Çevrimdışı
سْــــــــــــــــــــ- ـم- ِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Hamd,alemlerin sahibi olan SübhanALLAHu tealaya mahsustur.Size iki emanet bırakıyorum biri kuran diğeri benim sünnetim diyen Onun mübarek elçisi olan Muhammed (s.a.v) selatu selam olsun.dün akşam okuduğum bir kıssa hakkında biraz tefekkür ettikten sonra Araf 164 ayetin üzerinde biraz durulmasını kanaatine vardım.ve sizlerle paylaşmak istedim.İnşaALLAH hayra vesile olur.
163 - Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.
164 - İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırlar diye."
165 - Onlar yapılan bunca nasihatı unuttukları zaman, o kötülükten sakındıranları kurtardık, o zalimleri de fena hareketlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğrattık.
Fizilal Tefsiri
"Hani o kasabalılardan bir grup "Allah'ın yok edeceği ya da ağır bir azaba çarptıracağı bir topluma ne diye öğüt veriyorsunuz" dedi."
Onlar Allah'ın haram kıldıklarını çiğnemekle Allah'ın ağır cezasına çarptırıldıktan sonra, onlara öğüt vermenin hiçbir yararı yoktur. Bu öğüt onların tavırlarını da değiştirmeyecektir!
Öğüt verenler "Rabbinize karşı haklı bir mazeretimiz olsun ve ola ki kötülükten sakınırlar" dediler.
Bu bizim yaptığımız Allah'ın yapmamızı istediği bir görevdir. İyiliği emretmek, kötülüğü engellemek, Allah'ın haram kıldıklarını işlemekten caydırmak görevi. Biz böylece mazeretimizi Allah'a iletmiş oluruz ve yüce Allah da görevimizi yaptığımızı açıkça görmüş olur. Ayrıca bu isyankâr kalplere öğüdün fayda vermesi ve orada takva bilincini harekete geçirmesi de mümkündür.
Evet hiç düşündünüz mü RABBİM neden sapık ve azabı hak eden kavimlere apaçık ayetler ve bunları açıklayıcı peygamberler göndermekte ?
Veya Yunus (a.s) kavmine söz geçiremediği ve nefsine ağır gelmesinden dolayı kavmini terk edip RABBİMden bir uyarı ve ceza olarak bir balığın midesinde hapsedilmesi neyden dolayı olabilmiştir ? Sırf sapık bir kavme gereği gibi tebliğ ve uyarıda bulunmadığı için.
İslam dini kişisel bir mesele olsaydı bu din hira nur dağının dışarısına çıkmazdı.İslam sadece kendini geliştirip başkalarını tekfir edip ben nasıl hidayeti ve hak yolu buldum ise onlarda bulsun diye işin içinden çıkılmaz.
Her insan Hz.İbrahim (a.s) değil ki RABBİNİ tek başına bulsun.
Ben bunları anladım bu ayetlerden hatalı düşündüğüm yer varsa ALLAH için beni düzeltin.
Hamd,alemlerin sahibi olan SübhanALLAHu tealaya mahsustur.Size iki emanet bırakıyorum biri kuran diğeri benim sünnetim diyen Onun mübarek elçisi olan Muhammed (s.a.v) selatu selam olsun.dün akşam okuduğum bir kıssa hakkında biraz tefekkür ettikten sonra Araf 164 ayetin üzerinde biraz durulmasını kanaatine vardım.ve sizlerle paylaşmak istedim.İnşaALLAH hayra vesile olur.
163 - Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.
164 - İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırlar diye."
165 - Onlar yapılan bunca nasihatı unuttukları zaman, o kötülükten sakındıranları kurtardık, o zalimleri de fena hareketlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğrattık.
Fizilal Tefsiri
"Hani o kasabalılardan bir grup "Allah'ın yok edeceği ya da ağır bir azaba çarptıracağı bir topluma ne diye öğüt veriyorsunuz" dedi."
Onlar Allah'ın haram kıldıklarını çiğnemekle Allah'ın ağır cezasına çarptırıldıktan sonra, onlara öğüt vermenin hiçbir yararı yoktur. Bu öğüt onların tavırlarını da değiştirmeyecektir!
Öğüt verenler "Rabbinize karşı haklı bir mazeretimiz olsun ve ola ki kötülükten sakınırlar" dediler.
Bu bizim yaptığımız Allah'ın yapmamızı istediği bir görevdir. İyiliği emretmek, kötülüğü engellemek, Allah'ın haram kıldıklarını işlemekten caydırmak görevi. Biz böylece mazeretimizi Allah'a iletmiş oluruz ve yüce Allah da görevimizi yaptığımızı açıkça görmüş olur. Ayrıca bu isyankâr kalplere öğüdün fayda vermesi ve orada takva bilincini harekete geçirmesi de mümkündür.
Evet hiç düşündünüz mü RABBİM neden sapık ve azabı hak eden kavimlere apaçık ayetler ve bunları açıklayıcı peygamberler göndermekte ?
Veya Yunus (a.s) kavmine söz geçiremediği ve nefsine ağır gelmesinden dolayı kavmini terk edip RABBİMden bir uyarı ve ceza olarak bir balığın midesinde hapsedilmesi neyden dolayı olabilmiştir ? Sırf sapık bir kavme gereği gibi tebliğ ve uyarıda bulunmadığı için.
İslam dini kişisel bir mesele olsaydı bu din hira nur dağının dışarısına çıkmazdı.İslam sadece kendini geliştirip başkalarını tekfir edip ben nasıl hidayeti ve hak yolu buldum ise onlarda bulsun diye işin içinden çıkılmaz.
Her insan Hz.İbrahim (a.s) değil ki RABBİNİ tek başına bulsun.
Ben bunları anladım bu ayetlerden hatalı düşündüğüm yer varsa ALLAH için beni düzeltin.
