Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şam'dan ümidimizi kesmeyeceğiz!

  • Konbuyu başlatan Ebu & Dücane
  • Başlangıç tarihi
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Misafir
2013322122110-b.jpg



Ebu Basir at-Tartusi'nin Şam ve Şam ehli hakkındaki yazısı
2013-03-22

Hamd, tek olan Allah’a mahsustur. Salât ve selam, kendisinden sonra hiçbir peygamber gelmeyecek olan nebi üzerine olsun.

Hiçbir zaman Şam’dan ümidimizi kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz de… Şam gecelerinin karanlıkları ne kadar uzasa da, şüphesiz parlak şafağın aydınlığı yakındır. Şam’ın semalarını kara bulutlar kaplamış olsa da, bir süre sonra bu bulutlar çekilecek, Şam toprakları doğan güneş ile aydınlanacaktır. Allah’ın izni ile bu, bize vaat olunmuştur.
Şam topraklarından birçok savaşçılar geçmiştir. Cahillikleri, geri kalmışlıkları ve barbarlıklarıyla Tatarlar geçti. Sonra, kinleri, cürümleri ve tamahkârlıklarıyla haçlılar onları takip etti. Ordular yok oldular ve perişan bir şekilde deliklerine geri döndüler. Şam ise, halkı ve dini ile aziz ve şerefle ayakta kaldı.
Bu günlerde Şam, asrın zındıkları Karamitiler, Nusayriler, Baasçılar, laikler, anarşistler, mücrimler ve kindarların ellerinde bir süreden beri esaret altındadır. Bunlar, şehirleri fesat, kulları zelil etmişlerdir.
“Gerçek düşman onlardır, onlardan sakının. Allah onları yok etsin nasılda geri dönüyorlar.” Allah’ın izniyle, daha önceki azgın savaşçıların zelil olup yok oldukları gibi, onlarda alçalmış bir şekilde yok olacak ve Şam topraklarından çekileceklerdir. O zaman Şam’ın izzeti, şerefi, önderliği ve ümmetlere ve halklara liderliğindeki rolü tekrar geri gelecektir.
Bu doğru bir vaattir. Onun zamanı geldiğinde ve Allah’ın izni ile –bir zaman sonra olsa da- gerçekleşmesinden hiçbir şüphe duymuyoruz.
Sahih bir rivayette Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Size Şam’ı tavsiye ederim. Zira Allah, Şam ve halkı için bana kefil olmuştur.” Yani Allahu Teala, Şam ve halkı için, dinini ve davetini destekleyeceğine, İslam topraklarını ve değerlerini koruyacağına dair Nebisine kefil olmuştur. Allah’ın kefil olduğu şey ise, korunmuştur, zayi olmaz ve onun hakkında korkulmaz.
Rebia (rahimehullah) şöyle der: “Ebu İdris’in bu hadisin rivayet ettikten sonra şöyle dediğini duydum: “Allah’ın kefil olduğu bir şey zayi olmaz.”

Zeyd b. Sabit El-Ensari’den (radiyallahu anh) rivayet olunduğuna göre şöyle der: “Resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu işittim: “Şam’a müjdeler olsun! Şam’a müjdeler olsun! Şam’a müjdeler olsun!” ‘Ey Allah’ın resulü niçin?’ diye sorulunca, şöyle buyurdu: “İşte, Allah’ın melekleri kanatlarını Şam üzerine germişlerdir!”
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Kitabın direğinin yastığımın altından alındığını gördüm. Ona baktığımda, onun Şam’a götürülen parlak bir nur olduğunu gördüm. Dikkat edin, fitneler vuku bulduğunda iman Şam’dadır.”
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Şam halkı fesada uğradığında, sizde bir hayır kalmamıştır. Ümmetimden bir grup kıyamete dek yardım olunacaklardır. Onları yüz üstü bırakanlar, onlara bir zarar veremezler.”
Küfür ve riddet önderlerinin Şam siyasetleri sebebiyle, Şam halkının başına gelen bu nisbi fesadın, tüm dünyadaki ümmetin hayır ve bereketlerine olumsuz etkisi olmuştur. Bu, açıkça görülmektedir. Hadis, Şam’ın izzetinin ümmetin izzeti, Şam’ın zilletinin ve fesadının ise ümmetin zilleti ve fesadı olduğunu ifade etmektedir. Ümmetin izzeti ve zilleti, inişi ve çıkışı, hayrının artıp azalması, Şam’ın izzetine, zilletine ve hayırlarına bağlıdır.

Bu nedenle Şam, sömürgeci savaşçıların hedefi, odak noktaları ve entrika alanları olmuştur ve hala da olmaya devam etmektedir. Bu hassas bölgenin önemini ve kendileri için arz ettiği tehlikeyi bildiklerinden, oraya bizim ırkımızdan olan, ama kendilerinden daha kâfir, daha kindar, daha zalim ve daha bozguncu olan yöneticileri musallat etmişlerdir. Şam’ın kalbi Filistin’e Siyonist birlikleri yerleştirmişlerdir. Böylece bu Siyonist birliklerin ve devletlerinin savunulması bahanesiyle diledikleri zaman Şam’ın işlerine karışmaları daha kolay olacaktır!
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Nereye yönelirse yönelsin bu ümmet desteklenecektir. İnsanlardan onları yüz üstü bırakanlar onlara hiçbir zarar veremezler. Bu, Allah’ın emri gelene kadar böyle devam eder. Onlar, Şam’dadırlar.”
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Kıyamet kopana kadar batı ehli hak üzere olmaya devam edecektir.”
Başka bir rivayette ise: “Kıyamet kopana kadar batı ehli üstün olmaya devam edeceklerdir. Onları yüzüstü bırakanlar onlara bir zarar veremezler.” Batı ehli, Şam ehlidir.

