Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şehid Zaza Ve Şehid Şamil

heycan Çevrimdışı

heycan

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
B6nNkU7IUAAG3-3.jpg


Soldaki şehid zaza yanında ki şehid şamil Allah şehadetlerini kabul etsin.
 
E Çevrimdışı

Ebu Musenna Tanzim

☆Ahmed İbn Taymiyyah~Hamoud al-Aqla al-Shuebi☆
Banned
ehli yemin Çevrimdışı

ehli yemin

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ŞEHİD OĞLU ŞEHİD(ŞEHİD ŞAMİL)


Hamd Âlemlerin rabbi olan ve Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler vardır. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (Şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmemişlerdir(Ahzab 43) diyen Allah’a(subhanehu ve Teâlâ) aittir. Salât ve selam da mücahidlerin imamı ve Allah yolunda defalarca öldürülmeyi dileyen, inanan gönüllere şehadeti sevdiren Allah Resulü’nün(sav) ,Allah’ın övdüğü mertebeye ulaşabilme, O’nun(sb) kelimesini en yüce edebilme adına Dünya’nın dört bir tarafına dağılan ve oralarda en güzel şekilde Rablerine kavuşan Ashab-ı Kiram’ın(radıyallahu anhum) ve kıyamete kadar onların şerefli yollarını sürdüren yiğit Müslümanların üzerine olsun.Bir süre önce, Küresel küfrün lideri Amerika ve O’nun gönüllü kölelerinden Mürted Tağutların(Allah onlara azabın en şiddetlisinden tattırsın ) ortaklaşa gerçekleştirdiği saldırılarda, başta yiğit komutan Ümit Yaşar Toprak(Ebu Yusuf Et Turki) olmak üzere Türkiyeli mücahidlerden bir grup kardeşimiz Allah’ın izniyle Şehid oldular.Onların şehadeti onları tanıyan bütün kardeşleri derinden sarstı. Onlarla geçen günler, bütün berraklığıyla gözlerimizin önünde olan anılar, yiğitlikleri… Göz yaşarır, kalp üzülür ve biz Allah’ı razı edecek olandan başkasını söylemeyiz. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.Haçlı saldırılarında şehid olan kardeşlerin her birinin faziletlerine dair çok şey söylemek mümkün. Ebu Yusuf’un yiğitliğine, Ebu Hamza Zaza’nın münzevi bir şekilde şehadeti bekleyişine dair çok şey söylemek isterdim ama bugün onlardan olan bir yiğit hakkında, daha doğrusu yiğit oğlu yiğit, şehid oğlu şehid olan, on sekizinde rabbine kavuşan bir Mücahidten bahsetmek istiyorum.Şu cihad meydanlarında ne kadar da çok erkek gördük elhamdülillah. Gönülleri Allah’ın dinine savaş açmış kâfirlere dolu kinle, kalpleri mustazaf Müslümanlara yeterince yardım edememenin kederiyle dolu yüzlerce binlerce erkek gördük. Hamd ve minnet Allah’adır.Onlardan biri olan ve şu rezil Dünya’nın bütün çirkefliği içinde dünya gözüyle gördüğüm en yiğit, en adanmış erkeklerin birinden, 2010 yılında Veziristan’daki haçlı saldırılarında Şehid olan Mustafa Uykız abimizin oğlu Şamil’den(Seyyaf Turki)bahsetmek istiyorum.Onun şehadetinden sonra kâfir medyanın gazeteleri onun hakkında ilginç bir hayat hikâyesi olduğunu ve babasının izinden gittiğini yazdılar. Evet, gerçekten de kâfirlerin o içi şirkle dolu kafalarının almayacağı ilginç bir hikâyesi vardı Şamil’in.Dayısı 2009 yılında Çeçenistan’da şehid olan Meşhur komutan Talut’tu. Babası eski Nizam-ı Âlem ocakları başkanı ve 2010 Yılında Haçlı ordularının Veziristan kabileler bölgesinde gerçekleştirdikleri hava saldırılarında şehid olan Mustafa Uykız abimizdi.Şamil’in çocukluğu Çeçen Cihadına katılan Türkiyeli Mücahidlerin ilklerinden olan dayısından Çeçen cihadını, Şamil Basayev’i, Komutan Hattab’ı dinleyerek geçmişti. Kendisini çocukluğundan itibaren Çeçen Dağlarında yaşamaya alıştırmak için spora başlamış ve henüz on dördünde karatede Türkiye şampiyonu olmuştu.Onu ilk kez 2013’ün sonlarında Halep’teki Şeyh Neccar sanayi bölgesindeki Nusret Cephesinin merkezinde görmüştüm. Aynı bölgede bulunmamız hasebiyle günlerimiz birlikte geçiyordu.Uzun siyah saçları, atletik vücuduyla zihinlerdeki savaşçı imajını tam dolduran yiğit bir Mücahidti. Merkezin umumi işleri için koşturuyor, operasyonlardan arta kalan zamanlarında ise bir köşeye çekilip kitap okuyor ya da spor yapıyordu.Kısa zamanda samimiyetimizin artmasıyla birlikte aynı odada kalmaya başlamıştık. Onu tanıdıkça seviyor, onun yiğitliğine, Allah’a(sb) adanmışlığına gıpta ediyordum.Hayatının saçma sapan işlerle geçtiğini, zamanında İslami ilimlere yönelmemiş olmaktan şikâyet ediyordu ara ara. O bu şekilde konuşmaya başladığında ona kızıyor: “16 yaşında cihada gelmişsin, cahili bir yaşantın olmamış daha ne istiyorsun” diyordum. O ise söylediklerime cevaben; “her tarafından lağım akan pis bir ortamda 16 yıl yaşadım, Allah canımı orada alsaydı sonum ne olurdu” diyordu.Hayatının baharında, henüz 16 yaşında cepheye gelmiş, çatışmaların ve savaşın bütün ağırlığına rağmen sabretmişti. Onun kadar kalbi cihad azmiyle dolu çok az mücahid görmüştüm daha önce. Annesine olan aşırı sevgisi, daima yüreğini yakan ana hasreti onu Cihadtan ve Allah yolunda savaştan engellemiyordu. Cihadın farziyeti olmasa annesinden ayrılığa tek bir gün dahi dayanamayacağını ama bugün cihadın namaz gibi oruç gibi farz olduğunu ve cihadı terk etmeyeceğini söylüyordu.Mücahid kardeşlerin dön, anneni ziyaret et, biraz kalıp sonra yine dönersin ısrarlarına dayanamamış ve annesini ziyaret etmeye gitmişti. Bir gün sonra geri döndüğünde ise kardeşler neden gitmediğini sorduklarında, gidip annesini görüp döndüğünü söylemişti. Sabah vardığı memleketinde akşama kadar annesinin dizinin dibine uzanmış ve akşam olunca da yine bir yolunu bulup geri dönmüştü. Cihadtan ayrılığa sadece bir gün dayanabilmişti.Babası Mustafa Uykız abimiz doksanlı yılların başında hidayet bulmuş ve yaşadığı Çevrede İslami yaşantısı ile dikkat çeken biriydi. Birinci Çeçen Cihadıyla birlikte İslami mücadeleyle ilgilenmeye başlamış ve cepheye gidip mücahid kardeşleriyle birlikte omuz omuza savaşabilmek için birkaç girişimde bulunmuştu. Her seferinde elinde olmayan nedenlerle cepheye ulaşamamış, geri dönmek zorunda kalmıştı. Bazen Afganistan’a gitme niyeti elinde olmayan sebeplerle İran’da ya da Pakistan’da son buluyor, bazen de Çeçenistan’a girme girişimleri Gürcistan’da Pankis Vadisinde engelleniyordu.Bu şekilde uzun bir müddet herhangi bir Cihad cephesine gitmek için Uğraşan Mustafa Ağabey bu dönemlerde ara ara bazı mihnetler de yaşıyordu. Kimi zaman karakollarda tartaklanıyor, belli aralıklarla tutuklanıp bırakılıyordu. Allah yolunda çektiği sıkıntılar onu bu yoldan döndürmediği gibi azmini daha da biliyordu.En son 2009 yılında gittiği Afganistan’da bir yıllık cihadının ardından 2010 yılında Haçlı ordularının yaptığı hava saldırılarında bir grup arkadaşıyla birlikte yıllarca özlemini çektiği şehadete kavuşmuştu.13 yaşındayken dayısı, 14 yaşındayken de babası Şehid olan Şamil, daha o yıllarda cepheye gitmeye karar vermişti. Devam ettiği liseyi haramlardan sakınma adına terk etmiş, on beşine geldiğinde Cihada varan bir yol bulma adına bildiği bütün kapıları tek tek çalmaya başlamıştı. İlk çocukluğundan itibaren dinlediği Çeçenistan öykülerinin etkisiyle oraya giden bir yol bulmaya çalışıyordu.