Bazı insanlar, şarkının her çeşidini şu ayete dayanarak, haram kılıyorlar.
"İnsanlardan bazıları bilgisizce Allah'ın yolundan saptırmak ve alay edinmek için boş haberleri satın alıyorlar" ( Lokman: 31/6. )
Bu ayette geçen "Lehve'l-hadis" kelimelerinin, bazı sahabelerin "şarkı" olarak tefsir ettiğini söylüyorlar. Ayrıca onlar, "Boş sözler işittiklerinde ondan yüz çevirirler" ayetini de delil olarak ileri sürüyorlar. Onlara göre "şarkı"da bir çeşit boş sözdür. Şarkı konusunda sizin görüşünüz nedir? Ayetleri bu konuda delil göstermek doğrumudur? Lütfen bu mühim konuda bize fetva verin, çünkü bu konuda oldukça kargaşa var hem de bu konu detaylı olarak açıklanmaya muhtaçtır. Teşekkür ederiz. Allah mükafatınızı versin. (Amin).
Cevap:
Şarkı meselesi (müzikli veya müziksiz) ilk dönemlerden itibaren İslam fukahasının tartıştığı meselelerden olmuştur. Konunun bazı yönlerinde ittifak, bazı yönlerinde de ihtilaf edilmiştir.
Fakihler; fuhşu, kötülüğü, günah işlemeyi teşvik eden şarkıların haram olduğu" görüşünde ittifak etmişlerdir. Eğer sözler çirkinse şarkıda çirkin kabul edilir. İslami edebe aykırı her söz haramdır. Bu durumu şarkının namesinin, bestesinin veya icrasının güzel olması değiştirmez.
Tabi bunun dışında meşru olan sevinç, eğlence günlerinde, müzik dinlemenin sakıncası olmadığında da görüş birliği vardır. Bu meşru günler, örneğin, düğün töreni, bayram günleri, kaybolan birinin gelmesi vb. Bu konuda hadisler vardır.
Ancak ulema, yukarıdaki hususların dışında kalan durumlarda şarkı dinleme konusunda ihtilaf etmiştir. Kimi müzikli olsun müziksiz olsun caizdir demiş, kimi de ister müzikli, ister müziksiz olsun kesinlikle haramdır, demiştir.
Fakat bizim tercih ettiğimiz ve aklımıza yatan görüş odur ki; şarkı haddi zatında helaldir. Çünkü aksine kesin ayet ve hadis bulunmadıkça eşyada asıl olan helalliktir. Şarkının haramlığı hakkında varid olan deliller açıktır ama, sahih değildir. Ya da sahihtir fakat açık değildir. Sorunuzda zikrettiğiniz iki ayet bu kabildendir (Sahihtir, açık, net değildir).
Birinci ayete gelince, Sahabe ve tabiinden bir kısmı şarkının haramiyetine bununla delil getirmişlerdir, ancak bize bu konuda yani, onların tefsirine karşılık, yarayacak en güzel cevap, İmam Ubni Hazm'in Muhali ası'ndan yaptığımız nakildir. O der ki, "Birkaç sebepten dolayı bu ayetle kimse delil getiremez.
1) Resulullahtan başka kimse bu ayetle delil getiremez.
2) Delil getirenlere, getirmeyen sahabi ve tabiin ihtilaf etmiştir.
3) Ayetin kesin ifadesi onların delillerini iptal etmektedir. Zira ayetle, Allah'ın yolundan saptırma ve ayetlerini hafife almak amacı ile bilgisizce boş şeyler satılanlar anlatılıyor. Gerçekte bu işi yapanların küfrüne ayet açıkça delalet etmektedir ve bunları yapanların kafir olacağında ihtilaf yoktur. Adam Allah (cc)'ın ayetleriyle dalga geçmek ve onun yolundan saptırmak amacı ile bir Kur'an satın alsa yine kafirdir. Allah'ın kötülediği kimseler bu amacı güdenlerdir. Yoksa Allah, bu ayetle boş şeyleri satın alıpta gayesi onun yolundan saptırmak olmayan, sadece nefsini eğlendirmek için yapanları kesinlikle yermemiştir. Yine aynı şekilde adam kasıtlı olarak namazı geçirmek için her ne yaparsa yapsın, ister Kur'an okusun, ister hadis okusun, ister sohbet etsin, ister müzik dinlesin, fasıktır ve Allah'a asi olmuştur. Ama yukardakilerini yapmak suretiyle, farzları kaçırmamışsa bilakis iyilik yapmış olur.