Ahmed b. Hanbel (rahimehullah) şöyle der: “Batı ehli, Şam ehlidir.”
Hadis bazı manalar ifade etmektedir:
- İnsanların muhalefet etmelerinin ve onları yüzüstü bırakmalarının onlara bir zarar veremediği galip ve desteklenen bu taife, Şam’dadır. Veya Şam bu kimseleri her zaman barındıracaktır.
- Bu Taife-i Mansura’nın tüm zamanlarda varlığının devam edeceği ve bunun kıyamete kadar süreceği. Bizim şu anda yaşadığımız zamanımız dâhil hiçbir zaman dilimi bu taifeden hali olmayacaktır. Yani şu anda bu taife Şam’da bulunmaktadır; onu bilenler bilir, bilmeyenler ise bilmezler!
- Bu taife, Allah tarafından korunmuş ve desteklenmiştir. Allah dininin desteklenmesine ve muhafazasına, onlarla kefil olmuştur.
- Desteklenen bu taifenin özelliklerinden birisi de, Allah yolunda cihad etmeleri, hakkı haykırmaları ve Allah için kınayıcının kınamasından korkmamalarıdır.

Abdullah b. Havale’den (radiyallahu anh) rivayet olunduğuna göre şöyle der: “Bir gün Resulullah’a şöyle dedim: “Ey Allah’ın resulü, bana kalacağım bir şehir yaz. Eğer senin kalacağını bilseydim, senin yakınlığına hiçbir şeyi tercih etmezdim.” Resulullah: “Sana Şam’ı tavsiye ederim. Sana Şam’ı tavsiye ederim. Sana Şam’ı tavsiye ederim!” Nebi O’nun Şam’dan hoşlanmadığını görünce şöyle buyurdu: “Allah azze ve celle’nin ne buyurduğunu biliyor musunuz? Şöyle buyuruyor: ‘Sen, beldeler arasında benim seçtiğim beldesin. Sana seçkin kullarımı sokarım.’ İsra günü meleklerin taşıdığı pırlanta gibi beyaz bir direk gördüm. ‘Taşıdığınız da nedir?’ dedim. Onlarda ‘İslam’ın direğini taşıyoruz, onu Şam’a koymakla emrolunduk” dediler.”
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Sana Şam’ı tavsiye ederim. Zira orası Allah’ın seçmiş olduğu topraklarıdır. Orası için seçkin kullarını seçer”

Abdullah b. Ömer’den (radiyallahu anh) rivayet olunduğuna göre şöyle der: “Bir gün Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bize şöyle dedi: “Rüyamda melekleri gördüm. Kitabın direğini almış Şam’a dikmişlerdi. Fitneler vuku bulduğunda, iman Şam’dadır.
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “İleride hicret sonrası hicret olacaktır. Yeryüzünün en hayırlıları, İbrahim’in hicret yurduna bağlı kalanlardır.” İbrahim’in hicret yurdu, Filistin’dir. Filistin ise Şam’dandır.
Salim b. Abdullah’ın (radiyallahu anh) babasından rivayetinde Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Zamanın sonunda Hadramevt’ten, insanları toplayan bir ateş çıkacaktır.” Biz, ‘Bize neyi emredersiniz ey Allah’ın resulü’ deyince, ‘Size Şam’ı tavsiye ederim’ buyurdu.”

Ebu Derda’dan (radiyallahu anh) rivayet olunduğuna göre Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: “Büyük savaş günü Müslümanların şehri, Dımaşk denen bir şehrin yakınında Ğuta’dadır. Orası Şam’ın en hayırlı şehirlerindendir.
Yine Ebu Derda’dan (radiyallahu anh) başka bir rivayette şöyle der: “Nebi’nin şöyle buyurduğunu işittim:
“Büyük savaş günü, Müslümanların şehri, Ğuta denen yerdedir. Orada Dımaşk adında bir şehir vardır ki, o gün orası Müslümanların en hayırlı yeridir.”

Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Büyük savaş olduğunda, Allah Dımaşk’tan, at bakımından Arapların en şereflisi ve silah yönünden en iyisine sahip mevalilerden bir grup gönderir. Allah, dini onlarla destekler.”
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor: “Müminlerin şehirleri Şam’dadır.” Yani şiddet, zorluk ve fitne zamanında sığınacakları merkezleri Şam’dır.
Bu ve başka hadislerden ötürü, Şam kıyamete dek ribat toprakları olarak sayılmıştır. Niyetleri düzgün olduğu takdirde, orada yaşayanlara Allah yolunda ribat bekleyenin ecri vardır.
Ebu Basir at-Tartusi -İslam Dünyası Dergisi
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt