömer radiyalla hu anh'dan: "Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, Medine'de on sene ikamet etti, bu müddet zarfında kurban kesti." [İkisi deTirmizî'ye aittir.][6]
3826- Ebû Hureyre radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kimin imkânı olup da kurban kesmezse, namazgahl arımıza asla yanaşmasın!" [İbn Mâte][7]
3827- İbn Amr bin el-Âs radiyalla hu anh'dan:
(Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kurban gününü bayram yapmakla emrolundu m. Allah, onu bu ümmet için bayram kılmıştır." Bir adam ona dedi ki: "Sütünden istifade ettikten sonra geriye verecek olduğum dişi bir hayvandan başka bir şey bulamazsa m onu kurban edeyim mi?"
"Hayır, kendi saçlarından biraz al, tırnaklarını kes, bıyıklarını kırp, etek traşı ol! Allah katında bunlar (kesecek olduğun) kurbanın yerine geçer." [Ebû Dâvud ve Nesâî][8]
3828- Nâfi' radiyalla hu anh'dan:
"İbn Ömer, anne karnındaki çocuk namına kurban kesmezdi." [Mâlik][9]
3829- İbn Abbâs radiyalla hu anh'dan: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem ile bir seferde idik. Kurban gelip çattı, sığırda yedi kişi ortaklaşıp kestik. Devede ise on kişi ortaklaşıp kestik." [Tirmizî ve Nesâî][10]
3830- Ebû Eyyûb radiyalla hu anh'dan: "Biz Medine'de tek koyundan başka bir şey kesmezdik . Kişi onu kendi ve ev halkının namına keserdi. Sonra insanlar bunu (kestikleri kurban sayısını) birbirler ine karşı bir öğünme vesilesi yaptılar." [Mâlik ve Tirmizî][11]
3831- İbn Ömer radiyalla hu anh'dan, dedi ki:
"Kurbanda cemaat iştirak etmez; bu (iştirak) sadece tek bir ev halkı için bahis konusu olur." [Rezîn][12]
3832- Ebû Ümâme radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"En hayırlı kurban koçtur; en hayırlı kefen hülledir." [Tirmizî][13]
3833- Câbir radiyalla hu anh'dan: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem, hacda, hanımları namına bir sığır kesti."[14]
3834- Diğer rivayette:
"Kurban bayramı günü Âişe için bir sığır kurban etti." [Müslim][15]
3835- Haneş radiyalla hu anh'dan: "Ali'nin iki koç kurban ettiğini gördüm.
Ve şöyle dedi:
«Birini kendi namma, diğerini de Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem'in namına.» Dedim ki:
«Neden?» Şu cevabı verdi:
«Bunu bana Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem emretti.» Yahut şöyle dedi:
«Bunu bana Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem vasiyyet etti. Bu nedenle bunu asla bırakmam»."
[Ebû Dâvud ve Tirmizî.][16]
3836- Ebû Kibâş radiyalla hu anh'dan:
"Kurban bayramına yakın, Medine'ye iki yaşına girmiş koyunlar getirdim. Pek içime sinmemiş olacak ki Ebû Hureyre'ye sordum; şöyle dedi: Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:
«Kurban olarak iki yaşındaki koyunlar ne güzeldir!»
Bunun üzerine hemen insanlar gelip o koyunları kapıştılar." ITirmizî][17]
3837- el-Berâ radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kurbanlıklarda körlüğü belli olan kör, hastalığı açıkça belli olan hasta, topallığı açık olan topal ve iliği kurumuş zayıf hayvanın kurban edilmesi caiz değildir."
[Mâlik ve Sünen ashabı][18]
3838- Ali radiyalla hu anh'dan:
"Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem keseceğimiz kurbanın göz ve kulağına iyice bakmamızı, mukabele, mudâbere, şarka ve harka (olan hayvanları) kurban etmememiz i emretti."
"Mukabele: Kulağının bir tarafı önden kesik olan hayvan; mudâbere: kulağının yanından kesilmiş olan hayvan; şarka: kulağı ortadan boylamasına yarılmış; harka: kulağı yuvarlak olarak delinmiş olan hayvandır."
