Haber Rusya: Türkiye, Suriye'ye Büyük Bir Operasyon Başlatacak

Rusya merkezli Stratejik Kültür Vakfı, Türkiye'nin kuzeyden, Rusya ve İran'ın da güneyden İdlib'e büyük bir operasyon düzenleyeceğini yazdı. Operasyonun tarihi olarak ise eylül ayı verildi.
05.09.2017, Sal - 09:00

Türkiye'nin ulusal güvenliğini sağlamak ve Suriye'nin kuzeyindeki istikrarsızlıkları gidermek için Fırat Kalkanı Operasyonu'nun ikinci ayağını başlatacağı, uluslararası düşünce kuruluşlarının da gündemine geldi. Rusya merkezli Stratejik Kültür Vakfı adlı kuruluş, " Türkiye Eylül'de Büyük Askeri Operasyon Başlatacak" başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda, 13-15 Eylül'de yapılması planlanan Astana Müzakereleri'nin bir sonraki ayağının hemen ardından Türk ordusunun İdlib'e operasyon düzenleyeceği belirtildi.

Rusya Destek Verecek

Operasyonun, Özgür Suriye Ordusu bileşenlerini İdlib'den çıkaran ve herhangi bir diyalog ihtimaline yanıt vermeyen El Kaide bağlantılı Hayat Tahrir el Şam(HTS) örgütüne yönelik olacağı ve İran ile Rusya'nın da bu operasyona destek vereceği öne sürüldü. Türk jetlerinin, İdlib'in kuzeyini bombalayacağı ve Türkiye'nin hava sahasını insansız hava araçlarına açacağını aktaran rapor, bombardımanın ardından Türk askerinin de İdlib'e girerek burada çatışmasız bölge ihdas edeceğini yazdı.

Ankara ve Moskova'nın, İdlib'de çatışmasız bölge kurma kararını haziran ayında açıkladığını hatırlatan Stratejik Kültür Vakfı, Türk askeri İdlib'in kuzeyinde ilerlerken Rusya ve İran'ın da bölgenin güneyinde operasyon düzenleyeceğini aktardı

Rapora göre İranlı üst düzey isimlerin Türkiye ziyaretlerinde İdlib operasyonu ve Afrin'in durumu masaya yatırıldı. Türkiye ile Rusya'nın S-400 hava savunma sistemi satış anlaşmasına varması ve bu iki ülkenin girişimleriyle Suriye'nin diğer bölgelerindeki çatışmaların başarıyla durulması da İdlib operasyonunun gerçekleşme ihtimalini artıran diğer gelişmeler olarak sunuldu.

Akşam

TSK Reyhanlıya büyük yığınak yaptı.

İdlib’de ağır hava

Astana anlaşması sonrası Türkiye’nin asker göndermeye hazırlandığı İdlib’de muhalifler ikiye bölünmüş durumda.


İdlib içerisindeki muhalif unsurlar arasında Astana Zirvesi’yle ilgili görüş ayrılıkları devam ediyor. Bölgeye çok uluslu bir müdahaleye itiraz eden Heyet-i Tahrir Şam içindeki bazı unsurlar, masada devam eden müzakere sürecini anlamsızlaştıracak askeri eylemler düzenleyip Suriye silahlı muhalefetinin ‘yenilmediğini’ ispat etmek isterken, bölgede konuşlu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bileşenleri ise çatışmasızlık anlaşmasının muhalefete nefes aldıracağını savunuyor.

ÖSO ANLAŞMADAN RAZI

İdlib ve çevresinde konuşlu bulunan ÖSO ile ÖSO’ya yakın birlikler Türkiye’nin bölgeye dönük müdahalesinin ‘düzenleyici ve koruyucu’ mahiyette olacağını savunuyor. Türkiye’nin devrimi yok etmek isteyen güçlerle muhalif unsurlar arasına girerek İdlib ve çevresindeki 2 milyon Suriyeli sivil için kalkan olacağını düşünen ÖSO kaynakları, Türkiye’nin garantör olarak imzaladığı bir anlaşmayı zımnen kabul etmiş görünüyorlar.

RUSLARA TEPKİ BİTMİYOR

Yeni Şafak’ın ulaştığı Tahrir’uş Şam kaynakları ise bölgede güvenlik krizini daha derinleştirecek bir yöntemle askeri müdahaleye kalkışılmasının Suriye halkı ile Türkiye arasındaki gönül bağını zedeleyeceğini savunuyor. Ayrıca İdlib halkı genelinin özellikle Rus güçlerine karşı büyük bir nefret ve öfke beslediğine dikkat çeken kaynaklar, geçtiğimiz yıla kadar Suriye’nin bütün bölgelerinde ‘el-Kaide hedefleri’ olduğu iddiasıyla sivil alanları bombalayan Rusların binlerce sivilin ölümünden birinci dereceden sorumlu olduğunu hatırlatıyor. Bu durumun da bölgede çeşitli provokasyonlara zemin teşkil edebileceği ifade ediliyor.

ASTANA SABOTE EDİLİR Mİ

Daha önce Tahrir’uş Şam bünyesine dahil pek çok grubun son birkaç günde gruptan ayrılması da Suriye içerisinde Astana sürecinin bir parçası olarak yorumlanıyor. Geçtiğimiz günlerde gruptan ayrılan bir askeri lider, “Devrim Suriye halkının projesidir ve öyle kalmalıdır. Devrimin maslahatını Ürdün’den yahut Avrupa’dan gelen isimlere teslim edemeyiz. Bizler askeri birlikten yanayız. Ancak bu birlik Suriye halkının İslami karakteriyle uyum arz etmelidir. Bu nedenle biz devrimin en baştaki temel hedeflerine dönülmesi için fedakarlık gösterdik” diyor. Astana zirvesinden çıkan, ‘Türkiye-Rusya-İran ortak gözlemci’ kararı ve İdlib’de yürütülen ‘Birleşik Muhalif Ordu’ projesinin yaygınlık kazanması sonrası müzakereleri ‘başarısız’ göstermeye hazırlanan HTŞ’nin Hama, Halep veya Lazkiye’ye yönelik bir askeri harekât düzenleyebileceği konuşuluyor.

Yeni Şafak