İkinci ayete gelince:
"Onlar boş şeyler duyunca onlardan yüz çevirirler.Biz bu ayetin şarkıya delil getirilmesini de kabul etmiyoruz. Çünkü ayetin zahirine baktığımız zaman, "lağv" dan maksatın sövmek, küfür etmek olduğunu görüyorsunuz. Zaten ayetin devamı da bunu kanıtlıyor: "Onlar, boş sözler dinlediği zaman ondan yüz çevirirler ve sizin işleriniz sizin, bizim işlerimiz bizim olsun, bizden size bir zarar gelmez. Bizim cahillerle işimiş yok derler." Bu ayet Furkan suresinde geçen Rahman'ın kulları ile ilgili; "Onlar, cahillerle muhatab oldukları zaman selam derler" ayetinin bir benzeridir.
Ayetle geçen "lağv"dan maksadın, şarkı olduğunu kabul etsek bile ayetin şarkıdan yüz çevirmeyi müstehab gördüğünü ve yüz çevirenleri övdüğünü görüyoruz. Ayette yüz çevirmenin illaki gerekliliğine dalalet yoktur. "Lağv" kelimesi, batıl kelimesi gibi faydasız şeyler demektir. Faydasız şeyleri dinlemek bir hakkı zayi etmediği veya farzdan geri bırakmadığı müddetçe haram değildir.
Rivayet olunur ki, şarkı dinlemeğe izin veren İbni Cerih'e sormuşlar: "Kıyamet gününde amel defterinin iyilik tarafına mı konulacak, kötülük tarafına mı?" İbni Cerih: "Ne iyilik tarafına konacak, ne de kötülük tarafına, çünkü o boşa yemin gibidir. Allahu Teala buyuruyor:
"Allah sizleri boş yeminlerinizden yargılamayacaktır" ( Bakara: 2/225. )İmam Gazali der ki: "Yemin ederek, Allah'ın ismini boş yere yani yemininde samimi olmaksızın faydasız ve şeriata muhalif olarak zikreden kişi yargılanmayacak da şiir ve şarkı dinleyen mi yargılanacak?"
Kaldı ki, her müzik boş da değildir. Müziğin boş yani lağv hükmünü alması sahibinin maksadına bağlıdır. Çünkü iyi niyet: eğlenceyi ibadet, türküyü yakınlık yapar. Ama kötü niyet, ibadeti bile isyan yapar. Örneğin, riya amacı ile yapılan ibadetlerde olduğu gibi bunların içi gösteriş dışı ibadetten ibarettir. "Şüphesiz Allah şekillerinize bakmaz aksine kalblerinize bakar."
Burada İbni Hazm'ın şarkıyı reddedenlere Muhallası'nda verdiği güzel bir reddiyyeyi nakletmek istiyorum. O derki: "Haramlığını savunanlar der ki, müzik hak mıdır değil midir? Üçüncü bir şık zaten yoktur, çünkü Allah (cc) Haktan başka herşey sapıklıktır"( Yunus: 10/32. )buyuruyor.
Bunlara cevabımız şudur. Allah (cc) muvaffak etsin Resulullah (sav) efendimiz: "Ameller ancak niyete bağlıdır, herkes için niyet ettiği şey vardır" buyuruyor. O halde şarkıyı Allah'a isyan amacı ile dinleyen fasık olur. Ama vücudu Allah'a ibadete hazırlamak amacı ile dinlemek için dinlerse bu adamda itaatkar ve iyilik sahibi olur ve onun yaptığı bu işi de haktan sayılır.
Bir adam da ne isyan, nede ibadete hazırlık için dinlemiyorsa bu da lağv olur ki, bunu da Allah (cc) affetmiştir. Örneğin; adamın keyif yapmak için bahçesine çıkması, hava almak için gezmeye çıkması elbisesini çeşitli boyalarla boyaması vs. işleri gibi.
Müziği haram görenlerin delil olarak öne sürdükleri hadislere gelince. Bunların içinde sahihlik bakımından itiraz edilmeyen, veya manası daha değişik yorumlanmayan bir hadis yoktur.
