Ö
Çevrimdışı
Ocak ayı başından beri Suriye'nin belirli bölgelerinde sürekli olarak, Irak Şam İslam Devleti grubunu hedef alan uluslararası algı operasyonunun asıl amacının IŞİD grubundan çok, Tevhid Akidesini hedef aldığı görülmektedir. Öncelikle olayların nasıl başladığını hatırlayalım...
Takva Haber / Analiz
Olayların başlangıcı ve IŞİD'e atılan iftiralar.
Ocak ayı başından beri Suriye'nin belirli bölgelerinde sürekli olarak, Irak Şam İslam Devleti grubunu hedef alan uluslararası algı operasyonunun asıl amacının IŞİD grubundan çok Tevhid Akidesini hedef aldığı görülmektedir. Öncelikle olayların nasıl başladığını hatırlayalım.
Türk medyası tarafından yürütülen bu algı operasyonunda, ilk olarak bir haber sitesinin IŞİD İslami Cephe komutanını vahşice öldürdü başlıklı haberi(1) ile diğer sitelerin buna destek vermesi neticesinde olaylar büyümeye başlamıştır. Suriye'deki grupların kendi aralarında anlaşma yolu ile olayın çözülmesi çalışılırken komşu ülkedeki böyle bir tutum cephedeki savaşçıları fazlası ile etkiledi. IŞİD'in halk üzerindeki tutumu yaklaşık altı aydır tartışma konusu olurken bu çevrelerin bu zaman zarfındaki suskunluğunu koruması ve IŞİD'in Iraktaki başarıları ile eş zamanlı olarak bunların ortaya çıkarılması bir tesadüften ibaret değildir.
IŞİD tarafından öldürüldüğü söylenen ve medya üzerinden masum bir doktor gibi lanse edilmeye çalışan savaşçının ne amaçla orada olduğu hala açıklığa kavuşmamıştır. Açıklamayı okurken herkesin fark edemediği bir cümle karşımıza çıkıyor "Cesedinin üzerinde Suriye halkının daha önce Esed'in koğuşlarında bile görülmeyen şekilde cesedinin üzerinde işkence izleri bıraktılar".Yayınlanan açıklamada kendileri ile çelişkiye düştüklerinin farkında değiller.
Esed'in yıllardır yaptığı işkenceleri görmezden gelip böyle bir cümle kurulmasının amacı insanların bilinçaltına aslında Tevhid akidesine sahip insanların savaş metotları Esed'in savaş metodundan daha kötü olduğunu yerleştirilmesinden kaynaklanıyor.
IŞİD'e karşı karalama kampanyası başlatan sözde İslami haber sitelerin desteklediği ÖSO:
Cephedeki sorunun aslında bir anlaşma ile ortadan kaldırılması yönünde istekleri olmayanlar bu fitneyi fırsat bilerek IŞİD'e saldırmayı bir başarı olarak görmeye çalışıyorlar. Suriye halkı tarafından ipliği pazara çıkarılan MİT-CIA ve MOSSAD bağlantılı ÖSO'nun neden bugüne kadar eleştirilmediği hiç gündeme getirilmedi. ÖSO'nun bazı muhacir kardeşleri katletmesini (2) görmezden gelenlerin aslında birilerinin desteğini kaybetmekten korktukları apaçık ortadadır. Muhacir mücahidlerin katledilmesi bardağı taşıran son damla olmuştur ve CIA bağlantılı ÖSO grubu ile çatışmalar başlamıştır. Hemen ardından Suudi ve ABD tarafından desteklenen grupların IŞİD'e karşı başlattıkları bu savaşta saldıranları ABD patentli oluşumlar olarak adlandırmak yanlış değildir.
Nitekim apaçık bir fitnede taraf tutan kişilerin öldürülen IŞİD savaşçılarının resimlerini "IŞİD Müslümanların ellerini arkadan bağlayıp şehid ediyor" tarzında haber yayınlayarak bu olaylardaki kişisel kibir ve IŞİD'e olan nefretlerini gün yüzüne çıkarıyorlar. Bu haberlerin aslında yalan olduğu ve kimliği belirsiz kişilerce internet medyasına kasıtlı olarak servis edilmesi ise bu tür yalan haberler ile insanların algılarını değiştirerek istedikleri düşünceye yönlendirme çalışmalarını ortaya sermektedir. Bu olayla ilgili kanıt diye gösterilen resimdeki bir savaşçının aslında IŞİD tarafından infaz edilmediği, aslında resimdeki kişinin IŞİD grubundaki bir savaşçı olduğu ortaya çıkmıştır. (3)
Dr. İyad Kuneybi'nin durumu değerlendirmesinde(4) "İlk kurşun için bekleyenler" olarak tabir ettikleri aslında bu fitneden karlı çıkmayı planlayanları işaret ediyor. Peki kim bunlar? Yıllardır Türkiye'de ki Tevhidi düşünceye sahip olan insanların "seçimlerde oy kullanmak" ile ilgili söylediklerini bilmekteyiz. Fakat bu tür kişi/kişiler son zamanlarda yavaşça bu söylemlerini değiştirmeye ve yavaş yavaş demokrasi söylemlerine ses çıkarmamaya başladılar.
Türkiye'nin Suriye savaşındaki tutumu ve tutumuna bağlı olarak kendi istediği grubun öne çıkması ve sınır komşusu olarak görmek istemesi bilinmektedir. IŞİD'in Irak ve Suriye'de önemli başarılar kazanması ile beraber Türkiye'nin stratejik ortağı konumuna gelen PKK ve Barzani yönetiminin Suriye ve Irak hakkındaki planlarının bozulması ile beraber Irak Şam İslam Devleti her iki ülke için ortak düşman haline gelmiştir. Barzani'nin yaptığı açıklamada(5) Ortadoğu'da bir İslam Devleti kurulmasının bölgeyi tehdit ettiği öne sürülüyor.
Olaylar sırasında Türk devletinin tutumu ve iktidar destekli haberciler
Son olaylardan da anlaşıldığı gibi Türkiye devleti Ortadoğu'daki güç arayışlarına devam etmektedir. Irak savaşında Türkiye'nin rolünü çabuk unutanlar yapılan yardımların menfaatsiz olduğunu sanmaktadırlar. Son bir haftadır medya tarafından abluka altına alınan Irak Şam İslam Devleti ve El Kaide aslında birbirinden ayrı olan bu iki grup, medya tevhid akidesini hedef aldığı için bu iki grubu tek bir vücut olarak göstermektedir.
İktidardaki partinin dış işleri bakanı Davutoğlu "IŞİD Esed'e hizmet ediyor " derken aslında iftiraya kendi de gülüyor. Türkiye gündemindeki son olaylarda ortaya çıkan İran ambargosunu delmeleri ve kazanç elde etmeleri aslında Şia'nın para çarkının nasıl döndüğünü bizlere gösteriyor. Bir yandan medya üzerinden Esed karşıtlığı yapanlar perde arkasından ise yüzlerce milyar dolar ve euro'luk işler ile Şia'yı besliyorlar. (6)
Türkiye'de devletin “size karışmayacağız fakat sizde bizim aleyhimizde yayın yapmayın” şeklinde bağ kurduğu gruplara ait haber sitelerinin ise Suriye savaşının arkasında olan İran'a karşı neden böyle bir tutum sergiledikleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Çünkü gündeme geldiği takdirde çuvaldızın kendilerine batacağının farkındalar nede olsa demokrasi savunucusu siyasetçilerin istediği haberler yapılmalı.