Çeçenistan’a gitmek için yol aradığı dönemlerde Mübarek Şam cihadı başlamış ve Dünya’nın farklı beldelerinde Cihad eden Mücahidlerin hızla oraya yöneldiklerini görmüştü. Yalova’dan babasının arkadaşları olan Ahmed Seyyaf’ların Sürekli Şam cihadını gidip gelmeleri O’nu da Şam cihadına yönlendirmişti.Ahmed Seyyaf ve arkadaşlarının Şehid olması ile birlikte artık iyiden iyiye kendisinin de gitme vakti geldiğini düşünmeye başlamıştı. Yaklaşık bir buçuk yıl önce geldiği cephede Ahmed’in künyesi olan Seyyaf ismini kullanıyordu.Son zamanlarda bütün boş vakitlerini Arapça öğrenmeye ayırmıştı. Beni her yakaladığında abi şu şu kitapları okusam sonra da şu dersleri dinlesem iyi bir seviyeye gelebilir miyim diye soruyordu. Ben de ona yarı ciddi yarı şaka her gün bu soruyu sormaya ayırdığın vakti Arapça öğrenmeye ayırsaydın şimdi çok iyi bir seviyeye gelmiştin diyordum.Benden aldığı birkaç gramer kitabına deli gibi çalışıyordu. Herhangi bir işinin olmadığı günlerde sabah namazından sonra çalışmaya başlıyor ve bu hal yemek ve namaz vakitleri dışında akşama kadar sürüyordu. Arapça’sını ilerletmek için Ebu Yusuf’un kanas mecmuasında bulunan Yemenli Mücahidlerin yanına yerleşmişti. Akşama kadar onları konuşturuyor, onlardan öğrendiği yeni kelimeleri defterine not ediyordu. Bir yanda Allah düşmanlarıyla savaşıyor, savaştan arta kalan vakitlerinde ise Dinini daha iyi öğrenebilme adına islami ilimlerle ilgileniyordu. Ve bütün bunları kendisinden onlarca yaş büyük olan cahilleri kıskandıracak şekilde henüz 18 yaşında yapıyordu.Onun şehadetiyle birlikte eski arkadaşlarından bir grubun hidayet bulduğunu duydum. İşte böyle! Bizden biri Şehid olur ve kalanlar onların öyküleriyle hidayet bulurlar. Bizi Şehid etmekle bitirebileceklerini sanan kâfirler bizden öldürdükleri bir Mücahidle birlikte cahiliyenin karanlıklarında yaşayan onlarca kişinin dirildiğini bilselerdi ne yaparlardı?Onların toprağa düşen ilk kanıyla birlikte geride kalanlar kendilerini daha çok sorguluyor ve bir bir katılıyorlar Cihad kervanına. Hayatlarının büyük çoğunluğunu cahiliyenin karanlıklarında geçirmiş olan bu yiğitler; gündüzleri Ahmedler,Şamiller gibi yiğit, geceleri Ebu Hamza’lar gibi abid oluyorlar. Ve kanlarını Allah yolunda dökmek için gün sayıyorlar.Onlar bizim Allah yolunda ölmek için yaşadığımızı, bütün dualarımızın başına Allah yolunda öldürülmeyi koyduğumuzu bilselerdi ne yaparlardı? Bitirebilecekler mi Şamil’lerin ölümüyle dirilen onlarca yiğidi?Bizi öldürerek bitirebileceğinizi mi zannediyorsunuz Ey Firavunlar? Bütün çocukları öldürseniz bile geriye tek bir Musa’nın sağ kalmayacağını ve taçlarınızı, tahtlarınızı parçalamayacaklarını mı zannediyorsunuz?Ve yiğidin annesine; Ey kardeşini, kocasını ve oğlunu Allah yolunda feda etmiş olan yiğit annemiz! Üzülme! Sabret. Vallahi Allah’ın ve Resulü’nün övdüğü bir şerefe nail oldun. Şu rezil Dünya’nın bütün çirkefliği içinde en sevdiklerini Allah yolunda feda ettin.Senin Seyyaf’ının, Talut’unun ve Mustafa’nın(rahimehumullah) ulaştığı mertebe Allah’ın izniyle bütün müminlerin gıpta ettiği bir mertebedir. Allah’tan bizi de kendi yolunda şehid etmesini, ölümümüzle ölüleri diriltmesini, kanlarımızı müminler için Işık, kafirler için ateş kılmasını dileriz. Ve davamızın sonu Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’a(Azze ve celle) mahsustur.
Salih Seriyye
Ümmeti İslam / Haber Merkezi
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
inna lillah ve inna ileyhi raciun RABBİM,şehadetlerini kabul buyursun amin
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt