Abdurrahman bin Yezid’den rivayet edilmiştir:
“Biz, Anadolu’da seferdeyken, bir bağdan geçiyorduk. Yanımızdaki bir adama,
“Şu sofrayı al, şu üzümden doldur, ” dedik.
Sonra onunla ilerideki konak yerinde buluştuk. (Sonra) bize başından geçenleri şöyle anlattı:
“Bağa girdiğinde, altından bir yatak üzerinde, hûrilerden bir kadına gözü ilişmiş. Ondan gözünü çevirmiş, sonra bağın başka tarafına bakmış. Bir de bakmış ki ona benzer bir başkası. Ondan da gözünü çevirince, hûri ona: "Bak!.. Bakmak sana helâl oldu!.. Ben ve gördüğün, senin
hûrilerden iki eşiniz. Sen bize bugün geleceksin!” demiş. Adam dönmüş, arkadaşlarına hiçbir şey getirmemişti.
Ona:
“Neyin var? Cinnet mi getirdin?” dedik.
Onda, yanımızdan ayrıldığındakinden başka bir nûr ve güzellik gördük.
Ona: "Seni üzüm getirmekten ne alıkoydu?” diye sorduk.
Bize karşı yabancı gibi davranınca, ona (bir şey yapmayacağımıza) yemin ettik. Bunun üzerine:
“Bağa girdiğim zaman...” deyip olayı anlattı.
Çok geçmeden insanlar savaşa çağırıldılar. Başucumuzda onun atını bekleyen muhafıza emrettik. Hep birlikte atlarımızı eğerledik. Onun şehid olacağını umarak, birlikte atlarımıza bindik. Gözümüzün önünde ileri geçti. O gün şehid olan insanların birincisi oldu.
(Abdullah ibni Mubarek, Kitabu'l-Cihad)
“Biz, Anadolu’da seferdeyken, bir bağdan geçiyorduk. Yanımızdaki bir adama,
“Şu sofrayı al, şu üzümden doldur, ” dedik.
Sonra onunla ilerideki konak yerinde buluştuk. (Sonra) bize başından geçenleri şöyle anlattı:
“Bağa girdiğinde, altından bir yatak üzerinde, hûrilerden bir kadına gözü ilişmiş. Ondan gözünü çevirmiş, sonra bağın başka tarafına bakmış. Bir de bakmış ki ona benzer bir başkası. Ondan da gözünü çevirince, hûri ona: "Bak!.. Bakmak sana helâl oldu!.. Ben ve gördüğün, senin
hûrilerden iki eşiniz. Sen bize bugün geleceksin!” demiş. Adam dönmüş, arkadaşlarına hiçbir şey getirmemişti.
Ona:
“Neyin var? Cinnet mi getirdin?” dedik.
Onda, yanımızdan ayrıldığındakinden başka bir nûr ve güzellik gördük.
Ona: "Seni üzüm getirmekten ne alıkoydu?” diye sorduk.
Bize karşı yabancı gibi davranınca, ona (bir şey yapmayacağımıza) yemin ettik. Bunun üzerine:
“Bağa girdiğim zaman...” deyip olayı anlattı.
Çok geçmeden insanlar savaşa çağırıldılar. Başucumuzda onun atını bekleyen muhafıza emrettik. Hep birlikte atlarımızı eğerledik. Onun şehid olacağını umarak, birlikte atlarımıza bindik. Gözümüzün önünde ileri geçti. O gün şehid olan insanların birincisi oldu.
(Abdullah ibni Mubarek, Kitabu'l-Cihad)