Kadı İbni Ebu Bekir Arabi der ki, "Bu konuda varid olan hadislerin hiçbiri sahih değildir." Gazali ve İbnu Nahvide Umdesi'nde böyle demiştir. İbn Hazm bu konuda rivayet edilen hadislerin hepsi uydurmadır, diyor.
Haliyle haram olması için öne sürülen delilleri çürütünce geride asli helallik kalıyor. Nasıl olmasın ki çalgının helal olduğuna dair bir sürü hadis var. Biz bunlar arasından Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği bir hadisi zikretmekle yetineceğiz. Hz. Ebu Bekir birgün Peygamberimiz Hz. Aişe'nin odasındayken yanında iki cariye şarkı söylüyorlardı. Olaya öfkelenen Hz. Ebu Bekir, "Peygamber'in evinde neden şeytanın mızmızını çalıyorsunuz?" diye çıkıştı. Bunun üzerine Resulullah, "Bırak ey Ebu Bekir, bu günler bayram günleridir" diye karşılık verdi. Tabi bu, bayram günlerinin haricinde haramdır anlamına gelmez, böyle birşey zaten bize ulaşmamıştır. Ancak burada söylenmek istenen, bayram günleri sevinç, eğlence günleridir. Tabii bu da müzik, vs. eğlence araçlarıyla mümkündür.
Fakat bu fetvayı bitirirken dikkat edilmesi gereken bir kaç hususu hatırlatmak gerekir. Söylenen şarkıların konusu İslam adabı ve terbiyesiyle bağdaşması şarttır.
A- Mesela; İslam'ın içkiyi şeytanın pisliği kabul ettiği, kadeh tutanı, içki yapan, yaptıranı, satanı, taşıyanı ve her türlü katkıda bulunana lanetlediği ortadayken, sigaranın zararıda belli iken "Dünya sigara ve kadehtir" demek İslam'a aykırı ve haramdır. Yine mahrem tanımayan, kadının gözlerini öven şarkılar da İslam adabına muhalif ve terstir.
Çünkü Kur'an meydan okuyor.
"Mümin erkeklere söyle gözlerini haramdan korusunlar, namuslarını muhafaza etsinler" (Nur: 24/30. ) "Mümine hanımlara da söyle gözlerini haramdan korusunlar" ( Nur 31 )Hem Allah'ın Rasulu: "Ey Ali ikinci defa namahreme bakma, çünkü ikincisi aleyhinde olur" buyurmuştur. Bu deliller çoğaltılabilir.
B- Sonra şarkıyı söyleme tarzı çok önemlidir. Bazen öyle oluyor ki, şarkının sözlerinde herhangi bir tehlike olmuyor ama şarkıcının kıvrak ve kırık sesinin dinleyenlerini heyecanlandırması ve kalplerini hastalığa itmesi şarkıyı helallik dairesinden haramlık dairesine sokuyor. Örneğin dinleyenlerin çok istedikleri nağmeleri yah, yuh, yih, gibi olan şarkılar gibi burada Peygamber Efendimiz'in hanımlarına Mevla'nın emirlerim hatırlatalım: "Konuşurken sesinizi inceltmeyin, çünkü kalbinde hastalık bulunan tema edebilir" ( Ahzab: 32 )
C- Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da; İslam dini ibadet dahil herşeyin aşırısını ve israfını haram kılmıştır. Peki mubah olsa bile bütün vakitlerini eğlence ile geçirmeğe ne diyeceksin. Şüphesiz vakitleri boş şeylere harcamak kalbin büyük hedeflerden ve önemli görevlerden yoksun olduğunun delilidir. Yine kişinin sınırlı vaktinden yapması gereken başka görevleri ihmal ettiğininde delilidir. İbnu'l Mukaffi'in şu sözü ne kadar doğru ve yerindedir. Nerde bir israf gördüysem mutlaka bir görev ve hakkı zayi etmiştir.
D- Bir de dinleyen insanın bu şartlarla beraber nefsine sahip olabilmesi gerekir, çünkü şarkı veya buna benzer şeyler, insanı fitneye teşvik ediyor ve insanı nefsin bataklıklarında yüzdürüyorsa, tabii ki bundan kaçınması gerekir ve bu tarafa esen rüzgârların önünü kesip nefsi istirahat ettirmek gerekir.
Tabii şüphesiz bu kurallar sayı ve şekilleriyle şarkının konusu, söyleniş tarzı ile İslam'dan ve ahlak kurallarından uzak olanların ellerinde olması sebebiyle zamanımızda çok az tamamlanabilir.
O halde onların reklamlarına katkıda bulunmak, seslerini duyurmalarına yardımcı olmak, mü'mine asla yakışmaz, unutulmamalıdır ki onlar seslerini böylece duyuruyorlar.
Bu yüzden dinine bağlı müslümana yakışan odur ki, daima şüphelerden kaçınarak, azimetle amel edecek, haram kokusundan kurtulamamış bütün şeylerden nefsini uzak tutacak, ama kim "Ben ruhsatla amel edeceğim" derse nefsini korumak için çok araştırsın, gücü yettiği kadar günah kokularından en uzak olanını seçsin dinlemek için bu kadar tehlike varsa ya o şarkı sanatçılığının içinde bulunmak, gerçekten çok tehlikelidir. Bu işten sağlam imanla çıkmak az olan vakalar arasındadır.
Tabi bu tehlikeler erkekler içindir. Kadını hiç karıştırma. Çünkü onun için bu işler çok daha tehlikeli ve korkunçtur. Bu yüzden Allahu Teala, kadınlara giyimleriyle, kuşamlarıyla, gezişleriyle, konuşmalarıyla erkeklerden sakınmalarını emrediyor ki, erkeklerin kötü bakışlarından, eziyetlerinden korunmuş olsunlar. Bilhassa kalblerinde hastalık bulunan erkeklerden böylelikle korunmuş olsunlar. Allahu Teala bir ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
"İşte böylece onlar çok zor tanınacak dolayısıyla da eziyet edilmeyecekler."
Başka bir ayette de:
"Seslerini inceltmesinler. Çünkü kalbinde hastalık bulunan kimse onları tama eder" ( Ahzab 32 ) buyruluyor.
Kadının şarkıcı olması onun fitneye düşmesine veya düşürülmesine ve uzak durması mümkün olmayan, haramlara düşmesine yol açar. Çünkü mesleği gereği protokol, konser vs. işleri için yabancı erkeklerle beraber olması gerekecektir. Kadının yabancı erkeklerle beraber olmasına İslam müsaade etmemiştir
Kaynak:
Prof . Dr. Yusuf El- Kardavi Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık, İstanbul, 1994: 2/405-411
"İnsanlardan bazıları bilgisizce Allah'ın yolundan saptırmak ve alay edinmek için boş haberleri satın alıyorlar" ( Lokman: 31/6. )
Bu ayette geçen "Lehve'l-hadis" kelimelerinin, bazı sahabelerin "şarkı" olarak tefsir ettiğini söylüyorlar. Ayrıca onlar, "Boş sözler işittiklerinde ondan yüz çevirirler" ayetini de delil olarak ileri sürüyorlar. Onlara göre "şarkı"da bir çeşit boş sözdür. Şarkı konusunda sizin görüşünüz nedir? Ayetleri bu konuda delil göstermek doğrumudur? Lütfen bu mühim konuda bize fetva verin, çünkü bu konuda oldukça kargaşa var hem de bu konu detaylı olarak açıklanmaya muhtaçtır. Teşekkür ederiz. Allah mükafatınızı versin. (Amin).
Cevap:
Şarkı meselesi (müzikli veya müziksiz) ilk dönemlerden itibaren İslam fukahasının tartıştığı meselelerden olmuştur. Konunun bazı yönlerinde ittifak, bazı yönlerinde de ihtilaf edilmiştir.
Fakihler; fuhşu, kötülüğü, günah işlemeyi teşvik eden şarkıların haram olduğu" görüşünde ittifak etmişlerdir. Eğer sözler çirkinse şarkıda çirkin kabul edilir. İslami edebe aykırı her söz haramdır. Bu durumu şarkının namesinin, bestesinin veya icrasının güzel olması değiştirmez.
Tabi bunun dışında meşru olan sevinç, eğlence günlerinde, müzik dinlemenin sakıncası olmadığında da görüş birliği vardır. Bu meşru günler, örneğin, düğün töreni, bayram günleri, kaybolan birinin gelmesi vb. Bu konuda hadisler vardır.
Ancak ulema, yukarıdaki hususların dışında kalan durumlarda şarkı dinleme konusunda ihtilaf etmiştir. Kimi müzikli olsun müziksiz olsun caizdir demiş, kimi de ister müzikli, ister müziksiz olsun kesinlikle haramdır, demiştir.
Fakat bizim tercih ettiğimiz ve aklımıza yatan görüş odur ki; şarkı haddi zatında helaldir. Çünkü aksine kesin ayet ve hadis bulunmadıkça eşyada asıl olan helalliktir. Şarkının haramlığı hakkında varid olan deliller açıktır ama, sahih değildir. Ya da sahihtir fakat açık değildir. Sorunuzda zikrettiğiniz iki ayet bu kabildendir (Sahihtir, açık, net değildir).
Birinci ayete gelince, Sahabe ve tabiinden bir kısmı şarkının haramiyetine bununla delil getirmişlerdir, ancak bize bu konuda yani, onların tefsirine karşılık, yarayacak en güzel cevap, İmam Ubni Hazm'in Muhali ası'ndan yaptığımız nakildir. O der ki, "Birkaç sebepten dolayı bu ayetle kimse delil getiremez.
1) Resulullahtan başka kimse bu ayetle delil getiremez.
2) Delil getirenlere, getirmeyen sahabi ve tabiin ihtilaf etmiştir.
3) Ayetin kesin ifadesi onların delillerini iptal etmektedir. Zira ayetle, Allah'ın yolundan saptırma ve ayetlerini hafife almak amacı ile bilgisizce boş şeyler satılanlar anlatılıyor. Gerçekte bu işi yapanların küfrüne ayet açıkça delalet etmektedir ve bunları yapanların kafir olacağında ihtilaf yoktur. Adam Allah (cc)'ın ayetleriyle dalga geçmek ve onun yolundan saptırmak amacı ile bir Kur'an satın alsa yine kafirdir. Allah'ın kötülediği kimseler bu amacı güdenlerdir. Yoksa Allah, bu ayetle boş şeyleri satın alıpta gayesi onun yolundan saptırmak olmayan, sadece nefsini eğlendirmek için yapanları kesinlikle yermemiştir. Yine aynı şekilde adam kasıtlı olarak namazı geçirmek için her ne yaparsa yapsın, ister Kur'an okusun, ister hadis okusun, ister sohbet etsin, ister müzik dinlesin, fasıktır ve Allah'a asi olmuştur. Ama yukardakilerini yapmak suretiyle, farzları kaçırmamışsa bilakis iyilik yapmış olur.
İkinci ayete gelince:
"Onlar boş şeyler duyunca onlardan yüz çevirirler.Biz bu ayetin şarkıya delil getirilmesini de kabul etmiyoruz. Çünkü ayetin zahirine baktığımız zaman, "lağv" dan maksatın sövmek, küfür etmek olduğunu görüyorsunuz. Zaten ayetin devamı da bunu kanıtlıyor: "Onlar, boş sözler dinlediği zaman ondan yüz çevirirler ve sizin işleriniz sizin, bizim işlerimiz bizim olsun, bizden size bir zarar gelmez. Bizim cahillerle işimiş yok derler." Bu ayet Furkan suresinde geçen Rahman'ın kulları ile ilgili; "Onlar, cahillerle muhatab oldukları zaman selam derler" ayetinin bir benzeridir.
Ayetle geçen "lağv"dan maksadın, şarkı olduğunu kabul etsek bile ayetin şarkıdan yüz çevirmeyi müstehab gördüğünü ve yüz çevirenleri övdüğünü görüyoruz. Ayette yüz çevirmenin illaki gerekliliğine dalalet yoktur. "Lağv" kelimesi, batıl kelimesi gibi faydasız şeyler demektir. Faydasız şeyleri dinlemek bir hakkı zayi etmediği veya farzdan geri bırakmadığı müddetçe haram değildir.
Rivayet olunur ki, şarkı dinlemeğe izin veren İbni Cerih'e sormuşlar: "Kıyamet gününde amel defterinin iyilik tarafına mı konulacak, kötülük tarafına mı?" İbni Cerih: "Ne iyilik tarafına konacak, ne de kötülük tarafına, çünkü o boşa yemin gibidir. Allahu Teala buyuruyor:
"Allah sizleri boş yeminlerinizden yargılamayacaktır" ( Bakara: 2/225. )İmam Gazali der ki: "Yemin ederek, Allah'ın ismini boş yere yani yemininde samimi olmaksızın faydasız ve şeriata muhalif olarak zikreden kişi yargılanmayacak da şiir ve şarkı dinleyen mi yargılanacak?"