Tevhid akidesi ve Suriye cihadına destek veren İslami camiadaki haber siteleri ise bu konuyu hiçbir zaman gündeme getirmeyerek üstünü örtmeye devam ediyorlar. Yaptıkları konuşma panellerinde selefi görüşü anlatan fakat “biz oy kullanmıyoruz” deyip insanlara ders veren kişi/kişilere bağlı sitelerde ise sürekli olarak iktidar yandaşlığı yapılmaktadır. Müslümanlar şunu çok iyi bilmelidir; Bugün cihad Allah (c.c.)'nün hikmeti ile devam etmektedir. Bilinçli Müslümanlar siyasetçilerin söylediği "biz gidersek yardım kesilir ya da biz gidersek İslam düşmanları başa gelir" gibi sözlere kanmamalıdır. Ne Afganistan ne de Irak ve Somali'de savaşan mücahidlere hiçbir zaman siyasetçi fasıkların bir yardımı olmadı. Aksine Türkiye üzerinden Irak'taki mücahidlere darbeler indirildi. Türk askeri Somali ve Afganistan'a işgalci olarak gönderildi. Bundan dolayı Türk devletinin söylediği hiçbir söz gerçek anlamda tevhid akidesine bağlı insanları ilgilendirmemelidir.
Suriye'ye yapılan algı operasyonunda İslami camiada bilinen bazı haber kirliliğine yol açan ve yalan haber yapan sitelere de büyük iş düşmüştür. Gündeme gelen bazı haberlerin yalan olduğu ortaya çıkmış ve aslında haberlerin başlıkları ile direkt olarak insanları istenilen düşüncelere yönlendirmeye çalışan bazı haber kaynakları olduğunu fark etmişsinizdir.
Bazı haber sitelerinin geçen yıl(7) aralık ayında IŞİD'in tam biat istemesi üzerine onlardan ayrılan Muhacir ve Ensar Ordusu grubunun haberini 06 Ocak 2014 tarihinde bu yaşanan fitnenin bir sonucu olarak Kafkasyalı savaşçılar IŞİD'den ayrıldı gibi dezenformatif bir taktik ile haberin yapılması Müslümanlar arasındaki fitnenin körüklenmesine neden olmuştur. Yine birbirine benzer dezenformasyon niteliği taşıyan sitelerin IŞİD'in, Ahraruş Şam örgütünün savaşçılarını öldürdüğü yalanının ortaya çıkmasından(2) sonra bile kasıtlı yapılan haberlerin fitne çıkarmaya yönelik olduğunu bildikleri halde yayından kaldırılmaması bile düşünülmesi gereken bir konudur.
Bu kişilerin savunduğu ÖSO ve yandaş gruplar ise tek tek deşifre(8) (Kaynak: FiSyria) olurken susmaya devam ettiler. Bu suskunluklarının nedeni Türkiye'deki siyasi iktidarın kendi çıkarları doğrultusunda istihbarat teşkilatı aracılığı ile Suriye'de başta ÖSO olmak üzere İslami bir devlet kurulmasını desteklemeyen gruplara ve bunları meşrulaştıranlara yaptığı yardımlar olabilir mi?
Üçüncü olarak ise bu haber(!) sitelerinin haberlerinde her zaman ABD işbirlikçisi Suudi devletinin batı yanlısı sözde alimlerinin gerçek yüzünü göstermeye çalışanların bir anda Suudi'lerin fetvalarını dayanak olarak göstermesi de onların ruh hallerini göstermektedir. Eski kabe imamı Abdullah bin Muhammed el Muheysini'nin yaptığı açıklamanın (9) (gerçek metin / kaynak: incanews) altına koydukları Photoshop programı ile acemice yapılmış bir montaj ile bu haberide kendilerine menfaat çıkaracak şekilde düzenlemişlerdir.
Photoshop ile montajlanmış sahte fotoğraf: goo.gl/s48yKC
Resmin orijinal hali aşağıdadır:
En ufak bir haberden dahi kendi kişisel düşünceleri doğrultusunda yararlanmak ve kendi nefisleri istemiyor diye binlerce mücahidi kötülemek ve onları sırf batılı güçler istemiyor diye medyada adeta yerden yere vurmak bir Müslüman'a yakışmaz. Yukarıdaki yazılarda fitne çıkmasın diye sitelerin adreslerini dahi vermedik fakat biliyoruz ki bunlar fitne çıkarmaya devam edecektir.
Sahve hareketi neden ortaya çıktı ve çıkan fitnenin Müslümanlara etkisi
“Sahve hareketi” yani bilinen adıyla “Uyanış Güçleri” ordusu işbirlikçi Sünnilerden oluşan bir yapılanmadır. Günümüzde Irak'ta şii maliki ordusu ile beraber mücahidlere karşı yürütülen operasyonlara katılarak mücahidlere karşı savaşmışlardır. Sahve hareketi mücahidlerin güçlenmesi ve fetih kazanmaları ile beraber batılı devletlerin desteği ile ortaya çıkmaktadır. Suriye'de sahve güçleri olarak bilinen grupların tamamı CIA tarafından desteklenen ve IŞİD'i arkadan vuran gruplardır. Son günlerde Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelere paralel olarak ortaya çıkarılan sahveler İslami yönetim biçimi ile ülkenin yönetilmesini isteyen gruplara karşı kullanılmaktadır.
Geçtiğimiz aylarda Suriye sahvelerinin öne çıkmasını söyleyen Suriye Ulusal Koalisyonu lideri, bu operasyonun aslında en az bir yıl önceden alt yapısının Suudi istihbaratı ve parasıyla desteklendiğini bizlere gösteriyor. Peki sahveler daha çok güçlenince ortaya ne gibi sorunlar çıkacak?
Aslında bu soruların cevabını çok iyi biliyoruz fakat hatırlamakta güçlük çekiyoruz çok uzağa gitmeden Irak'taki sahve oluşumlarını incelediğimizde yine batılı güçlerin ve işbirlikçi ajanların aynı taktikler ile Irak cihadına vurdukları darbenin aynısını Suriye cihadına vurmak istediğini görmekteyiz. Amaç Dünya'nın dört bir yanından gelen savaşçıları IŞİD ve diğer tevhid akidesine sahip grupların saflarına katılmasını engellemek. Küresel Cihad düşüncesine karşı olan demokrat grupların yaptıkları katliamlara ses çıkarmayanlar, konu ne zaman IŞİD'e gelse yaptıkları açıklamalarla binlerce mücahidin harici olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyorlar.
Suriye'de yaşanmakta olan bu olaylar kesinlikle tesadüf eseri ortaya çıkan bir durum değil aksine Suudi, Türkiye ve ABD ülkelerinin istihbarat teşkilatları tarafından yönetilen bir operasyondur. ÖSO'nun işinin bitmesinden sonra ABD kendine biraz daha ılımlı olan ve Suudi parası ile kurulan İslami Cephe'yi seçti ve daha önce Türkiye üzerinden ÖSO'ya giden yardımların rotası değiştirilerek İslami Cephe'ye yönlendirildi. Önümüzdeki haftalarda saldırıların devam etmesi bekleniyor.
Çıkan bu fitnenin Suriyeli Müslümanlara hiçbir yararı olmayacaktır.
Bugün Türkiye'de kendini otorite sahibi sanan site sahipleri ve sosyal medya üzerinden yüzlerine dahi görmedikleri binlerce insan için harici benzetmesi yapanlar, eğer cephede değilseniz ve olaylara şahit olmuyor iseniz artık durun ve kendinize gelin ki Irak'ta düşürülen tuzağa tekrardan düşmeyin.
Araştırmacı-Yazar: K. SEYYAH
Takva Haber
Kaynaklar:
1: http://www.haksozhaber.net/isid-islam-cephesi-komutanini-iskenceyle-oldurdu-43604h.htm
2: http://www.takvahaber.net/dunya/cia-destekli-oso-gruplari-iside-vuruyor-h7168.html
3:
4:http://www.incanews.com/haberler/6071/suriyedeki-catismalarin-analizi-ilk-kursun-icin-bekleyenler
5: http://www.haberler.com/irak-ta-siddet-olaylari-5531264-haberi/
6:http://ekonomi.milliyet.com.tr/halkbank-iran-petrolunde-araciliga/ekonomi/detay/1819036/default.htm
7: http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2013/12/25/9409.shtml
8: http://fisyria.com/wp-content/uploads/2014/01/BdamgAgCQAA7acw1.jpg
9: http://www.incanews.com/orta-dogu/6226/abdullah-el-muheysini-yakinda-bu-ayrilik-bitecek
* ÖSO ve CIA Ajanları: https://pbs.twimg.com/media/BdUGU2eCIAALNtY.jpg
* ÖSO IŞİD için kafirler derken:
* ABD generalleri ve ÖSO:
Takva Haber / Analiz
Olayların başlangıcı ve IŞİD'e atılan iftiralar.