[Sünen ashabı][19]
3839- Yezîd Zû Mısır'dan:
Utbe bin Abd es-Selemî'ye geldim. Ona dedim ki: "Kurbanlık hayvanlar aradım, beğendiğim bir şey bulamadım; ancak azılan dökülmüş bir hayvan buldum; onu da kurban etmek istemiyor um." Dedi ki: "Onu bana ge-tirseydin olmaz mıydı?"
"Sübhanallah! Senin için caiz oluyor da benim için niçin caiz olmasın" deyince şöyle dedi: "Çünkü sen şüphe ettin. Ben şüphe etmiyorum. Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem ancak şu hayvanların kurban edilmesini yasaklamıştır: Musfarre, muşta'sale, bah-kâ', muşeyye'a ve kesrâ."
"Musfarre: Kulağı kökünden (dibinden) kesilendi r. Musta'sale: Boynuzu kökünden koparılandır. Bahkâ': Gözünün biri oyulmuş, kör olandır. Muşayye'a: Cılız ve zayıflığından sürüyü takip edemiyend ir. Kesrâ: Ayağı kırık olandır." [Ebû Dâvud][20]
3840- Ebû Saîd radiyalla hu anh'dan: "Kurbanlık bir koç getirdik, kurt iki kaba etini koparmıştı. Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'e sorduk; onu kurban etmemizi emretti." [İbn Mâce zayıf ba senedle.][21]
3841- el-Berâ (b. Âzib) radiyalla hu anh'dan:
"Ebû Burde adındaki dayım namazdan önce kurban kesti. Bunun üzerine Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem ona şöyle dedi: «Senin koyunun, etlik koyundur.» O da dedi ki: «Ey Allah'ın Resulü! Yanımda bir keçi oğlağı vardır, ne dersin onu kurban edeyim mi?» Şöyle buyurdu: «Onu kes, ancak bu, senden başkası için doğru olmaz.» Sonra şöyle buyurdu: «Kim namazdan önce kurban keserse, kendisi için kesmiş olur; kim namazdan sonra keserse kurbanı tam olmuş ve müslümanların sünnetine (âdetine) de isabet etmiş olur»."
[Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][22]
3842- Diğer rivayet: "Allah Resulü sallal-lahu aleyhi ve sellem Kurban günü bize hitap edip şöyle buyurdu: «Hiçbiriniz namaz kılın-caya kadar, asla kurban kesmesin.»
Hemen dayım ayağa kalkıp şöyle dedi: «Ey Allah'ın Resulü! Bugün et günüdür. Zor gündür. Çoluk çocuğuma, ev halkına ya da komşularıma yedirmek için acele edip kurbanımı kestim.» Şöyle buyurdu: «Başka bir hayvan keserek kurbanını iade et!»
«Ey Allah'ın Resulü! Yanımda dişi keçi yavrusu vardır; et bakımından iki koyunumdan daha iyidir, onu keseyim mi?»
«O, en iyi kurbanındır. Ama senden sonra hiç kimseye dili keçi yavrusu kurban olarak kâfi gelmez»."[23]
3843- Câbir radiyalla hu anh'dan: "Kurban bayramı günü Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, bize Medine'de namaz kıldırdı ve birtakım insanlar, Peygamber sallalla-hu aleyhi ve sellem'in kurban kestiğini zannedip geçip kendi kurbanlarını kestiler. Bunun üzerine Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem kendisind en önce kesenlere başka bir kurban kesmeleri ni ve bir daha Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem kurban kesinceye kadar kurban kesmemele rini emretti." [Müslim][24]
3844- Nâfı' radiyalla hu anh'dan: "Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem kurbanını musallada (namazgâhda) keserdi. İbn Ömer de böyle yapardı." [Ebû Dâvud ve Nesâî][25]
3845- Nâfi' radiyalla hu anh'dan:
İbn Ömer dedi ki: "Kurban, birinci günden sonra iki gün daha kesilebil ir."
Mâlik dedi ki: "Aynı görüş bana Ali'den de ulaştı."[26]
3846- Âişe radiyalla hu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem, boynuzlu, siyah tırnaklı, siyah gözlü ve karnının altı siyah olan bir koç getirilme sini emretti. Onu kurban etmek için getirtti. Sonra ona: «Ey Âişe! Bıçağı getir ve taşla bile!» dedi. Ben de bıçağı getirdim ve biledim. Sonra bıçağı aldı, koçu da tutup yatırdı. Sonra onu şöyle diyerek boğazladı: «Bismillahi, Alla-humme tekabbel min Muhammedi n ve âli Mu-hammedin ve min Ümmeti Muhammed (=Allah'ın adıyla, Allahım, bunu Muhammed' den ve ailesinde n ve Muhammed'in ümmetinden kabul et)!»" [Ebû Dâvud ve aynı lafızla Müslim.][27]
3847- Câbir radiyalla hu anh'dan: Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'e Kurban günü, boynuzlu, alaca ve hadım edilmeş iki koç kesti. Kesmek üzere onları kıbleye karşı yatırdığı zaman şöyle dedi:
"İnnîveccehtii vechiye lillezî ve fâtare's-semavâti ve' l-ardı alâ milleti İbrâhîme hanî-fen ve mâ ene mine'l-müşrikîn. İnne salâtî ve nüsükî ve mahyeye ve memâtî lillâhi Rab-bi'l-âlemîne. Lâ şerike leh. Ve bizâlike ümir-tü ve ene evveliı l-müslimîn. Allâhümme minke ve leke. Allâhümme an Muhammedi n - ve ümmetihi. Bismillah i vellâhü ekber. (-Yüzümü, gökleri ve yeri yar adana, ibrahim milleti üzerine hanîf olarak yönelttim. Ben müşriklerden değilim. Şüphesiz namazım, kurbanım, diriliğim, ölümüm Âlemlerin Rabbi olan, hiçbir ortağı bulunmaya n Allah içindir. Ben müslümanların ilki olarak bununla emredildi m. Allahım! Bu sendendir ve sana mahsustur . Allahım! Muhammed ve onun ümmetinden (bu kurbanı kabul eyle)! Bismillah i vallahü ekber!" Sonra kesti.[28]
3848- Diğer rivayette: "Bismillah i vella-hü ekber. Bu, benim ve ümmetimden kurban kesemeyen lerin namınadır" şeklinde geçer.[29]
3849- Ebû Saîd radiyalla hu anh'dan:
"Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, boynuzlu, hayaları alınmamış (tohumluk olarak bırakılmış), gözleri siyah, ağzı siyah, ayakları siyah, boynuzlu bir koç kurban ederdi." fİkisi deTirmizîve Ebû Davud'a aittir.|[30]
3850- Ahmed ile Bezzâr:
"Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'e iki alaca koç getirildi . Birisini keserken, «Bu, Muhammed ve Ehl-i beyti namınadır»; diğerini keserken: «Bu da ümmetimden kurban kesemiyen lerin namınadır» derdi.[31]
3851- Ebû Ya'lâ, Mu'cemu'l-Kebîr ve'l-Evsat'ta Ebû Talha'dan:
"İkincisini keserken: «Bu, ümmetimden bana iman edip tasdik edenlerin namına" derdi.[32]
3852- Enes radiyalla hu anh'dan: "Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, iki alaca ve boynuzlu koç kurban etti. Onu mübarek ayağını onların böğürlerine koyup «Bismillahi Allahü ekber» diyerek bizzat kendi eliyle kestiğini gördüm. [Mâlik hariç. Altı hadis imamı.][33]
3820- Ebû Saîd radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Ey Fâtıma! Kurbanın için kalk ve yanında bulun. Zira kanının her damlasına karşılık senin geçmiş günahların bağışlanacaktır." Dedi ki:
"Bu, sadece biz Ehl-i beyte mi mahsustur, yoksa bütün müslümanlar da buna dahil midir?"
"Bilakis bize de tüm müslümanlara da şamildir." buyurdu. [Bezzâr leyyin bir isnadla.][1]
3821- Taberânî, Mu'cemu l-Kebîr ve'l-Evsat'mda zayıf bir senedle benzerini İmrân bin Husayn'dan şu ilâve ile nakletmiştir: "Şöyle söyle: Inne salâtî ve nusukî ve mahye-ye ve memûtî lillahi (=Şüphesiz namazım, kurbanım, ölümüm, diriliğim Allah içindir)."[2]
3822- İbn Abbâs radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kurban bayramı günü, sıla-i rahim hariç, Ademoğlu, kurban kanı akıtmaktan daha üstün bir amelde bulunamaz!'
ITaberânî, Mıt'cemıı'l-Kebîr'Ae leyyin bir senedle.][3]
3823- Mihnef bin Süleym radiyalla hu anh'dan:
(Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Her yıl, her hane halkına bir kurban, bir de atîre kesmek gerekir. Atîre nedir bilir misiniz? Atîre, recebiyye dediğiniz (Receb ayında kesilen) kurbandır." [Sünen ashabı][4]
3824- İbn Ömer radiyalla hu anh'dan: Bir adam ona: "Kurban kesmek vacip midir?" diye sordu.
Şu cevabı verdi: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem ve müslümanlar kurban kesmişlerdir." Adam soruyu tekrarladı. Bunun üzerine cevaben: "Anlamıyor musun? Allah Resulü ve müslümanlarm kurban kestikler ini söylüyorum" dedi.[5]
3825- İbn Ömer radiyalla hu anh'dan: "Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, Medine'de on sene ikamet etti, bu müddet zarfında kurban kesti." [İkisi deTirmizî'ye aittir.][6]
3826- Ebû Hureyre radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kimin imkânı olup da kurban kesmezse, namazgahl arımıza asla yanaşmasın!" [İbn Mâte][7]
3827- İbn Amr bin el-Âs radiyalla hu anh'dan:
(Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kurban gününü bayram yapmakla emrolundu m. Allah, onu bu ümmet için bayram kılmıştır." Bir adam ona dedi ki: "Sütünden istifade ettikten sonra geriye verecek olduğum dişi bir hayvandan başka bir şey bulamazsa m onu kurban edeyim mi?"
"Hayır, kendi saçlarından biraz al, tırnaklarını kes, bıyıklarını kırp, etek traşı ol! Allah katında bunlar (kesecek olduğun) kurbanın yerine geçer." [Ebû Dâvud ve Nesâî][8]
3828- Nâfi' radiyalla hu anh'dan:
"İbn Ömer, anne karnındaki çocuk namına kurban kesmezdi." [Mâlik][9]
3829- İbn Abbâs radiyalla hu anh'dan: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem ile bir seferde idik. Kurban gelip çattı, sığırda yedi kişi ortaklaşıp kestik. Devede ise on kişi ortaklaşıp kestik." [Tirmizî ve Nesâî][10]
3830- Ebû Eyyûb radiyalla hu anh'dan: "Biz Medine'de tek koyundan başka bir şey kesmezdik . Kişi onu kendi ve ev halkının namına keserdi. Sonra insanlar bunu (kestikleri kurban sayısını) birbirler ine karşı bir öğünme vesilesi yaptılar." [Mâlik ve Tirmizî][11]
3831- İbn Ömer radiyalla hu anh'dan, dedi ki:
"Kurbanda cemaat iştirak etmez; bu (iştirak) sadece tek bir ev halkı için bahis konusu olur." [Rezîn][12]
3832- Ebû Ümâme radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"En hayırlı kurban koçtur; en hayırlı kefen hülledir." [Tirmizî][13]
3833- Câbir radiyalla hu anh'dan: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem, hacda, hanımları namına bir sığır kesti."[14]
3834- Diğer rivayette:
"Kurban bayramı günü Âişe için bir sığır kurban etti." [Müslim][15]
3835- Haneş radiyalla hu anh'dan: "Ali'nin iki koç kurban ettiğini gördüm.
Ve şöyle dedi:
«Birini kendi namma, diğerini de Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem'in namına.» Dedim ki:
«Neden?» Şu cevabı verdi:
«Bunu bana Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem emretti.» Yahut şöyle dedi:
«Bunu bana Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem vasiyyet etti. Bu nedenle bunu asla bırakmam»."
[Ebû Dâvud ve Tirmizî.][16]
3836- Ebû Kibâş radiyalla hu anh'dan:
"Kurban bayramına yakın, Medine'ye iki yaşına girmiş koyunlar getirdim. Pek içime sinmemiş olacak ki Ebû Hureyre'ye sordum; şöyle dedi: Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu duydum:
«Kurban olarak iki yaşındaki koyunlar ne güzeldir!»