Kaldı ki, her müzik boş da değildir. Müziğin boş yani lağv hükmünü alması sahibinin maksadına bağlıdır. Çünkü iyi niyet: eğlenceyi ibadet, türküyü yakınlık yapar. Ama kötü niyet, ibadeti bile isyan yapar. Örneğin, riya amacı ile yapılan ibadetlerde olduğu gibi bunların içi gösteriş dışı ibadetten ibarettir. "Şüphesiz Allah şekillerinize bakmaz aksine kalblerinize bakar."
Burada İbni Hazm'ın şarkıyı reddedenlere Muhallası'nda verdiği güzel bir reddiyyeyi nakletmek istiyorum. O derki: "Haramlığını savunanlar der ki, müzik hak mıdır değil midir? Üçüncü bir şık zaten yoktur, çünkü Allah (cc) Haktan başka herşey sapıklıktır"( Yunus: 10/32. )buyuruyor.
Bunlara cevabımız şudur. Allah (cc) muvaffak etsin Resulullah (sav) efendimiz: "Ameller ancak niyete bağlıdır, herkes için niyet ettiği şey vardır" buyuruyor. O halde şarkıyı Allah'a isyan amacı ile dinleyen fasık olur. Ama vücudu Allah'a ibadete hazırlamak amacı ile dinlemek için dinlerse bu adamda itaatkar ve iyilik sahibi olur ve onun yaptığı bu işi de haktan sayılır.
Bir adam da ne isyan, nede ibadete hazırlık için dinlemiyorsa bu da lağv olur ki, bunu da Allah (cc) affetmiştir. Örneğin; adamın keyif yapmak için bahçesine çıkması, hava almak için gezmeye çıkması elbisesini çeşitli boyalarla boyaması vs. işleri gibi.
Müziği haram görenlerin delil olarak öne sürdükleri hadislere gelince. Bunların içinde sahihlik bakımından itiraz edilmeyen, veya manası daha değişik yorumlanmayan bir hadis yoktur.
Kadı İbni Ebu Bekir Arabi der ki, "Bu konuda varid olan hadislerin hiçbiri sahih değildir." Gazali ve İbnu Nahvide Umdesi'nde böyle demiştir. İbn Hazm bu konuda rivayet edilen hadislerin hepsi uydurmadır, diyor.
Haliyle haram olması için öne sürülen delilleri çürütünce geride asli helallik kalıyor. Nasıl olmasın ki çalgının helal olduğuna dair bir sürü hadis var. Biz bunlar arasından Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği bir hadisi zikretmekle yetineceğiz. Hz. Ebu Bekir birgün Peygamberimiz Hz. Aişe'nin odasındayken yanında iki cariye şarkı söylüyorlardı. Olaya öfkelenen Hz. Ebu Bekir, "Peygamber'in evinde neden şeytanın mızmızını çalıyorsunuz?" diye çıkıştı. Bunun üzerine Resulullah, "Bırak ey Ebu Bekir, bu günler bayram günleridir" diye karşılık verdi. Tabi bu, bayram günlerinin haricinde haramdır anlamına gelmez, böyle birşey zaten bize ulaşmamıştır. Ancak burada söylenmek istenen, bayram günleri sevinç, eğlence günleridir. Tabii bu da müzik, vs. eğlence araçlarıyla mümkündür.
Fakat bu fetvayı bitirirken dikkat edilmesi gereken bir kaç hususu hatırlatmak gerekir. Söylenen şarkıların konusu İslam adabı ve terbiyesiyle bağdaşması şarttır.
A- Mesela; İslam'ın içkiyi şeytanın pisliği kabul ettiği, kadeh tutanı, içki yapan, yaptıranı, satanı, taşıyanı ve her türlü katkıda bulunana lanetlediği ortadayken, sigaranın zararıda belli iken "Dünya sigara ve kadehtir" demek İslam'a aykırı ve haramdır. Yine mahrem tanımayan, kadının gözlerini öven şarkılar da İslam adabına muhalif ve terstir.
Çünkü Kur'an meydan okuyor.
"Mümin erkeklere söyle gözlerini haramdan korusunlar, namuslarını muhafaza etsinler" (Nur: 24/30. ) "Mümine hanımlara da söyle gözlerini haramdan korusunlar" ( Nur 31 )Hem Allah'ın Rasulu: "Ey Ali ikinci defa namahreme bakma, çünkü ikincisi aleyhinde olur" buyurmuştur. Bu deliller çoğaltılabilir.