Ocak ayı başından beri Suriye'nin belirli bölgelerinde sürekli olarak, Irak Şam İslam Devleti grubunu hedef alan uluslararası algı operasyonunun asıl amacının IŞİD grubundan çok Tevhid Akidesini hedef aldığı görülmektedir. Öncelikle olayların nasıl başladığını hatırlayalım.
Türk medyası tarafından yürütülen bu algı operasyonunda, ilk olarak bir haber sitesinin IŞİD İslami Cephe komutanını vahşice öldürdü başlıklı haberi(1) ile diğer sitelerin buna destek vermesi neticesinde olaylar büyümeye başlamıştır. Suriye'deki grupların kendi aralarında anlaşma yolu ile olayın çözülmesi çalışılırken komşu ülkedeki böyle bir tutum cephedeki savaşçıları fazlası ile etkiledi. IŞİD'in halk üzerindeki tutumu yaklaşık altı aydır tartışma konusu olurken bu çevrelerin bu zaman zarfındaki suskunluğunu koruması ve IŞİD'in Iraktaki başarıları ile eş zamanlı olarak bunların ortaya çıkarılması bir tesadüften ibaret değildir.
IŞİD tarafından öldürüldüğü söylenen ve medya üzerinden masum bir doktor gibi lanse edilmeye çalışan savaşçının ne amaçla orada olduğu hala açıklığa kavuşmamıştır. Açıklamayı okurken herkesin fark edemediği bir cümle karşımıza çıkıyor "Cesedinin üzerinde Suriye halkının daha önce Esed'in koğuşlarında bile görülmeyen şekilde cesedinin üzerinde işkence izleri bıraktılar".Yayınlanan açıklamada kendileri ile çelişkiye düştüklerinin farkında değiller.
Esed'in yıllardır yaptığı işkenceleri görmezden gelip böyle bir cümle kurulmasının amacı insanların bilinçaltına aslında Tevhid akidesine sahip insanların savaş metotları Esed'in savaş metodundan daha kötü olduğunu yerleştirilmesinden kaynaklanıyor.
IŞİD'e karşı karalama kampanyası başlatan sözde İslami haber sitelerin desteklediği ÖSO:
Cephedeki sorunun aslında bir anlaşma ile ortadan kaldırılması yönünde istekleri olmayanlar bu fitneyi fırsat bilerek IŞİD'e saldırmayı bir başarı olarak görmeye çalışıyorlar. Suriye halkı tarafından ipliği pazara çıkarılan MİT-CIA ve MOSSAD bağlantılı ÖSO'nun neden bugüne kadar eleştirilmediği hiç gündeme getirilmedi. ÖSO'nun bazı muhacir kardeşleri katletmesini (2) görmezden gelenlerin aslında birilerinin desteğini kaybetmekten korktukları apaçık ortadadır. Muhacir mücahidlerin katledilmesi bardağı taşıran son damla olmuştur ve CIA bağlantılı ÖSO grubu ile çatışmalar başlamıştır. Hemen ardından Suudi ve ABD tarafından desteklenen grupların IŞİD'e karşı başlattıkları bu savaşta saldıranları ABD patentli oluşumlar olarak adlandırmak yanlış değildir.