Bunun üzerine hemen insanlar gelip o koyunları kapıştılar." ITirmizî][17]
3837- el-Berâ radiyalla hu anh'dan: (Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem buyurdu: )
"Kurbanlıklarda körlüğü belli olan kör, hastalığı açıkça belli olan hasta, topallığı açık olan topal ve iliği kurumuş zayıf hayvanın kurban edilmesi caiz değildir."
[Mâlik ve Sünen ashabı][18]
3838- Ali radiyalla hu anh'dan:
"Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem keseceğimiz kurbanın göz ve kulağına iyice bakmamızı, mukabele, mudâbere, şarka ve harka (olan hayvanları) kurban etmememiz i emretti."
"Mukabele: Kulağının bir tarafı önden kesik olan hayvan; mudâbere: kulağının yanından kesilmiş olan hayvan; şarka: kulağı ortadan boylamasına yarılmış; harka: kulağı yuvarlak olarak delinmiş olan hayvandır."
[Sünen ashabı][19]
3839- Yezîd Zû Mısır'dan:
Utbe bin Abd es-Selemî'ye geldim. Ona dedim ki: "Kurbanlık hayvanlar aradım, beğendiğim bir şey bulamadım; ancak azılan dökülmüş bir hayvan buldum; onu da kurban etmek istemiyor um." Dedi ki: "Onu bana ge-tirseydin olmaz mıydı?"
"Sübhanallah! Senin için caiz oluyor da benim için niçin caiz olmasın" deyince şöyle dedi: "Çünkü sen şüphe ettin. Ben şüphe etmiyorum. Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem ancak şu hayvanların kurban edilmesini yasaklamıştır: Musfarre, muşta'sale, bah-kâ', muşeyye'a ve kesrâ."
"Musfarre: Kulağı kökünden (dibinden) kesilendi r. Musta'sale: Boynuzu kökünden koparılandır. Bahkâ': Gözünün biri oyulmuş, kör olandır. Muşayye'a: Cılız ve zayıflığından sürüyü takip edemiyend ir. Kesrâ: Ayağı kırık olandır." [Ebû Dâvud][20]
3840- Ebû Saîd radiyalla hu anh'dan: "Kurbanlık bir koç getirdik, kurt iki kaba etini koparmıştı. Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'e sorduk; onu kurban etmemizi emretti." [İbn Mâce zayıf ba senedle.][21]
3841- el-Berâ (b. Âzib) radiyalla hu anh'dan:
"Ebû Burde adındaki dayım namazdan önce kurban kesti. Bunun üzerine Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem ona şöyle dedi: «Senin koyunun, etlik koyundur.» O da dedi ki: «Ey Allah'ın Resulü! Yanımda bir keçi oğlağı vardır, ne dersin onu kurban edeyim mi?» Şöyle buyurdu: «Onu kes, ancak bu, senden başkası için doğru olmaz.» Sonra şöyle buyurdu: «Kim namazdan önce kurban keserse, kendisi için kesmiş olur; kim namazdan sonra keserse kurbanı tam olmuş ve müslümanların sünnetine (âdetine) de isabet etmiş olur»."
[Mâlik hariç, Altı hadis imamı.][22]
3842- Diğer rivayet: "Allah Resulü sallal-lahu aleyhi ve sellem Kurban günü bize hitap edip şöyle buyurdu: «Hiçbiriniz namaz kılın-caya kadar, asla kurban kesmesin.»
Hemen dayım ayağa kalkıp şöyle dedi: «Ey Allah'ın Resulü! Bugün et günüdür. Zor gündür. Çoluk çocuğuma, ev halkına ya da komşularıma yedirmek için acele edip kurbanımı kestim.» Şöyle buyurdu: «Başka bir hayvan keserek kurbanını iade et!»
«Ey Allah'ın Resulü! Yanımda dişi keçi yavrusu vardır; et bakımından iki koyunumdan daha iyidir, onu keseyim mi?»
«O, en iyi kurbanındır. Ama senden sonra hiç kimseye dili keçi yavrusu kurban olarak kâfi gelmez»."[23]
3843- Câbir radiyalla hu anh'dan: "Kurban bayramı günü Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, bize Medine'de namaz kıldırdı ve birtakım insanlar, Peygamber sallalla-hu aleyhi ve sellem'in kurban kestiğini zannedip geçip kendi kurbanlarını kestiler. Bunun üzerine Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem kendisind en önce kesenlere başka bir kurban kesmeleri ni ve bir daha Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem kurban kesinceye kadar kurban kesmemele rini emretti." [Müslim][24]
3844- Nâfı' radiyalla hu anh'dan: "Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem kurbanını musallada (namazgâhda) keserdi. İbn Ömer de böyle yapardı." [Ebû Dâvud ve Nesâî][25]
3845- Nâfi' radiyalla hu anh'dan:
İbn Ömer dedi ki: "Kurban, birinci günden sonra iki gün daha kesilebil ir."
Mâlik dedi ki: "Aynı görüş bana Ali'den de ulaştı."[26]
3846- Âişe radiyalla hu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallah u aleyhi ve sellem, boynuzlu, siyah tırnaklı, siyah gözlü ve karnının altı siyah olan bir koç getirilme sini emretti. Onu kurban etmek için getirtti. Sonra ona: «Ey Âişe! Bıçağı getir ve taşla bile!» dedi. Ben de bıçağı getirdim ve biledim. Sonra bıçağı aldı, koçu da tutup yatırdı. Sonra onu şöyle diyerek boğazladı: «Bismillahi, Alla-humme tekabbel min Muhammedi n ve âli Mu-hammedin ve min Ümmeti Muhammed (=Allah'ın adıyla, Allahım, bunu Muhammed' den ve ailesinde n ve Muhammed'in ümmetinden kabul et)!»" [Ebû Dâvud ve aynı lafızla Müslim.][27]
3847- Câbir radiyalla hu anh'dan: Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'e Kurban günü, boynuzlu, alaca ve hadım edilmeş iki koç kesti. Kesmek üzere onları kıbleye karşı yatırdığı zaman şöyle dedi:
"İnnîveccehtii vechiye lillezî ve fâtare's-semavâti ve' l-ardı alâ milleti İbrâhîme hanî-fen ve mâ ene mine'l-müşrikîn. İnne salâtî ve nüsükî ve mahyeye ve memâtî lillâhi Rab-bi'l-âlemîne. Lâ şerike leh. Ve bizâlike ümir-tü ve ene evveliı l-müslimîn. Allâhümme minke ve leke. Allâhümme an Muhammedi n - ve ümmetihi. Bismillah i vellâhü ekber. (-Yüzümü, gökleri ve yeri yar adana, ibrahim milleti üzerine hanîf olarak yönelttim. Ben müşriklerden değilim. Şüphesiz namazım, kurbanım, diriliğim, ölümüm Âlemlerin Rabbi olan, hiçbir ortağı bulunmaya n Allah içindir. Ben müslümanların ilki olarak bununla emredildi m. Allahım! Bu sendendir ve sana mahsustur . Allahım! Muhammed ve onun ümmetinden (bu kurbanı kabul eyle)! Bismillah i vallahü ekber!" Sonra kesti.[28]
3848- Diğer rivayette: "Bismillah i vella-hü ekber. Bu, benim ve ümmetimden kurban kesemeyen lerin namınadır" şeklinde geçer.[29]
3849- Ebû Saîd radiyalla hu anh'dan:
"Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, boynuzlu, hayaları alınmamış (tohumluk olarak bırakılmış), gözleri siyah, ağzı siyah, ayakları siyah, boynuzlu bir koç kurban ederdi." fİkisi deTirmizîve Ebû Davud'a aittir.|[30]
3850- Ahmed ile Bezzâr:
"Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem'e iki alaca koç getirildi . Birisini keserken, «Bu, Muhammed ve Ehl-i beyti namınadır»; diğerini keserken: «Bu da ümmetimden kurban kesemiyen lerin namınadır» derdi.[31]
3851- Ebû Ya'lâ, Mu'cemu'l-Kebîr ve'l-Evsat'ta Ebû Talha'dan:
"İkincisini keserken: «Bu, ümmetimden bana iman edip tasdik edenlerin namına" derdi.[32]
3852- Enes radiyalla hu anh'dan: "Peygamber sallallah u aleyhi ve sellem, iki alaca ve boynuzlu koç kurban etti. Onu mübarek ayağını onların böğürlerine koyup «Bismillahi Allahü ekber» diyerek bizzat kendi eliyle kestiğini gördüm. [Mâlik hariç. Altı hadis imamı.][33]