Çevrimdışı
El Mukaveme Medya ofisi Nusret Cephesi şehidlerinden Trabzonlu Abdullah’ın kısa bir biyografisini siz kıymetli takipçilerine sunar:
Bismillah, elhamdulillah. Vesselatu vesselam ala Resulillah;
“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” Azhab 23
Abdullah kardeşimiz 1994 yılında Trabzon’da dünyaya gelmiş ve mavinin yeşile doyamadığı yerde büyümüş ve cahiliyesinde Makine Teknisyenliğini kazanmıştı. İlk başlarda İslamla olan bağını Trabzon’da cübbe ve takke takarak arttırmaya çalışmış ve bu halinden dolayı çevresinden birçok tepki görmüştü. Abdullah kardeşimiz cahil olduğu halde bile azamete sarılmış ve taviz vermemişti.
Üniversitedeyken askerliğe çağrılmış ve askere gitmişti. Orada namaz kılmak istediğinde tağutun neferleri tarafından engellenmeye çalışılmış ama Abdullah boyun eğmeyip namazlarını eda etmişti. Bu baskılar üzerine Abdullah olayları iman ve akıl süzgecinden geçirmiş ve şahit olduğu çeşitli küfürlerin ardından, Allah subhanehu ve teala’nın fazlı ve kendisinin gayretiyle cihada yönelmişti.
Allah’ın kendisine hidayet nasib ettiklerinden olan Abdullah, bir gün askeriyeden çarşı izni diyerek ayrılmış ve bir daha geri dönmemişti. Allah’ın mümtaz kıldığı mübarek Şam topraklarına doğru yola koyulmuş ve cihada iştirak etmişti. Hiçbir Mücahidi tanımadığı halde içeri girebilmişti, bu Allah’ın yardımı değilse nedir?
Rabbi ona tevhid ehli muvahhid Mücahidlerle tanışmayı ve onlardan ilim almayı nasip etmişti. Abdullah mübarek Şam cihadında ilk olarak havancı birliğine katılmış ardından da kanas birliğine geçmişti. Kanaslık yaptığı sıralarda Halid bin Velid radiallahuanh’ın cihad ettiği Halep Tel Eis’te ribat tutarken kafirler tarafından saldırıya uğramıştı. Kardeşlerinin ” Şehid Olacak Adam” dediği Abdullah sebat edenlerden olmuş kafasına gelen bir kurşun tanesiyle Rabbine kavusmuştu inşaAllahu-teala.
“Bir gün ve bir gece hudut nöbeti tutmak, gündüzü oruçlu gecesi ibadetli geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi bu nöbet esnasında vazife başında iken ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevabı kıyamete kadar devam eder, şehid olarak rızkı da devam eder ve kabirdeki sorgu meleklerinden güven içinde olur.” Müslim, İmâre 163. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 2; Nesâî, Cihâd 39; İbni Mâce, Cihâd 7
Allah subhanehu ve teala’dan şehidlerimizin şehadetini kabul buyurmasını ve Mücahidlerimize de fetihler nasip etmesini dileriz. Amin. Davamızın sonu Allah’a hamddır.
Ebu Huzeyfe / El Mukaveme Medya
Bismillah, elhamdulillah. Vesselatu vesselam ala Resulillah;
“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” Azhab 23
Abdullah kardeşimiz 1994 yılında Trabzon’da dünyaya gelmiş ve mavinin yeşile doyamadığı yerde büyümüş ve cahiliyesinde Makine Teknisyenliğini kazanmıştı. İlk başlarda İslamla olan bağını Trabzon’da cübbe ve takke takarak arttırmaya çalışmış ve bu halinden dolayı çevresinden birçok tepki görmüştü. Abdullah kardeşimiz cahil olduğu halde bile azamete sarılmış ve taviz vermemişti.
Üniversitedeyken askerliğe çağrılmış ve askere gitmişti. Orada namaz kılmak istediğinde tağutun neferleri tarafından engellenmeye çalışılmış ama Abdullah boyun eğmeyip namazlarını eda etmişti. Bu baskılar üzerine Abdullah olayları iman ve akıl süzgecinden geçirmiş ve şahit olduğu çeşitli küfürlerin ardından, Allah subhanehu ve teala’nın fazlı ve kendisinin gayretiyle cihada yönelmişti.
Allah’ın kendisine hidayet nasib ettiklerinden olan Abdullah, bir gün askeriyeden çarşı izni diyerek ayrılmış ve bir daha geri dönmemişti. Allah’ın mümtaz kıldığı mübarek Şam topraklarına doğru yola koyulmuş ve cihada iştirak etmişti. Hiçbir Mücahidi tanımadığı halde içeri girebilmişti, bu Allah’ın yardımı değilse nedir?
Rabbi ona tevhid ehli muvahhid Mücahidlerle tanışmayı ve onlardan ilim almayı nasip etmişti. Abdullah mübarek Şam cihadında ilk olarak havancı birliğine katılmış ardından da kanas birliğine geçmişti. Kanaslık yaptığı sıralarda Halid bin Velid radiallahuanh’ın cihad ettiği Halep Tel Eis’te ribat tutarken kafirler tarafından saldırıya uğramıştı. Kardeşlerinin ” Şehid Olacak Adam” dediği Abdullah sebat edenlerden olmuş kafasına gelen bir kurşun tanesiyle Rabbine kavusmuştu inşaAllahu-teala.
“Bir gün ve bir gece hudut nöbeti tutmak, gündüzü oruçlu gecesi ibadetli geçirilen bir aydan daha hayırlıdır. Şayet kişi bu nöbet esnasında vazife başında iken ölürse, yapmakta olduğu işin ecri ve sevabı kıyamete kadar devam eder, şehid olarak rızkı da devam eder ve kabirdeki sorgu meleklerinden güven içinde olur.” Müslim, İmâre 163. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 2; Nesâî, Cihâd 39; İbni Mâce, Cihâd 7
Allah subhanehu ve teala’dan şehidlerimizin şehadetini kabul buyurmasını ve Mücahidlerimize de fetihler nasip etmesini dileriz. Amin. Davamızın sonu Allah’a hamddır.
Ebu Huzeyfe / El Mukaveme Medya
