Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Sadece Kur'an Yetmez mi?

B Çevrimdışı

burak baykal

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
İnsanın doğruyolu bulması için sadece kuran yetmezmi,hadis kitapları,tarikatlar hoca efendiler olmadan sadece kuran yetmezmi?
İllaki Allah a ulaşmak için aradaki aracı kurumlardan yardımmı almak gerekiyor.Allah kitap olarak bize kuranı göndermedimi,egerki hadislere göre yaşamamız gerekseydi allah kuranın yanında bire hadis kitabı ve sunnet kitabı yollamazmıydı?Sorularıma cevap verirseniz sevinirim.....
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yetmez!

Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Rasûle, o ummî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (A'raf 157. ayet)


Peygamber (s.a.v.), de bizzat kendisi de şu ifadelerle İslâmî uygulamadaki yerine dikkat çekmekte ve âdeta asırlar öncesinden bugünkü sünnet karşıtlarına mesaj vermektedir.

"Bana Kur'ân ve onun gibisi, yani sünnet verildi. Yakın bir zamanda karnı tok koltuğuna yaslanmış kimseler çıkacak ve diyecekler ki:
"Size bu Kur'ân yeter. Onda neyi haram bulursanız haram, neyi de helâl bulursanız helal sayın.'
Biliniz ki Allah Rasûlu'nün haram kıldığı da haramdır. Ehlî eşek eti ve köpek dişli hayvanlar size haram kılınmıştır."
(Ebû Dâvud, Sünnet, 5; İmâre, 33; Tirmizi, İlim, 10; İbn Hanbel, IV,130-131)


Rasulullah'ın açıklamaları (hadis/sunnet) olmayıp, sadece Kur'anın metniyle kendi anlayışıyla anlamaya çalışırsa aşağıya aktaracağımız hadis-i şerifteki gibi hatalı durumlara düşülmesi kaçınılmazdır.

Adiy b. Hatim dedi ki: "Tan yerinin beyaz ipliği sizin için (tarafınızdan) seçilinceye kadar yeyin, için." (Bakara, 187) âyeti nazil olunca Adiy b. Hatim, 'ey Allah'ın Rasûlu, ben yastığımın altına iki iplik (başka bir rivayette, kılıç) koyuyorum, biri beyaz iplik, öbürü siyah iplik. Bu ikisiyle geceyi gündüzden ayırdedebiliyorum' deyince;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur: "Muhakkak senin yastığın oldukça geniştir. Burada sözkonusu olan gecenin siyahlığı ile gündüzün beyazlığıdır." (Yani, senin yastığın ne kadar büyükmüş ki ufukları altına alabliyor demek istemiştir.)
(Muslim, Siyam 33; Buhârî, Tefsir 2. sûre 28; Ebû Dâvûd, Savm 18)
İşte bu hadis-i şerif gündüzün, tan yerinin ağarmasından güneşin batışına kadar olduğunu hükme bağlamaktadır.


Kur'ân karşısında açıklayıcılık, hüküm koyma ve tavzih etme gibi çok önemli fonksiyonları bulunan sünnetin en önemli özelliği hayatın içinde olmasıdır. Bu yüzden sünnetin Kur'ân'la ilgili bu tavrını sahabe nesli ve ardından gelenler suhûletle kabul edilip benimsemişlerdir. Ancak sahabe neslinin sonlarına doğru tek tük dinin kaynağının Kur'ân olduğu görüşüyle sünneti hafife alanlar çıkmıştır.
Nitekim İmran b. Husayn'ın bulunduğu bir mecliste adamın biri: "Bana Kur'ân da bulunmayan şeylerden bahsetmeyin." deyince o: "Sen ahmak mısın be adam? Öğle namazının dört rekat farzını Kur'ân'da bulabilir misin?" diye çıkışmıştır.

Allah Rasûlu: "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız öyle namaz kılın!" (Buhari, Ezan, 18) buyurarak sünnet uygulamasına dikkat çekmiştir.

İbn Mes'ud'a göre: "Sünnetin emir ve tavsiye ettiği bütün davranışlar aslında Kur'ân'ın istediklerini yerine getirmekten ibarettir.
Peygamber, Kur'an'ın mucmel geçtiği hususları açıklamıştır. Beni Esed kabilesinden bir kadın İbn Mes'ud'a gelib der ki: "Senin dövme yaptırana, yüzündeki kılları aldırana, dişlerinin arasını ayırana lânet ettiğini duydum. Bunu nereden çıkarıyorsun?"

İbn Mes'ud da cevaben: "Ben kim oluyorum ki Allah'ın lânet ettiğine lânet etmeyeyim." der.
Kadın ısrarla: "Ben Kur'ân'da böyle bir hükme rastlamadım." diye üsteleyince İbn Mes'ud:

"Kur'ân'da Allah'ın yarattığını değiştirmeyi yasaklayan" (Nisâ, 119) âyet ile "Emir verdiğinde Allah Rasûlu'ne uymayı emreden" (Haşr, 7) âyet buna delildir" der.



Tarikatlar ile hadis ve hocaları bir arada zikretmen hatalı ifadedir. Allah (c.c.) Rasule itaati "De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. .." (Âl-i İmran 31) ve ilim ehline / hocalara murâcatı "... O halde bilmiyorsanız zikir ehline sorun." (Nahl 43) buyurmuştur. Fakat tasavvufun tarikatleri sonradan ortaya çıkmış içerisinde pek çok hurafe ve bidatlerle beraber şirkin de bulunduğu bir kültür olub sakınılması gerekmektedir.



Yine demişsiniz ki;
Allah kitap olarak bize kuranı göndermedimi,egerki hadislere göre yaşamamız gerekseydi allah kuranın yanında bire hadis kitabı ve sunnet kitabı yollamazmıydı?
Allah (c.c.) sadece Kur'an yeter hadise / sünnete uymayın diye bir ayet indirmediği, aksine Rasula itaati ve ayetlerin açıklamasını Rasulden öğrenen ashabına rağmen Hadis-i şeriflerden bu kadar nefret etmeniz veya korkmanız nedendir? Biz biliyor ve görüyoruz ki, hadis-i şerifleri bir yolla ekarte edenler Kur'an-ı kafalarına göre anlamaya çalıştıklarından her mutezile bir peygamber gibi kendi sunnetini/fırkasına sebeb olmaktadır.
Ayrıca Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'i kitab olarak yazılı nusha halinde indirmemiş, Hadis-i şerifleri zikrettiği ağzıyla söyleyib yazdırdıklarının bir araya getirilmesiyle (toparlanmasıyla) mushaf halini almıştır. Düşünmeniz umuduyla ...





HADİS - SÜNNET
https://www.islam-tr.org/konu/hadis-sunnet.11790/
 
Üst Ana Sayfa Alt