B- Sonra şarkıyı söyleme tarzı çok önemlidir. Bazen öyle oluyor ki, şarkının sözlerinde herhangi bir tehlike olmuyor ama şarkıcının kıvrak ve kırık sesinin dinleyenlerini heyecanlandırması ve kalplerini hastalığa itmesi şarkıyı helallik dairesinden haramlık dairesine sokuyor. Örneğin dinleyenlerin çok istedikleri nağmeleri yah, yuh, yih, gibi olan şarkılar gibi burada Peygamber Efendimiz'in hanımlarına Mevla'nın emirlerim hatırlatalım: "Konuşurken sesinizi inceltmeyin, çünkü kalbinde hastalık bulunan tema edebilir" ( Ahzab: 32 )
C- Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da; İslam dini ibadet dahil herşeyin aşırısını ve israfını haram kılmıştır. Peki mubah olsa bile bütün vakitlerini eğlence ile geçirmeğe ne diyeceksin. Şüphesiz vakitleri boş şeylere harcamak kalbin büyük hedeflerden ve önemli görevlerden yoksun olduğunun delilidir. Yine kişinin sınırlı vaktinden yapması gereken başka görevleri ihmal ettiğininde delilidir. İbnu'l Mukaffi'in şu sözü ne kadar doğru ve yerindedir. Nerde bir israf gördüysem mutlaka bir görev ve hakkı zayi etmiştir.
D- Bir de dinleyen insanın bu şartlarla beraber nefsine sahip olabilmesi gerekir, çünkü şarkı veya buna benzer şeyler, insanı fitneye teşvik ediyor ve insanı nefsin bataklıklarında yüzdürüyorsa, tabii ki bundan kaçınması gerekir ve bu tarafa esen rüzgârların önünü kesip nefsi istirahat ettirmek gerekir.
Tabii şüphesiz bu kurallar sayı ve şekilleriyle şarkının konusu, söyleniş tarzı ile İslam'dan ve ahlak kurallarından uzak olanların ellerinde olması sebebiyle zamanımızda çok az tamamlanabilir.
O halde onların reklamlarına katkıda bulunmak, seslerini duyurmalarına yardımcı olmak, mü'mine asla yakışmaz, unutulmamalıdır ki onlar seslerini böylece duyuruyorlar.
Bu yüzden dinine bağlı müslümana yakışan odur ki, daima şüphelerden kaçınarak, azimetle amel edecek, haram kokusundan kurtulamamış bütün şeylerden nefsini uzak tutacak, ama kim "Ben ruhsatla amel edeceğim" derse nefsini korumak için çok araştırsın, gücü yettiği kadar günah kokularından en uzak olanını seçsin dinlemek için bu kadar tehlike varsa ya o şarkı sanatçılığının içinde bulunmak, gerçekten çok tehlikelidir. Bu işten sağlam imanla çıkmak az olan vakalar arasındadır.
Tabi bu tehlikeler erkekler içindir. Kadını hiç karıştırma. Çünkü onun için bu işler çok daha tehlikeli ve korkunçtur. Bu yüzden Allahu Teala, kadınlara giyimleriyle, kuşamlarıyla, gezişleriyle, konuşmalarıyla erkeklerden sakınmalarını emrediyor ki, erkeklerin kötü bakışlarından, eziyetlerinden korunmuş olsunlar. Bilhassa kalblerinde hastalık bulunan erkeklerden böylelikle korunmuş olsunlar. Allahu Teala bir ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor:
"İşte böylece onlar çok zor tanınacak dolayısıyla da eziyet edilmeyecekler."
Başka bir ayette de:
"Seslerini inceltmesinler. Çünkü kalbinde hastalık bulunan kimse onları tama eder" ( Ahzab 32 ) buyruluyor.
Kadının şarkıcı olması onun fitneye düşmesine veya düşürülmesine ve uzak durması mümkün olmayan, haramlara düşmesine yol açar. Çünkü mesleği gereği protokol, konser vs. işleri için yabancı erkeklerle beraber olması gerekecektir. Kadının yabancı erkeklerle beraber olmasına İslam müsaade etmemiştir
Kaynak:
Prof . Dr. Yusuf El- Kardavi Çağdaş Meselelere Fetvalar, Tahir Yayıncılık, İstanbul, 1994: 2/405-411