Nitekim apaçık bir fitnede taraf tutan kişilerin öldürülen IŞİD savaşçılarının resimlerini "IŞİD Müslümanların ellerini arkadan bağlayıp şehid ediyor" tarzında haber yayınlayarak bu olaylardaki kişisel kibir ve IŞİD'e olan nefretlerini gün yüzüne çıkarıyorlar. Bu haberlerin aslında yalan olduğu ve kimliği belirsiz kişilerce internet medyasına kasıtlı olarak servis edilmesi ise bu tür yalan haberler ile insanların algılarını değiştirerek istedikleri düşünceye yönlendirme çalışmalarını ortaya sermektedir. Bu olayla ilgili kanıt diye gösterilen resimdeki bir savaşçının aslında IŞİD tarafından infaz edilmediği, aslında resimdeki kişinin IŞİD grubundaki bir savaşçı olduğu ortaya çıkmıştır. (3)
Türkiye'nin Suriye savaşındaki tutumu ve tutumuna bağlı olarak kendi istediği grubun öne çıkması ve sınır komşusu olarak görmek istemesi bilinmektedir. IŞİD'in Irak ve Suriye'de önemli başarılar kazanması ile beraber Türkiye'nin stratejik ortağı konumuna gelen PKK ve Barzani yönetiminin Suriye ve Irak hakkındaki planlarının bozulması ile beraber Irak Şam İslam Devleti her iki ülke için ortak düşman haline gelmiştir. Barzani'nin yaptığı açıklamada(5) Ortadoğu'da bir İslam Devleti kurulmasının bölgeyi tehdit ettiği öne sürülüyor.
Olaylar sırasında Türk devletinin tutumu ve iktidar destekli haberciler
Son olaylardan da anlaşıldığı gibi Türkiye devleti Ortadoğu'daki güç arayışlarına devam etmektedir. Irak savaşında Türkiye'nin rolünü çabuk unutanlar yapılan yardımların menfaatsiz olduğunu sanmaktadırlar. Son bir haftadır medya tarafından abluka altına alınan Irak Şam İslam Devleti ve El Kaide aslında birbirinden ayrı olan bu iki grup, medya tevhid akidesini hedef aldığı için bu iki grubu tek bir vücut olarak göstermektedir.
İktidardaki partinin dış işleri bakanı Davutoğlu "IŞİD Esed'e hizmet ediyor " derken aslında iftiraya kendi de gülüyor. Türkiye gündemindeki son olaylarda ortaya çıkan İran ambargosunu delmeleri ve kazanç elde etmeleri aslında Şia'nın para çarkının nasıl döndüğünü bizlere gösteriyor. Bir yandan medya üzerinden Esed karşıtlığı yapanlar perde arkasından ise yüzlerce milyar dolar ve euro'luk işler ile Şia'yı besliyorlar. (6)
Türkiye'de devletin “size karışmayacağız fakat sizde bizim aleyhimizde yayın yapmayın” şeklinde bağ kurduğu gruplara ait haber sitelerinin ise Suriye savaşının arkasında olan İran'a karşı neden böyle bir tutum sergiledikleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Çünkü gündeme geldiği takdirde çuvaldızın kendilerine batacağının farkındalar nede olsa demokrasi savunucusu siyasetçilerin istediği haberler yapılmalı.
Tevhid akidesi ve Suriye cihadına destek veren İslami camiadaki haber siteleri ise bu konuyu hiçbir zaman gündeme getirmeyerek üstünü örtmeye devam ediyorlar. Yaptıkları konuşma panellerinde selefi görüşü anlatan fakat “biz oy kullanmıyoruz” deyip insanlara ders veren kişi/kişilere bağlı sitelerde ise sürekli olarak iktidar yandaşlığı yapılmaktadır. Müslümanlar şunu çok iyi bilmelidir; Bugün cihad Allah (c.c.)'nün hikmeti ile devam etmektedir. Bilinçli Müslümanlar siyasetçilerin söylediği "biz gidersek yardım kesilir ya da biz gidersek İslam düşmanları başa gelir" gibi sözlere kanmamalıdır. Ne Afganistan ne de Irak ve Somali'de savaşan mücahidlere hiçbir zaman siyasetçi fasıkların bir yardımı olmadı. Aksine Türkiye üzerinden Irak'taki mücahidlere darbeler indirildi. Türk askeri Somali ve Afganistan'a işgalci olarak gönderildi. Bundan dolayı Türk devletinin söylediği hiçbir söz gerçek anlamda tevhid akidesine bağlı insanları ilgilendirmemelidir.
Suriye'ye yapılan algı operasyonunda İslami camiada bilinen bazı haber kirliliğine yol açan ve yalan haber yapan sitelere de büyük iş düşmüştür. Gündeme gelen bazı haberlerin yalan olduğu ortaya çıkmış ve aslında haberlerin başlıkları ile direkt olarak insanları istenilen düşüncelere yönlendirmeye çalışan bazı haber kaynakları olduğunu fark etmişsinizdir.
Bazı haber sitelerinin geçen yıl(7) aralık ayında IŞİD'in tam biat istemesi üzerine onlardan ayrılan Muhacir ve Ensar Ordusu grubunun haberini 06 Ocak 2014 tarihinde bu yaşanan fitnenin bir sonucu olarak Kafkasyalı savaşçılar IŞİD'den ayrıldı gibi dezenformatif bir taktik ile haberin yapılması Müslümanlar arasındaki fitnenin körüklenmesine neden olmuştur. Yine birbirine benzer dezenformasyon niteliği taşıyan sitelerin IŞİD'in, Ahraruş Şam örgütünün savaşçılarını öldürdüğü yalanının ortaya çıkmasından(2) sonra bile kasıtlı yapılan haberlerin fitne çıkarmaya yönelik olduğunu bildikleri halde yayından kaldırılmaması bile düşünülmesi gereken bir konudur.
Bu kişilerin savunduğu ÖSO ve yandaş gruplar ise tek tek deşifre(8) (Kaynak: FiSyria) olurken susmaya devam ettiler. Bu suskunluklarının nedeni Türkiye'deki siyasi iktidarın kendi çıkarları doğrultusunda istihbarat teşkilatı aracılığı ile Suriye'de başta ÖSO olmak üzere İslami bir devlet kurulmasını desteklemeyen gruplara ve bunları meşrulaştıranlara yaptığı yardımlar olabilir mi?
Üçüncü olarak ise bu haber(!) sitelerinin haberlerinde her zaman ABD işbirlikçisi Suudi devletinin batı yanlısı sözde alimlerinin gerçek yüzünü göstermeye çalışanların bir anda Suudi'lerin fetvalarını dayanak olarak göstermesi de onların ruh hallerini göstermektedir. Eski kabe imamı Abdullah bin Muhammed el Muheysini'nin yaptığı açıklamanın (9) (gerçek metin / kaynak: incanews) altına koydukları Photoshop programı ile acemice yapılmış bir montaj ile bu haberide kendilerine menfaat çıkaracak şekilde düzenlemişlerdir.
Photoshop ile montajlanmış sahte fotoğraf: goo.gl/s48yKC
Resmin orijinal hali aşağıdadır:
En ufak bir haberden dahi kendi kişisel düşünceleri doğrultusunda yararlanmak ve kendi nefisleri istemiyor diye binlerce mücahidi kötülemek ve onları sırf batılı güçler istemiyor diye medyada adeta yerden yere vurmak bir Müslüman'a yakışmaz. Yukarıdaki yazılarda fitne çıkmasın diye sitelerin adreslerini dahi vermedik fakat biliyoruz ki bunlar fitne çıkarmaya devam edecektir.
Sahve hareketi neden ortaya çıktı ve çıkan fitnenin Müslümanlara etkisi
“Sahve hareketi” yani bilinen adıyla “Uyanış Güçleri” ordusu işbirlikçi Sünnilerden oluşan bir yapılanmadır. Günümüzde Irak'ta şii maliki ordusu ile beraber mücahidlere karşı yürütülen operasyonlara katılarak mücahidlere karşı savaşmışlardır. Sahve hareketi mücahidlerin güçlenmesi ve fetih kazanmaları ile beraber batılı devletlerin desteği ile ortaya çıkmaktadır. Suriye'de sahve güçleri olarak bilinen grupların tamamı CIA tarafından desteklenen ve IŞİD'i arkadan vuran gruplardır. Son günlerde Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmelere paralel olarak ortaya çıkarılan sahveler İslami yönetim biçimi ile ülkenin yönetilmesini isteyen gruplara karşı kullanılmaktadır.
Geçtiğimiz aylarda Suriye sahvelerinin öne çıkmasını söyleyen Suriye Ulusal Koalisyonu lideri, bu operasyonun aslında en az bir yıl önceden alt yapısının Suudi istihbaratı ve parasıyla desteklendiğini bizlere gösteriyor. Peki sahveler daha çok güçlenince ortaya ne gibi sorunlar çıkacak?
Aslında bu soruların cevabını çok iyi biliyoruz fakat hatırlamakta güçlük çekiyoruz çok uzağa gitmeden Irak'taki sahve oluşumlarını incelediğimizde yine batılı güçlerin ve işbirlikçi ajanların aynı taktikler ile Irak cihadına vurdukları darbenin aynısını Suriye cihadına vurmak istediğini görmekteyiz. Amaç Dünya'nın dört bir yanından gelen savaşçıları IŞİD ve diğer tevhid akidesine sahip grupların saflarına katılmasını engellemek. Küresel Cihad düşüncesine karşı olan demokrat grupların yaptıkları katliamlara ses çıkarmayanlar, konu ne zaman IŞİD'e gelse yaptıkları açıklamalarla binlerce mücahidin harici olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyorlar.
Suriye'de yaşanmakta olan bu olaylar kesinlikle tesadüf eseri ortaya çıkan bir durum değil aksine Suudi, Türkiye ve ABD ülkelerinin istihbarat teşkilatları tarafından yönetilen bir operasyondur. ÖSO'nun işinin bitmesinden sonra ABD kendine biraz daha ılımlı olan ve Suudi parası ile kurulan İslami Cephe'yi seçti ve daha önce Türkiye üzerinden ÖSO'ya giden yardımların rotası değiştirilerek İslami Cephe'ye yönlendirildi. Önümüzdeki haftalarda saldırıların devam etmesi bekleniyor.
Çıkan bu fitnenin Suriyeli Müslümanlara hiçbir yararı olmayacaktır.
Bugün Türkiye'de kendini otorite sahibi sanan site sahipleri ve sosyal medya üzerinden yüzlerine dahi görmedikleri binlerce insan için harici benzetmesi yapanlar, eğer cephede değilseniz ve olaylara şahit olmuyor iseniz artık durun ve kendinize gelin ki Irak'ta düşürülen tuzağa tekrardan düşmeyin.
Araştırmacı-Yazar: K. SEYYAH
Takva Haber
Kaynaklar:
1: http://www.haksozhaber.net/isid-islam-cephesi-komutanini-iskenceyle-oldurdu-43604h.htm
2: http://www.takvahaber.net/dunya/cia-destekli-oso-gruplari-iside-vuruyor-h7168.html
3:
4:http://www.incanews.com/haberler/6071/suriyedeki-catismalarin-analizi-ilk-kursun-icin-bekleyenler
5: http://www.haberler.com/irak-ta-siddet-olaylari-5531264-haberi/
6:http://ekonomi.milliyet.com.tr/halkbank-iran-petrolunde-araciliga/ekonomi/detay/1819036/default.htm
7: http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2013/12/25/9409.shtml
8: http://fisyria.com/wp-content/uploads/2014/01/BdamgAgCQAA7acw1.jpg
9: http://www.incanews.com/orta-dogu/6226/abdullah-el-muheysini-yakinda-bu-ayrilik-bitecek
* ÖSO ve CIA Ajanları: https://pbs.twimg.com/media/BdUGU2eCIAALNtY.jpg
* ÖSO IŞİD için kafirler derken:
* ABD generalleri ve ÖSO:
