1- Sahur
Sahurun müstehab olduğu, terkedene ise günah olmadığı üze¬rinde ümmet icma etmiştir.
a- Enes (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sahur yemeği¬ne kalkınız. Çünkü sahurda bereket vardır.”
b- Mikdam bin Mâ'di Kerb (r.a.)'den, Rasûlül¬lah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Sahura kalk¬manız gerekir. Çünkü sahurda alınan gıda mübarektir.”
Bereketli olmasının sebebi oruçluyu kuvvetli ve dinç yapması ve ona orucunu kolay kılmasın¬dan dolayıdır.
a- Sahur Ne île Yapılır?
Sahur, bir yudum su bile olsa, az veya çok yemekle gerçekleş¬miş olur.
Ebû Sa'îd el-Hudri (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre Ra¬sûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sahur bereket¬tir. Sizden biriniz bir yudum su bile içmiş olsa sahuru terketmesin. Allah ve melekleri sahur yapanlara salât okurlar.”
b- Sahurun Vakti
Sahurun vakti, gece yarısından başlar, fecir doğuncaya kadar devam eder. Sahuru geç yapmak müstehabdır.
a- Zeyd bin Sabit (r.a.) den rivayet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
“Rasûlüllah ile be¬raber sahur yemeğini yedik. Sonra namaza kalktık.” Râvi diyor ki:
“Ben, sahur ile namazın arasında ne kadar müddet vardı? dîye sor¬dum. Zeyd
“Elli âyet okuyacak kadar bir müddet” cevabını verdi.
b- Amr bin Meymune'den rivayet olunduğuna göre o demiştir ki:
“Rasûlullah’ın ashabı, iftarı insanların en acele edenleri, sahuru ise en geç edenleri idiler.”
c- Ebû Zer el-Gıfâri'nin merfu olarak rivayet ettiği hadisde Rasûlullah şöyle buyurmuştur:
“Ümmetim iftarı acele, sahuru geç yaptığı müddetçe hayırda olmaya devam ederler.”
c- Fecrin Doğuşunda Şüpheye Düşmek
Kişi, fecrin doğuşu hakkında şüpheye düşerse, kesin olarak fec¬rin doğduğunu bilinceye kadar yiyip içebilir. Şüphe ile amel olmaz. Çünkü Allah-u Teâlâ, yeme ve içmenin son vaktini kişinin açık bir şekilde bilmesine bağlamış olup, şüpheye bağlamamıştır.
a- Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Sabahleyin beyaz iplik siyah iplikten ay¬rılıncaya kadar yeyiniz, içiniz.”
b- Bir adam İbn Abbas (r.a.)'a gelerek
“Ben sahur yemeğine kal¬kıyorum, sabah olduğunda şüphelendiğim zaman oruca başlıyo¬rum,” dedi. Bunun üzerine İbn Abbas (r.a.) bu kişiye;
“Şüphen ta¬mamen gidinceye kadar, yani fecrin doğuşu sana belli oluncaya kadar ye,” demiştir.
c- Ebû Dâvûd demiştir ki:
“Ebû Abdullah; 'Kişi fecrin doğduğun¬da şüphe ederse, fecrin doğduğunu kesin bilinceye kadar yer” de¬miştir.”
Bu görüş İbn Abbas, 'Atâ, Evzaî ve Ahmed'in görüşüdür.
Nevevî şöyle demiştir: “Şafiî'nin takipçileri, fecrin doğduğunda şüphe edenlerin yemeğe devam etmelerinin caiz olduğu üzerine it¬tifak etmişlerdir.”
Sahurun müstehab olduğu, terkedene ise günah olmadığı üze¬rinde ümmet icma etmiştir.
a- Enes (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sahur yemeği¬ne kalkınız. Çünkü sahurda bereket vardır.”
b- Mikdam bin Mâ'di Kerb (r.a.)'den, Rasûlül¬lah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Sahura kalk¬manız gerekir. Çünkü sahurda alınan gıda mübarektir.”
Bereketli olmasının sebebi oruçluyu kuvvetli ve dinç yapması ve ona orucunu kolay kılmasın¬dan dolayıdır.
a- Sahur Ne île Yapılır?
Sahur, bir yudum su bile olsa, az veya çok yemekle gerçekleş¬miş olur.
Ebû Sa'îd el-Hudri (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre Ra¬sûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Sahur bereket¬tir. Sizden biriniz bir yudum su bile içmiş olsa sahuru terketmesin. Allah ve melekleri sahur yapanlara salât okurlar.”
b- Sahurun Vakti
Sahurun vakti, gece yarısından başlar, fecir doğuncaya kadar devam eder. Sahuru geç yapmak müstehabdır.
a- Zeyd bin Sabit (r.a.) den rivayet olunduğuna göre o şöyle demiştir:
“Rasûlüllah ile be¬raber sahur yemeğini yedik. Sonra namaza kalktık.” Râvi diyor ki:
“Ben, sahur ile namazın arasında ne kadar müddet vardı? dîye sor¬dum. Zeyd
“Elli âyet okuyacak kadar bir müddet” cevabını verdi.
b- Amr bin Meymune'den rivayet olunduğuna göre o demiştir ki:
“Rasûlullah’ın ashabı, iftarı insanların en acele edenleri, sahuru ise en geç edenleri idiler.”
c- Ebû Zer el-Gıfâri'nin merfu olarak rivayet ettiği hadisde Rasûlullah şöyle buyurmuştur:
“Ümmetim iftarı acele, sahuru geç yaptığı müddetçe hayırda olmaya devam ederler.”
c- Fecrin Doğuşunda Şüpheye Düşmek
Kişi, fecrin doğuşu hakkında şüpheye düşerse, kesin olarak fec¬rin doğduğunu bilinceye kadar yiyip içebilir. Şüphe ile amel olmaz. Çünkü Allah-u Teâlâ, yeme ve içmenin son vaktini kişinin açık bir şekilde bilmesine bağlamış olup, şüpheye bağlamamıştır.
a- Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Sabahleyin beyaz iplik siyah iplikten ay¬rılıncaya kadar yeyiniz, içiniz.”
b- Bir adam İbn Abbas (r.a.)'a gelerek
“Ben sahur yemeğine kal¬kıyorum, sabah olduğunda şüphelendiğim zaman oruca başlıyo¬rum,” dedi. Bunun üzerine İbn Abbas (r.a.) bu kişiye;
“Şüphen ta¬mamen gidinceye kadar, yani fecrin doğuşu sana belli oluncaya kadar ye,” demiştir.
c- Ebû Dâvûd demiştir ki:
“Ebû Abdullah; 'Kişi fecrin doğduğun¬da şüphe ederse, fecrin doğduğunu kesin bilinceye kadar yer” de¬miştir.”
Bu görüş İbn Abbas, 'Atâ, Evzaî ve Ahmed'in görüşüdür.
Nevevî şöyle demiştir: “Şafiî'nin takipçileri, fecrin doğduğunda şüphe edenlerin yemeğe devam etmelerinin caiz olduğu üzerine it¬tifak etmişlerdir.”