Bu konuda İmam Mâlik’in, Muvattâ adlı eserinde rivayet ettiği şu Hadis-i Şerif vardır:
عَنْ مَالِك عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ قَفَلَ مِنْ خَيْبَرَ أَسْرَى حَتَّى إِذَا كَانَ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ عَرَّسَ وَقَالَ لِبِلَالٍ اكْلَأْ لَنَا الصُّبْحَ وَنَامَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَصْحَابُهُ وَكَلَأَ بِلَالٌ مَا قُدِّرَ لَهُ ثُمَّ اسْتَنَدَ إِلَى رَاحِلَتِهِ وَهُوَ مُقَابِلُ الْفَجْرِ فَغَلَبَتْهُ عَيْنَاهُ فَلَمْ يَسْتَيْقِظْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَا بِلَالٌ وَلَا أَحَدٌ مِنْ الرَّكْبِ حَتَّى ضَرَبَتْهُمْ الشَّمْسُ فَفَزِعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ بِلَالٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخَذَ بِنَفْسِي الَّذِي أَخَذَ بِنَفْسِكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اقْتَادُوا فَبَعَثُوا رَوَاحِلَهُمْ وَاقْتَادُوا شَيْئًا ثُمَّ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِلَالًا فَأَقَامَ الصَّلَاةَ فَصَلَّى بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الصُّبْحَ ثُمَّ قَالَ حِينَ قَضَى الصَّلَاةَ مَنْ نَسِيَ الصَّلَاةَ فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا فَإِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ فِي كِتَابِهِ{أَقِمْ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي}
İmam Mâlik’ten, o da İbn Şihab’tan, onun da Said b. el-Müseyyeb (Allah onlardan razı olsun)’ten rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), Hayber’den dönerken, gecenin sonunda istirahat için konakladılar. (Orduyu) Sabah namazına kaldırmak için Hz. Bilal, nöbetçi bırakıldı. Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı da uyudular. Hz. Bilal, Allah Teâlâ hazretlerinin takdir ettiği kadar nöbet tuttu. Sonra yüzünü fecrin doğacağı cihete doğru çevirip yüklerine yaslandı ve o şekilde uyuya kaldı. Güneş ışınları onların üzerine vuruncaya kadar ne Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ne Bilal nede ordudan herhangi biri uyanamadı. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) telaşla uyanıp Hz. Bilal’e: Ya Bilal diye seslendi. Bunun üzerine Hz. Bilal: Ey Allah’ın Resulü, seni uyutan Allah beni de uyuttu dedi.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): Yüklerinizi bineklerinize bindirin buradan gidiyoruz dedi. Ordu bir müddet gidince, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), Hz. Bilal’e ezan okumasını emretti. Sabah namazını kıldırdıktan sonra şöyle buyurdu: Biriniz namazı unutur da vaktinde kılamasa, hatırladığında onu kaza etsin.[3] Zira Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Beni anmak için namaz kıl”[4]
Değerli kardeşlerim benim öğrenmek istediğim, eğer kaçırmışsak sabah namazını ( güneş doğmuşsa ) uyandıktan sonra hemen mi kılacağız yoksa güneşin biraz yükselmesini ( kerahat vaktinin çıkmasını mı ) bekleyeceğiz. Çünkü Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem yolculukta olduğu için ordan başka bir yere gidiyor sonra namaz kılıyor. Biz mukim halde de namazı kaçırdığımız için ne yapacağız acaba ?
[3] Muvattâ Mâlik bi rivayet-i Muhammed b. El-Hasen, Ebvabu’s-salat bab: Er-Reculü yensa es-Salate ev tefutuhu an vaktiha
[4] Tâhâ suresi/14
عَنْ مَالِك عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ قَفَلَ مِنْ خَيْبَرَ أَسْرَى حَتَّى إِذَا كَانَ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ عَرَّسَ وَقَالَ لِبِلَالٍ اكْلَأْ لَنَا الصُّبْحَ وَنَامَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَصْحَابُهُ وَكَلَأَ بِلَالٌ مَا قُدِّرَ لَهُ ثُمَّ اسْتَنَدَ إِلَى رَاحِلَتِهِ وَهُوَ مُقَابِلُ الْفَجْرِ فَغَلَبَتْهُ عَيْنَاهُ فَلَمْ يَسْتَيْقِظْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَا بِلَالٌ وَلَا أَحَدٌ مِنْ الرَّكْبِ حَتَّى ضَرَبَتْهُمْ الشَّمْسُ فَفَزِعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ بِلَالٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخَذَ بِنَفْسِي الَّذِي أَخَذَ بِنَفْسِكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اقْتَادُوا فَبَعَثُوا رَوَاحِلَهُمْ وَاقْتَادُوا شَيْئًا ثُمَّ أَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِلَالًا فَأَقَامَ الصَّلَاةَ فَصَلَّى بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الصُّبْحَ ثُمَّ قَالَ حِينَ قَضَى الصَّلَاةَ مَنْ نَسِيَ الصَّلَاةَ فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا فَإِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ فِي كِتَابِهِ{أَقِمْ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي}
İmam Mâlik’ten, o da İbn Şihab’tan, onun da Said b. el-Müseyyeb (Allah onlardan razı olsun)’ten rivayet ettiğine göre Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), Hayber’den dönerken, gecenin sonunda istirahat için konakladılar. (Orduyu) Sabah namazına kaldırmak için Hz. Bilal, nöbetçi bırakıldı. Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ve ashabı da uyudular. Hz. Bilal, Allah Teâlâ hazretlerinin takdir ettiği kadar nöbet tuttu. Sonra yüzünü fecrin doğacağı cihete doğru çevirip yüklerine yaslandı ve o şekilde uyuya kaldı. Güneş ışınları onların üzerine vuruncaya kadar ne Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ne Bilal nede ordudan herhangi biri uyanamadı. Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) telaşla uyanıp Hz. Bilal’e: Ya Bilal diye seslendi. Bunun üzerine Hz. Bilal: Ey Allah’ın Resulü, seni uyutan Allah beni de uyuttu dedi.
Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem): Yüklerinizi bineklerinize bindirin buradan gidiyoruz dedi. Ordu bir müddet gidince, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem), Hz. Bilal’e ezan okumasını emretti. Sabah namazını kıldırdıktan sonra şöyle buyurdu: Biriniz namazı unutur da vaktinde kılamasa, hatırladığında onu kaza etsin.[3] Zira Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Beni anmak için namaz kıl”[4]
Değerli kardeşlerim benim öğrenmek istediğim, eğer kaçırmışsak sabah namazını ( güneş doğmuşsa ) uyandıktan sonra hemen mi kılacağız yoksa güneşin biraz yükselmesini ( kerahat vaktinin çıkmasını mı ) bekleyeceğiz. Çünkü Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem yolculukta olduğu için ordan başka bir yere gidiyor sonra namaz kılıyor. Biz mukim halde de namazı kaçırdığımız için ne yapacağız acaba ?
[3] Muvattâ Mâlik bi rivayet-i Muhammed b. El-Hasen, Ebvabu’s-salat bab: Er-Reculü yensa es-Salate ev tefutuhu an vaktiha
[4] Tâhâ suresi/14